Güneydoğu'da yok edilemeyen AK Parti karşıtlarının tuhaf hikayesi

16 Nisan referandumuyla ilgili spekülasyonlar bitmiyor. İlgi çekici tartışmalardan biri de Güneydoğu'da, AK Parti oylarının nasıl yükseldiği. SITE Üniversitesi'nden Yrd. Doç. Erik Meyersson iktidarın yıllar içindeki seçimlerde bölgedeki durumunu grafiklerle ele aldı.

Google Haberlere Abone ol

Eric Meyersson *

Türkiye'de geçtiğimiz pazar günkü gerçekleşen referandumda, hükümetin önerdiği anayasa değişikliği kıl payı bir zaferle sonuçlandı (bu blog yazısı yazılırken resmi olarak "EVET" oy oranı yüzde 51,4 idi). Sonuçlara bakıldığında, referanduma ilişkin çarpıcı veriler söz konusu.

Öte yandan, gerek seçim gününde yaşanan sorunlar, gerek doğrudan seçim gününe dair usulsüzlük suçlamaları, gerek yürütülmekte olduğu bölge açısından sonuca etki eden çok sayıda zorluk söz konusudur. Seçim verilerinin değerlendirilmesi, önümüzdeki birkaç ay boyunca tahminen birçok insanı meşgul edecektir. Şu an itibariyle, en çok ilgimi çeken durumu vurgulamak istiyorum.

İlk izlenim itibariyle, oy sandığı seviyesindeki EVET oylarının oranının, oylama dağılımı grafiklendirilirken AK Parti-Karşıtları yönüne kaydığı görülmekteydi. Bu AK Parti-Karşıtları, AK Parti'ye çok az veya tamamen “sıfır oy” veren seçmen gruplarıdır. Geçmiş seçimlerde de oldukça dikkat çekici bir konumda idiler. Aşağıda, 2011, Haziran 2015 ve Kasım 2015 parlamento seçimlerindeki AK Parti oy paylaşımlarının dağılımı, pazar referandumundaki EVET oy oranıyla birlikte alttaki grafikte gösteriliyor.

Balkan0000001

Esasen, önceki üç seçimin öne çıkan kayıpsız sol-blok (diğer bir deyişle AK Parti’ye sıfır oy çıkan sandık sonuçları) 2017'de neredeyse tamamen yok oldu. Peki ne oldu? AK Parti'nin en az popüler olduğu bölgeler birdenbire bir fikir değişikliği mi yaşadı?

Bu AK Parti karşıtları, kuşkusuz bazı istisnalarla, ağırlıklı olarak Kürtlerin yaşadığı Güneydoğu bölgesindeki seçmenlerden oluşmaktadır. Ve dolayısıyla bu bölgelerde, geçmiş seçimlerde Kürt partisi HDP’ye oy verenlere ilişkin olarak, AKP hükümetince önerilen (HDP'nin katı bir şekilde karşı çıktığı) anayasa değişikliği için yapılan bugünkü seçimler arasında bir kıyaslama yapılmalıdır. İlgi çekici biçimde, AK Parti, Kasım 2015'e oranla Güneydoğu bölgesinde 450 bin kadar (geçici ve olası fikir değişikliği olabilir) bir oy kazanmış görünüyor ve bu oran tüm bölgenin yaklaşık yzüde 10'una karşılık gelmektedir. Öte yandan katılım -tahminlerime göre- bu sefer yaklaşık 150 bin kişi daha düşükken (ön sayım sonrası olası değişiklikler olabilir) bu durum ilgi çekicidir.

Güneydoğu bölgelerinde AK Parti'ye verilen oy salınımı derecesi, ilçe (veya il) bazında gerçekleşen sonuç farkları itibariyle, AK Parti lehine alınan sonuca göre dağılımı aşağıdaki grafikte görülmektedir. (EVET tarafı) Haziran 2015, Kasım 2015, veya 2017 seçimlerinden herhangi birinde ve önceki seçimlerde AK Parti lehine oy kullandı.

balkan002

Üstteki grafik, AK Parti'nin 2015 Haziran seçimlerinde, özellikle de Güneydoğu bölgesindeki seçimlerde oy kaybetmesini ve daha sonra aynı yıl kasım ayında, “geri kalanların” daha da gergin bir tepki vermesine yol açtığını gösteriyor. 2017 referandum oylamasında bu bölge, “geri kalanların” ortalamada bir miktar geri dönüşüne rağmen, AK Parti (anayasa referandumu) lehine ilerlemeye devam ediyor. 2017'de Güneydoğudaki oy salınımı açısından dağılım, kısmen bazı aşırı sayılar tarafından yönlendirilen bir AK Parti salınımına neden olacak şekilde çarpıktır.

Buna dair tuhaf görünen iki şeyden söz edebiliriz: Birincisi, Güneydoğu bölgesinin, Kasım 2015'ten ziyade kabaca eşit büyüklükte (ortalama değeri önemsiyorsanız) ya da (ortalamayı önemsiyorsanız) daha büyük bir neticeye sahip olmasıdır. Ülkenin geri kalanıysa bunun tersini yaşıyor. İkincisi, AK Parti'nin oylamadaki dağılımının önceki seçimlerden herhangi birinde herhangi bir gruba kıyasla AK Parti'ye çok daha fazla dönük olmasıdır. (Aslında, üst kısımdaki “dış çıtada” bazı veriler bulunuyor, bu da diğer sonuç dağılımları arasında öne çıkmaktadır.)

Ortadaki ve sağdaki grafiklerde gösterildiği üzere, kayıtlı seçmenlerde veya oylamada rastlantısal salınımlar söz konusu değildir.

AK Parti'nin Güneydoğudaki dalgalanmasının AK Parti yanlısı bölgelerden (bölgedeki AK Parti yanlısı yerleşimlerden) “örtülü” olarak gelmesi, bunun kendine özgü veya garip bir şey olmasını gerektirmiyor. (Kaybolan AK Parti karşıtlarının gösterildiği ilk grafiğin bağlantısı.)

Bununla birlikte, durum aslında böyle değil. Aslında en büyük AK Parti yanlısı salınım, AK Parti'nin bölgedeki en az oy aldığı alanlardan gelmiş gibi görünüyor. Bu, AK Parti oylarının, hem Güneydoğu bölgeleri (kırmızı) hem de Türkiye'nin geri kalan bölgeleri (mavi) açısından, yapılan seçim bazında çarpıtıldığını gösteren aşağıdaki grafikte netleşiyor.

balkan002

Sol ve orta grafiklerle ilgili iki önemli şeyi not etmelisiniz: AK Parti'ye uzanan ve geri dönen en büyük salınım, çoğunlukla AK Parti destekli ilçelerin değil, en azından güneydoğudaki (kırmızı) AK Parti seçmenlerinin orta sınıfında gerçekleşiyor. Önceki seçimlerde AK Parti için hiç oy kullanmayan ilçeler bu yolda devam etme eğilimindeydi: Yani geçen pazar gününe kadar... Burada, dağılımın neredeyse tamamı, dağıtımın tamamında AK Parti'nin en büyük oy salınımlarından bazılarına işaret ediyor. Bu, gerçekten de beklenmedik bir şeydir.

Ayrıca, hangi il ve ilçelerin bu merkezi politik değişikliği geçirdiğini araştırdığımızda durum daha da şaşırtıcı hale geliyor. Kasım 2015'te ağırlıklı olarak Ağrı, Iğdır, Muş, Şanlıurfa, Van ve hatta Diyarbakır'ın AK Parti'ye doğru yoğun salınım gösteren birkaç ilçe söz konusuydu. Bununla birlikte, 2017'de AK Parti yanlısı en büyük değişiklikler Tunceli, Hakkari, Şırnak ve Diyarbakır'da meydana geldi. Burada bulunan üç eski il, PKK ve Türk devleti arasındaki çatışmalardan en fazla etkilenen bölgeler.

Durum ilçelere baktığımızda biraz daha tuhaflaşıyor. Sağdaki grafiklerde 1.5 noktasındaki yer Diyarbakır ilçesi Lice'dir ve bu ilçe şimdiye kadar görebileceğiniz en AK Parti karşıtı yerlerdendir. AK Parti yanlısı salınım dağılımına tersten bakan diğer ilçelerden Cizre ve Yüksekova, askeri çatışmalardan dolayı ağır hasar görmüş iki bölgedir; ayrıca Roboski saldırısının gerçekleştiği Uludere var.

Balkan004

PKK’ye dair sempati ve Türk devletine karşı olumsuz duygular besleyen, ülkenin en yüksek kesimlerinde yaşayan bölge halkı, HDP'nin kalesinde, gerçekten de AK Parti tarafına geçmek için düşündürücü bir zaman dilimini seçti. Kürt yanlısı hareketin bu tür kalelerinin, AK Parti'ye oy vermeye başlamaları için 2017 yılına kadar neden beklediğini hangi olasılıklarla açıklayabiliriz?

Bir olasılık olarak, Kasım 2015'ten bu yana bazı Kürt bölgelerinde seçmen demografisinin büyük ölçüde değişmiş olması söylenebilir. Örneğin, bu alanlarda oy kullanmaya kaydolan güvenlik personelinin sayısı artmışsa, bu bir açıklama olabilir.

Aşağıda görülebileceği üzere, toplu düzeyde oy kullanmada daha büyük ölçekte olumlu herhangi bir değişiklik olmamış gibi görünse de 2017'de kayıtlı seçmenlerde bir önceki seçimle karşılaştırıldığında artış yaşanıyor gibi görünüyor.

Balkan-005

Kürt bölgelerinin büyük kısmında seçmen sayısının azaldığı ve kayıtlı seçmen sayısının az ya da çok arttığı görülüyor. Bu da gerçekten ilginç bir durumdur. Dolayısıyla, herhangi bir güvenlik personelinin seçmen olarak kaydedilmiş olması seçim nüfusunu ciddi oranda etkilemek bağlamında ya çok küçüktü ya da güvenlik personelinin girişi çatışmadan kaçan bölge halkının çıkışıyla eşit oranda eşleşmiş olmalıydı. Bu durumda, yerinden olmuş bu vatandaşların başka yerlerde nasıl oy kullandıkları sorusu akla gelmektedir.

*  (Yardımcı profesör, SITE, Stockholm School of Economics)

Yazının orijinali  Erik Meyersson'un kişisel blogunda yayınlanmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)

Kürdün oyuKürdün oyu