Medyada Suriye senaryoları: 'PKK'siz PYD'de' de var, 'YPG'siz SDG'de de!

ABD'nin Suriye'de alacağı tutum ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın son açıklamalarının ardından Türkiye'nin nasıl bir yol izleyeceği tartışılmaya devam ediyor. 'Senaryolar' içinde, 'YPG'siz SDG'den, 'PKK'siz PYD'ye' kadar çok farklı iddialar dile getirilebiliyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Suriye'de 'sahada savaş masada barış' süreci, medyada da sorunun 'geleceği' ile ilgili değerlendirmeler devam ediyor. Bu değerlendirmeler içerisinde bugün Hürriyet gazetesinde yer alan ve 'farklı seçenekler'e işaret eden üç yazı dikkat çekti.

ÖZER: PYD ANAHTARI

Gazetenin yazarlarından Verda Özer, Trump'ın Suriye'de 'Türkiye ya da PYD/YPG' tercihi yapmak zorunda olmadığını, doğrudan Rusya ve Esad ile işbirliği yapabileceğini belirterek başladığı yazısında, Esad ve Rusya'nın PYD/YPG ile de 'işi iyice pişirmiş' olduğunu yazdı. "Dolayısıyla Trump’ın Rusya ve Esad’la işbirliği yapacak olması, PYD/YPG’yi zaruri olarak denkleme sokuyor. Kaldı ki, tüm bunların ötesinde; Trump’ın Rakka operasyonunda YPG güçlerini kullanması da hâlâ ihtimal dahilinde" diyen Özer burada önceki gün New York Times’a açıklamalar yapan Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın Başdanışmanı İlnur Çevik'in, “Türkiye’nin Suriye’nin kuzeydoğusunda bir Kürt kantonunu tolere edebileceğini” söylediğine dikkat çekerek, bu yaklaşımla Ankara'nın Fırat’ın doğusunda PYD varlığını kabul ettiğini sadece -Çevik’in sözleriyle- Fırat’ın batısında Arap çoğunluklu olan yerlerdeki Kürt varlığını kabul etmediği yorumunu yaptı.

Özer'e göre, Çevik’in söylediği 'çok daha can alıcı' konu ise, “PYD de bir Barzani olamaz mı? Barzani’nin Türkiye ile ilişkileri muhteşem” sözleri. Yani Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani'nin yaptığı gibi Suriyeli Kürtlerin de 'PKK ile arasına mesafe koyması'. Özer'e göre, Türkiye için "Suriyeli Kürtlerin de PKK’dan uzaklaşmaları uzun vadeli çözüm için anahtar olabilir"...

Ama Özer, böyle bir 'anahtar'ı kullanmak ve "PYD/YPG’nin etki alanı ve rolü azaltmak" için, "Şam rejiminin ve Rusya’nın da desteğini almak" gerekiyor. Bunun içinse Türkiye'nin destek verdiği ÖSO’nun sınırlı bir alana çekilmesi pazarlık konusu yapılabilir.

SELVİ: KOBANİ VE AFRİN BÜYÜK KRİZ DEMEK

ABD'nin Suriye'deki tutumunu ne olacağına dair değerlendirmelerle Türkiye'nin durumunu birlikte ele alan bir diğer yazı ise Abdülkadir Selvi'den geldi. Türkiye'nin Trump'a, "Rakka operasyonunu birlikte yapalım" ve "Terörden arındırılmış güvenli bölge kuralım" önerilerini götürdüğünü söyleyen Selvi, Rakka operasyonunda şimdiye kadar ibrenin YPG’den yana olduğunu, Cumhurbaşkanı Erdoğan 'bu eğilimi tersine çevirmeye çalıştığını' belirtti.

Trump'ın 'güvenli bölge' fikrini desteklediğini belirten Selvi, 'kritik nokta'nın ise ABD'nin bunu kiminle yapacağı olduğunu yazdı: "Bizimle yaparsa sorun yok. Ama PYD-YPG ile yapar, Kobani ve Afrin’i güvenli bölge ilan ederlerse, büyük bir kriz demektir. Hem de ne büyük!"

BİLA: TÜRKİYE STRATEJİK HEDEFİNE KİLİTLENDİ

Bir diğer Hürriyet yazarı Fikret Bila ise, Türkiye’nin Fırat Kalkanı operasyonunu, Rusya, ABD veya İran’a bakarak değerlendirmemek gerektiğini savunarak, "Türkiye kendi ulusal güvenliği ve çıkarları için ve kendi gücüyle orada..." değerlendirmesini yaptı. Bila da Rakka'da kara harekatı için 10-15 bin kişilik bir YPG gücünün varlığından söz edildiğini ikinci seçeneğin ise Türkiye’nin savunduğu Fırat Kalkanı modeli ile "TSK’nın desteği altında ÖSO güçleri ile Suriye Demokratik Güçleri (SDG) bünyesinde YPG dışındaki, çoğunluğu Arap olan grupların birleşmesi ve koalisyon uçaklarının desteğiyle Rakka operasyonunun gerçekleştirilmesi" olduğunu söyledi.

Bila bu konuda ABD’nin yeni Başkanı Trump ve yönetiminin vereceği kararın önemli olduğunu ancak, "Türkiye’nin stratejik hedefine kilitlendiği ve ona uygun hareket edeceğini" yazdı.