Meral Akşener'den karanlıkta toplantı

Meral Akşener'in Çanakkale'de düzenleyeceği toplantı son gün otel sahibi tarafından iptal edilmek istendi. Tertip komitesi durumu kabul etmeyince polis olaya dahil oldu. Otelde arbede çıktı. Akşener karanlıkta konuştu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - MHP Genel Başkan Adayı Meral Akşener’in bugün Çanakkale Kolin Otel’de yapacağı “Milli İradenin Önemi” konferansı öncesi güvenlik güçleri salona girdi. Yeniçağ gazetesinin haberine göre, konferansı dinlemek isteyenler, polis tarafından içeri alınmadı. Akşener cep telefonu ışıklarıyla ve megafonla konuşmak zorunda kaldı.

Günler öncesinden gerekli izinleri alınan konferansın yapılacağı otelin CEO’su dün akşam saatlerinde konferans tertip heyetine gelerek "siyasi baskı gördüğünü, konferansın iptal edilmesini" talep etti. Tertip heyeti bu durumu kabul etmeyeceklerini belirtince, bugün sabah saatlerinden itibaren otele gelen polis konferansın iptal edilmesini istedi. Canlı yayın yapmak için otele gelen DHA aracı da içeri sokulmadı. Otelin girişleri ve çıkışları kapatılırken, konferansın yapılacağı salonun elektrikleri de otel yönetimi tarafından kesildi.

Duruma tepki gösteren bazı katılımcılarla otel personeli arasında da arbede çıktı, otelin camları kırıldı. Daha sonra Çevik Kuvvet konferans salonun içine girdi ve yeni gelen kimseyi içeri almadı.

Daha sonra salonda yapılan anonsta ise Akşener'in otele geldiği toplantının yapılacağı açıklandı. Bu gelişmelerin ardından salona gelen Akşener ise karanlıkta megafonla dinleyicilere hitap etti.

aksener1

Akşener'in açıklamalarından satırbaşları şöyle:

EL BAB VE 15 TEMMUZ İÇİN SAYGI DURUŞU: Karanlıkları aydınlatmaya geldik. Bir konuşma yapmaya gelmiştik böyle bir durumla karşı karşıyayız, hem Çanakkale şehitlerimiz için hem El Bab şehitlerimiz için hem de 15 Temmuz şehitlerimiz için bir dakika saygı duruşu ve İstiklal Marşı söyleyeceğiz.

KADIN OLARAK KORKMUYORUM: Ben kadın olarak korkmuyorum siz erkek olarak korkmaya utanmıyor musunuz? Biz yaktık kınamızı geldik aranıza vatanımıza kurban olmak için geldik bu vatanın her karışı her bir ferdi için gerekirse ölmeye geldik. Konuşmamızın teması milli iradenin önemiydi. Sayın Cumhurbaşkanı unuttunuz mu sizi şehirlere almazlardı. Sayın cumhurbaşkanı unuttunuz mu şiir okuduğunuz için hapse atılmıştınız. Bu millet sizi önce başbakan sonra cumhurbaşkanı yaptı. Şimdi aynı şeyleri bize uyguluyorsunuz.

VARSIN IŞIKLARI SÖNDÜRSÜNLER: Sizin bu salonda ortaya koyduğunuz irade, hangi şartta olursa olsun, varsın televizyonlarda karartma uygulasınlar, varsın otellerin ışıklarını söndürsünler, varsın Başbakan 'hayır diyenler teröristtir' desin bizi bu yoldan döndüremeyecekler. Varsın salon karanlık olsun, bizi yıldırabilir misiniz? Kapı kapı gezeriz, evlere gider anlatırız. Evlerin kapılarını da mı kilitleyeceksiniz, dükkanların önüne de mi engeller koyacaksınız? Türkiye'nin Başbakan'ı olarak siz Habur'da bir rezalet yaşattınız, karşı çıkan oldu mu, 'hayır

OSLO, DOLMABAHÇE... Oslo'da bu devleti pespaye ettiniz karşı çıkan oldu mu 'hayır'. Dolmabahçe'de İmralı canisinin talimatlarını, direktiflerini Türk milletiyle paylaştınız, müzarakere ettiniz, size karşı çıkan oldu mu 'hayır'. Teröristi burada aramayın, Habur'da teröristi alkışlarla karşılarken arayın, teröristi siz Oslo'da, Dolmabahçe'de arayın.Davul-zurna ile 3 gün boyunca Türkiye'den geçirdiklerinizde arayın. Habur'daki çadır mahkemelerinde arayın. Biz sizin bu ithamınızı aynen size iade ediyoruz. Terörle mücadeleyi sulandırdınız. Yollara bombalar döşendi, evlere bombalar yerleştirildi. Valilere kafanızı çevirin dediniz. Siz tüm bunları yaparken teröristlerle sarmaş dolaş olmuyorsunuz da anayasaya "hayır" dediğimiz için biz "terörist" oluyoruz öyle mi... Aynen iade ediyorum size bu lafları. Bizler, bu salondakiler iğnenin deliğinden geçmiş insanların, idam sehpalarından, hapislerden geldik biz... Bizi korkutacağınızı sanıyorsunuz.

AYAĞINIZDA PRANGALAR VAR ÖYLE Mİ? Son günlerde tutturmuşlar bir "prangadan kurtuluyoruz" diye... Yıllardır bu ülkeyi yönetiyorsunuz, birlikte çalıştığınız Abdullah Gül size pranga mı olmuştur? 100 milyar dolarlık bu Cumhuriyet'in fakir insanlarının parasıyla yapılmış bütün kuruluşlarını sattınız, tüm bunları yok pahasına sattınız. Bunları yaparken sizi tutan mı oldu. En stratejik kurumlarımızı, en değerli kuruluşlarını Varlık fonuna devrettiniz. Tüm bunları yaparken sizin elinizi tutan mı oldu? 2014'te Cumhurbaşkanı oldunuz, Davutoğlu'nu beğenmediğiniz 15 günde hem genel başkan hem başbakan değiştirdiniz. Biz 2 yıldır, demokratik hakkımızı kullanmak istedik, parti kongremizi bile yapamadık. Türkiye'nin içinde bir pranga olmadığı ortada. Siz dışarıdaki prangalarınızdan haber verin.