Yedikule bostanlarında yıkım başa döndü

Yedikule Bostanları yeniden yıkım tehlikesiyle yüz yüze. İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin bostanların tahliyesi kararını vermesinin ardından taraflarla konuştuk. Anlatılanlara göre ise bostanların kurtarılması için hâlâ umut var ama gidişata bakılırsa bu çok da mümkün olmayacak...

Google Haberlere Abone ol

İSTANBUL - İstanbul Büyükşehir Belediyesi ile Yedikule bostanlarında tarım yapan aileler arasındaki iki yıldır süren hukuk mücadelesinde sona gelindi. Geçtiğimiz hafta İstanbul 2. İdare mahkemesinin bostanların tahliyesini belediye lehine sonuçlandıran kararının ardından eski İstanbul’u yeşil bir kuşak gibi çeviren bu bahçelerin akıbetinin ne olacağını taraflarla konuştuk. Konuştuğumuz taraflara göre ise bostanların kurtarılması için bir ümit var!

'GELDİLER AĞAÇLARI KESTİLER'

iscison

Bugün burayı işleten aileler belediyeden kiraladıkları bu alanda yıllardır tarım yapıyorlar. Parktan sonra ilk karşılaştığım bahçede elindeki lale soğanlarını küçük saksılardaki toprağın içine sokan on sekiz yaşlarındaki gence mahkemeden çıkan kararı soruyorum. Çevremizdeki küçük bir iki bahçeyi gösteriyor, "Abi bak buradan tam sekiz aile geçiniyor. Biz sekiz yıldır burayı işletiyoruz. Biz Kürdüz. Biraz da o yüzden bizi istemiyorlar" diyor. Bostanları işleten ailelerin birlik olmadığını söylüyor.

Kış olduğu için bostanlarda çok fazla insan bulunmuyor. Ürünler toplanmış durumda çok fazla ekili bahçe yok. Bahçede temizlik yapan yaşlı bir amcanın yanına gidiyorum. Aslında bahçe ona ait değilmiş. Burayı bir arkadaşının işlettiğini yıllardır onun yanında çalıştığını söylüyor. Osman amca ilk başta beni belediyeden gelen bir görevli sanıyor. Gazeteci olduğumu öğrenince surların hemen yanında diplerinden kesilmiş iki incir ağacını gösteriyor, “Yoldan geçen turistlerin surları görmesini engelliyormuş. Geldiler ağaçları kestiler. Güzel ağaçlardı çok iyi incir alırdık”.

'BURASI TARİHİN BİR PARÇASI'

Biraz ilerde çalışan Coşkun Karaca 25 yıldır bu bahçelerde ekim dikim yaptıklarını belirtiyor. Daha önce babasının yaptığı işi o devralmış. “Geçen yıl buradan çıkmamızı istediler. Biz de dernek kurduk. Meclise kadar gittik. Aslında burada belki bin yıldır tarım yapılıyormuş. Konuştuğumuz arkeologlar burada çok kolay değişiklik yapılamayacağını söylediler” diyor. Coşkun Karaca daha önce burada serada da üretim yaptıklarını belirterek “Hiç tebligat falan yapmadan bir anda gelip seraları yıkmışlar. Burada tavuklarım vardı. Açıkta kalınca köpekler parçalamışlar” diye aktarıyor yaşadıklarını. Coşkun Karaca, “Aslında bizim de hatalarımız var. Biz de bilinçli değildik. Surların dibine derme çatma kulübeler yaptık. Ama ben burada tarım yapıyorsam küçükte olsa bir yere ihtiyacım var. Burada kullandığımız aletler var. Onları açıkta bırakamayız. Belediye bize yer gösterip buraya yapın deseydi surlara zarar vermeden yapardık” diyor. Mahkemenin kararını sorduğumuz Coşkun Karaca bostanların kaldırılacağına yine de ihtimal vermiyor, "Burası dünya mirası, tarihin bir parçası. Artık kolay, kolay bizi buradan kaldıramazlar" diyor.

CHP’Lİ MECLİS ÜYESİ: YEDİKULE KONAKLARININ ARKA BAHÇESİ YAPACAKLAR

Yedikule bostanlarında tarım yapan aileler her ne kadar belediyenin bostanları kaldırmayacağını düşünseler de alınan mahkeme kararı bostanların tahliyesini öngörüyor. Bostanların bu karardan sonra nasıl etkileneceğini İstanbul 2. İdare Mahkemesi'ne davayı açan CHP Fatih Belediyesi meclis üyelerinden Fazıl Uğur Soylu’ya soruyoruz. Fazıl Uğur Soylu, mahkemenin bir buçuk yıl arayla iki farklı karar verdiğini son kararıyla, “Yedikule bostancılık geleneğinin sonunu getirecek bir karar imza attığını” söylüyor. Uğur Soylu kararla birlikte bostanların artık "Yedikule konaklarının arka bahçesi olmaya ve kafeteryalar yapılarak yandaşlara rant sağlamaya" yol açtığını iddia ediyor. Ancak Fazıl Uğur Soylu hukuki mücadeleyi bırakmayacaklarını belirterek, "Fatih halkı ve tarihi yarımada için çok olumsuzluklara meydan verecek olan bu kararı verilen süre içinde Bölge İdareye, netice alamazsak Danıştay’a taşıyacağız” diyor.

BELEDİYE AÇIKLAMA YAPMADI

Hukuki gelişmeler bostanların tahliyesini öngörse de belediye kulislerinden sızan bilgilere göre geçtiğimiz günlerde surların ve bostanlar ile ilgili kararı konuşmak için gelen bir UNESCO heyeti ile belediye yetkilileri ile bir görüşme gerçekleşti. Bu görüşmede belediyenin UNESCO yetkililerine, “Bostanların muhafazasını da içeren yeni bir proje üstünde çalışıldığını” ilettiği iddia ediliyor. Mahkeme kararı sonrasında hukuki olarak eli güçlenen İstanbul Belediyesi'nin ne yapacağı ve UNESCO yetkilileri ile yapılan bu görüşmede iddia edildiği gibi bostanlara ilişkin yeni bir proje sunup sunmadıklarını sormak için belediye basın bürosu ile görüştük. Sorularımızı önce yazılı olarak isteyen İstanbul Belediyesi Basın Bürosu daha sonra yaptığımız görüşmede sorulara olumlu ya da olumsuz bir cevap vermelerinin mümkün olmadığını ifade etti.

yedikulehaberici2

MAHKEME KARARIYLA BOSTANLAR PARK OLABİLİR

Geçen Ocak ayında Yedikule bostanlarına giren İstanbul Büyükşehir Belediyesi'ne bağlı zabıtalar ve yıkım ekipleri burada on yıllardır marul, maydanoz, domates, biber, roka yetiştiren otuza yakın aileye ait barakaları yıkmaya başladı. Aslında kısa süre önce Yedikule ile Topkapı arasında surlar ile hemen yanındaki sahil yolu arasındaki bu bahçelerde üretim yapan ailelere sözlü olarak bostanları boşaltmaları uyarısında bulunulmuştu. Ekiplerin bir miktar yaptıkları yıkım, çevrecilerin müdahalesi ile geri çekildi. Bu tarihten itibaren İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin bu kararına karşı davalar açıldı. Davalar genellikler bostanlarda üretim yapan ailelerin lehine sonuçlandı. Ancak geçtiğimiz hafta İstanbul Bölge İdare Mahkemesinin aldığı bir kararla hukuksal sürecin tekrar başına dönüldü. Aslında bölgedeki bu arazi hukuksal olarak İstanbul Belediyesi'ne ait durumda. Aileler burada İstanbul Belediyesi'nin kiracısı durumunda ve her ay kira bedelini belediyeye ödüyorlar. İstanbul Belediyesi ise 2015 yılında Yedikule bostanlarının bulunduğu alana 'açık spor ve rekreasyon alanları' yapılmasına ilişkin bir karar almıştı. Belediye’ye karşı açılan ilk davada mahkeme, 'UNESCO’nun Dünya Kültür mirası listesinde yer alan ve Yedikule’den Ayvansaray’a kadar uzanan kara surları koruma bandında yapılacak işlemler için' yürütmeyi durdurma kararı vermişti. Fakat bu karara belediyenin yaptığı itiraz sonrasında, İstanbul 2. İdare Mahkemesi Yedikule Bostanlarının da bulunduğu alana yapılması planlanan bu projenin iptaline ilişkin, CHP İstanbul Belediyesi Büyük Şehir Meclis üyeleri tarafından Kasım 2016 yılında yapılan başvuruyu ret ederek projenin uygulanmasının önünü açtı.

UNESCO DÜNYA KÜLTÜR MİRASI LİSTESİ'NDE

Yedikule bostanları konusunda tek taraf İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve bostan sahipleri de değil. UNESCO 1985 yılında aldığı bir kararla Yedikule bostanlarını Dünya Kültür Mirası Listesi'ne almıştı. İstanbul 2. İdare Mahkemesi'nin aldığı karar Yedikule bostanlarının tasfiyesinin önünde yasal açıdan bir engel kalmadığı şeklinde yorumlanmıştı.

yedikulehaberiici1

BELEDİYE PARK YAPMAK İSTİYOR

Belediye hazırladığı proje ile Yedikule’de Marmara denizinden başlayıp, Topkapı’ya kadar olan bu alanda parklar, yürüyüş yolları yapmak istiyor. Aslında Yedikule’de bostanların bulunmadığı alanda ilk çalışmalar başlamış bile. Buradan başladığım yürüyüşte kamyonların hafriyat taşıdığını işçilerin bu alandaki parkın son rötuşlarını yaptığını görüyorum. Topkapı’dan sahile inen yolun bu son kısmı ile surlar arasındaki geniş alan park haline getirilmiş durumda. Parkta tam olarak ne olduğunu anlamadığım mermer bir bloğun üzerinde duran iki soğan tohumu yada sarımsak tohumuna benzettiğim belki buraların bostan geçmişini bostanlar tasfiye edildikten sonra gelecek kuşaklara aktarmak için yapıldığını düşündüren bir heykel dahi var. Aslında İstanbul’da kent içinde kalan bu son tarım alanının öyküsü çok eskilere dayanıyor. Bazı arkeologlar bu alanda bin beş yüz yıldır tarım yapıldığını iddia ediyor. Bilinen surlara yapılacak saldırıyı ilk olarak karşılamak için su kanalı olarak yapılan bu tarlalar surların işlevini yitirmesi ile kentin sebze ihtiyacını karşılayacak bahçeler haline gelmiş. Osmanlı İmparatorluğu döneminde sarayın taze sebze ihtiyacının buradan karşılandığı biliniyor.

Fotoğraflar: Sadık Güleç