Nusaybin'de 'Göktürk' bayraklı panzer

Nusaybin’de 134 gün süren sokağa çıkma yasağı kısmen kaldırılırken insanlar hâlâ evlerden çıkamıyor. Birçok mahallede ise sağlam bina yok!

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Mardin’in Nusaybin ilçesinde 13 Mart’ta ilan edilen sokağa çıkma yasağı dün kısmen kaldırıldı. 10 mahallede 05.00- 21.00 arasında uygulanan yasağın kaldırıldığı, çatışmaların yoğun yaşandığı Fırat, Dicle, Yenişehir, Abdülkadirpaşa, Zeynel Abidin ve Kışla mahallerinde ise yasağın süreceği belirtildi. Çatışmalar, operasyon ve 134 gün süren yasaktan geriye büyük bir yıkım kaldı. İlçenin birçok yerinde neredeyse tek bir sağlam bina kalmamış ve hiçbir yaşam belirtisi yok. Gidenler dönmediği gibi ilçede kalanlar da Nusaybin’i terk ediyor.

PANZERDE BOZKURT RESMİ

Gazeteci Mahmut Oral, Cumhuriyet'te yayınlanan izlenimde bir polis panzerinin üzerinde “bozkurt” resmi bulunan bir flama olduğunu yazdı. Oral, yazısında şu ifadeleri kullandı: "Bunun Göktürk bayrağı olduğunu öğreniyoruz. 45 dakikalık bekleyişten sonra GBT kotrolünden geçiyoruz, kimliklerimizi kontrol eden polislerin elinde küçük vesikalık fotoğraflar ve arama listeleri var. Nusaybin’de ilk olarak kentin ekonomik merkezi olan Lozan Caddesi’ne gidiyoruz ancak yasak kalktığı halde bizi bomboş bir cadde bekliyor. Polis ekipleri sürekli zırhlı araçlarla caddede geziyor."

'SAVAŞ FİLMİ GİBİ'

Oral, savaş filmi karelerine beklettiği manzarayı şu sözlerle anlatıyor: Bir süre sonra Nusaybin’in yasak olan diğer mahallelerinden Abdülkadirpaşa ve Fırat mahallelerini gören Nevruz Alanı’na gidiyoruz. Bu mahallenin girişinde seyyar bir sahra çadırından polis karakolu kurulmuş. Mahalleli gazeteci olduğumuzu anlayınca “sakın polis sizi görmesin” diye uyarıyor. Biz de mahalleyi gören bir apartmanın üzerine çıkıyoruz. Uçsuz bucaksız bir yıkıntı manzarasıyla karşılaşıyoruz. Tanklar, toplar, havanlar ve ağır makineli silahlarla ateş altında tutulan Fırat ve Abdülkadirpaşa mahalleleri “ölüm kenti” gibi; hiçbir yaşam belirtisi yok. Sağlam kalmış tek bir bina görmek mümkün değil. O sırada fotoğraf çektiğimiz evin sahibi kadın, yanımıza sokuluyor ve “Bu ne hal. Nasıl yıktılar buraları. Nasıl düzelecek. Bu insanlar gelip nereye yerleşecek” diye soruyor. Verecek bir yanıt bulamıyoruz.

Yazının tamamı