'Akçakale mi? Guantanamo mu?'

12 bin çocuk için sadece bir ilkokul ve bir anaokulun bulunduğu Akçakale Mülteci Kampı'nın 'çürümeye' bırakıldığı belirtiliyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Times'tan Hanna Lucinda Smith'in izlenimlerine göre Ebu Ali adlı bir mülteci ailesiyle birlikte dokuz aydır kampta yaşıyor. Ebu Ali'nin beş metrekarelik çadırı eşi ve altı çocuğuyla paylaştığı belirtilirken, kampa girmek için 1000 TL ödeme yapanın burayı kaybetmek istemediği söyleniyor.

Ebu Ali "Sınırlar açılırsa Suriye'ye geri dönerdim. Param olsaydı bir daire tutardım. Başka bir seçeneğim olsa burada bir dakika bile durmazdım" diyor.

Haberde, Türkiye'de 2,5 milyon Suriyeli mültecinin en yoksullarının barınması için kurulan mülteci kamplarından bazıları "dünyanın en iyisi" diye tanımlanıyor. Ancak Suriye sınırına birkaç kilometre mesafedeki Akçakale Kampı'nın "çürümeye bırakıldığı" söyleniyor. Kamptakilerin çoğunun Suriye'nin Rakka ve Deir ez Zor bölgelerinden geldiği vurgulanırken, kamp ilk açıldığında kurulan çadırların dört yıldır yenilenmediği anlatılıyor.

 'EN KOLAY YOL RÜŞVET VERMEK'

Habere göre kamptaki 12 bin çocuk için sadece bir ilkokul ve bir anaokulu bulunuyor ve burada yaşayanlar kampı "Guantanamo" diye nitelendiriyor. Önce Şanlıurfa'da kiraladığı bir odada yaşayan Ebu Ali'nin ise Suriye'ye dönme umudunu geçen Eylül'de tamamen yitirince ailesini de Türkiye'ye getirdiği vurgulanıyor. Ebu Ali kampa girişini şu sözlerle anlatıyor:

"Başta tek erkek olduğum için kampa almamışlardı. Ama ailemde gelince oraya taşınalım dedim. Kampta yaşayan çok kişi geçen yaz Avrupa'ya gittiler. Yani yer vardı. Ben de kuzenimle konuştum o da bana kampa yerleşmenin en kısa yolunun yönetime rüşvet vermek olduğunu söyledi."

Times, kampların AFAD tarafından denetlendiğini, ancak günlük idarenin yönetim komitelerinde olduğunu vurguluyor. Ebu Ali de "En tepeden en alta Akçakale'deki Suriyeliler'den faydalanmak için çalışıyorlar" diyor.