Gençler ülkeden gidiyor: Hayat pahalılığı beyin göçünü tetikliyor

Gençler arasında “beyin göçü” oldukça yaygın. İşsizlik, güvencesizlik ve hayat pahalılığının bunu tetiklediğini vurgulayan CHP’ye göre kaygıyla ülkeyi terk edenler seçimlerin ardından geri dönecek.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA- Türkiye’de son yıllarda on binlerce genç, yurt dışında çalışmak ya da eğitim almak için fırsat arıyor. Gelecek kaygısı, ekonomik durum, ifade özgürlüğü gibi birçok neden gençlerin Türkiye’den ayrılmasına, yurt dışında hayat kurmalarına neden oluyor.

Akademisyen kökenli CHP İstanbul Milletvekili, Türkiye- Avrupa Birliği Karma Parlamento Komisyonu Üyesi Sibel Özdemir’e göre son yıllarda beyin göçüyle ülkeyi terk edenlerin yaş grubundaki düşüş kaygı verici düzeye ulaştı. Türkiye’de güvenceli bir yaşamın olmaması, işsizlik ve eğitimde yaşanan sorunların beyin göçüne neden olduğunu ifade eden Özdemir’e göre enflasyon ve hayat pahalılığı da beyin göçünü tetikliyor.

‘GERİ DÖNECEKLER’

Beyin göçünün nedenlerini anlatan CHP’li Özdemir, 2023 seçimlerinin ardından Millet İttifakı’nın adayının cumhurbaşkanı seçileceğini, bu ismin gençlere “Giderlerse gitsinler” değil, “Gitmemeniz için ne yapalım” diyeceğini söyledi ve ekledi: Ülkeyi kaygılı olarak terk eden vatandaşlarımız, geri dönecekler...

Türkiye’de başta gençler olmak üzere son yıllarda çok sayıda kişi ülkeden ayrılarak yurt dışına gitmenin yollarını arıyor ve gidiyor. Neden bu beyin göçü yaşanıyor?

Ben uzun yıllar akademide görev yaptım. Genç akademisyenlerle bir aradaydım. Gelinen sürece baktığımızda 2010 sonrası çok ciddi bir beyin göçü sorunu ve gerçekliğiyle karşı karşıyayız. Türkiye’nin yaşadığı bu sorunun arkasında itici faktörler var. Ciddi anlamda bir genç grubunun özellikle Avrupa ülkelerinde daha iyi yaşam koşullarına, daha güvenli iş ortamlarına gidişlerini görüyoruz. Çok kaygı verici durum, beyin göçüyle giden yaş grubunun hemen her gün düşmesi. Lise ve bazen de ortaokul çağında çocukların daha nitelikli eğitim ve istihdam edilebilme amacıyla diğer ülkelere yöneldiğini görüyoruz.

CHP İstanbul Milletvekili Sibel Özdemir

‘YURTDIŞINA YÖNELİŞİN SEBEBİ TÜRKİYE’DE GÜVENCELİ BİR YAŞAMIN OLMAMASI’

Bunlar TÜİK’in verilerine de yansıyor. TÜİK’in Temmuz 2020’de açıkladığı, 2019 yılına ait uluslararası göç istatistiklerine göre yurtdışına giden 330 bin 289 kişiden 50 bin 151’ünü 25-29 yaş grubundaki kişiler oluşturuyor. Bu yaş grubunu yüzde 12,6’yla 20-24 yaş, yüzde 13’ünü ise 30-34 yaş arası oluşturuyor. Yani 35 yaş altıyla ciddi bir gidişle karşı karşıyayız. Geçmişte ben de yurt dışına gittim. Birçok bilim insanı farklı ülkelerde mesleki deneyimini, dil deneyimini artırmak için gidip ülkemize geri geldi. Eskiden amaç geri gelindiğinde faydalı olmaktı ama şimdi insanların yurt dışına yöneliş sebebi Türkiye’de güvenli ve güvenceli bir yaşamın olmaması.

 ‘DÖRT KİŞİDEN BİRİ NE EĞİTİMDE NE DE İSTİHDAMDA’

 Özellikle gençlerin yurt dışına gidişinde itici faktörlerin olduğunu belirttiniz. Nedir bu itici faktörler?

Gençler, temel hak ve özgürlüklerde yaşananları, hukuk sistemindeki tahribatları ve kendilerini özgür hissetmedikleri bir ortamın olduğunu söylüyorlar. Öte yandan gençler için önemli bir faktör işsizlik. Ne eğitimde ne istihdamda olanların oranı yüzde 25 düzeyinde. Yani dört gençten biri ne eğitimde ne de istihdamda. Bu insanlar iş ve istihdam sağlanabilmesi için yurtdışını tercih ediyorlar. Bir Z Kuşağı araştırma raporu var. Gençlerin yüzde 73’ü fırsat verilirse ya da imkân verilirse yurt dışında yaşamak istediğini söylüyor. MetroPOLL’ün araştırmasına göre de Türkiye’de seçmenin yüzde 53’ü yurt dışında yaşamak ve okumak istiyor.

‘ÇOCUKLARININ GELECEĞİNDEN KAYGI DUYUYORLAR’

Türkiye’de hekim, mühendis gibi mesleklere sahip binlerce gencin hayallerinde bugün, yurtdışına bir şekilde gitmek ve orada hizmet sektöründe dahi olsa çalışma fikri yatıyor. Bu durum bize ne anlatıyor?
Türkiye’de gerçekten insanlar geleceklerinden kaygılı ve umutsuz. Türkiye’deki insanların yurtdışında yaşama tercihlerinin arkasında geriye gidiş yatıyor. Çok zor koşullarda bu günlere gelen gençler, mesleğini terk edip başka bir ülkede farklı bir meslek yapmak isteyebiliyor. Bu meslek gruplarında çalışanların Türkiye’den gitme sebeplerinin başında da çocuklarının geleceklerinden kaygılı olmaları geliyor. “Biz çocuklarımıza ülkemizde iyi eğitim verileceğini düşünmüyoruz” diyorlar. Kendilerini güvenli bir ülkede hissetmiyorlar. İnsanlar belirsizlik ve öngörüsüzlük görüyorlar.

‘ENFLASYON, HAYAT PAHALILIĞI...’

Türkiye’de özellikle hekimlere kurumlarda çok ciddi bir baskı ortamı yaratılmış durumda. Liyakatsiz yöneticilerin olduğu kadrolaşmalar, kurumsal tahribatlar var. Mühendis olarak çalışırken belki de mesaisinin büyük bölümünü yurtdışında iş aramakla geçiren insanlar var. İnsanlar motivasyonlarını kaybediyorlar ve son üç, dört yıldır Türkiye’deki yaşam standardı oldukça düşmüş durumda. Enflasyon ve hayat pahalılığı beyin göçünü tetikliyor. İktidar vatandaşlarına kaliteli ve nitelikli yaşam standartlarını sunamadı. Bugün geldiğimiz noktada bırakın başka bir ülkeye ya da ile seyahat için gitmeyi, varsa işimize gitmenin maliyetini hesaplıyoruz. 

‘GEÇMİŞTE GENÇLERİ YURTDIŞI İÇİN TEŞVİK EDERKEN BUGÜN ENGELLEMEYE ÇALIŞIYORUM’

Özellikle son dönemde ekonomik tablonun yanı sıra eğitimde yaşanan gelişmeler de beyin göçünü artıran faktörler arasında değil mi?
Türkiye’deki eğitimin nitelik kaybı çok fazla. Üniversitelerimizde, ilkokullarımızda ciddi bir nitelik kaybı var ve gençler bu açığı yurt dışındaki üniversitelerde hatta liselerde kapatmaya çalışıyor. Çünkü çağı yakalayan bir eğitim veremiyoruz, araştırma alt yapımız yok.

Siz yaklaşık on yıl önce gençlerle üniversite hocası olarak doğrudan temas kuruyordunuz. Öğrencileriniz bu yakın dönemki kadar gitmek isteğini dile getiriyorlar mıydı?
Ben eğitim verdiğim dönemde kesinlikle bunu görmedim. Gençlerle kariyer planlarını yapmaları için sohbet ederken, mutlaka geçici bir süre gitmeleri gerektiği söylüyorduk. Göndermek için teşvik ediyordum. Geçmişte üç aylığına, altı aylığına gidin derken bugün engellemeye çalışıyorum. Biz geçmişte 'kısa süre gidin' diye konuşurken bugün nitelikli nüfusun kaybedilmesini konuşuyoruz.

Beyin göçüne neden olarak üniversitelerin durumuna dikkat çektiniz. Üniversitelerde ne oluyor da beyin göçünde etkili oluyor?
Üniversitelerde ciddi bir sayı artışı oldu. 70’li sayılardan 207 üniversiteye geldik. Bunların 76’sı da vakıf üniversitesi. Sayısal artışa rağmen üniversiteler ciddi bir nitelik kaybı yaşıyor. Akademik ve eğitim altyapıları olmayan, plansız açılan bölümler var. İfade özgürlüğünün, mali ve yönetimsel özerkliğin kalmadığı, akademisyenlerin mutsuz olduğu bir dönem... Akademide kırılma noktaları oldu. Geçmişte belli sorunlarımız yine vardı ama bu açık kapatılırdı. 2010’lardan sonrası ciddi sayıda akademisyen mesleklerinden ihraç edildi. Bu, akademide önemli motivasyon kaybına neden oldu. Üniversitelerdeki rektör atama yönteminin değişmesi de ciddi bir kırılmaydı. Bilim insanlarının bilim üretme motivasyon ve kapasiteleri tırpanlandı. Süreç içerisinde plansız atamalarla, liyakatsizliklerle üniversitelerin içi boşaltıldı.

‘İKİ SAAT İÇİNDE ÜNİVERSİTE KURULDUĞUNU BİLİYORUM’

Ben Meclis’te iki saat içerisinde üniversite kurulduğunu biliyorum. Gelen bir kanun teklifiyle iki saat içinde Milli Eğitim Komisyonu toplanıyor vakıf üniversitesi kuruluyor. Genel Kurul'da eğitimle ilgili bir kanun görüşürken madde ekleniyor vakıf üniversitesi kuruluyor. Ben bir torba kanunun içinde üniversite kurulduğuna şahitlik ettim. Yani torba kanunun içine üniversite sıkıştırırsanız beyin göçüne neden olursunuz.

‘İKTİDAR HALKIN TEMEL GERÇEKLİĞİNDEN KOPTU’

İktidar kanadından “gençler iş beğenmiyor” gibi yorumlar zaman zaman kamuoyuna yansıyor. Ulaştırma Bakanı Adil Karaismailoğlu da beyin göçüne dair, “Mühendis ihraç ediyoruz” ifadeleriyle bir yorum yaptı...
İktidar, Türkiye’nin sorunlarından ve halkın temel gerçekliğinden koptu. Bu çok açık. Bütün politikalarında, söylemlerinde bunu görüyoruz. Bu iktidar, sorunları kabul etmiyor bir defa. Bir konuyu çözebilmeniz için sorunu tespit etmeniz ve çözüm önerisi getirmeniz gerekiyor. Ulaştırma Bakanı'nın bu açıklamasını nereye koyacağız?  Mühendisler kendi işlerini yapamamalarından dolayı bugün zabıta, güvenlik görevlisi başvurusu yapıyor. 2016 yılında yurtdışına çalışmaya giden 24 bine yakın kişinin yarısından fazlası mühendis. İktidar halkın gerçekliğinden koptu ve erozyon var. Yönetim değişmeden bu sorunları çözemeyeceğiz.

‘NİTELİKLİ BİR ORTAMI KURACAĞIZ’

CHP, 2023 seçimlerinde kendi desteklediği cumhurbaşkanı adayının seçimi kazanacağı iddiasında. Özellikle beyin göçünün önüne geçilmesi ya da gidenlerin geri gelmesi için ne vaadediyorsunuz?

Gençlerin gidişini engelleyemezsek nitelikli insan kaynağımızı kaybedeceğiz. CHP olarak bizim ilk yaptığımız şey ilgili kesimin sorununu dinlemek. Onların önerilerini almak ve çözüm önerilerimizi ortaya koymak. Biz gençlerin özgür bir üniversite ortamında kendilerini rahatça ifade edebilecekleri, ekonomik bağımsızlıklarını sağlayabilecekleri, kendi ayakları üzerinde durabilecekleri, nitelikli bir ortamı kuracağız. Bunun için de bütüncül politikalara ihtiyacımız var.

‘CUMHURBAŞKANIMIZ ‘GİDERLERSE GİTSİNLER’ DEMEYECEK’

2023 seçimlerinde Millet İttifakı’nın adayı bu ülkenin cumhurbaşkanı olacak. O gün, o an itibariyle dahi bu ülkede ciddi bir değişim olacak. Ciddi bir umut oluşacak. Özgürlükler ortamında, tarafsız bir cumhurbaşkanının olduğu, nitelikli eğitimin, kadroların başlayacağı gün gençler bir umudu yaşayacak. Değişim beraberinde farklılığı yaratacak. Birinci önceliğimiz güven tesis etmek olacak. Kurumsal yapılarda liyakatli yapılar ortaya çıkartacağız. Güçler ayrılığı ilkesiyle, tarafsız cumhurbaşkanımızla halka güven vereceğiz. Reform ve revizyon sürecini başlatacağız. Gençlerin, çalışanların özgür hissettiği koşullar yaratıldığında beyin göçünün de önüne geçilecek. Cumhurbaşkanımız çıkıp da “Giderlerse gitsinler” demeyecek. “İş beğenmiyorsunuz” demeyecek. “Gitmemeniz için ne yapalım” diyeceğiz.  Ülkeyi kaygılı olarak terk eden vatandaşlarımız, geri dönecekler.