MHP ile AK Parti arasındaki beklenen yakınlaşma okunamıyor

Milletvekillerinin Twitter takip ilişkileri üzerinden Ekim 2016‘da yaptığımız analizden bu yana en çok dikkat çeken değişiklik, HDP’nin yalnızlaşması. Sosyal medya ilişkilerinden, MHP ile AKP arasında beklenen yakınlaşma da okunmuyor; MHP grubu halen kendi içinde bütün. Değişmeyense vekillerin ağırlıklı olarak kendi siyasi grubuyla iletişim içinde olması.

Google Haberlere Abone ol

genelizleyici.com

Şu anda TBMM’de 539 milletvekili görev yapıyor. 1,5 yıl önceki çalışmamızla karşılaştırmamızın sağlıklı olması için milletvekilliği düşürülen ve istifa edenlere de analizde yer vermeye devam ettik. 26'ncı dönemde meclise giren milletvekillerine ait 513 Twitter hesabının kendi aralarındaki yaklaşık 65 bin takip ilişkisini, yoğunluklarına göre haritaladık.

Milletvekillerinin Twitter takip ilişkileri haritası — Force Atlas 2 algoritmasıyla gruplanmış olarak

Partileri temsil eden grupların kendi içlerinde yoğun, birbirlerine ise mesafeli oluşları, grupların içlerine kapalı olduklarını, diğer gruplarla iletişimlerinin zayıf olduğunu gösteriyor. Gruplar arası bölgede yer alan milletvekilleri ise diğer partilerden de takipçileri olan, köprü konumundaki kişiler. Partiler arası ittifakı olanaklı kılan yeni seçim yasasıyla birlikte düşünüldüğünde, ittifak arayışındaki partilerin bu konumdaki birleştirici yüzlere ihtiyaçlarının olduğu bir gerçek. Mesafelenme kutuplaşma, kutuplaşma da ittifakın olanaksızlaşması demek.

Geçtiğimiz analizde de tüm vekiller, ağırlıklı olarak kendi partilerinden vekilleri takip ediyorlardı; bunda değişen bir şey yok. Ancak daha önce üç muhalefet partisinin oluşturduğu bir muhalefet bloğundan bahsetmek mümkündü. Şu anda geri kalan üç partiye de uzak olan parti AKP değil, HDP.

HDP geçtiğimiz son iki yılda çok şeyle baş etmek zorunda kaldı. Eski iki eş genel başkanı halen tutuklu; dokuz kişinin milletvekilliği düşürüldü, dokuzu halen tutuklu. Özellikle 15 Temmuz darbe girişimini takiben yükselen milliyetçilik dalgası, Ak Parti ile MHP arasında gelişen ortaklık ve CHP’nin Afrin harekatı başta olmak üzere, milliyetçiliği besleme potansiyeli taşıyan konularda gösterdiği tavır, bu durumu daha da derinleştirdi. Bu süreci haritadan da izleyebiliyoruz. HDP’nin yalnızlaşmasını rahatlıkla okuyabiliyor oluşumuz, Kürt sorununun barışçıl yollarla çözümü umudunun bir süre daha rölantide kalacağı anlamına geliyor da olabilir. Dahası, ortak siyasi çıkarlar gereği yaklaşmaları beklenen CHP ve HDP arasında da, ittifak ihtimalini besleyecek, ısınan bir muhabbet görülmüyor.

Haritaya beş vekil ile henüz dahil olan İYİ Parti ise, daha önceki analizimizi destekler şekilde, CHP ile MHP arasında yer alıyor. Vekillerden İsmail Ok, Ümit Özdağ, Yusuf Halaçoğlu ve Nuri Okutan MHP ile daha iç içe, ancak CHP’den ayrılan Aytun Çıray, halen eski partisine yakın görünüyor. Beş vekil bu değerlendirmeyi yapmak yeterli olmayabilir ancak, dikkat çeken bir diğer detay, İYİ Partili vekillerin, ağırlıklı olarak MHP’nin merkezinden ya da Ak Parti’ye yakın tarafından olmamaları.

SAFLAR SIKLAŞIYOR

Peki kimler merkeze daha yakın, yani bir şekilde daha birleştirici? Burada şuna dikkat çekmek lazım, parti başkanı ya da bakan gibi kamuoyunun gözü önünde roller üstlenen vekiller, ister istemez merkeze daha yakın bir görüntü veriyor, bunu doğrudan birleştiricilik olarak okumak isabetsiz olacaktır; ancak yine de haritaya dikkatli bakıldığında bir fikir verdiği söylenebilir.

Ak Parti’nin vekil profili incelendiğinde ilk dikkat çeken nokta, merkeze yakın isimlerin toplam sayısında gerileme olmuş olması. Daha önce merkeze daha yakın pozisyonlanan Ali Babacan, Muhammet Uğur Kaleli, Ayhan Gider gibi isimler bloka yaklaşmış görünüyor. Merkeze yakın konumunu koruyan ise, yakın zamanda maddi varlığıyla gündeme gelen Abdülkadir Akgül ile Sami Dedeoğlu, Hasan Özyer ve Orhan Deligöz. Numan Kurtulmuş, Mehmet Şimşek ve Ahmet Davutoğlu ise, blok içinde merkeze görece en yakın isimler.

CHP’ye bakıldığında, bekleneceği üzere, Diyarbakır vekili Sezgin Tanrıkulu, HDP, dolayısıyla Kürt seçmenle en yakın bağa sahip isim olarak öne çıkıyor. Eren Erdem ve Mehmet Bekaroğlu da CHP’nin HDP ile bağ kurmasını sağlayan diğer isimler. Bunun dışında İlhan Kesici, Barış Yarkadaş ve genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu da merkeze yakın bir profil sergiliyor. Ekmeleddin İhsanoğlu ise, MHP’li bir vekil olmasına karşın, CHP’ye daha yakın pozisyonlanmasıyla dikkat çekiyor. CHP’nin AKP’ye en yakın isimleri de İlhan Kesici ve Barış Yarkadaş, Yine dikkat çeken bir diğer eğilim ise, CHP blokunda en geniş kaymanın, MHP’ye doğru oluşu. Bu popülist milliyetçilik yarışının sosyal medyada da rağbet gördüğünün ispatı gibi.

MHP’ye gelince, dört parti içinde en geniş saçılımı o sergilese de, halen büyük ölçüde kendi içinde bir grup. MHP’nin Ak Parti ile yaptığı işbirliği sonucu, partinin eriyeceğine dair yorumlar en azından sosyal medya ilişkileri bazında doğrulanabilir görünmüyor. Diğer yandan geçmiş haritaya bakılarak yine de belli bir dağılma gerçekleştiği ortada. MHP içinden AKP’ye en çok yaklaşan isimler Devlet Bahçeli, Şefkat Çetin, Ruhi Ersoy ve Baki Şimşek. 2016 haritasında bu isimlerden yalnız Devlet Bahçeli iktidar partisine bu denli bir yakınlık sergiliyordu.

HDP’nin merkeze yakın isimleri ise, yine Selahattin Demirtaş, Sırrı Süreyya Önder ve Osman Baydemir; bu isimlere Meral Danış Beştaş da eklenmiş. Ayhan Bilgen de ortaklaştırıcı bir isim olarak öne çıkıyor. Yeni eş genel başkanlardan Sezai Temelli için aynı şeyi iddia etmek güç, Pervin Buldan ise merkeze daha önce olduğundan bir nebze daha yakın.

FİKİRLERİ İKTİDARDA

Sonuç olarak, bir buçuk yıl öncesinin haritasıyla, bugünkü kıyaslandığında ortaya çıkan en net sonuç, özellikle Ak Parti ve HDP’nin çok daha kendi içlerine dönük bir profil sergilemeleri. Diğer yandan CHP’de milliyetçiliğe, MHP’de de Ak Parti’ye doğru bir yöneliş görülüyor. Bu da bütüncül bakıldığında, parlamentonun genelinin popülist sağ siyasete ve kutuplaşmaya meyyal bir gidişat sergilediğini ortaya koyuyor. Yani, MHP’nin AKP içinde eridiğine dair genel kanının yanına belki şunu da eklemek gerek: MHP dağılır gibi görünse de, aslında bütün meclis MHP’nin siyasi vizyonuna yöneliyor.

Diğer yandan bu verileri okurken, Türkiye’de siyasi parti yapısının ne kadar demokratik olduğu, parti içi disiplinin olası baskılayıcılığı, vekillerin hesaplarını idare etmekte ne kadar otonom oldukları gibi soruları da akılda tutmakta yarar var.

Onur Mat – Nilgün Yılmaz