Trump'ın adımı politika ve siyaset için ne demek?

Başkan Trump'ın Amerikan Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararını, ABD'nin İsrail ve Filistin arasındaki çatışmada, İsrail lehine verilmiş tek taraflı ve nihai bir karar olarak görmek için çok erken. Başkan Trump, bu kararıyla sadece, bilinen politikasını devam ettireceğinin altını çizmiş oldu. O da şu; duygusallaştırma ve kişiselleştirme politikalarını daha bir öne çıkarmak.

Google Haberlere Abone ol

Ali Demir

Amerika Birleşik Devletleri Başkanı tarafından Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararı, İslam ve Avrupa ülkeleri arasında duygusal tepkilere yol açtı. Bu karar neticesinde, hemen protestolara, Amerikan bayraklarının yakılmasına, Amerikan simgelerine saldırılara tanık olduk.

Sorun, bu karardan sonra İsrail ile Filistin arasındaki çatışmanın yeni bir seviyeye yükseleceği korkusu. Fiili olarak dünyanın en önemli gücü Amerika’nın çatışmanın taraflarından birinin lehine açıktan taraf olması, diğer tarafın çatışmayı diplomatik araçların dışında yanıt vermesi gerektiği olasılığına itmesi anlamına geliyor. Bu varsayım haklı çıkarsa maalesef bölgemizde yeni savaşları hesaba katmalıyız. Fakat durum belki de bu kadar vahim değil. Özellikle de biz dilden, yani kültürel gerçekliği yansıtan bir araçtan yola çıkarak, çatışmaların daha da tırmanacağı varsayımının nispi olduğunu görebiliriz.

İngilizcede polity, policy ve politics diye üç ayrı kavram var. Polity, bir ülkenin sosyo-ekonomik ve yasal yapısı üzerine geliştirilen siyaseti ifade eder. Türkiye’nin cumhurbaşkanlığı sistemini seçmesi, Anayasal değişikliğe gitmesi buna iyi bir örnek teşkil ediyor. Yine, Avrupa düzeyinde, İngilizlerin Avrupa Birliği'nden çekilme kararları, yani Brexit, yine polity kavramı ile açıklanabilir. Buna karşın, halka açık yerlerde sigara yasağı veya yeni gerçeklik içinde, eğitim sistemini adapte, emeklilik yaşını yükseltme gibi kararlar ise policy kavramına denk gelir. Policy, ülkenin durumuna uygun kararlar almak amacıyla ve bunun için de uygun araçları seçerek yapılır ve uzmanlığa dayanır. Polity, kültür, demokrasi, hukukun üstünlüğü gibi temel yönetim anlayışına dayanır. Buna karşın policy'de bunlar direkt önemli bir rol oynamazlar. Siyasetçiler kararlarında politik olmaktan çok, gerçekçi olmak zorundalar. Policy politikacılardan çok teknokratların etkin olduğu bir alan. Siyasetçiler onların bilgisi, tecrübesi ve önerileri dahilinde kararlar alırlar. Ve son olarak, politics daha çok günlük politika unsuruna dayanır. Politics, günlük siyaset olaylarıyla, kimin neyle suçlandığı, kimin neyi söylediği ve hangi sembollerin, nasıl kullanıldığıyla ilgilenir. Sayın Melik Gökçek usulüne uygun olarak görevden alındı ​​mı? Sayın Deniz Baykal veya sayın Ahmet Davutoğlu, sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan'a karşı yapılacak bir sonraki cumhurbaşkanlığı seçimlerinde rekabet edecek mi? Bu ve bunun gibi sorular politics çerçevesinde sorular sorulardır.

İngilizceden farklı olarak Türkçe’de üç değil ama iki terim bulunmaktadır; Politika ve siyaset. Siyaset, polity ve policy tasvir ederken, politika İngilizcedeki politics kavramına karşılık gelir. Sadece nitel değil, ama nicel olarak da farklıklar var. Türk siyasetinde, siyaset kavramı, elitizm, bürokrasi ve entelektüalizmi anımsatırken, politika kavramı ülkenin kültürel bileşenleri ve kişileriyle daha yakın bir temas halindedir. Günlük yaşamımızda da arkadaşlarımızla konuştuğumuzda ve "lafının arkasında durmayan" kişilere "politika yapma" deriz. Birisi, herhangi bir şey için sofistike bir plan sunduğunda ise ona, "tam bir siyasetçi" deriz. Bu bakımdan, "Politika" ve "siyaset" Türkçe'de karşıttır evet antagonistler.

Tam da bu kültürel farklılık, Trump'ın Amerikan Büyükelçiliği'ni Tel-Aviv'den Kudüs'e taşımak kararına yansır. Amerika Birleşik Devletleri, siyasete eylem özgürlüğü sağlayan ama aynı zamanda onu disipline eden bir dizi denge ve denetleme mekanizmalarına (checks and balances) sahiptir. Bu sayede ülke cumhurbaşkanı suçlanıyor ve yasal olarak görevden alınabilir. Sistem bunun için net bir seyir öngörür. Bu siyasi kültürü, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı, Sayın Trump’ın Kudüs'ü İsrail’in başkenti olarak ilan etmesi anında, aynı zamanda bu kararın Amerika'nın İsrail ve Filistin arasındaki çatışmaların barışçıl çözümü için yaptığı taahhütlerden vazgeçtiği anlamına gelmediğini söylemek zorunda kalmasında da görebiliriz.

Bu siyasi kültürün etkisini yine Trump'ın bu son kararında ve hem ulusal hem de uluslararası düzeyde görmek mümkün: Ulusal olarak, Sayın Trump şu anda siyasi baskı altında. Seçmenlerini siyasetle değil politikayla ikna etmek istiyor. Sembolik bir eylem gerçekleştirerek, onu destekleyenleri partisinin bünyesinde bir araya getirme şansı var. Onlara, tarihsel bir kararın bir parçası olabilecekleri hissiyatını verebilir. “Trump diğer politikacılar gibi sadece konuşmaz, ama yapar, sözünün eridir” izlenimini güçlendirebilir. Aynı zamanda, medyaya da üzerinde yazıp çizebilecekleri yeni bir konu sunmuş oluyor. Duygusallaştırma, simgeselleştirme, bireyselleştirme, kültürelleştirme, dini ve ahlaki bilinci politikanın bir aracı olarak kullanmak bu siyasetin tipik bir özelliği.

Uluslararası düzeyde de bu karar şu an itibariyle sembolik bir eylem. Trump grubu, Obama yönetiminin aksine, İran'la olan anlaşmayı sorguluyor. Trump, İsrail, Suudi Arabistan ve Mısır ile ittifakta. Amerikan Elçiliği'ni Kudüs'e alarak, Trump İran, Türkiye ve Rusya'ya mesaj gönderdi. Bu üç ülke Kazakistan'ın başkenti Astana'da ve daha sonra Rus şehri Soçi'de Suriye'nin kaderi üzerine bir çerçeve anlaşması imzaladı. Onlara sembolik düzeyde dünyanın kimin yönettiğini göstermek politik bir karar.

Özetlersek; Politika ve siyaset, bir gerçekliğin gösterimi için analitik terimlerdir. Türkçe'de politika ve siyaset arasında bir karşıtlık var gibi görünürken, polity, policy ve politics İngilizcede tamamlayıcı nitelikte terimler. Bu kavramlar, güç ve kaynaklar için farklı güçlerin savaştığının gerçekliğini resmederler. Sayın Başkan Trump'ın Amerikan Büyükelçiliği'ni Tel Aviv'den Kudüs'e taşıma kararında, ABD'nin İsrail ve Filistin arasındaki çatışmada İsrail lehine tek taraflı ve nihai olarak verilmiş bir karar görmek, çok erken. Başkan Trump, bu kararıyla sadece, bilinen politikasını devam ettireceğinin altını çizmiş oldu. O da şu; duygusallaştırma ve kişiselleştirme politikalarını daha bir öne çıkarmak. Buna ancak siyaseten iyi bir cevap verilir. Buna karşın, bu karara karşı tepkiler duygusallaştığında, bilindiği gibi ilk hamleyi yapan kazanır.

Siyaset Bilimci, Dr.