YAZARLAR

Filistinlileri tanımazsınız, onlar da sizi tanımaz ama…

Devletler ölçeğinde Filistin’in ‘dostları’ mevcut halindeyken, halkların halklardan başka dayanağı yok… Ölen ABD’li asker Aaron Bushnell’in adını Batı Şeria’da bir sokağa veren Eriha (Jericho) Belediye Başkanı Abdul Karim Sidr’in dediği gibi: “Onları tanımıyoruz, onlar da bizi tanımıyor, paylaştığımız şey, özgürlüğe olan sevgi ve bu saldırılara karşı durma arzumuz…”

İsrail Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Lior Haiat, Kıbrıs'tan Gazze’ye yapılacak insani yardım girişimi için, “İsrail standartlarına uygun bir güvenlik kontrolünden sonra Gazze Şeridi'ne insani yardımın artmasına izin vereceklerini" söylemiş.

“İsrail standartlarında güvenlik kontrolü”nün içinde neler var 7 Ekim’den beri yeniden epey bilgi sahibi olduk. Son örnekler, yardım almak için toplanan insanların bombalanması oldu! Açlıktan ölüme mahkum edilen ve dünyanın gözleri önünde 6 aydır yok edilen Filistin’in geleceğini herhangi bir “insani yardım” çalışmasının kurtaramayacağı da anlaşılmış durumda. Hele hele Filistin’e saldırının suç ortaklarından gelecek ‘yardım’ların meseleyi daha büyük bir yıkıma sürüklemenin aracı haline gelmekte olduğu görülürken

Bütün bu kötülüğün sorumlularının hesaplarını karıştıran tek şeyin -özellikle de batılı ülkelerde ortaya çıkan- halkların sokaktaki tepkileri olduğunu gördük.

Gazze için, Filistin için ve aslında bu çağda yaşayan bütün insanların yarın kendilerine hesap verebilmeleri için bu tepkinin büyüyerek devam etmesinden başka çare görünmüyor. Yoksa Gazzeliler yine yardım merkezlerinde toplanmışken bombalanarak yok edilecek, türlü tuzakla topraklarından sökülüp atılmaya çalışılacak. Siz bakmayın, “Biden, Bibi’yi sildi” falan diyenlere. Devletler ölçeğinde Filistin’in ‘dostları’ mevcut halindeyken, halkların halklardan başka dayanağı yok… Gazze için saldırılar başladığından bu yana yaşanan en sert protestolardan birini gerçekleştirirken ölen ABD’li asker Aaron Bushnell’in adını Batı Şeria’da bir sokağa veren Eriha (Jericho) Belediye Başkanı Abdul Karim Sidr’in dediği gibi: “Onları tanımıyoruz, onlar da bizi tanımıyor, paylaştığımız şey, özgürlüğe olan sevgi ve bu saldırılara karşı durma arzumuz…”


Kılıçdaroğlu’nun siyaset defteri açık mı?

“Siyaseti bırakmadım” demişti Kılıçdaroğlu, yerel seçim bağlamında gördük ki zaten siyaset de onu bırakmıyor! Muhalefet tarafında Burcu Köksal krizi oluyor, onun adı gündeme geliyor: “O söyletti” iddiaları, yanıtlar, polemikler…

İktidar tarafında da Erdoğan’ın dilinden düşmüyor: “Bay Kemal’in ahı tutmaya başladı…”

Daha 10 ay önce muhalefetin cumhurbaşkanı adayıyken, “kasetle gelen genel başkan”dı şimdi yeni Genel Başkan Özgür Özel tarafından, ‘ahı tutabilecek’ kadar hakkı yenmiş olarak yer alıyor iktidarın dilinde.

Bunları izlerken aklınıza hep şu soru gelmiyor mu: Kılıçdaroğlu 14 Mayıs’tan önce ‘kaybederseniz ne yapacaksınız’ sorusuna ‘kaybetmeyeceğiz’ deyip geçmek yerine, ‘biz bu kadar uğraşıp, muhalefeti birleştirip, haksızlıklara ve adaletsizliklere rağmen seçimi kazanamayacaksak genel başkanlıktan ayrılırım’ deseydi ve kaybettiği gün istifa etseydi yine de böyle mi olurdu?

Evet, Kılıçdaroğlu’nun siyaset defteri hâlâ açık duruyor. Kendisi açık bıraktı çünkü. Ama kendisi kapatamayacak: İktidara karşı kaybettiği seçimler yüzünden değil ama bırakıp gidemediği genel başkanlığı yüzünden bu böyle…



Mehmet Şimşek, kime ne diyor?

Seçime doğru geri sayım hızlandıkça daha fazla görünür olmaya başladı Mehmet Şimşek. Televizyona çıkıyor, mesaj paylaşıyor, “hedeflerimiz aynen devam ediyor” diyor, “programımız çalışıyor” diyor, “birinci öncelik fiyat istikrarı” diyor… 

Peki bu mesajlar kime?

Herhalde biraz seçmene: Ekonomi iyi olacak, sandığa gittiğinizde buraya takılmayın…

Biraz kendilerine yani iktidara: İyi olacak, güzel olacak diyoruz ama aman seçim kazanılacak diye çok açılmayın. Emekliye zam, asgari ücrete zam falan demeyin meydanlarda…

Ama en çok da “uluslararası piyasalar” denilen yere… Yani seçimden bu yana ekonomi yönetiminin üzerine kurulduğu yerlere… Seçim ekonomisi uygulamaları konusunda her zaman gayet mahir olan iktidarın elini şimdi yerel seçim öncesi bu kadar eli sıkı olmasından anlayın siz geçen dönem ne kadar büyük fatura kesilmiş Türkiye’nin çalışanına, emeklisine, gencine, kadınına…