Faruk Bildirici yazdı: TV habercisi, parti organizasyonlarında sunuculuk yapabilir mi?

Gazeteci Özlem Gürses'in DEVA Partisi'nin bir programını sunması ve partili gibi konuşmasını eleştiren medya ombudsmanı Faruk Bildirici, konuyu değerlendirdi ve "Bağımsız gazetecilikle çelişir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Medya ombudsmanı Faruk Bildirici, kişisel web sitesindeki yeni yazısında gazetecilik-siyasi parti arasındaki ilişkiye değindi. Halk TV’nin ekran yüzlerinden biri olan Özlem Gürses'in DEVA Partisi'nin bir etkinliğinde sunuculuk yapması ve "biz" dilini kullanmasını eleştiren Bildirici "Bir televizyon programcısının ve özellikle de ana haber programı sunan bir habercinin siyasi partilerle böylesine özdeşleşmiş bir görüntü vermesi, -Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde de vurgulandığı gibi- bağımsız gazetecilikle çelişen bir durum" ifadelerini kullandı.

Bildirici'nin konuyla ilgili Gürses'e yönelttiği soru ve aldığı cevap şöyle:

“Bir gazetecinin aynı zamanda profesyonel sunuculuk yapması doğru mu? Gazetecinin belediyeler ve siyasi parti programlarında sunuculuk yapması, partilerle maddi ilişki içine girmesi ve sahnede ‘partili gibi’ konuşması onun bağımsızlığına gölge düşürmez mi?”

“Ben televizyon habercisiyim, televizyon yayıncısıyım, mesleğim bu. 
Bir siyasi partinin etkinliğine katıldığımda hiçbir şekilde maddi bir bedel almıyorum. Bizzat kendilerine sorabilirsiniz. Açıp CHP Genel Merkeziyle konuşun ya da DEVA Partisi’nin yetkililerini arayın. Kadın meselesiyle ilgili katılıyorum bu etkinliklere. Tamamen gönüllü olarak katılıyorum. Bir kuruş almıyorum…”

Bildirici'nin internet sitesinde yayınladığı yazının tamamı şöyle:

Halk TV’nin ekran yüzlerinden biri olan Özlem Gürses, DEVA Partisi’nin düzenlediği “Deva Kadın Zirvesi”nde sunucuydu. Programı açarken yaptığı konuşmadan bir bölümü Aykırı sitesi “ifadeleri dikkat çekti” diye paylaştı. Özlem Gürses, DEVA partiliymiş gibi konuşmuştu:

     “Bugün 20 ayrı ilden kadınlarımız da bize toplu olarak katılıyorlar. 81 ilden de salonumuzu dolduranlar var. Bu arada DEVA ile hiçbir ilgisi olmayan, yani gönüllümüz değil, üyemiz değil, teşkilat içerisinde çalışmıyor ama linkimizi, formumuzu doldurmuş bugün burada olmayı isteyen kendiliğinden gelen misafirlerimiz de var. Onlara da 'Hoş geldiniz' demek istiyorum.”

     Aykırı haber sitesinin “partili gibi” konuştuğuna dikkat çeken paylaşımının ardından Özlem Gürses de yine sosyal medyadan yanıt verdi:

     “Sevgili ‘Aykırı” geçen hafta da CHP Genel Merkezinde kadın kongresini sundum, aynı kelimelerle, ben sahnedeki ev sahibiyim. Ama tabii ‘tetikçilik’ başka ‘gazetecilik’ başka…

Geçen ay da SES Kadın Derneği’nin kadın zirvesini sunmuştum, ondan önce İYİ Parti'nin kadınları ile bir araya gelmiştim. Kadın meselesinde çözüm üreten herkesle gönüllü olarak beraberim, hiçbir partinin üyesi değilim, sizin gibi belli odaklardan da fonlanmıyorum.”

     “Bir kuruş almıyorum”

      Özlem Gürses’in, DEVA Partisi dışında başka partilerin organizasyonlarında da sunuculuk yaptığı anlaşılıyordu. Aykırı’ya verdiği yanıtla yetinmeyip, “Bir gazetecinin aynı zamanda profesyonel sunuculuk yapması doğru mu? Gazetecinin belediyeler ve siyasi parti programlarında sunuculuk yapması, partilerle maddi ilişki içine girmesi ve sahnede ‘partili gibi’ konuşması onun bağımsızlığına gölge düşürmez mi?” sorularını yönelttim Özlem Gürses’e. “Ben televizyon habercisiyim, televizyon yayıncısıyım, mesleğim bu” dedi ve şu yanıtı verdi:

       “Bir siyasi partinin etkinliğine katıldığımda hiçbir şekilde maddi bir bedel almıyorum. Bizzat kendilerine sorabilirsiniz. Açıp CHP Genel Merkeziyle konuşun ya da DEVA Partisi’nin yetkililerini arayın. Kadın meselesiyle ilgili katılıyorum bu etkinliklere. Tamamen gönüllü olarak katılıyorum. Bir kuruş almıyorum…”

    Özlem Gürses, “profesyonel sunuculuk” yapmadığını, sunuculuk karşılığında gelir elde etmediğini, bu toplantılara “gönüllü” olarak katıldığını vurguluyor. Ama yine de belediyeler ve partilerin programlarında sunuculuk yapması ne kadar doğru? Bu tartışmaya değer bir konu.

      Partilerle özdeşleşme görüntüsü

     Bir medya kuruluşu ile bağı kalmamış, habercilik yapmayanların, program sunmayanların açılışlarda, konferanslarda sunuculuk yapmasında bir sorun yok. Çünkü çıkar çatışması doğuracak bir ilişki kalmamış oluyor. Örneğin Tuluhan Tekelioğlu, altı muhalefet partisinin mutabakat metni imza töreninde sunuculuk yaptı ama bir süredir bir medya kuruluşunda çalışmıyor; sadece belgeseller hazırlıyor.

    Özlem Gürses ise Halk TV’de tartışma programı yönetiyor ve hafta sonları da ana haberi sunuyor. Katıldığı organizasyonları düzenleyen siyasi partiler, sunduğu tartışma ve haber programlarının öznesi, kaynağı durumunda. Arada maddi ilişki olmasa da çıkar çatışması doğması kaçınılmaz.

    Üstelik Özlem Gürses’in sunduğu parti organizasyonlarında araya mesafe koymadan o partinin üyesiymiş gibi konuşması siyasi parti ile özdeşleştiği görüntüsü veriyor. “Gönüllümüz”, “üyemiz” sözcüklerini sarfeden Özlem Gürses, kadın hakları savunuculuğunun ötesine geçen bir algı yaratıyor. 

      Çankaya Belediyesi’nin organizasyonu

    Elbette bir gazeteci, savaş karşıtlığı, çevrecilik, basın özgürlüğü ve demokrasi gibi konularda mesleki konumuyla çelişmeyen aktivist eylemlerde de bulunabilir. Ama Özlem Gürses’in sadece kadın haklarıyla ilgili olsa da parti toplantılarında sunuculuk yapmasının mesleki konumu açısından ne kadar doğru olduğu tartışılır.

     Ama daha önemlisi, kendisi sadece partilerin kadın haklarıyla ilgili toplantılarında sunuculuk yaptığını söylese de örneğin Ankara’da Çankaya Belediyesi’nin geçen yıl düzenlediği “Toplu Açılış ve Temel Atma” töreninde de sunuculuk yapmıştı. Genel Başkanlar Kemal Kılıçdaroğlu ve Meral Akşener’in de katıldığı bu programı şu cümlelerle başlatmıştı:

    “… değerli milletvekillerimiz, partilerimizin ilk örgütü başkanlarımız, yöneticilerimiz, ilçe teşkilatlarımızın değerli temsilcileri, hanımefendiler beyefendiler, Cumhuriyetin başkentinde Ankara’da CHP’li belediyelerin hizmet zincirine yeni bir halkayı tamamlamak ve açmak üzere bu güzel günde beraberiz. Hepinize bir kere daha hoşgeldiniz, şeref verdiniz heyecanımızı paylaşmak için demek istiyorum.”

    Görüldüğü gibi Özlem Gürses, DEVA Partisi'nin toplantısında olduğu gibi, CHP’nin organizasyonunda da “Biz” diye konuşmuş, bir partili görüntüsü vermişti.

    Bir televizyon programcısının ve özellikle de ana haber programı sunan bir habercinin siyasi partilerle böylesine özdeşleşmiş bir görüntü vermesi, -Gazeteciler Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde de vurgulandığı gibi- bağımsız gazetecilikle çelişen bir durum.

(HABER MERKEZİ)