Evrimin 'en garip' canlılarından Opabinia'nın daha da garip bir kuzeni tespit edildi

Araştırmalar, evrimin bu en garip yaratığının Kambriyen denizinde yüzen bir kuzene sahip olduğunu ortaya çıkardı.

Görsel: F. Anthony
Google Haberlere Abone ol

Brandon Specktor

Beş gözü, geriye dönük bir ağzı ve burnunun olması gereken yerde bir pençesi bulunan ve uzun bir gövdeye sahip olan ‘Opabinia regalis’, Kambriyen döneminin en tuhaf görünen şöhretlerinden biridir. Gerçekte, bu antik deniz sakini o derecede benzersizdir ki, bilim insanları henüz fosil kayıtlarında uzaylılara benzer yüzler taşıyan bu gruba dahil başka bir tür keşfetmemişlerdi. Yani, şimdiye dek.

SÜRPRİZ BİR AKRABA

Opabinia’nın birkaç milyon yıl sonrasında Kuzey Amerika’da yaşayan küçük, kuyruklarında dikenler bulunan bir deniz hayvanı olan Utaurora comosa’ya merhaba deyin. İlk kez 2008 yılında kalıntılarına rastlanan U. comosa, Kambriyen denizlerine korku salan pençe suratlı bir üst sınıf avcı olan korkunç Anomalocaris’in bir akrabası olarak tanımlandı. Bununla birlikte, sonuçlanan yeni bir araştırma, U. comosa'nın bir diğer eski yırtıcıdan çok daha fazlası olabileceğini gözler önüne seriyor.

‘Proceedings of the Royal Society B’ adlı dergide 9 Şubat’ta yayınlanan makalelerinde, araştırmacılar elimizdeki yegâne U. comosa fosilini, günümüzde yaşayan ya da soyu tükenmiş hayvanlardan oluşan 50’den fazla örnekle karşılaştırarak yeniden gözden geçirdiler. Araştırma, U. Comosa’yı, Opabinia’nın dahil olduğu familyanın şu ana kadar keşfedilen ikinci üyesi ve 100 yıldan fazla bir süredir bulunan ilk üyesi yaptı. Araştırmacılar, yayınladıkları makalede “Kambriyen’in en tuhaf harikası, artık yalnız değil” diyorlar.

Görsel: S. Pates

DENİZDEKİ DEHŞET UNSURU

Dünyadaki denizler, 541 milyon ilâ 485 milyon yıl önce, ilk kez biyolojik çeşitlilikle birlikte adeta çiçek açtı. Kimilerinin ‘Kambriyen patlaması’ diye adlandırdığı bu dönem, günümüzde yaşayan bütün büyük hayvan gruplarının akrabalarının ilk defa suda göründüğü bir dönemdi. Kambriyen patlaması, aynı zamanda, dünyanın ilk gerçekten korkutucu olan şampiyon yırtıcılarının da yolunu açmıştı.

Bu etobur katiller, başlarının alt taraflarında bulunan dairesel bir testere biçimindeki ağızlarına atfen, ‘radyodontlar’ adıyla tanınır. Kötü şöhretli ‘Anomalocaris’ de dahil olmak üzere, büyük çoğunluğunun başlarının ön tarafında, muhtemelen çaresiz haldeki avlarını yakalamak ve aç ağızlarına taşımak için kavrayan, pençeye benzeyen uzantıları mevcuttu.

Utah’ta bulunan Cambrian Wheeler kazı alanında keşfedilen U. Comosa’ya ait bilinen tek fosilin baş kısmında buna benzer bir uzantı bulunmuyor. Bu arada, 2.5 cm uzunluğundaki gövdesi, Opabinia’ya çok benzer biçimde, her biri sivri bir kanatçıkla sarılı 14 ya da 15 oluğa bölünmüş bir yapıya sahip. Bu ayrıntılara karşın, 2008 yılında U. comosa fosili de ‘radyodont’ diye sınıflandırıldı.

BÜYÜK BİR TARAMANIN SONUNDA ORTAYA ÇIKARILDI

Bu durum, eski bir Harvard yüksek lisans öğrencisi ve yeni çalışmanın başyazarı olan paleontolog Stephen Pates’in gözüne hiç de doğru görünmedi. Bu sebeple, Pates ve meslektaşları yayınladıkları yeni makalede, fosilin özelliklerinden 125’ini, hayvanlar alemindeki en büyük filum [yaşamsal ağ] olan ve bütün böcekleri, kabukluları ve araknidleri [örümceğimsileri] içeren 50’yi aşkın canlı ve soyu tükenmiş eklembacaklı grubuyla karşılaştırarak, U. comosa fosilini yeniden incelediler.

Ekibin yaptığı inceleme, U. Comosa’nın taşıdığı özelliklerin neredeyse hiçbirinin radyodont ailesine uymadığını açığa çıkardı; bundan ziyade, fosil yaratık neredeyse kesin olarak Opabinia ile bağlantılıydı. Pates, verdiği demeçte, “Bu, Opabinia’nın tek ‘opabiniid’ olmadığı anlamına geliyor" diyor: “Opabinia, düşündüğümüz kadar da benzersiz bir tür değildi.”

Bu bulgular birkaç sebepten ötürü heyecan verici; ancak bunlardan en mühimi, Opabinia’nın artık en az bir başka türü daha aile toplantılarına davet edebileceği değil.

Pates, New York Times’a verdiği demeçte, daha geniş bir bağlamda, bir diğer opabiniid’in mevcudiyetinin, bunun yalnızca bir ucubeler ailesi olmadığını ama her iki yaratığın da Kambriyen evrimine ait “daha büyük bir resminin parçası” olduğunu ortaya koyduğunu dile getiriyor. Pates, Opabinia ve U. Comosa’nın geriye dönük ağızları ve neredeyse paramparça gibi görünen kırış kırış gövdeleriyle, büyük kısmı aynı özellikleri taşıyan modern eklembacaklıların bariz öncülleri gibi göründüğünü de sözlerine ekliyor.


Yazının orijinali Live Science sitesinden alınmıştır. (Çeviren: Tarkan Tufan)