‘Ev gençleri’ anlatıyor: Sosyal hayatım yok, kupon yapıyorum

Lisans eğitiminden sonra iş hayatına adım atamayan ve parasızlıktan ailesiyle birlikte yaşayan ‘ev gençleri’, sosyal hayattan koptuklarını, şans oyunlarından medet umduklarını anlatıyor.

Google Haberlere Abone ol

Pelin Akdemir

DUVAR - ‘Ev genci’ son yıllarda ülkede konuşulan bir kavram. Eğitimde ve iş hayatında olmayan, ailesiyle birlikte yaşayan kişilere ‘ev genci’ deniyor. Ev gençleri, sosyal hayatlarının olmadığını ve bir gelecek düşünmediklerini söylüyor.

GENÇLERİN ÜÇTE BİRİ NE EĞİTİMDE NE DE İSTİHDAMDA

‘Ev genci’ kavramını CHP Bursa Milletvekili Kayıhan Pala, geçtiğimiz günlerde Meclis’te gündeme getirdi. Pala, Türkiye’de 20-24 yaş grubundakilerin üçte birinin yani yüzde 33,3’ünün ne eğitimde ne de istihdamda olduğunu söyledi. Bu oran erkeklerde yüzde 21,6, kadınlarda ise yüzde 45,2 oranında. Türkiye, bu alanda OECD ülkeleri arasında Güney Afrika’dan sonra ikinci sırada.

Meclis’teki konuşmasında Pala, “Dolayısıyla toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin ev genci kavramında da karşımıza çıktığına tanıklık ediyoruz. Gençleri tek tipleştirici politikalarla, muhafazakarlaştıran bir yaklaşımla ele alan bir tarzın bugün ne dünyanın ne de Türkiye’nin ihtiyaçlarına yanıt vermediğini söylemiş olayım” ifadelerini kullandı.  

‘GİDERLERİMİ AZALTIYORUM’

Üniversiteyi bitiren ama sonrasında ‘ev genci’ kavramına dahil olan gençler, neden iş bulamadıklarını ve yaşadıkları zorlukları anlattı.

25 yaşında sosyoloji mezunu olan Burkay Avcı, bir yıldır iş arıyor. İhtiyaçlarını, gündelik işlerden aldığı ödemeyle veya ailesinden aldığı harçlıkla karşılıyor. Sosyoloji alanında iş bulmanın imkansız olduğunu söyleyen Avcı, yüksek lisans hedefi için önce para biriktirmek zorunda olduğunu anlatıyor. Avcı, “Çoğunlukla ailem harçlık veriyor. Giderlerimi azaltıyorum. Arkadaşlarımla bar ya da kafede buluşmak yerine çay ocağında buluşuyorum. İstanbul’da okuduktan sonra Bursa’ya ailemin yanına gelmek zorunda kaldım. Eskisinden çok daha az dışarı çıkarıp, sosyalleşme olanağı buluyorum” diyor.

‘DOKUZ AYDIR İŞSİZ GEZİYORUM’

26 yaşındaki Furkan Gelici, İstanbul Gelişim Üniversitesi’nin fizyoterapi bölümünden mezun. Depremden sonra çalıştığı iş yerinden ayrılarak Hatay’daki ailesinin Ankara’ya taşınmasına yardımcı olmuş. Düşük maaş teklifi ve çalışma koşullarının kötü olması nedeniyle başvurduğu işlerde çalışamayan Gelici, “Asgari ücret teklif ediliyor. Haftanın altı günü çalışacaksın, üzerine daha çalışıp prim alacaksın. Altı gün çalıştırıp bir de fazla mesai yapmamızı bekliyorlar. Dokuz aydır işsiz geziyorum” diye konuşuyor. 

Ailesiyle birlikte yaşayan Gelici, maddi gelirini günlük işlerde çalışarak veya ailesinden karşılıyor. Sosyal hayatını sorduğumuz Gelici, “Sosyal bir hayat kalmıyor zaten. Dışarıda çay içerken bile dışarıda değil, evde içmem gerektiğini düşünüyorum. Gelecek düşünmüyorum. Önümü göremiyorum Askerlik yapmadan iş yerleri de alım yapmıyor. Askerliğini yapmamış çalışanların maaşlarını daha düşükten başlatıyorlar” ifadelerini kullanıyor.

‘GELECEKLE İLGİLİ DÜŞÜNCEM YOK’

İsmini vermek istemeyen 25 yaşındaki bir genç de İngilizce Makine Mühendisliği bölümü mezunu. 3 ay Malta’da dil eğitimi, ODTÜ’de de Kaynak Mühendisliği eğitimi almış. Şimdi 10 aydır iş arıyor. Ailesiyle birlikte yaşayan genç, gelirini şans oyunlarından karşılıyor. Sosyal yaşamını şöyle anlatıyor: “Sosyal hayata bağlılığım sadece para kazanabildiğim günlerde oluyor. Ayrıca üniversiteden sonra farklı bir şehre dönmemden ötürü arkadaş çevrem ‘yok’ denilebilecek kadar az durumda. Yeni insanlarla tanışmakta maddi sebeplerden ötürü güçlük çekiyorum. Sinema, tiyatro gibi sosyal aktiviteleri çok severdim ama kazancımı başka şeylere harcamak zorunda kalıyorum. Bu da genelde sohbet edip kafede zaman öldürmek oluyor. Sosyal hayatım bittiğinden ötürü yoğun depresyonla boğuşuyorum. Yaşadığım zorlukların tek sebebinin işsizlik olduğunu düşünüyordum bir dönem.” 

'BİR İŞ GÖRÜŞMEMDE ÇOK İYİYİM DİYE ALINMADIM'

İş seçmemesine rağmen yapılan iş tekliflerini kötü koşullar sunması nedeniyle kabul etmediğini belirten genç, “Şirket Tekirdağ’da… Sözde kurumsal bir şirket. Verilen maaş tatmin edici değil. Ulaşım yardımı da yok. Bu da günümüz şartlarında ev masraflarıyla beraber 10 bin liraya çalışmak gibi bir şey oluyor. En enteresanı da bir iş görüşmemde çok iyiyim diye alınmadım” diyor.

Gelecekle ilgili pek düşüncesi olmadığını belirten genç, “Şampiyonlar Ligi fikstürünü düşünüyorum. Güzel bir kupon yaparsam, kazandığım parayı harcarım. Evlilik gibi planlar için de maalesef uygun hissetmiyorum. Çünkü kimse sizin yaşadığınız acıyı yaşamak veya girdiğiniz bataklığa girmek zorunda değil” diye konuşuyor.