Erdoğan: Odalar ve Borsalar Birliği garip garip açıklama yapıyor

TÜSİAD'ın ardından TOBB'a tepki gösteren Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Odalar ve Borsalar Birliği kalkıyor garip garip açıklama yapıyor” dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, ATV ve A Haber ortak yayına katıldı.

Döviz kurlarındaki düşüşü değerlendiren Erdoğan, isim vermeden eski Merkez Bankası Başkanı ve İYİ Parti milletvekili Durmuş Yılmaz'ın “Kur korumalı mevduat” için yaptığı “Zımni bir faiz artırımı yapıldı. Bu bir alım fırsatıdır. Başka bir şey değildir. Bence kaldığı yerden bu iş devam edecektir” yorumunu eleştirdi.

“Ana muhalefet ve yavruları, Türk Lirası'nı bir kenara koyup daha çok dolar ve Avro'ya endekslenmek istiyorlar” diyen Erdoğan, “Hele hele Merkez Bankası'nda başkanlık yapmış bir insanın 'Buradan taviz vermeyin, Türk Lirası yine kayba gidecektir' demesi çok daha çirkin, hiç de yakışmıyor. Daha sonra geri vitese taktı falan ama bu millet bunu yutmaz” diye konuştu.

TÜSİAD'ın yanı sıra Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği'ne (TOBB) de tepki gösteren Erdoğan, "Bakıyorsunuz Türkiye'nin en önemli kuruluşu Odalar ve Borsalar Birliği kalkıyor garip garip açıklama yapıyor. Bizim dayanışma halinde olmamızın gerektiği en hassas dönemde bu tür açıklamalar yapılırken kimse, 'Aşağıdan baskılar geliyor da bu açıklamayı yaptım' diyemez. Eğer baskı diyorsanız en büyük baskıyı gören her zaman hükümettir" ifadelerini kullandı. 

Faiz artırımını savunanları "Sorosçu" olarak nitelendiren Erdoğan, "Bugün faiz arttırın diyenlerle Gezi provakatörlerini serbest bırakın diyenler aynı mahfillerdir. Bunlar Sorosçu, Sorosçu..." dedi.

Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:

TÜRK LİRASI GÜCÜNÜ EKONOMİK ALTYAPIMIZDAN ALIYOR: Öncelikle son gelişme bütün vatandaşlarımızın aslında Türk Lirası'na güvendiğini, güvenmesi gerektiğini gösteriyor. Hele hele bir Trabzonlu vatandaşımızın para konusunda, Türk Lirası'na “Ya kaybettum ama Türk Lirası değer kazansın yeter bağa” dedi. Bu da güzel bir göstergeydi. Türk Lirası gücünü ekonomik altyapımızdan, üretim kapasitemizden ve finansal sektörümüzün sağlamlığından gücünü alıyor.

ANA MUHALEFET VE YAVRULARININ YAPTIĞI CİDDİ BİR YANLIŞ: Dikkat ederseniz şu anda ana muhalefet ve yavruları bunlar Türk Lirası'nı bir kenara koyup daha çok dolar ve Avro'ya endekslenmek istiyorlar. Bunun üzerinden hatta asgari ücrete varıncaya kadar doları baz alarak değerlendirilmesi gerektiğini falan söylüyorlar. Bu aslında çok çok ciddi bir yanlış. Hele hele Merkez Bankası'nda başkanlık yapmış bir insanın “Buradan taviz vermeyin, Türk Lirası yine kayba gidecektir” demesi çok daha çirkin, hiç de yakışmıyor. Daha sonra geri vitese taktı falan, geri adım atmaya kalktı ama bu millet bunu yutmaz.

RASYONEL OLMAYAN HAREKETLENMELERDİ: 2008'de de benzeri oldu, bu tür hareketler kurlarda görülen ve tasarruf sahiplerinin güvenini bozmaya yönelik rasyonel olmayan hareketlenmeler idi. Açıkladığımız Türk Lirası varlıkları güçlendirici paketle biz bu algıyı bozmuş olduk. Vatandaşımız da teveccüh göstererek hızlı bir şekilde TL'ye geçişin, o sabah kapılara dizilmeleri, dövizleri bozarak TL'yi almaları, vatandaşlarımızın milli ve yerli olarak parasına olan güvenin en güzel göstergesiydi.

TL MEVDUATLAR 23,8 MİLYAR LİRANIN ÜZERİNDE ARTTI: Türk Lirası mevduatlar programın açıklanmasından beri, bugün saat 15.00 itibariyle 23,8 milyar liranın üzerinde attığı ve ivmelenerek arttığı devam ediyor. Bugün ekonomi yazarlarıyla, akademisyenleriyle Dolmabahçe'de bir toplantım oldu. O toplantıda bunların hepsini ele alma fırsatımız oldu. Tabii amacımız yatırımcı, sanayici, tasarruf sahibi vatandaşlarımız için kur oynaklığını azaltmak, TL'yi değerli hale getirmek, TL'nin değerine itibar katmaktadır.

ACELE ETMİYORUZ: Kur düzeyi serbest piyasa işleyişi içinde olması gereken seviyeye gelecektir. Benim her zaman bir ifadem var: Para yatağında akar. Yatağını da şimdi buluyor, buldu daha iyi olacak. Acele etmiyoruz. Bu istikrarlı şekilde gerek Maliye Hazine gerekse Merkez Bankamızın dayanışması, bizlerin katkıları, istişari kurullarımızla yerli yerine oturtacağız. Sabırla yola devam etmekte fayda var.

BAY KEMAL EKONOMİDEN HİÇ ANLAMAZ: (Muhalefetin, “Yeni model Hazine'ye çok büyük yük getirecek, Hazine bunu karşılayamaz” eleştirisi) Ana muhalefetin, yavrularının bunların bugüne kadar gerçekçi yaklaşımları hiç oldu mu? Olmadı, bundan sonra da olmaz. Bunu bir defa böyle bilecek, inanacaksınız. Bu ara yalanlar dolanlar aldı başını gidiyor. Bay Kemal her alanda olduğu gibi ekonomi alanında da yalanlarına, halkımızı aldatmaya devam ediyor. Çünkü ekonomiden hiç anlamaz. Geliştirilen bu araçla kısa vadede vatandaşımızın kur oynağından kaynaklanan mağduriyeti gideriliyor. Vatandaş şu anda 2 garantiye sahip: Bir Merkez Bankası, iki Hazine. Yani vatandaşın kaybı olmayacak. Finansal piyasaların daha etkin işlemesini de sağlamış oluyoruz.

PARAMIZ KURDAKİ BU OYNAKLIKLARA ESİR OLMAYACAK: Uygulanan ekonomik program piyasalarda güveni arttıracak, döviz kurunun istikrara kavuşmasını sağlayacak, özellikle kur stabil hale gelmiş olacak. Bu adımın uzun vadede bütçeye yük olmak yerine olumlu katkı sağlamasını da öngörüyoruz. Şimdi burada ekonomik ve finansal istikrarın sağlanması, toplumsal refah, kamusal hizmetlerin etkin sunulması zaten hükümetlerin görevi. Biz de bu amaçla tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de kamusal, finansal, mali birçok aracı dünya nasıl kullanıyorsa biz de kullanıyoruz. TL mevduat hesaplarına kur koruması sağlanması da dönemin şartları gözetilerek oluşturulmuş önemli araç. Bizim paramız kurdaki bu oynaklıklara esir olmayacak. İnşallah stabil bir kur olayı gerçekleşmiş olacak.

MERKEZ BANKAMIZ ACELECİ HAREKET ETMEYECEK: Merkez Bankamız aceleci hareket etmeyecek. Kademeli bir şekilde geldiği yere doğru inşallah dönecek. TL de orada asli gücünü, dere yatağında akar dedim ya burada TL tam yerini bulacak. Bu 1 hafta mı sürer 10 gün mü sürer? Biz buradaki adımlarımızı Hazine ve Merkez Bankası olarak atıyoruz ki herhangi bir oynaklığa neden olmadan neticeyi alalım.

ÇIKARKEN FİYATLAR ÇIKIYORSA ŞİMDİ DE DÜŞMELİ: (Stokçuluk ve fahiş fiyat uygulamasına dair soru üzerine) Her şeyden önce gerek Hazine ve Maliye gerek Ticaret Bakanımıza, hatta hata Tarım Bakanlığımıza bu talimatları verdik. Burada kontrollerimizi sıklaştıracağız asla bunlara taviz vermeyeceğiz. Vatandaşımızı bu şekilde spekülatif hareketlerle ezmeye kimsenin hakkı yok. Bunun için de denetimler sık yapılacak, biz de diyoruz ki vicdan sahibi olan bütün bu marketler, süper marketler, zincir marketler hepsi de nasıl çıkarken onlar da hızla fiyatları çıkartıp, etiketleri ona göre değiştirdiyseler inerken de aynı şekilde değiştirmeleri lazım. Aksi takdirde atılması gereken adımlar, mevzuat, yasa neyse o adımları atacağız.

FİYAT İNDİRİMLERİ YAPILMAZSA ÜZERİNE GİDECEĞİZ: Fakir fukara gureba bunlara ezilmeyecek. Fiyat indirimleri hızla yapılmazsa Hazine Maliye ve Ticaret Bakanlığımız ellerindeki tüm imkanlarıyla bunların üzerine gidecektir, bundan kimsenin şüphesi olmasın. İnsanımızı yüksek faiz ve hormonlu kur artışından kurtardıysak fahiş fiyatlarda da yine yalnız bırakmayacağız.

BAY KEMAL'İN MESAJ ATTIĞINI TÜSİAD'IN İKİNCİ ADAMI SÖYLEDİ: Ülkesinin ve milletinin hayrına olan her şeye düşman olanlar yine işbaşında. Biz ekonomik bağımsızlık mücadelemizi bunlara rağmen sürdürüyoruz. Bu süreçte yerli ve milli kurumlarımız, STK ve vatandaşlarımızın desteği ile harekete devam ediyoruz. Burada bir şeyi özellikle vurgulamak istiyorum, bahsettiğiniz sivil toplum kuruluşuyla (TÜSİAD) bunlar haziranda görüşme yapmışlar. Hazirandan sonraki olay ise tam bu olayın patlak verdiği gün kalkıyor Bay Kemal bir mesaj atıyor. Bunu da bu kurumun ikinci adamı ziyaretime geldiğinde söylediler. Bu konuda Bay Kemal bu mesajı atıyor. Attıysa siz de bu işin bizim bilgimiz dışında olduğunu söylemeniz lazım. Söyleyin ki millet kimin kim olduğunu öğrenmiş olsun.

TOBB GARİP GARİP AÇIKLAMALAR YAPIYOR: Tabi bizim üzüntümüz başka. Bakıyorsunuz Türkiye'nin en önemli kuruluşu Odalar ve Borsalar Birliği kalkıyor garip garip açıklama yapıyor. Bakıyorsunuz onun altındaki kuruluşlar buna benzer açıklamalar yapıyor. Bizim dayanışma halinde olmamızın gerektiği en hassas dönemde bu tür açıklamalar yapılırken kimse, “Aşağıdan baskılar geliyor da bu açıklamayı yaptım” diyemez. Eğer baskı diyorsanız en büyük baskıyı gören her zaman hükümettir. Böyle bir gün siyaset yapma günü değildir. Eğer burada parana değer biçiyorsan, gerçekten yerliysen ve milliysen gereğini yapacaksın. Demek ki sen ne yerli ne millisin. Biz de diyoruz ki, Türkiye'ye özgü bir ekonomik modeli inşa ediyoruz. Ülkemizin ekonomik bağımsızlığı için çalışıyoruz.

FAİZ DÜZENİ SÖMÜRÜ DÜZENİDİR: Küresel ekonomik sömürü düzeninin kalbinde faiz var. Faiz düzeni zulüm düzenidir. Faiz zengini daha zengin, fakiri daha fakir yapar ve biz bu düzene savaş açtık. 19 yıldır bunlarla savaş halindeyiz. Bu can bu tende olduğu sürece faizcilere hiçbir zaman yürüyün diyemem, onların ne yanında ne arkasında yer alamam. Çünkü bizim inandığımız bu noktada değerler silsilesi içerisinde faizin yeri yok. Biz faizle ayağa kalkan değil, hep söylüyorum faiz sebep, enflasyon neticedir. Bunun uygulamasını gördük. Hatırlayın Başbakanlığım döneminde faiz 4,7 veya 6'ya kadar düşmüştü, enflasyon da 6,7'ye kadar inmişti. Doğru orantılı olarak inmişti. Ne oldu? İşte Gezi olayları patlak verdi. Bunun arkasında hangi emperyal güçler vardı? O güçler Türkiye'nin ayağa kalkmasını istemeyen emperyal güçlerdi. Orada bir sıçrama oldu. Maalesef faiz yükseldi aynı şekilde enflasyon da yükseldi.

BUNLAR SOROSÇU: Bugün faiz arttırın diyenlerle Gezi provakatörlerini serbest bırakın diyenler aynı mahfillerdir. Bunlar Sorosçu, Sorosçu... Ve bunların bütün derdi bu ülkeyi faizden para kazanmak suretiyle zengin olanlarla fakiri daha fakir yapanlar aynı safta. Buna fırsat inşallah vermeyeceğiz. Şu anda yine indiriyoruz. İnşallah Merkez Bankası'nın bu attığı adımlarla beraber çok kısa zamanda enflasyonun da nasıl aşağı indiğini hep beraber izleyeceğiz. Hiç bundan endişem yok. Çünkü bütün meselem faizden sömürü, bunun karşısında durmak. Çünkü sömürülen benim fakir, garip gureba vatandaşım.

DURMUŞ YILMAZ SUÇ İŞLEMİŞTİR: Merkez Bankası'nın itibarını kırabilecek asılsız haber yayamazsınız, piyasa bozucu eylemler ve piyasa dolandırıcılığı yapamazsınız. Finansal piyasalarda manipülasyon suçtur. Burada af yok. Elbette bunları yapanlar hakkında kanuni yollara başvurulacaktır. BDDK şu anda bunlarla ilgili adımlarını atmıştır. Merkez Bankası'nda geçmişte başkanlık yapmış olan zat, o da şu anda bu suçu işlemiştir. Hele hele Merkez Bankası'nda başkanlık yapacaksın, kalkacaksın bu tür yol göstericiliğe soyunacaksın. Bunları da aynı şekilde hesaba çekecekler. İşte “Durmuş paranın ben evin patronuyum” diyor. Evin dairesindeki kapısının ayakkabısıyla ne dalga geçtiler. Ya biz savunduk, şimdi düştüğü hale bak. Gayri millilik budur. Kamu görevinde bulunmuş biri kamu aleyhine açıklama yapamaz. Demek ki bir sorun var. Onlar da bunun bedelini ödeyecekler. Şu anda milletvekilliği sebebiyle yırtar ama en azından tazminat noktasında o bedeli öder.

KREDİYİ FARKLI ŞEKİLDE KULLANAN SÖZDE İŞADAMLARI VAR: Proje bazlı kredi temin edip ondan sonra krediyi farklı şekilde kullanan sözde işadamları var. Bunların da üzerine gitmek görevimiz. Hele hele salgın döneminde ilave kontrol, kısıtlar olmaksızın işletmelerimize finansmana erişim imkanı sağladık. SGK ve vergi borcu olmaması şartını bu dönemde geçici iptal ettik. Ancak Hazine destekli kredi garanti sistemi kapsamında açıkladığımız destek paketlerinde kullandırılan kredinin nakit olarak tahsis edilen kısmının faaliyet alanı dışında, kıymetli maden ve döviz alımında kullanılmayacağına ilişkin kural da koyduk. Bunun tespit edilmesi halinde henüz kullanmadığı kredi kısmını iptal ediyoruz ve destek paketlerinden faydalanmasına da müsaade etmiyoruz.

MERKEZ BANKASI 5 MÜDAHALE YAPTI: 2020 yılında salgın nedeniyle küresel ekonomi yüzde 3,1 oranında bir daralma yaşandı. Bu dönemde G-20 ülkeleri arasında Türkiye, Çin'le birlikte büyüyen iki ülke oldu. Türkiye'de öyle bir ana muhalefet ve yavruları var ki, bunlar Türkiye'nin G-20'den dışlandığını söyleyecek kadar ileri gittiler. Birçok ülke tarihinde en yüksek enflasyon oranlarını yaşıyor. ABD'de enflasyon Kasım ayında yüzde 6,8 ile son 39 yılın enflasyon zirvesine ulaştı. Merkez Bankası etkin bir şekilde iletişim kanallarını kullanıyor. Piyasada sağlıksız fiyat oluşumları olunca Merkez Bankası doğrudan müdahalelerde bulunuyor. Bu arada 5 müdahale yapıldı, hemen muhalefet saldırdı. Merkez Bankası'nın bu yetkisi yasal olarak var. Lafa geldiği zaman Merkez Bankası bağımsız değil diyorsun. Tamam da bu bağımsızlığını sana sorarak mı yapacak? Bay Kemal Merkez Bankası'nı ziyaret etmek istedin, Merkez Bankası kalkıp bana mı sordu, “Buyur gel” dediler gittin. Sana gerekli bilgileri verdiler, çıktın dışarıda Merkez Bankası'nın aleyhinde konuşmaya başladın.

TÜİK BAY KEMAL'E GAYET GÜZEL CEVAP VERDİ: Arkadan TÜİK'e gitmek istediler. TÜİK de gayet güzel cevap verdi. Siz imtihanı Merkez Bankası'nda kaybettiniz dendi. Nerede, Merkez Bankası'nda. Bu kurumaların kendine ait bir gizliliği var. Ben sizinle görüşme yapmayacağım, ne istiyorsanız yazılı gönderin cevabını veririz dedi. Devletin kurumlarını yıpratma anlayışını getiriyor. Ben Cumhurbaşkanı olarak savunma sanayinde istenilen bilgi olduğu zaman Savunma Bakanıma, yeri geldi Dışişleri Bakanıma gidin bilgilendirme yapın dedim. Bütün bu iyi niyetler hep boşa çıkmıştır. Bunlar Meclis'te ve farklı yerlerde gerek Dışişleri Bakanım ve Savunma Bakanımın aleyhine her türlü çirkinliği yapmıştır.

HER TÜRLÜ PROJE BAZLI DESTEĞİ VERMEYE HAZIRIZ: Başta kamu bankaları olmak üzere reel sektöre her türlü proje bazlı desteği vermeye hazırız. Ama proje bazlı ve bu konuda sapma olmayacak. Proje bazlı derken yatırım, istihdam, ihracat bu noktada özellikle büyümeye yönelik adımı atmak, bütün bunlarla beraber o beklediğimiz sıçramayı da yapmak. Önümüzdeki dönemde ayrıca katma değerli üretimin arttırılması, ithalata olan bağımlılığın azaltılması, beşeri sermayenin güçlendirilmesi konusunda politikalarımıza devam edeceğiz.

GIDA BANKACILIĞININ GELİŞTİRİLMESİNE YÖNELİK ADIMLAR ATIYORUZ: Ayrıca gıda fiyatlarını dengelemeye yönelik orta vadeli çalışmalarımıza devam ediyoruz, tarımsal üretime yönelik olarak riskleri önceden tahmin eden erken uyarı sistemini hayata geçirdik. Gıda bankacılığının geliştirilmesine yönelik adımlar atıyoruz. Hedef tarım, hayvancılıkta görülmemiş adımı atmak. Artık tarım, hayvancılık olayının ne denli önemli olduğunu inşallah halkımız görecek, çiftçimiz de bunun mutluluğunu, bahtiyarlığını yaşayacak.

HDP SİYASİ TERÖRİST: Siyasi ahlaktan uzak bir yapı. Ve siyasi ahlaktan uzak bir yapının temsilcileri de ortada: Bay Kemal, Meral hanım ve onun yanındakiler. HDP'yi söylemeye gerek yok, onlar siyasi terörist. Bütün bunlar açık ve net ortada. Bu millet bunları daha fazla kaldıramaz. İnşallah 2023 seçimlerinde gereken dersi vermek suretiyle bunları geldikleri yere göndereceklerdir. Milletin kendilerine teveccüh göstermediklerini görünce bunların sinirleri bozuluyor, öfkeden çıldırıyorlar. Millete karşı kibirleri o kadar büyük ki bunlar siyasette etik, ahlak ve seviye bırakmadılar.

BAY KEMAL'İN BU RUH HALİNİ SAĞLIKLI BULMUYORUM: Tek kelimeyle edepsizlik olarak değerlendiriyorum. Yani bir genel başkana bu el hareketi (CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun bütçe konuşmasındaki el hareketi) yakışır mı? Dost meclislerinde nasıl konuşursan konuş ama orası milletin meclisi kutlu bir çatı, edebini takınmak zorundasın. Ben Bay Kemal'in bu ruh halini sağlıklı bulmuyorum. İfadeleri, davranışları sertleşmekten öte şirazesini, dengesini kaybetti.

LÜTFÜ TÜRKKAN'A EN AĞIR BEDELİ ÖDETECEĞİZ: Ne demiş, “Elime değil sözlerime bakın”. Hadi senin sözlerine baktık, şehit yakınına küfreden kendini bilmezi ne yapacağız? O da senin ortağın. Bu edepsizliklerin, saygısızlıkların görmezden gelinecek bir yanı yok. Şehit yakınına küfreden hadsizin de takipçisi olacağız, milletvekilliğinin (İYİ Parti milletvekili Lütfü Türkkan) sonlandırılması dahil en ağır bedeli de ödeteceğiz. Zaten Kocaeli'ndeki davaları devam ediyor. Devletin arazilerine çökmeleri, yaptıkları korsancılık. Bunlar yenilir yutulur şeyler değil, millet bunun hesabını soracak.

BOŞANMA HUKUKUNU MAĞDURİYETLERE YOL AÇMADAN ELE ALACAĞIZ: Temennimiz odur ki bu yıl içerisinde bu problemi çözelim ama bu konudaki gerek Adalet Bakanlığımız gerek Aile Bakanlığımız çalışma yürütüyorlar. Kadınların mevcut haklarından geriye dönüş anlamına gelebilecek bir çalışma asla söz konusu değildir, böyle bir anlayışa sahip değiliz. Ancak tüm tarafları koruyacak, çocuğu da gözetecek, kadın ve erkek arasında ortak bir denge gözetecek bir usul geliştireceğiz. Önümüzdeki yıl içinde nafakayı da içine alacak şekilde boşanma hukukuna bağlı konuları, yeni mağduriyetlere yol açamayacak şekilde tümüyle ele alacağız. (HABER MERKEZİ)