YAZARLAR

Enerjide ulusal bağımsızlık ve bütünsel yeşil dönüşüm için

‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında CHP Enerji Politikaları’ iki temel hedefe yönelik bir yol haritası. Enerjide ulusal bağımsızlık ve yeşil dönüşüm, bu politikaların ana hedeflerini oluşturuyor. Tabii ki sosyal demokrat bir bakış açısıyla enerji yoksulluğunu ortadan kaldırma hedefini de bir siyasi ve ahlaki vizyon olarak belirtmek gerekiyor. Türkiye’ye gereken enerjinin kaynağı bir metin bu...

CHP Enerji ve Altyapı Genel Başkan Yardımcılığı tarafından hazırlanan, kapsamlı ve bugünden yarına vizyoner bir yol haritası olan ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında CHP Enerji Politikaları’, iktidarın ağzına sakız ettiği, Millet İttifakı’na yönelik “Bunların programları da vizyonları da yok” eleştirisinin anlamsızlığını ortaya koyan bir çalışma... 21’inci yüzyılda hâlâ, en ufak bir küresel krizde, enerji ithalatına milyarlarca dolarlık ek fatura ödemekten tutun da, çevre düşmanı yaklaşımları ortadan kaldıracak bir program hazırlanmış. Yıkıcı etkisini çok daha fazla hissedeceğimiz iklim krizine yönelik önlemleri de içinde barından bir vizyona sahip bu yol haritası. Büyük olasılıkla enerji sektörüne yönelik bu program gibi, diğer sektörlere yönelik benzeri çalışmalar da var.

Seçime bir haftadan da az bir süre kala, bu programların bilinmesinin ve en azından toplumun bir kesimi tarafından öğrenilmesinin önem taşıdığı kesin. Zira, Türkiye tarihinin gördüğü en gerilimli seçim sürecinin içerisindeyiz ve seçim sonrası ülkemizi birikimli bir ekonomik kaos bekliyor. Şu gün yaşadığımız tüm gerilimler, bizi bekleyen krizin yanında çok hafif kalacak. Plansız, programsız, sadece popülist ve palyatif çözümlerle bu birikimli krizden çıkış şansımız yok. “Cumhur İttifakı’nın seçimden galip çıkma ihtimali hiç mi yok?” sorusuna şimdiden yanıt vermiş olayım: Olabilir, ama bu durumda, Türkiye’nin herhangi bir krizden galip çıkma şansı olmayacak.

Şimdi dönelim ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında CHP Enerji Politikaları’na... İki temel hedefe yönelik bir yol haritası bu. Enerjide ulusal bağımsızlık ve yeşil dönüşüm, bu politikaların ana hedeflerini oluşturuyor. Tabii ki sosyal demokrat bir bakış açısıyla enerji yoksulluğunu ortadan kaldırma hedefini de bir siyasi ve ahlaki vizyon olarak belirtmek gerekiyor.

ENERJİDE ULUSAL BAĞIMSIZLIK

Belgenin girişindeki bazı saptamalar, enerjide ulusal bağımsızlık hedefinin temel nedenlerini ve aciliyetini de ortaya koyuyor. CHP Enerji ve Altyapı Projelerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Akın, şöyle yazmış: “Enerji arz güvenliğini sağlamak, enerjide yeşil dönüşümü ger­çekleştirmek ve oluşan enerji yoksulluğunu aşmak ve enerjide yeni bir dönemi başlatabilmek için enerji politikalarını yeniden tasarlamak ve enerji kaynaklarını çeşitlendirmek bir zorunluluk haline gelmiştir. Bununla birlikte, özellikle son dönemde, Rusya-Ukrayna özelinde yaşanan savaş hali ve Batı ülkelerinin ambargolar ve enerji bağımsızlığı için daha fazla ulusal kaynak kullanımı olarak tezahür eden kapsamlı ve dramatik politika değişiklikleri, jeopolitik faktörleri ve tedarik zincirlerini de dikkatle yönetilmesi gereken bir risk ve kısıt alanı olarak karşımıza çıkarmaktadır.”

NE KADAR ÇOK KAYNAK O KADAR BAĞIMSIZLIK

Enerjide ulusal bağımsızlık, öncelikle Türkiye gibi hidrokarbon temelli enerji kaynaklarının yetersiz olduğu bir ülkede, yerli enerji kaynakları sepetini çeşitlendirmek ve güçlendirmekle mümkün. Türkiye, hidrokarbon temelli enerji kaynaklarından sadece düşük kaliteli kömür rezervlerine sahip. Ancak kömürün, hele ki enerji krizinin temel sorunlardan biri olduğu günümüzde kullanılması gerek çevre sorunları gerekse uluslararası ilişkiler açısından akılcı bir çözüm değil. Peki öyleyse?.. Öyleyse başta güneş olmak üzere rüzgar, hidrojen, biyoyakıt ve diğer enerji kaynaklarına yönelmek gerekiyor. Ve tabii ki su kaynaklarımızı da efektif olarak kullanmamız şart.

AYDINLIKTA YAŞAMAK İÇİN ÖNCE GÜNEŞ!

CHP, yol haritasında ilk sıraya güneş enerjisini koyuyor. Birkaç nedenle... Bir Türkiye güneşi bol bir ülke, iki güneş enerjisi santrallerinin (GES) kurulum maliyetleri eskisi kadar pahalı değil, üç GES kurmak için yeterince araziye sahibiz. Ancak, enerjide ulusal bağımsızlık demek geniş bir enerji sepetine sahip olmak demek. İşte bu sebeple, rüzgar ve diğer enerji yatırımlarına yönelmek de bu yol haritasının bir parçası... Yol haritasında hidrojen enerjisine ayrıntılı olarak yer veriliyor olması özellikle sevindirici.

ÜRETİMDE ALTERNATİF VE YAYINIK MODELLER

Denilebilir ki, “yenilenebilir enerji kaynakları herkesin dilinde, ama geçiş süreci asıl mesele”. Yani yatırımı, depolanması, iletimi ve diğer unsurlar... Çok doğru! Benim açımdan, ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında CHP Enerji Politikaları’nı önemli kılan da bu. Bu sorunun yanıtları var metinde. Söz gelimi yatırımlar ve enerji üretiminin farklı ölçeklerde yayınıklaştırılması çok önemli bir vurgu. GES’lerden bir örnek vereyim. Çatım GES projesi, konutların kendi enerjisini kendilerinin üretmesine yönelik bir proje. Sanayim GES de sanayi kuruluşlarının tüketeceği enerjiyi üretmesini hedefliyor. Çatım GES için gerekli yasal mevzuatın hazırlanmasına yönelik öngörüler bile hazır. Bu sayede, hem hanehalkı enerji faturası ödemeyecek, hem temiz enerjiyle çevre dostu bir enerji üretimi ve tüketimi gerçekleşmiş olacak, üstelik yerinde... Sanayim GES ise üretimin en temel girdilerden biri olan enerjinin maliyetini büyük oranda azaltıp, üretim maliyetlerini düşürerek rekabet avantajı yaratacak pek çok pozitif dışsallık sağlayacak.

TÜKETENİN ÜRETEN OLABİLECEĞİ BİR SİSTEM

Enerjiyi tüketenlerin yerinde üretmesi, hem yatırım maliyetlerini azaltan, hem enerji verimliliğini artıran bir yaklaşım. Yine enerji üretiminin yayınıklaştırılması ve bölgesel olarak dağıtılabilmesi açısından enerji üretiminde kooperatifleşme hamlesi de çok dikkate değer bir yaklaşım. Enerjide kooperatiflerin devreye girmesi, hem özel sektörün egemenliğini belli ölçüde azaltabilecek hem de enerji piyasasında daha sağlıklı bir rekabet ortamı oluşturabilecek bir gelişme olacaktır. Bu üretimin yenilenebilir enerji kaynaklarıyla gerçekleştirileceğini de buna ekleyin, enerjide yeşil dönüşüm için de bir kaldıraç etkisi yaratacaktır.    

2030 ve daha sonra 2050’leri kapsayan bu enerji politikalarının yol haritası altı ilke, altı tema, altı sektör, 16 proje ve güçlü yönetişim vizyonu üzerine şekilleniyor. Öncelikle, sosyal demokrat bir yaklaşımla, enerji yoksulluğunu gözeten ve halkın enerjiye rahat erişimini sağlayan kamu politikaları... Söz gelimi, enerji yoksulu yurttaşların ve küçük işletmelerin enerji faturalarının, oluşturulacak Sosya Enerji Fonu (SEF) ile karşılanması. Peki fona para nereden gelecek? Birkaç yöntemi var, söz gelimi faturalardan alınacak bir payın aktarımı, ama daha kalıcı ve etkin formüller de var. Mesela, Elektrik Üretim A.Ş. bu fona gelir yaratmak için yenilenebilir enerji kaynaklarından enerji üretecek tesisler kuracak. Bu enerjinin satışından elde edilecek gelirle bu fon desteklenecek.

ULUSAL BİR PERSPEKTİF: MİLLİ ENERJİ KURULU

Kamunun enerji politikalarındaki rolünün yeniden yapılandırılması gerçekleşmeden bu yol haritasını hayata geçirmek tabii ki mümkün değil. Bu doğrultuda, Cumhurbaşkanlığı’na bağlı Milli Enerji Kurulu oluşturulacak. Enerji sektöründe yaşadığımız sorunların ve darboğazların aşılabilmesi için yeni kurumlara ihtiyaç var. Oluşturulacak bu yeni kurumlar Milli Enerji Kurulu bünyesinde yapılandırılacak, parlamenter sisteme dönüldükten sonra bu kurum Başbakanlığa veya ilgili bakanlığa bağlı çalışacak. Yatırım Destek Ofisi, adı üstünde yeni yatırımların finansmanına destek verecek. Sosyal Enerji Fonu enerji yoksulluğuna çözüm bulacak.

İklim Bankası, en önemli kurumlardan biri olarak öne çıkıyor. Bu sadece finansman odaklı bir kurum olmayacak. Türkiye’nin iklim diplomasisi ve finansmanına odaklanacak. Stratejik önceliklere göre hızlı ve kapsamlı finansman sağlanması ana amacı olacak. Özel sektöre, kamuya ve yerel yönetimlere hızlı ve kapsamlı finansman kaynağı sağlayacak. İklim fonlarından azami kaynak arayışı da bankanın fonksiyonları arasında.  

KÜRESEL KARBON PAZARINDAN AZAMİ FAYDAYI SAĞLAMAK İÇİN

Enerjide ulusal bağımsızlık ve yeşil dönüşüm hedeflerine bilimsel ve efektif bir perspektifle ulaşılması görevi, Enerji Verimliliği ve Dönüşüm Enstitüsü’nün öncülüğünde gerçekleşecek. Yine önemli kurumlardan biri İklim Bankası bünyesinde yer alacak Karbon Rezerv Merkezi olacak. Kamu sektöründe geliştirilecek karbon kredileri bu merkezde tutulacak. Özel sektör yatırımlarından oluşan karbon kredisinin bir kısmı da bu merkeze aktarılacak. Türkiye Karbon Pazarı da bu yapı içinde kurgulanacak. Bu neden önemli? Çünkü karbon pazarı, küresel bir pazar olarak yakın gelecekte tüm gelişen ekonomiler için bir finansman kaynağı olarak öne çıkacak. 

Güneş ve Rüzgar Enerjisi Teknoloji Ofisi aracılığıyla, güneş ve rüzgar enerjisi teknolojilerinde kendini kanıtlamış bir ülkeyle işbirliğine girilerek hem üretim hem depolama konusunda kendine yeterli bir ülke haline gelmek hedeflenecek.

Bunlar enerji politikalarının hayata geçirilebilmesi için gerekli kurumlar… Bu kurumların yapılandırılması sürecinde, katılımcılık ve güçlü yönetişime de büyük önem veriliyor. Bu çerçevede, eğer Millet İttifakı iktidara gelirse, ilk yapılacak işlerden biri enerji sektörünün doğrudan ve dolaylı tüm paydaşlarıyla bir araya gelinerek yol haritasına görüş ve katkılarının alınması olacak. Ve bu katılımcı yöntem sürdürülecek.

HEDEFLERE BÜTÜNCÜL ÇÖZÜMLER

Tüm bu yeniden yapılanma, bazı temel hedeflere ulaşmak için… Bunların başında enerji yoksulluğunu gözeten ve halkın enerjiye kolay erişimini sağlayacak kamu politikalarını hayata geçirmek var. Yani hiçbir yurttaşın karanlıkta ve soğukta kalmayacağı bir ülke hedefleniyor.

Kamunun enerji politikalarındaki rolünün yeniden yapılandırılması bu açıdan önemli. Kamu enerji pazarında hegemon bir güç olmayacak, ama planlama, yönlendirme, teknolojik altyapı ve finansal kaynak bulmakta önemli bir görev üstlenecek. Bu enerji arz güvenliğini sağlayacak bir piyasa yapısının oluşturulmasını da içeriyor. CHP’nin enerji yol haritasında, yeşil dönüşümün temel bir hat olduğunu zaten belirtmiştim. Bu salt çevreci bir konseptin yansımasının ötesinde, orta vadede uluslararası finansal kaynakları çekmek açısından da önemli. Zira küresel ölçekte yeşil tahvillerden karbon fonlarına kadar çok geniş ve derinlikli bir finans kaynağı ortaya çıkacak. Ve yol haritasında yer alan yenilenebilir enerji yatırımlarının hayata geçirilmesi için Türkiye’nin uluslararası finansmana ihtiyacı var.

HEDEFLERİ GERÇEKÇİ KILAN ÜÇ VADELİ BİR PROGRAM

Hedefleri zamana yaymak, bir yol haritasının gerçekçi ve sürdürülebilir olmasının ön koşulu. Belki de, ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında CHP Enerji Politikaları’nın en güçlü yanı bu. Hedefler belli zaman aralıklarında gerçekleştirilmek üzere saptanmış. 90, 180 ve 365 günlük bir planlama yapılmış. Ve bu hedefler, farklı sektörlerin sorunları göz önüne alınarak hazırlanmış. Bununla da kalınmamış, 2030 ve 2050’ye yönelik hedefler de zaman aralıklarıyla belirtilmiş.

Uzun ve orta vadeli hedefleri kaba hatlarıyla sıraladığım için, ben kısa vadeli hedeflerden sadece iki örnek vereceğim: Tarıma ‘kırmızı mazot’, ulaşıma ‘mavi mazot’ desteği... ‘Kırmızı Mazot’ uygulamasıyla, çiftçiye, besici­ye, süt üreticisine, balıkçıya mazot vergisiz olacak, KDV ve ÖTV alınmayacak. Bu mazot, kırmızı marker ile boyanacak. Bu tür mazotu başka bir sektör ya da vatandaş kullanamayacak. Çiftçiler daha ucuz mazotla üretirken zarar etmeyecek. Kısa bir süre içinde sulama ve benzeri tarımsal faaliyetlere yönelik elektrik de bedava olacak. Sıfır ÖTV’li sadece yüzde 8 KDV’li ‘Mavi Mazot’ ile, hem vatandaş dilediği yere çok daha ucuza ulaşma imkanına kavuşacak hem de ulaşım ve nakliye sektörü nefes alacak. Her ikisinde de gördüğünüz üzere, ülkenin kalkınma hedefleri dikkate alınarak salt enerji sektörüne yönelik değil, genel ekonomiye yönelik katma değer ön planda tutulmuş.

HAMASET KARANLIKTA BIRAKIR, BİLİM VE AKIL HERKESİ AYDINLATIR

Sonuçta sözünü ettiğim ‘Cumhuriyetin İkinci Yüzyılında CHP Enerji Politikaları’ 91 sayfalık bir belge... Son bölümü ise madencilik sektörüne ayrılmış. Tüm detaylarını bu yazıda aktarmak imkansız, ama ilgilenenler mutlaka okumalı. Türkiye’ye gereken enerjinin kaynağı bir metin bu...

Ve biliyoruz ki, her gün bir yerde, doğalgaz, petrol yatakları keşfi haberleriyle, belki bir kesimi kandırmak mümkün, ama karanlıkta ve soğukta kalmaya bir çözüm olmayacağı kesin! Bugüne kadar hamasetle elektrik üretilmediği kesin!..