Ekonomistler: Karar, Hazine’nin tek haneli fonlanmasının önünü açtı

Beklentinin üzerindeki faiz indirimiyle KKM ve TL mevduat faizlerinin de düşmesini sağlayan Merkez, bankaların menkul kıymet ihtiyaçlarıyla Hazine’nin de tek haneli fonlanmasının önünü açtı.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Merkez Bankası ekim ayı Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında 100 baz puanlık beklentilerin üzerinde 150 baz puan daha indirim yaptı ve politika faizini yüzde 12’den yüzde 10,5 seviyesine çekti.

Dünya gazetesinden Şebnem Turhan'ın haberine göre; PPK kararında kurulun takip eden toplantıda da benzer bir adım atıldıktan sonra faiz indirim döngüsünün sona erdirilmesini gündemine aldığı belirtilerek kasım toplantısında faizin yüzde 9 ile tek haneye çekileceği mesajı verildi.

Merkez Bankası ağustos ve eylülde 100’er baz puanla başlayan ve ekimde 150 baz puana çıkan faiz indirim döngüsü bankaların TL mevduat faizlerine direkt etki ediyor. Hem kur korumalı mevduat hem de TL mevduat faizleri de 150 baz puan gerileyecek ve bankacılık kaynakları da bunun Merkez Bankası tarafından TL mevduat oranına getirilen hedefin tutturulmasının çok daha güçleşmesine neden olacağına dikkat çekti. Bu da bankaları daha fazla devlet tahvili almaya yöneltecekken Merkez Bankası indirimiyle birlikte Hazine’nin de tek haneli borçlanmasına ön ayak oldu.

Yüzde 80’i aşan enflasyona rağmen bankalara zorunlu hale getirilen tahvil alımları sayesinde 10 yıllık gösterge tahvil faizi de yüzde 11’in altında seyrediyor. Büyümeyi ve istihdamı önemsediğini ve finansal koşulların bunun için kritik önemde olduğunu belirterek faiz indirimi yaptığını belirten  analistler Hazine’nin de düşük faizli fonlanmasının da Merkez Bankası’nın dikkat çektiği büyümeye destek vereceğini dile getirdi.

 KKM FAİZİ YÜZDE 13,5'E İNECEK 

Merkez Bankası son üç ayda 350 baz puan indirim yaparak politika faizini yüzde 14’ten yüzde 10,5’e çekti. Merkez Bankası’nın indirimleri bankacılık sektöründe mevduat faizine direkt yansıyor. Mevduat faizleri de 150 baz puan düşüş yaşanması bekleniyor. Kur korumalı mevduata verilen faiz de politika faizinin 3 puan üstü olabiliyor bu da indirim sonrası KKM için bankaların verdiği faiz oranının yüzde 13,5’e düşeceğini gösteriyor. Bankacılık uzmanı Merkez Bankası’nın üst üste indirimleriyle gerileyen düşük mevduat faizi ve kamu tarafının yaptığı satışlarla yatay seyreden dolar/TL nedeniyle kur korumalı mevduata da ilginin azalacağını dile getirerek TL mevduatı bankaya almanın artık çok zor olduğunu vurguladı.

Yüzde 80’i aşan yüksek enflasyon ortamında bankaları haftalık repo faizi olan politika faiziyle düşük maliyetli fonlayan Merkez Bankası, özellikle ticari kredi faizlerinin düşürülmesi ve TL mevduatın payının artırılması için üst üste ek sabit kuponlu tahvil tutmayı zorunlu tutan adımlar attı. Bankaların TL mevduatta yüzde 50-60 sınırını tutturmasının zor olduğuna dikkat çeken bankacılık kaynakları özellikle indirimle birlikte düşen mevduat faizleriyle çok daha güç olacağını vurguladı. Bu nedenle yine bankaların devlet tahvillerini düşük faizden almak zorunda kalacağına işaret eden bankacılık kaynakları tam bir kapalı devre şeklinde sistemin işlediğine de dikkat çekti. Merkez Bankası’nın indirimle bütçe tarafının fonlanmasını da amaçladığını söyleyen bankacılık uzmanı sistemin kendi içinde swapla para verip TL tarafında tahvil aldığını ve kapalı devre olarak sürdüğünü vurguladı.

 MERKEZ BANKASI PPK KARARINI UZMANLAR NASIL YORUMLADI?

BANKALARIN 80 MİLYAR LİRALIK DAHA TALEBİ OLACAK: TOBB ETÜ Öğretim Üyesi Doç. Dr. Atılım Murat: Merkez Bankası keşke toplantıda faizi direkt tek haneye indirseydi de artık tek haneyi konuşmayı bıraksaydık. Türkiye’de artık piyasa mekanizması tam olarak çalışmadığı için faizin yüzde 10,5 veya 9 olmasının hiçbir önemi yok. Faiz indirimi kredi faizlerine yansıması olmuyor çünkü kredi kanalını kapatmış durumdayız. Yani bir yandan gevşek para politikası var bir yandan da sıkı para politikayı uyguluyoruz. Politika faizi sembolik bir faiz alınan makroihtiyati önlemler daha önemli. Bu politikayı oluşturanlar bankaların mevduat toplamasına ihtiyaç olmadığını da görüyordur nihayetinde kredi verilmediği için mevduatı ne yapacak bankalar. Hazine’nin de bu yüzden yeni tahvil ihracına ihtiyacı var. TL mevduat oranını tutturamayacak olan bankaların Hazine tahvillerine bugünkü toplam mevduat büyüklüğü dikkate alındığında 80 milyar liralık daha talebi olacak. Ve Hazine’nin elinde bu kadar bono yok. Yeniden ihraca gitmek zorunda kalacak.

TAHVİL FAİZLERİNDE GERİLEMEYİ DESTEKLİYOR: Gedik Yatırım Baş Ekonomisti Serkan Gönençler: TCMB büyüme önceliğini koruyor, kasımda tek haneli politika faizi kuvvetle muhtemel. Açıklama metninde dış talepteki azalmaya dikkat çeken TCMB 150 bazpuanlık faiz indiriminin gerekçesini açıklarken, küresel büyümeye yönelik belirsizliklerin ve jeopolitik risklerin daha da arttığı bir dönemde sanayi üretiminde yakalanan ivmenin ve istihdamdaki artış trendinin sürdürülmesi açısından finansal koşulların destekleyici olması kritik önem arz ettiğine vurgu yapıyor. Buna göre, TCMB’nin büyüme önceliğini koruduğu görülüyor. TCMB parasal aktarım mekanizmasının etkinliğini destekleyecek araçlarını güçlendirmeye devam edeceğini belirtmeye devam ediyor. Buna göre, enflasyon beklentilerindeki yüksek seviyelere karşın, TL tahvil faizlerindeki aşağı yönlü baskılanmanın da devam edeceğini söyleyebiliriz. TL tahvil faizlerindeki bu düşüş, önümüzdeki dönemde genişleyici maliye politikası konusunda hükümetin elini de rahatlatabilir. Ticari kredi faizlerinin makroihtiyati tedbirlerle referans faiz oranına endekslendiği dikkate alındığında, ticari kredi faizleri de %19,0 civarı seviyelerden önümüzdeki günlerde %17,0 civarı seviyelere gerileyebilir.

ENFLASYON KONUSUNDA YENİ BİR ŞEY SÖYLEMİYOR: İş Yatırım Ekonomisti Dağlar Özkan: TCMB, indirim döngüsünü piyasanın hali hazırda fiyatladığı %9,0 seviyesinde sonlandıracağını ima ederek piyasa beklentilerini destekliyor. Merkez Bankası faiz indirim döngüsünün arkasındaki temel gerekçeyi dış talep kaynaklı iktisadi faaliyette ivme kaybı olarak açıklamaya devam ediyor. Ekim toplantısına dair basın duyurusu, kasım ayına yönelik yönlendirme haricinde, ağustos ve eylül metinlerine çok benziyor. Makro ihtiyati uygulamalara yönelik açıklamalarda herhangi bir değişiklik görülmüyor. Merkez Bankası enflasyon konusunda da yeni bir şey söylemiyor. Küresel barışın tesis edilmesi ile dezenflasyon sürecinin başlayacağı bir kez daha tekrar ediliyor. Yılsonu Dolar/TL kuru tahminimizi 20,00 TL olarak koruyoruz. Cari dengenin bozulduğu, portföy çıkışlarının sürdüğü ve dış borç servisinin arttığı dönemde TL’deki nominal değer kaybının bir miktar hızlanacağına ve bunun dış ticaret dengesi açısından olumlu olacağına inanıyoruz. Ancak 2021 kışına benzeyen intizamsız kur şoku beklemiyoruz. (HABERİN TAMAMI)