Kriz kahini: Dünya ekonomisi için üç ihtimal var

Nouriel Roubini küresel ekonomi için üç tane senaryo öngörüyor. Roubini, büyük ekonomilerin yapısal reformlarda yavaş davranacağını düşünüyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - ABD'de 2008'te çıkan ekonomik krizi önceden öngören ekonomist Nouriel Roubini küresel ekonominin geleceğini değerlendirdi. Roubini'nin Dünya gazetesinde yayınlanan, "Küresel ekonomi için üç senaryo" başlıklı yazısında, "2016 yılından beri devam eden büyüme hareketi devam mı edecek yoksa küresel ekonomiyi geçtiğimiz yıllarda olduğu gibi yeni kuyruk riskleriyle baskılayacak, geçici bir yukarı yönlü hareketlenme mi yaşanıyor?" sorusunu soruyor. 2015 yazı ve 2016 yılı başlarında yatırımcıların Çin’in sert düşüşünden ve ABD Merkez Bankası’nın (FED) sıfır faiz politikasından hızlı bir şekilde çıkmasından korktuğunu hatırlatan Roubini, ABD’nin GSYH’sinde bir duraklama ve petrol fiyatlarındaki düşüşün büyümeyi düşürmek için yapılan bir 'komplo' olduğunu söyledi. Roubini yazısının devamında şunları söyledi:

ÜÇ SENELİK DÖNEM İÇİN ÜÇ MUHTEMEL SENARYO 

"Önümüzdeki üç sene kadarlık dönemde küresel ekonomi için üç muhtemel senaryo düşünülebilir. Boğa piyasası senaryosuna göre dünyanın en büyük ve sistematik olarak en önemli ekonomileri –Çin, Euro Bölgesi, Japonya ve ABD– büyüme potansiyelini yükseltmek ve finansal kırılganlıkları gidermek için yapısal reformlar uygulayacaklar. Dönemsel hızlanma daha güçlü potansiyel ve reel büyümeyle ilişkilendirilir şekilde gerçekleşirse, bu çabalar sağlam bir GSYH büyümesi sağlar, enflasyon ılımlı bir şekilde yükselir ve finansal istikrar nispeten uzun yıllar devam eder. ABD ve hisse piyasaları daha güçlü temellerle birlikte yeni rekorlar görür.

Ayı piyasası senaryosuna görü tam tersi olur: Dünyanın en büyük ekonomileri potansiyel büyümeyi yükseltecek yapısal reformları uygulamakta başarısız olurlar. Çin bu ay gerçekleşecek Komünist Parti Ulusal Kongresi’ni reformlar için bir katalizör olarak kullanmak yerine aşırı kaldıraç ve fazla kapasite yolundan devam eder. Euro Bölgesi daha fazla entegre olamazken politik kısıtlar ulusal politika yapıcıların büyümeyi destekleyen yapısal reformları uygulama kabiliyetlerini sınırlandırır. Ve Japonya Başbakan Schinzo Abe’in ekonomik stratejisinin üçüncü ‘oku’ – arz yanlı reformlar ve ticaretin serbestleşmesi – söndükçe düşük büyüme gidişatında sıkışıp kalır.

ABD’ye gelirsek, Trump yönetimi bu senaryoda zengine çok daha fazla fayda sağlayan vergi kesintileri, ticaret korumacılığı, göçmen kısıtlamaları gibi uygulamaların dahil olduğu bir politika yaklaşımını benimsemeye devam eder ve bu yaklaşım potansiyel büyümeyi düşürür. Aşırı mali teşvikler kaçak açıklara ve borçlara götürür, bu daha faizlerin ve doların yükselmesi ve büyümenin daha da zayıflamasıyla sonuçlanır. Tetiği çekmeye hazır halde bekleyen Trump Kuzey Kore’yle – ve sonrasında İran’la - askeri bir çatışmaya dahi girebilir – ki bunlar da Amerika’nın ekonomik görünümünü daha da bozar.

Bu senaryoda büyük ekonomilerde reform yapılmamış olması döngüsel ekonomiyi düşük büyüme trendiyle sınırlar. Eğer potansiyel büyüme düşük kalırsa gevşek para ve kredi politikaları eninde sonunda ürün ve/veya varlık enflasyonuna neden olur, o da ekonomik yavaşlama sebebidir – hatta varlık balonları patlarsa veya enflasyon yükselirse - doğrudan bir resesyona ve finansal krize bile neden olabilir.

'BÜYÜME VE HİSSE PİYASALARINDAKİ İYİLEŞME BİR SÜRE DAHA DEVAM EDECEK'

Üçüncü senaryoda – ki bence gerçekleşme ihtimali en yüksek olanı – hikâye ikisinin arasında bir yerde geçecek. Hem büyümedeki hem hisse piyasalarındaki dönemsel iyileşme bir süre daha son kalan kuyruk rüzgârlarının desteğiyle devam edecek. Fakat büyük ekonomiler potansiyel büyümeyi iyileştirecek bazı yapısal reformları gerçekleştirseler de değişimin hızı potansiyeli yükseltmek için gerekli olandan çok daha yavaş, kapsamı çok daha mütevazi olacak.

Çin’de bu zor bela senaryo sadece sert bir düşüşü engellemeye yetecek kadar ama tam anlamıyla yumuşak bir düşüşü engellemeye yetmeyecek kadar çaba sarfedileceği anlamına geliyor; finansal kırılganlıklara çözüm aranmayacak ve zamanla sıkıntı neredeyse kaçınılmaz bir hal alacak. Euro Bölgesi’nde bu senaryo daha derin bir entegrasyona yönelik sadece önemsiz adımlar atılacağı, Almanya’nın gerçek bir risk paylaşımını reddetmeye devam edeceği veya zorda olan üye ülkelerin sıkı reformlar gerçekleştirmesi için mali birliği zayıflatacak teşviklere devam edeceği anlamına geliyor. Japonya’da gittikçe daha etkili hale gelen Abe yönetimi daha minimal reformlar uygulayarak potansiyel büyümeyi yüzde 1’in altında çakılı bırakacak.

ABD’de Trump başkanlığı dengesiz ve beceriksiz olmaya devam edecek. Popülist laflarına rağmen gittikçe daha fazla ABD vatandaşı Trump’ın sadece zenginlerin çıkarlarını koruyan bir plutokrat/varsılerkçi olduğunu anlayacak. Eşitsizlik artacak; orta sınıf duraksayacak; ücretler neredeyse artmayacak ve tüketim ve büyüme cılız kalmaya devam edecek ve zar zor yüzde 2’ye yaklaşacak.

Fakat bu zor bela senaryonun sonuçları vasat ekonomik performansın çok çok ötesinde riskler taşıyor. Bu senaryo stabil olmayan bir dengeyi ve stabil olan bir dengesizliği, ekonomide kırılganlığı, finansal ve jeopolitik şokları temsil ediyor. Bu gibi şoklar eninde sonunda gerçekleştiğinde ekonomi küçük bir dokunuşla yavaşlamaya başlayacak veya şok çok büyükse resesyona veya finansal krize bile girecek.

Başka bir deyişle eğer dünya sadece zor bela senaryo için çabalayacaksa ki muhtemelen öyle olacak gibi duruyor, üç ya da dört yıl içinde daha ayı bir görünümle karşılaşabilir. Çıkartılacak ders çok açık: Ya politik liderler ve politika yapıcılar daha iyi orta vadeli bir görünümü garanti edecek liderlik tavırları sergileyecekler ya da aşağı yönlü riskler çok da uzun sayılmayacak bir süre sonra gerçekleşecek – ve küresel ekonomiye ciddi zararlar verecek."

Nouriel Roubini kimdir? 

1959 yılında İstanbul’da dünyaya gelen Prof. Dr. Nouriel Roubini, aslen İran Yahudisi olan ailesi ile birlikte iki yaşındayken Tahran'a taşındı. Daha sonra, ailesi ile yaşamını İsrail ve İtalya'da sürdürdü. Burada ilk ve orta öğretimini tamamlayan Roubini, ardından Amerika’ya giderek Harvard Üniversitesi’nde Uluslararası ekonomi eğitimini tamamladı ve mezun oldu. Roubini Macro Associates'in Yönetim Kurulu Başkanı ve New York Üniversitesi Stern School of Business'da Ekonomi Profesörü olan Roubini 'Politik İnişler ve Çıkışlar: Teori ve Delil' adlı kitabın yazarlarından birisiydi. Roubini,  IMF'ye danışmanlık hizmetinde de bulundu. Nouriel roubini 2008 ABD krizini tahmin eden ekonomist olarak biliniyor.

Yazının tam metnine buradan ulaşabilirsiniz