Ekonomi Dünyası: Zenginden daha çok verginin ve çalınan Hazine kaynaklarının peşinde…

Yeni dönemde ekonomide kaynak yaratımına odaklanılacak. Zenginlerden daha fazla vergi alınması bizde de gündeme gelecek. Umutlar, sermaye gruplarına aktarılan milyarlarca doların tahsil edilmesinde.

Google Haberlere Abone ol

Zenginler vergi ödemiyor. Ne ABD'de ne Türkiye'de ne de başka bir ülkede... Ödemiyorlar... Dünya zenginler için bir vergi cenneti...

Pandemi döneminde dünyanın en zenginleri servetlerine servet kattı. Ancak, yapılan hesaplamalara göre, dünyadaki finansal servetin yüzde 8 ile 20’si vergi cennetlerinde tutuluyor.

Vergiyi ücretliler, ortalamanın biraz üzerinde geliri olan kesimler ödüyor ağırlıklı olarak... Daha çok dolaylı vergiler ve ücretlerden yapılan kesintilerle...

Vergi yükü hiçbir toplumda adil olarak paylaşılmıyor.

Yoksulluğa savaş açan yardım kuruluşu Oxfam'ın araştırmasına göre, ABD'de süper zenginler, öğretmenlerden veya perakende sektörü işçilerinden daha az oranda vergi veriyor. 2021 yılında ülkede 400 en zengin milyarder aile ortalama yüzde 8.2 gelir vergisi ödedi. Aynı yıl Amerika'da ortalama gelir vergisi oranı ise yüzde 13 oldu.

EN ZENGİNLERİN ORTALAMA VERGİ ORANI YÜZDE 3.4...

2014-18 arası en zengin 25 Amerikalı toplam 401 milyar dolarlık gelire karşılık 13.6 milyar dolar vergi ödedi, yani en zenginlerin ortalama vergi oranı yüzde 3.4...

En zengin yüzde 1, çeşitli yollarla vergiden kaçınarak her yıl 163 milyar dolarlık vergi geliri kaybına neden oluyor. Vergi ödememenin şu yöntemleri var: Vakıf kurarak, hediye, bağış yaparak, aile ofisleri kurarak, ikametini gelir vergisi oranı düşük veya olmayan eyaletlere taşıyarak, kişisel gelirleriyle şirketlerinde veya borsada yatırım yaparak...

Uzatmayalım, sadece Amazon'un sahibi dünyanın en zengini Jeff Bezos'un 2014-18 arası yıllık ortalama yüzde 1'den daha az vergi ödediğini hatırlatalım.

BİDEN ZENGİN AMERİKALILAR ÜZERİNDEKİ GELİR VERGİSİ ORANINI ARTIRMAYI PLANLIYOR

ABD Başkanı Joe Biden bunun değişmesini istiyor:

Biden ve hükümeti, yeni 2024 yılı bütçe teklifinde, yıllık geliri 100 bin doları geçenlerden alınan vergiyi yüzde 25’e artırmayı planlıyor. Bu oran şimdilik sadece yüzde 8… Yılda 400 bin dolardan fazla kazananlardan ise yüzde 37 oranında vergi alınması planlanıyor.

Şirketlerden alınan vergi ise yüzde 28 olacak. Yeni planda sermaye kazancı vergi oranının yüzde 20’den yüzde 39.6’ya çıkarılarak neredeyse ikiye katlanması ve böylece şirketler ile zengin Amerikalılar üzerindeki gelir vergilerinin artırılması öngörülüyor.

TÜRKİYE’DE ARTIK GELİR VERGİSİ REKORTMENLERİ LİSTESİ BİLE AÇIKLANMIYOR

Türkiye'ye bakalım; işin kötüsü artık gelir vergisi rekortmenleri listesi açıklanmıyor. Eskiden her yıl Nisan ayında düzenli olarak en çok vergi ödeyen 100 kişi açıklanırdı.

Son yıllarda listeye giren bazı rekortmenler, çeşitli nedenlerle isimlerinin yayımlanmasını istemiyordu. Buna da razıydık ama artık liste açıklanmıyor.

Son olarak Ocak 2021'de bir liste açıklandı. O da 2019 yılı vergilendirme dönemi gelir vergisi beyanlarıydı. Birinci isminin açıklanmasını istemedi. Listedeki 100 kişiden 67'si isminin açıklanmasını istemedi.

EN ZENGİN TÜRK, GELİR VERGİSİNDE BEŞİNCİ OLDU

İkinci 70.5 milyon liralık vergiyle Sinan Tara, üçüncü 70.45 milyon lirayla Rahmi Koç oldu. Beşinci sırada 43.5 milyon lirayla Erman Ilıcak var.

İlk iki rekortmenin ödedikleri 71'er milyon liralık vergi o yılın ortalama kuru ile 12.5 milyon dolar civarında...

Cumhurbaşkanlığı sarayının müteahhidi ve son olarak Cerrahpaşa’daki hastane binalarının yenilenmesi ihalesini alan Rönesans Holding’in patronu Erman Ilıcak'ınki ise, 7.7 milyon dolar.

Aynı yıl Türkiye'nin en zenginleri listesinde Erman Ilıcak 3.8 milyar dolar servetiyle birinci oldu. Rahmi Koç ise 1.9 milyar dolar ile dokuzuncuydu.

Tabii ki ödenecek vergi, servetler ile orantılı değil, o yıl servetinden kendine aldığı gelir oranında oluyor. Ama servet-vergi karşılaştırması yine de size bir fikir verebilir.

EN BÜYÜK MEYDAN OKUMA DEPREM YARALARININ SARILMASI VE EKONOMİDE OLACAK

Bunları niye yazıyorum. Türkiye 20 yılın ardından bir iktidar değişikliğine doğru gidiyor. Sosyal demokrat bir partinin liderliğinde, adil bölüşüm, sosyal devlet mesajları veren bir siyasi ittifak başa geçecek gibi görünüyor.

Ancak depremin de etkisiyle iflas noktasında bir ekonomi devralacaklar. En büyük meydan okuma deprem yaralarının sarılması ve ekonomide olacak.

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından yeniden inşa süreci ve başta İstanbul olmak üzere olası depreme hazırlık süreçleri tamamıyla ekonomiye yeni kaynak sağlanmasıyla ilgili olduğundan, önümüzdeki dönemde bütün mesele ekonomi üzerine odaklanacak.

EKONOMİNİN YOĞUN BİÇİMDE YENİ KAYNAKLARA İHTİYACI VAR

Bu noktada yoğun biçimde yeni kaynak akışı gerekecek.

Evet, ABD'de bile yönetim zenginlerden daha fazla vergi almanın, yeni kaynak yaratımı ile bütçe açıklarını azaltmanın yollarını arıyor.

Türkiye'de de farklı bir durum yok. Çok zenginlerden daha fazla vergi almak gerekiyor. Gelir vergisi, kurumlar vergisi, sermaye kazanç vergisi vd...

Türkiye'nin zenginler için bir vergi cenneti olduğu, ayrıca finansal servetin büyük bölümünün vergi cennetlerinde tutulduğu biliniyor. Panama ve Paradise belgelerini hatırlayalım, tanınmış birçok zenginin vergi cennetlerinde birikimi, şirketi, yatırımı var.

Altı partinin programı niteliğindeki Ortak Politikalar Mutabakat Metninde de vergi yükünün adil bölüşüldüğü, vergi tabanının genişleyeceği, beyana tabi gelir unsurlarının kapsamının genişleyeceği, dolaylı vergilerin ağırlığının azalacağı, istisna ve muafiyetlerin en aza indirileceği, çalışanlar üzerindeki vergi yükünün en aza indirileceği bir maliye politikasından söz ediliyor.

"2018 sonrasında yeniden gündeme gelen aşırı yoksulluğu sıfırlayacağız. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi sonrası dönemdeki haksız gelir ve servet transferi ile rant devşirmeye dayalı politikalara son verecek, gelirin bireyler, haneler ve bölgeler arasında adil ve dengeli dağılımını sağlayacağız" deniliyor.

HAZİNE’DEN ÇALINDIĞI İDDİA EDİLEN 418 MİLYAR DOLAR TAHSİL EDİLİRSE…

CHP Lideri ve Millet İttifakı Cumhurbaşkanı adayı Kemal Kılıçdaroğlu, çok büyük bir kaynaktan söz ediyor. Hazine'den 418 milyar dolar çalındığını tespit ettiklerini söylüyor. Kılıçdaroğlu'nun hazırlattığı rapora göre, AKP'nin 20 yıllık iktidarında beşli çete ve iktidara yakın sermaye gruplarına, beş ayrı sektörde toplam 418 milyar dolar aktarılmış. Bu sektörler şöyle: İnşaat ve imar, mal ve hizmetler tedariki, enerji, lojistik ve madencilik...

Sadece İstanbul'un imar rantına 85 milyar dolar gittiği iddia ediliyor. Raporda AKP iktidarının kurduğu sistemin ortadan kaldırılmasıyla sadece bir yılda 205 milyar doların Hazine'nin kasasına döneceği vurgulanıyor.

Son olarak, İYİ Parti Lideri Meral Akşener'in altılı masayı terk ettiği zaman diliminde enteresan iddialar ortaya atıldı. Akşener'in Kılıçdaroğlu'ndan bu konuda daha yumuşak olmasını istediği ancak kendisini ikna edemediğinden dolayı masadan ayrıldığı iddia edildi.

İddialar sosyal medyada havada uçuşurken, CHP Lideri twitter mesajında, "418 milyar dolar ile ilgili çok kararlı olduğumun tekrar altını çizmek isterim. Her kuruşu bu milletin insanlarına geri verilecek. Bu para sizin, hakkınızı alacaksınız" dedi.

Sermaye kesiminden, çalmış olsalar da bu kadar büyük bir parayı tahsil etmek o kadar kolay değil.

Bu bir seçim vaadi mi? İktidara geçilince aynı kararlılıkta milyarlarca doların peşinden koşulacak mı? Gerçekten tahsil edebilir mi? Bilemeyiz.

ÇOK BÜYÜK RAKAM; NEREDEYSE İKİ YUNAN EKONOMİSİ…

Umarız tahsil edilir. Çünkü çok büyük bir rakam. Neredeyse iki Yunan ekonomisi demek.

Bu açıklamaların ardından suikast tehditleri aldığını söyleyen Kılıçdaroğlu, "Kuruş kuruş dünyanın neresinde neyiniz var biliyorum. Tahsil edeceğim rakam budur ve defterinize yazın. Sizden 418 milyar doları iktidarımızda tahsil edeceğiz ve alacağız" diyor.

418 milyar dolar; 2022’de 905 milyar dolarlık gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYİH) ulaşan Türkiye ekonomisinin neredeyse yarısı demek, yüzde 46'sı...

Bu paranın sadece yüzde 20'si ile depremin yaralarını sarmak, konutları, altyapıyı rahatlıkla yeniden inşa etmek mümkün...

Karşılaştırmak için birkaç hatırlatma yapayım; Sayıştay raporuna göre; Yap-İşlet-Devret (YİD) modeli ile yapılan 4 otoyol, bir tünel ve 3 köprünün toplam maliyeti 22.2 milyar dolardı. Aynı projelere kamuya devredilinceye kadar, 59.7 milyar dolarlık geçiş garantisi verildi.

Böylelikle devlet kaynaklarıyla 22.2 milyar dolara mal olacak bu 8 proje için Hazine'den 37.5 milyar dolar daha fazla para çıkacak. Bu para ile 8 yerine yaklaşık 24 otoyol, köprü ve tünel inşa edilebilirdi.

Bu para da 418 milyar doların yaklaşık yüzde 15’i…

PEKİ, HAZİNE GARANTİLİ PROJELER VE BURAYA GİDEN PARALAR NE OLACAK?

Hazine garantili projelere de geçelim. Bir başka gelir kaynağı Hazine garantili projelerin iptali ya da yeniden düzenlenmesi...

Ödemeler nasıl iptal edilecek, uluslararası tahkime mi gidilecek, göreceğiz. Buradaki rakamlar da çok büyük.

Örneğin şehir hastaneleri… Gerçekten bir kara delik oldu. 2022 yılında şehir hastaneleri için 25.6 milyar lira garantili ödeme yapıldı. Yani geçen yılın ortalama kuruyla 1.54 milyar dolar…

Hazine garantili otoyol ve köprüler için 2022’de müteahhitlere yapılan ödeme ise 36.4 milyar liraydı. Yani 2.2 milyar dolar… Toplamı 3.7 milyar dolar. Bu rakam da depremzedelere yapılacak nakdi yardımları karşılayabilir.

Bir başka gelir kaynağı ise israfın önlenmesi konusunda olacak. Geçen yıl Cumhurbaşkanlığı ödeneği 5.8 milyar lira, temsil ve ağırlama giderleri 975 milyon liraydı.

Yeni dönemde temsil ve ağırlama harcamalarının yarı yarıya azaltılması, Sarayın Çankaya Köşküne taşınması, Cumhurbaşkanlığı’nın kullanımındaki saray, köşk ve yalıların halkın kullanımına açılması, uçak sayısının azaltılması planlanıyor.

Kaynak yaratımı, sadece vergilerle, tasarrufla, soyulan devlet varlıklarının tahsilatıyla olmaz. Üretimle olur. Dijital teknolojiye, temiz enerjiye yapılacak yatırımlarla hem çağı yakalamak hem de yüksek katma değer yaratarak ülkenin üretim yapısını değiştirmek mümkün.

Sözün özü; Türkiye’nin işi zor. Umarız bu talan düzeni biter. Yaşayıp göreceğiz…