Eğitimcilerin Meclis önündeki eylemine polis müdahalesi

Meslek yasasını protesto etmek isteyen öğretmen ve bunu haberleştiren gazeteciler, Meclis kapısı önünde polis tarafından engellendi.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA- TBMM Milli Eğitim, Kültür, Gençlik ve Spor Komisyonu'nda kabul edilen Öğretmenlik Meslek Kanunu’na ilişkin teklif bugün Meclis Genel Kurul'un gündemine gelecek. Teklif öğretmenlik mesleğinin “uzman öğretmen”, “başöğretmen” gibi sınıflandırılmasını da içeriyor.

TBMM’ye sunulan kanun teklifinin gerek biçimi gerekse sınırlı içeriği açısından bir meslek kanunu olmaktan çok uzak olduğunu belirten Eğitim-İş, kanun teklifinin geri çekilmesi talebiyle Meclis Dikmen Kapısı önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Sendika üyelerinin, teklifin geri çekilmesini talep etmek için yapmak istediği açıklama çevik kuvvet engeline takıldı. Açıklama yapılmasına izin vermeyen polis, basına da müdahale ederek, görüntü alınmasını engellemeye çalıştı.

‘BİR TENEFÜS ARALIĞINDA HAZIRLANABİLECEK TEKLİF’

Polisin müdahalesinin ardından Eğitim-İş Genel Başkanı Kadem Özbay, CHP Milletvekilleri ile birlikte Meclis kapısı önünde açıklamalarda bulundu. Polisin tutumunu eleştiren Özbay şunları kaydetti:

“Bugün Meclis’in en tepesinde ‘Egemenlik milletindir’ yazar. Biz de bu milletin bir parçasıyız. Bu milletin aydınlatılması anlamında önemli bir mücadele yürüten öğretmenleriz. Öğretmenleri ilgilendiren bir meslek kanunu Meclis’te görüşülüyor. Ne Meclis’in önünde ne de içerisinde bir söz söylememize tahammül edilemiyor. Kendi yandaşlarınızla büyüttüğünüz sendikayı da alın yanınıza, eğer bir kişi bu kanuna sahip çıkarsa gerçekten başka söze de gerek kalmayacak. Kimsenin kabul etmediği, 12 maddeye sıkıştırılmış, bir teneffüs aralığında hazırlanabilecek, öğretmenleri kategorize eden, ayrıştıran ve en tehlikelisi idareye birçok yetkiyi devreden tekliften bahsediyoruz. Bu taslak bu haliyle hem iş güvencemizi tartışılır hale getirecek hem de iş barışını bozacaktır.”

POLİS, EĞİTİM-SEN’LİLERİN DE MECLİS ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPMASINI ENGELLEDİ

CHP Milletvekilleri Yıldırım Kaya, Ali Şeker ve Veli Ağababa Eğitim-Sen’lilerle birlikte Meclis önünden Milli Eğitim Bakanlığı’na yürüdü.

Öte yandan Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim-Sen) da saat 13.00’te Meclis’in Dikmen Kapısı’na gelerek kanun teklifinin geri çekilmesi için basın açıklaması yapmak istedi. Eğitim- Sen'liler de polisin engellemesiyle karşılaştı ve Meclis kapısına yakın bir yerde polis tarafından durduruldular. Çok sayıda çevik kuvvet polisi eğitimcilerin etrafını sararken Meclis önünde açıklama yapılmasına izin verilmeyeceğini söylediler.

EĞİTİM-SEN’LİLER BAKANLIK ÖNÜNDE AÇIKLAMA YAPACAK

Açıklamaya Meclis önünde izin verilmemesinin ardından Eğitim-Sen üyeleri, Milli Eğitim Bakanlığı önüne gitme ve burada açıklama yapma kararı aldı. 

Açıklamanın engellenmesinin ardından Eğitim-Sen Başkanı Nejla Kurul, “Tasarı çok büyük tehlikeler ve sıkıntılar içeriyor. Sendikalar sabah zorbalıkla karşılaştılar. Öğretmene el kaldırılamaz, kimseye el kaldırılamaz. Bu nedenle bugün tasarıya ilişkin görüşlerimizi hem de açıklamamızı Milli Eğitim Bakanlığı önünde yapacağız” ifadelerini kullandı.

‘HAKLARIMIZI YOK SAYAN MESLEK KANUNU İSTEMİYORUZ’

Meclis önünde açıklamaları engellenen Eğitim-Sen üyeleri Milli Eğitim Bakanlığı önünde, “Haklarımızı ve Taleplerimizi Yok Sayan Bir Meslek Kanunu İstemiyoruz” başlığıyla açıklama yaptı.

Eğitim-Sen Ankara 1 No’lu Şube Başkanı Sacit Ünalmış tarafından okunan açıklamada, “Geldiğimiz aşamada görülmektedir ki öğretmen meslek kanununun kamuoyuna sunuluş biçimi ve oluşturulan beklenti tamamen boştur” denildi.

Öğretmenlik mesleğinin bir kariyer mesleği değil ihtisas mesleği olduğu, “uzman öğretmen” ve “başöğretmen” kademelerinin mesleği ayrıştırarak ciddi sorunlar üreteceği ifade edilen açıklamada şunlar kaydedildi:

AYRIM KABUL EDİLEMEZ: Öğretmen sıfatını elde etmek öğretmenlik mesleğinin tüm gereklerini yerine getirmek için yeterlidir. Öğretmenlik mesleğinin kendi içinde kademelendirilmesi hizmetten faydalanan öğrencilerin de hizmetten faydalanma şekillerini farklılaştıracağı için eşitliği ortadan kaldıracaktır. Bu durum eğitimin kamusal bir hizmet olma özelliğine tamamen aykırıdır. Bu nedenle hem öğretmenlik mesleğinin doğası hem öğretmenlerin hakları açısından hem de eğitim hizmetinden yararlanan öğrencilerin hakları açısından bakıldığında uzman öğretmenlik ve başöğretmenlik ayrımı kabul edilemez.

3600 EK GÖSTERGE EĞİTİMCİLERİN HAKKIDIR: 3600 ek gösterge ile ilgili tartışmaların başladığı günden bu yana da ifade ettiğimiz gibi 3600 ek gösterge siyasilerin veya siyasi iktidarın öğretmenlere vereceği bir lütuf değil eğitim emekçilerinin hakkıdır. Emekli olana kadar çalışan her eğitim emekçisi emekli olduğunda insanca yaşama hakkına sahiptir bu anlamı ile de 3600 ek göstergenin bir hak olma kapsamından çıkarılarak bir seçim aracına dönüşmüş olması dolaylı olarak öğretmenlerin ve öğretmenlik mesleğinin de bir seçim aracına dönüşmesi anlamına gelir. Bu nedenle de biz eğitim emekçileri böylesine bir uygulamayı kabul etmiyor ve reddediyoruz.

ADAY ÖĞRETMENLERİN İŞ GÜVENCESİNİ ORTADAN KALDIRIYOR: Üçüncü başlık olan adaylık kaldırma sınavının ortadan kaldırılması aday öğretmenlerin bırakın haklarını geliştirmeyi onların iş güvencesini ortadan kaldıran çok ciddi riskler içeren bir hale getirmiştir. Meclis'e sunulan kanun teklifinin aday öğretmenler ile ilgili olan bölümü adaylık kaldırma işleminin bir komisyon aracılığıyla yapılmasını düzenlemektedir. Öğretmen alımlarında yaşanan mağduriyetler KPSS’de birinci olmasına rağmen mülakatta elenen öğretmenler anımsandığında adaylık kaldırma komisyonunun ne türden sorunlara yol açacağı ortadadır. Bu madde aday öğretmenlerin iş güvencesini tamamen ortadan kaldırmaktadır ve mutlaka geri çekilmelidir.

HEDEF ALGI YARATMAK: Dördüncü olarak ifade edilen sözleşmeli öğretmen ve kadrolu öğretmen arasındaki ayrımın ortadan kaldırılacağı iddiası ise tamamen gerçek dışıdır. Kanun teklifinin sadece bir bölümünde sözleşmeli öğretmenlere sağlık ve can güvenliği gerekçesiyle mazeret tayini yapma hakkı getirilmektedir. Bu hakkın zaten şu an içinde sözleşmeli öğretmenler tarafından kullanıldığı anımsandığında Meclis’e sunulan kanun teklifinin hedefinin sorun çözmek değil, bir algı yaratmak olduğu anlaşılmaktadır.

‘İNSAN ONURUNA YARAŞIR BİR GELECEK İÇİN BURADAYIZ’

Öğretmenlik meslek tasarısının ciddi bir sorun yaratacağını belirten Eğitim Sen Başkanı Nejla Kurul, bakanlık önünde yaptığı açıklamada, “Sabah öğretmenlerimiz Meclis’in önünde açıklama yapmak istediler. Nasıl Sezen Aksu’ya dil koparma metaforuyla yaklaşıldıysa bugün öğretmenlerimize de el kaldırıldı. Halkımızın vekillerine el kaldırıldı” dedi ve şunları kaydetti:

“İnsan onuruna yaraşır bir gelecek için buradayız. Çocuklarımızın insan onuruna yaraşır bir geleceği yaşayabilmesi için bu geleceği inşa etmede önemli bir emek sarf eden öğretmenlerimize insan onuruna uygun yaşam sürebilmesi çok önemlidir. Meclis’e getirilen tasarı bu geleceği inşa etmek değil bu geleceği bozmak için getirilmiştir. Çalışma barışını ortadan kaldıran, velilerle öğretmenlerin ilişkilerini bozan bir yasadır. Biz aylardır Millî Eğitim Bakanlığı’ndan randevu almak istiyoruz. Ancak sesimizi alanlardan duyurabiliyoruz. Herkes için onurlu bir gelecek sunacak tasarı için mücadele ediyoruz. “

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun Milli Eğitim Bakanlığı’na alınmadığı günkü gibi MEB’in kapısının kilitli olması dikkat çekti.

(DUVAR)