Dünyanın gözü kulağı iklim için AİHM’de: Portekizli altı yaşam savunucusu 33 ülkeye kafa tutuyor

Yaşları sekiz ile 20 arasında değişen Portekizli yaşam savunucuları, iklim kriziyle mücadelede 'görevlerini yerine getirmedikleri' gerekçesiyle Türkiye'nin de aralarında olduğu 33 ülkeyi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne şikayet etti. Altı geç aktivist, fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir çevrede büyüme haklarının ihlal edildiğini savundu.

Google Haberlere Abone ol

Filiz Yavuz

DUVAR - O kutsal kitaplarda tasvir edilen kıyamet alametleri tam da bunlar olsa gerek. Yapmamamız gereken her şeyi yaptık çünkü. Dünyanın altını üstüne öyle bir öyle bir getirdik ki; bir felaketi atlatmadan diğeriyle karşı karşıya kalıyoruz. İklim kriziyle baş edemezken küresel bir salgına maske ve mesafeyle karşı koymaya çalışıyoruz. Salgının birinci dalgasını atlatamadan ikinci dalgasına yakalanıyoruz. Seller, yangınlar peşimizi bırakmıyor. Başa bela siyasetçiler ve onların yaşamı hiçe sayan politikaları boğazımıza bastıkça basıyor. Kendi sınırlarımız içinde mücadele ediyoruz elbet ama uluslararası sularda yeterli olduğunu kim söyleyebilir? Topyekûn bir delilik hali yaşadığımız. Ve bu topyekûn deliliğin içinde hayatta kalmaya çalışıyoruz.

ŞİKAYET EDİLEN ÜLKELER ARASINDA TÜRKİYE DE VAR 

Derken pek de uzak olmayan bir memlekette bir çocuk ile beş genç tek ses oluyor ve tüm dünyanın geleceğine sahip çıkıyor. Umut veriyor. Hesap soruyor. Türkiye’nin de aralarında olduğu 33 ülkeye kafa tutuyor. Yaşları 8 ile 20 arasında değişen bu altı Portekizli yaşam savunucusu sera gazı emisyonunu daha da azaltmaya bir türlü eli gitmeyen 27 Avrupa Birliği ülkesini, Norveç’i, Rusya’ya, İngiltere’yi, Türkiye’yi ve Ukrayna’yı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne şikayet ediyor.

AİHM'E 'İKLİM DAVASI'

Catarina Mota (20), Cláudia Agostinho (20), Martim Agostinho (17) ve Mariana Agostinho (8) Portekiz’de 2017’de 66 kişinin öldüğü, 204 kişinin yaralandığı ve günlerce söndürülemeyen yangından en çok etkilenen Leiria'dan. Sofia Olivera (15) ve André Olivera (12) ise Ağustos 2018'de 44⁰C ile en yüksek sıcaklığı gören Lizbon'dan. İşte bu gençler yaşadıklarının sorumlusunun küresel iklim krizi olduğu iddiasıyla eylülde Global Legal Action Network (GLAN), uluslararası çevre örgütü 350 ve AVAAZ’ın desteğiyle Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) iklim davası açtı. AİHM ise daha geçen gün bünyesinde ilk kez açılan bu iklim davasına öncelik verme kararı aldı, bir anlamda süreci hızlandırdı.

İklim mücadelesine bir dönüm noktası vadeden davada Portekizli yaşam savurucuları, iklim eylem planlarını daha sert biçimde uygulamayan devletlerin, kendilerinin kaygı duymadan yaşama haklarıyla fiziksel ve zihinsel olarak sağlıklı bir çevrede büyüme haklarını ihlal ettiğini öne sürdü. Mahkemeyse bu iddiaları hatırlatarak davalı 33 ülkeye birer mektup gönderdi. Mektupta bu 33 ülkenin küresel iklim krizindeki sorumluluklarını ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin "Hiç kimse işkenceye, insanlık dışı veya aşağılayıcı muameleye veya cezaya tabi tutulamaz" şeklindeki 3. maddesini bile isteye ihlal edip etmediklerini sordu. Diğer bir deyişle AİHM, bu 6 Portekizli yaşam savunucusunun iklim kriziyle mücadelede yeterli önlem almamakla suçladığı 33 ülkeden bir anlamda savunma istedi.

AİHM KARARI BAĞLAYICI OLACAK

Tarafları öncelikle dostane çözüme çağıran AİHM’e bu 33 ülkenin, 23 Şubat’a kadar yanıt vermesi gerekiyor. Aslında AİHM öncelikle davacıların kendi ülkelerindeki hukuki süreçleri tüketmiş olmalarını şart koşuyor. Ancak altı yaşam savunucusuna göre Portekiz mahkemelerinde 33 ülkeye dava açmak ve her bir ülke için Portekiz’de yargı sürecini tüketmek, konunun aciliyeti ele alındığında mümkün değil ve onlar bu durumun AİHM tarafından anlayışla karşılanmasını bekliyor. AİHM ise bu davayı kabul edip etmemeye henüz karar vermedi ancak uluslararası çevre örgütü 350’ye göre ülkelere iddiaları sorma aşaması bile iklim değişikliğiyle ilgili olası tarihi bir cezaya doğru atılmış en önemli adım. GLAN ise bu davanın AİHM’de şimdiye kadar görülmüş en önemli dava olabileceğini söylüyor. İklim krizi meselesinin etki alanı düşünülünce, davanın önemi kuşkusuz daha da belirginleşiyor.

Altı yaşam savunucusunun davayı kazanması, Paris Anlaşması’yla uyumlu bir biçimde bu 33 ülkenin hem yurt içinde hem de yurt dışında sürdürdüğü her türlü faaliyetindeki emisyonu azaltması ve iklim krizine sunduğu katkıyı kısıtlamak zorunda kalması anlamına gelecek. Zira AİHM kararı bu 33 ülke için bağlayıcı olacak.

'TÜRKİYE PANDEMİDE BİLE KÖMÜRE VE PETROLE TEŞVİK VERDİ'

Davalı ülkelerden Türkiye’de ise işler, tam da tahmin ettiğiniz üzere biraz karışık. Güzide ülkemiz iklim değişikliğini durdurmak için 2016'da imzalanan Paris İklim Anlaşması'na taraf olan 179 ülkenin arasında değil; anlaşmaya taraf olmayan Libya, Umman, Rusya, Güney Sudan, Surinam, Yemen gibi 18 ülkenin arasında. Ve taahhütleri yerine getirmek için finansal desteğe ihtiyacının olduğunu, ancak Yeşil İklim Fonu'ndan pay alırsa Paris Anlaşması’nı onaylayacağını söylüyor. O Türkiye ki; dünyanın en çok enerji harcayan ilk 20 ülkesinden biri oysa.

Türkiyeli iklim aktivisti grubu 350Ankara ise Türkiye’nin de dava edilmiş olmasından oldukça memnun. Grup “33 ülkenin ikiyüzlülüğünü ortaya koyan bu davada Türkiye'nin pandemide bile kömüre ve petrole verdiği teşvik yetmezmiş gibi geçen hafta araba lastiği ve plastik çöpleri biyokütle sayan kanunu tekrar geçirerek dava açılmayı yeterince hak ettiğini gösterdi” diyor.

Gerçi Türkiye kendisini bağlayan AİHM kararlarını uygulamamakta bir dünya markası ama yine de tüm dünyadaki yaşam savunucularının olduğu gibi bizim de gözümüz, kulağımız AİHM’de. AİHM’in iklim için alacağı kararda.

Altı yaşam savunucusu dünya genelinde hem bu mühim davayı sahiplenen insanların sayısını arttırmak hem de davanın hukuki araştırma, kanıt toplama ve davacı ülkelerden gelen yazıların çevrilmesi gibi masraflarını karşılamak için bir kitle fonlama kampanyası (https://www.youth4climatejustice.org) yürütüyor ve kampanyaya herkesten destek bekliyor.