DP Sözcüsü Altıntaş: 'Yusuf Tekin tarikatlara hizmet etmekte ısrarcıysa, görevini bırakıp bir şeyhin eteğine yapışsın

Demokrat Parti Sözcüsü Haydar Altıntaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin'e tepki göstererek, "Cemaat ve tarikatlara hizmet etmekte ısrarcıysa görevinden ayrılarak, bir şeyhin eteğine yapışabilir" dedi.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Demokrat Parti (DP) Sözcüsü ve İzmir Milletvekili Haydar Altıntaş, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in tarikat ve cemaatlerle ilgili açıklamalarına tepki göstererek, “Bu türden yapıları kullanarak gri alanlar oluşturmak, evlatlarımızın zihinleri üzerinde gayri meşru faaliyetlere girişmek, sadece suç değil, vatana ihanet olarak değerlendirilmelidir” ifadelerini kullandı.

Altıntaş’ın açıklamasında şunları söyledi:

“Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, Meclis kürsüsünden milletvekillerine yalancı ithamında bulunan, hakaretler savuran bir bakandır. Bakanlığı döneminde öğrencilere temel okuma-yazma ve 4 işlem bilgisi dahi kazandırmayı beceremeyen bu bakan, cehalet dolu bir neslin yetişmesine vesile olarak Türk milletinin geleceğini ipotek altına almıştır.

Yusuf Tekin, uluslararası rekabet ortamına uygun ve çağdaş bir eğitim sistemi tesis etmek yerine 'arka bahçe' anlayışıyla cemaat ve tarikatlara bel bağlayan milli eğitim bakanları silsilesinin son ve en tehlikeli halkasıdır.

Evlatlarımızı cemaat ve tarikatlara teslim etmenin ne kadar yanlış olduğu, 15 Temmuz hain darbe girişimi ile net bir şekilde bir defa daha ortaya çıkmıştır. Bu yapılar İslam dininin mesajını sınırlı ritüellere indirgeyerek, dinimizi yeni nesillere anlaşılabilir şekilde anlatmada çağın gerisinde kalmış yapılardır. Bunu da ötesinde, bu tür yapılar yasa dışı faaliyetlerin yürütüldüğü odaklar haline getirilmiştir.

Bu tehlikeli yapıların faaliyetlerini denetlememek bir yana, devlet kurumlarının bu yapılarca kontrol edilmesine müsaade etmek, hiçbir hukuk devletinde kabul edilebilir değildir.

Milli Eğitim Bakanlığı ve diğer bütün devlet kurumları devlete ve millete hizmet etmelidir, bir takım cemaat ve tarikatlara değil. Milli eğitim bakanlarının görevi, evlatlarımızı bu kurumların insafına bırakacak tasarruflarda bulunmak değil, aksine akıl ve bilimin yolunda yetişmelerini sağlayabilmek için bu yapılardan uzak tutmak olmalıdır.

Bu türden yapıları kullanarak gri alanlar oluşturmak, evlatlarımızın zihinleri üzerinde gayri meşru faaliyetlere girişmek, sadece suç değil, vatana ihanet olarak değerlendirilmelidir.

Yusuf Tekin milletine ve devletine değil cemaat ve tarikatlara hizmet etme gayretinde ısrarcıysa derhal görevinden ayrılarak, kerameti kendinden menkul bir şeyhin eteğine yapışabilir, inancını dilediği gibi yaşayabilir. Ancak Milli Eğitim Bakanlığı, herhangi bir kişinin inanç anlayışının yeni nesillere aktarılması için bir araç olarak kullanılamaz.”

Ne olmuştu?

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 17 Aralık'ta TBMM Genel Kurulunda, bakanlığı ve bağlı kuruluşların 2024 yılı bütçesine ilişkin yaptığı konuşmada şunları söylemişti:

"Çok hoşunuza gidecek bir şey daha söyleyeceğim. Bakın Milli Eğitim Bakanlığı şu anda, 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolümüz var. Bu protokollerden 1167 tanesi resmi kurumlarla. 550 tanesi STK'larla. 986 tanesi ise TEMA'dan Kızılay'a bir sürü STK'yla. Bunların içinde sizin tarikat-cemaat dediğiniz bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır. Ve ben bu protokollerle bize hizmet eden, destek olanlara da teşekkür ediyorum. Onlarla da protokol yapmaya devam edeceğiz. Çünkü onlar çocukların dağa çıkmasını engelliyor. Onlardan siz bunun için rahatsızsınız... Protokol yaptığımız bu sivil toplum örgütleri sizin çocukları dağa çıkarmanıza engel olduğu için çatlıyorsunuz. Ben o STK'larla protokol imzalamaya devam edeceğim. Çocuklarımın dağa çıkmaması için, sizin insan kaynağınıza insan yetiştirmemek için buradan devam edeceğim."