Doktora öğrencileri geçinemiyor: İlk hedefleri yurt dışı

Aldıkları burslar geçinmelerine, proje bütçeleri çalışmalarına yetmeyen birçok doktora öğrencisi, yurt dışına gitme planları yapıyor.

Google Haberlere Abone ol

Pelin Akdemir

DUVAR - Bir fakülte veya yüksekokul bitirdikten sonra alanında ‘doktor’ unvanını almak isteyen kişiler, doktora programıyla üniversitede çalışıyor. Yüksek lisans en az 2 yıl, doktora eğitimi ise 3-4 yıl sürüyor. Doktora eğitimini tamamlamış biri, 30’lu yaşlarına geliyor fakat bu süreci sigortasız ve gelir güvencesi olmadan geçiriyor.

Doktora eğitimini tamamladıklarında da işsizlik problemiyle baş başa kalıyorlar. Birçok doktora öğrencisi, güvencesizlik, liyakatsiz kadrolaşma ve gelecek kaygısı nedeniyle yurt dışına gitmek istediğini söylüyor.

2023 YILI İÇİN VERİLEN BURS ÜCRETİ 7 BİN 500 LİRA OLDU

Yükseköğretim Kurulu tarafından çalışmayan doktora öğrencilerine verilen burs ücreti, 2023 yılı için 7 bin 500 lira. TÜBİTAK Bilim İnsanı Destek Programları Başkanlığı (BİDEB) tarafından yürütülen Yurt İçi Doktora Burs Programları kapsamında ödenen burs miktarı, 1 Temmuz 2023 tarihinden itibaren aylık 14 bin lira olarak güncellendi. Doktora öğrencileri, önceden aldıkları burs miktarının asgari ücretin iki katı olduğunu söyleyerek artık burs miktarlarının asgari ücrete denk gelmesiyle geçim sıkıntısı yaşadıklarını anlatıyor. Öte yandan doktora programlarında hazırlanan projelerde kullanılması gerekli ekipmanların dolar kuru nedeniyle ödenemez hale gelmesi de çalışmaların önündeki engellerden biri. 

‘BURADA KALMAK İÇİN NEDEN BIRAKMADILAR’

Koç Üniversitesi Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde çalışan ve ismini vermek istemeyen doktora öğrencisi, akademiye girdiğinde aldığı TÜBİTAK bursunun, asgari ücretin neredeyse iki katı olduğunu şimdilerde ise asgari ücrete yaklaştığını söyledi. “Doktora bittiğinde 30 yaşında oluyorsunuz ve sigorta girişi staj üzerinden yapılıyor. Kadro bulamama, iş bulamama durumu var” diyen doktora öğrencisi, şöyle konuştu: “İnsanlar bu ücretlerle senelerini bilimsel bir projeye nasıl ayırabilir? Doktora öğrencileri, bu ücretlerle motivasyon sağlayamıyor. Doktoradan sonra insanların ne yapacağı belirsiz. Ya akademik çalışmayı bırakıyor ya da yurt dışına gidiyoruz. Burada kalmak için bir neden bırakmadılar. Doktora sadece akademik değil, sanayi ve üretim için de nitelikli insan anlamına geliyor. Doktoranın niteliksizleştirilmesi, yarın bu alanların da köreleceği anlamına geliyor.”

Kanat Gürün

‘DOKTORA SONRASI GÜVENCESİZLİK SORUNU ÇOK YAYGIN’

Doktora sonrası araştırma programı anlamına gelen ‘post doktora’ öğrencisi Kanat Gürün, doktora programını bitirmesinin üzerinden 5 yıl geçmesine rağmen kadro bulmakta sorun yaşadığını aktardı. Gürün, ODTÜ’de Moleküler Biyoloji ve Genetik Bölümü’nde akademik personel değil, idari personel olarak çalışmasını sürdürüyor. Gürün de benzer durumlardan şikayetçi: “Avrupa Birliği Projesi’nde asgari ücretin iki katı ücret alabiliyorduk ama başka bir projeye geçince maaşım 7 bin liraya düştü. Şu anda asgari ücretle aynı oldu. Başka bir projeye geçmesem işsiz kalacaktım. Bu projede de fazla vaktim kalmadı. Bir proje için yürütücü olarak başvuracağım. Eğer çıkarsa iki yıl daha kendim için kaynak bulmuş olacağım.”

Projelerde doktora sonrası araştırmacının alacağı en yüksek ücret 19 bin lira oldu. Gürün, toplam proje bütçesini artırmadıkları için 19 bin liranın altında ücret yazıldığını söyledi. “Proje onaylanır mı, onaylanmaz mı belli değil. Doktora sonrası öğrencilerin güvencesizlik sorunu çok yaygın” diyen Gürün, doktora ve doktora sonrası öğrencilerin sigortasının da yakın zamanda yarısının ödenmeye başladığını belirtti. Gürün, “Bütün dünyada post doktora öğrencilerinin sorunları var ama Türkiye’de çok daha kötü. Çünkü bilime ayrılan bütçeler kısıtlı. Proje bütçesi artmadı. Sigortayı hiç karşılamıyorlardı, yakın zamanda BAĞ-KUR’dan yarısını ödemeye başladılar. Lisans ve yüksek lisansla birlikte doktora için en az 10 yıl insanlar güvencesiz, sigortasız ama sıkı bir şekilde çalışarak geçinmeye çalışıyorlar” diye konuştu.

‘VERİLEN BÜTÇELER EKİPMAN ALMAK İÇİN YETERLİ DEĞİL’

Biyoloji alanında yüksek lisansını yapan ve ismini vermek istemeyen bir başka öğrenci, burs miktarının az olması nedeniyle burs başvurusunda bulunmadığını, ek iş yaparak geçimini sağladığını söyledi. Refah seviyesinin düşük olması nedeniyle yurt dışına mecburiyetten gitmek istediğini söyleyen öğrenci, şu ifadeleri kullandı: “Ne emekler sonucunda 30 yaşına kadar akademik çalışma yapan insanlar var ama asgari ücretin sadece biraz üstünde bir burs alıyorlar. Yurt dışında da doktora yapanlar fazla para kazanmıyor. Ama Avrupa ülkelerinde alım gücü yüksek olduğu için bizim kadar sıkıntı yaşamıyorlar. Dolayısıyla insanlar yurt dışında doktora yapmaya eğilim gösteriyor. Doktora bursunuzla bile orada biraz para biriktirip araba alabiliyorken biz yıllarca çalışıp araba almaya yaklaşamıyoruz bile.”

Üniversitelerde az sayıda kadro açıldığını belirten öğrenci, “Açılan kadro az ama liyakat yok, dolayısıyla kendini yetiştirmiş birçok insan Türkiye’de kadro bulamadığı için yurt dışına gidiyor” dedi. Temel bilimler alanındaki projelerde kullanılacak ekipmanların yurt dışından sağlandığını kaydeden öğrenci, “Aldığımız bütün ekipmanlar yurt dışından satın alındığı için 30 katını ödemek zorundayız. Verilen bütçeler bu anlamda yeterli olmuyor. Birçok insan, projelerinin kabul olduğunu ama dolar ve euro sürekli arttığı için ekipmanları alamaz hale geldiklerini söylüyorlar” diye konuştu.

Sinan Muşlu
‘ÜNİVERSİTELERİMİZ GİDEREK ÇORAKLAŞAN EĞİTİM ORTAMLARI OLDU’

Eğitim Sen Genel Yükseköğretim ve Eğitim Sekreteri Sinan Muşlu, “Doktora eğitimi, YÖK’ün akademik dünyamızda yarattığı çöküşün etkisi altında olan ve yeterince desteklenmeyen alanlardan yalnızca biri. Türkiye’nin doktora eğitiminde dünyadaki birçok ülkenin gerisinde olduğu bilinen bir durum. Doktora öğretiminin güçlendirilmesi için temel noktaların yeniden düzenlenmesi gerekir” dedi.

Doktora öğrencilerine verilen bursların yetersiz olduğunu belirten Muşlu, YÖK’ün kendi düzenlediği çalıştayda doktora öğrencilerine verilecek bursun, en az asgari ücret düzeyine çıkarılması kararının bugüne kadar hayata geçirilmediğini hatırlattı. YÖK’ün yeterince bilgilendirme yapmadığını söyleyen Muşlu, “Kitap ve belgelerin edinilmesi, araştırma ve tez hazırlama süreçlerinin kapsamı düşünüldüğünde, 7 bin 500 liranın mevcut ekonomik koşullarda teşvik edici olmadığı oldukça açık. Doktora bursu alan öğrenci sayısı ve ne kadarlık bir bütçe ayrıldığı bilinmiyor, bu konuya dair istatistiki bilgiler paylaşılmıyor” ifadelerini kullandı.

‘ÜLKEMİZDE AKADEMİK ÖZGÜRLÜK YOK’

Muşlu, lisans, yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yurt dışına olan ilgi artışlarının nedenini şu cümlelerle aktardı: “Yurt dışına olan akademik ilginin en önemli sebebi, ülkemizde akademik özgürlüğün bulunmaması ve üniversitelerimizin giderek çoraklaşan eğitim ortamlarına sahip olması. Bugün üniversitelerimizde bilim, felsefe, sanat çalışmalarında özgürlük olmadığı gayet açık. İktidarın otoriter gücünün ve ideolojisinin üniversitelere hâkim kılınmasıyla birlikte akademik başarı düzeyi uluslararası ölçütlerde de oldukça gerilere doğru çekildi. Bundan kaynaklı olarak gerek üniversite öğrencileri ve gerekse akademik çalışma yürütenlerin yurt dışı arayışı her geçen gün artıyor.”