Deprem hâlâ kayıplarını arıyor: 'Bir mezarı olsun yeter'

Maraş merkezli depremden sonra haber alamadığı 34 yaşındaki kardeşini arayan Arzu Gezer, "Dirisinden vazgeçtim, ölüsünü istiyorum. Bir mezarı olsun yeter" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Didem Barut

MALATYA - 6 Şubat tarihinde yaşanan Maraş depremlerinde yıkıma uğrayan Malatya’da 1237 kişi enkaz altında kalarak hayatını kaybetti. Depremde ölenlerin yanı sıra kaybolan da onlarca insan var. Onlardan birisi olan 34 yaşındaki Uğur Gezer’i bulmak isteyen ailesi çalmadık kapı bırakmadı.

Deprem gecesi kardeşinin Dabakhane Mahallesi'ndeki Birlik Pasajı’nda bulunan bir kahvehanede olduğunu ve pasajın deprem anında yıkıldığını söyleyen abla Arzu Gezer, 6 ay geçmesine rağmen kardeşine dair hiçbir ize rastlanılmadığını belirtti. Gezer, deprem gecesini şu sözlerle anlattı:

“Gece saat 04.17’de büyük depremin hemen ardından evimden çıktım ve aileme ulaşmaya çalıştım. Herkesten haber aldım ama erkek kardeşimden alamadım. Gidebileceği her yeri tek tek gezdim. Ağlayarak, ‘Uğur’ diye seslenerek saatlerce sokaklarda gezdim. Dayıma kahvede olduğu bilgisi gelmiş. Sürekli gittiği kahvenin önüne gidince binanın kağıt gibi ezildiğini gördüm. Enkaz başındaki insanlara kardeşimi sorunca kimse hatırlamadı. Kardeşim Uğur 34 yaşında ve yüzde 40 bedensel engelli. Kahve sahibi Uğur’un deprem öncesinde kahvede olduğunu ancak deprem sırasında kaçarken görmediklerini söyledi. Kahvenin bulunduğu bina zaten dokuzuncu saniyede yıkılmış.”

Uğur Gezer

'SANKİ YER YARILDI, YERİN İÇİNE GİRDİ'

Birlik Pasajı’nın enkazında günlerce beklediklerini ve kardeşine ulaşılamadıklarını ifade eden Arzu Gezer, “Deprem gecesi kahvede 7 kişilermiş. Kardeşim hariç hepsi pasaj yıkılmadan dışarıya çıkarak kurtulmuşlar. Ama Uğur kurtulanlar arasında yok. Sorduğumuz kimse Uğur’un kaçıp kaçmadığını hatırlamıyordu. Ben de enkaz kaldırma çalışmalarının son anına kadar enkaz başında bekledim. Enkazın bodrum katına kadar inerek kardeşimi aradılar, yine de kardeşimin ne ölüsüne ne dirisine ulaşılmadı. Yok benim kardeşim. Sanki yer yarıldı yerin içine girdi. Enkazda yok, ölenler arasında yok, hastanelerde yok, kayıplar arasında yok. Nerede bu çocuk? Neden bulunmuyor? O enkazın yerine geçtiğimiz günlerde temel atıldı, benim kardeşim bulunamadı” diyerek yaşadıklarını anlattı.

'ÖLÜLERE BAKMAK İÇİN 3 AY MEZARLIKTA YAŞADIM'

Kardeşlerini bulmak için her yere başvurduklarını ve DNA örneklerinin kayıp cenazelerle eşleşmediğini, artık vazgeçtiklerini ancak bir mezarı olsun istediklerini söyleyen abla Gezer, “Enkaz altından kardeşimizi bulamayınca emniyet, valilik, AFAD her yere başvurduk. Abimden DNA örneği alındı kayıp cenazelere bakılması için. Maalesef 6 ay geçti bulunamadı. 3 ay boyunca her gün mezarlığa gittim, ölülere bakmak için, haber almak için mezarlıkta yaşadım. Belki canını kurtardı, deprem sırasında kaçtı diye düşünmeye başladık. Hatta organ mafyası tarafından kaçırıldığını bile düşünmeye başladık. Dirisinden vazgeçtik, ölüsünü istiyoruz. Mezarı olsun, ‘Uğur burada yatıyor’ demek istiyoruz. Artık canlı bulma ihtimalimiz kalmadı. Yalvarıyorum kardeşimin mezarını bize çok görmesinler, bulsunlar” dedi.

'BEN DEĞİL, MİLLETVEKİLİ BANA HESAP SORDU'

Deprem sonrası Malatya’ya ziyarete gelen parti genel başkanlarından, bakanlardan, milletvekillerinden yardım isteyen Arzu Gezer, milletvekillerinden birinin kendisini terslediğini ve "O saatte kardeşinin kahvede ne işi vardı?" diye sorduğunu anlattı:

“MAŞTİ arkasına kurulan Çadırkentte yaşıyoruz. Oraya siyasetçiler, kolordu komutanları, valiler aklınıza gelecek yetkililerin neredeyse tamamı geldi. Hepsine ulaşıp derdimi anlatmaya çalıştım. Tek isteğim kardeşimin bulunması. AK Parti Malatya Milletvekili çadırları ziyaret ederken ondan da yardım istedim. Durumu anlatınca bize destek olur diye düşündüm. Ama kadın bana ‘O saatte kardeşinin kahvede ne işi vardı? Evinde otursaydı’ deyince dünya başıma yıkıldı. İnsan canı bu kadar mı ucuz? O enkazda kalan herkes kendi evinde miydi? Ben ondan hesap sormuyorum, o benden soruyor. Vali yardımcıları çok ilgileniyorlar. Her hafta kurul toplantısında gündeme getiriliyormuş. Onların tek ihtimali cenazelerin karışmış olması. Deprem bölgelerinde fotoğrafı çekilmeden, DNA örneği alınmadan hiçbir cenazenin gömülmediğini söylüyor bazı yetkililer. Buna inanmıyorum. Çünkü bizim gibi kayıp arayan yüzlerce insan var. Cenazelerin çoğu tanınmaz haldeydi. Başka bir şehre bile gitmiş olabilir benim kardeşimin cesedi. Yalvarıyorum ölümüzü bulun.”