Contemporary İstanbul, dijital sanat ve merak edilenler: 'Makine de insan, insan da makine'

Contemporary Istanbul’da bu yıl dijital sanat ve yeni medya sanatına yer veren Plugin'in küratörlüğü yapan Esra Özkan ile konuştuk. Özkan, "Gerçekten sınır yok. Makine de insan, insan da makine" dedi.

Google Haberlere Abone ol

Gülsüm Postacı

DUVAR - Contemporary Istanbul, Akbank ana sponsorluğunda, Türkiye’deki çağdaş sanat galerilerinin katılımıyla 1-6 Haziran tarihleri arasında İstanbul Lütfi Kırdar Kongre ve Sergi Sarayı Rumeli Salonlarında sanatseverlerle buluşuyor. Contemporary Istanbul’un bu edisyonuna Contemporary Istanbul Vakfı (CIF), Akbank Sanat, Baksı Müzesi, Borusan Contemporary, Odun Pazarı Modern Müzesi (OMM), İyilik İçin Sanat Derneği, GLOBART, Otonom Art Events ve halka sanat projesi de katılıyor.

Türkiye’den 26 çağdaş sanat galerisinde, yerli ve yabancı 290 sanatçının 500’e yakın eserinin izlenebileceği etkinlikte Covid-19 tedbir ve önemleri doğrultusunda fuar alanında 2 saat kalınabilecek, bilet satışları saat aralıklarında sınırlı sayıda yapılacak.

KATILAN GALERİLER

Anna Laudel, İstanbul, Dusseldorf; Art On İstanbul, İstanbul; Art Refinery, İstanbul; Artopol Art Gallery, İstanbul; Bozlu Art Project, İstanbul; C24 Gallery, New York ; CEP Gallery, Istanbul; De Artium, İstanbul; Dirimart, İstanbul; Faar Art Gallery, İstanbul; Galeri 77, İstanbul; Galeri Binyıl, İstanbul; Galeri Diani, İstanbul; Galeri MCRD, İstanbul; Galeri/Miz, İstanbul; Galeri Nev İstanbul, İstanbul; Galeri Siyah Beyaz, İstanbul, Ankara; Gama Gallery, İstanbul; Öktem Aykut, İstanbul; Pi Artworks, İstanbul, London; Piramid Sanat, İstanbul; Sanatorium, İstanbul; Sevil Dolmacı Art Gallery, İstanbul; Vision Art Platform, İstanbul; x-ist, İstanbul; Zilberman Gallery, İstanbul, Berlin

PLUGİN ISTANBUL'DAKİ SANATÇILAR

Aypera, Ahmet Rüstem, Can Büyükberber, Ece Gözen, Enes Özenbaş & Ethem Cem, Güvenç Özel, Hakan Sorar, Sofia Crespo H.o, Mert Kızılay& Hakan Gündüz, Maxim Zhestkov, Mario Klingemann, Murat Yıldırım, Onur Sönmez, Void ve Yonca Karakaş…

Sanatı yeniden deneyimleme ve sanatın iyileştirici gücünü hissettirme hedefiyle yeni sezona kapılarını açan Contemporary Istanbul’da bu yıl dijital sanat ve yeni medya sanatına yer veren Plugin, Siemens Ev Aletleri sponsorluğunda 8. yaşını kutluyor. Plugin, Esra Özkan küratörlüğünde ‘post-’ teması üzerinden insan-makine iletişimindeki akışa, yapay zekâya, insan-sonrası tartışmalarına, dijital karakterlere, birbiri içine geçen ve ayrılan yeni medyanın farklı yaklaşımlarına ve bio-sanat gibi üretim şekillerine yer veriyor.

Esra Özkan, 2011 yılından bu yana sanat sektöründe galeriler ve müzelerin farklı birimlerinde aktif rol alarak yurt içi ve yurt dışı bir çok sergide küratör ve direktör olarak yer alır. Güncel olarak dijital sanatlar alanındaki araştırmalarında ve çalışmalarında, teknoloji, sanatı ve bilimi bir araya getiren çalışmalara yönelmekle birlikte felsefe, teknoloji, bilim ve sanat arasında bağlantılar kuruyor. Biz de kendisiyle bu disiplinler arası ilişkiler üzerine kısa bir sohbet gerçekleştirdik.

.

'ŞİMDİ İLE GELECEĞİ YAŞIYORUZ'

Akıllı teknolojiler artık hayatın bir parçası. Ve sanırım o sürekli bahsini ettiğimiz geleceğin içindeyiz. Şimdi tam da bu zamanın içinde geleceği mi yaşıyoruz? Ne dersiniz?

Gelecek çok uzak bir noktada. Kelime olarak da uzakta duruyor. Ama hâlbuki biz daha yakın bir şeyden bahsediyoruz. Çünkü teknolojinin ilerlemesi artık her 5 yılda bir her 4 yılda bir jenerasyonlara etki ediyor. Dolayısıyla dört yılda bir değişen gelecekten bahsediyoruz. O çok da uzakta değil, hep yakınımızda ve hızlıca ilerliyor. Şimdi ile geleceği yaşıyoruz diyebiliriz.

Plugin İstanbul bölümü yeni medya sanatının sıradan olanı nasıl sıra dışı hale getirebileceğini ve bunu yaparken günlük hayatımızı büyüleyip zenginleştirebileceğimizi ortaya koyuyor. Bu sergide Plugin nerede duruyor? Bizi en çok neye odaklıyor?

Plugin 8 yıldır yapılıyor. Contemporary İstanbul’un 8 yıldır bir parçası ve ben 2019 yılından beri küratörlüğünü yapıyorum. Bu, devam niteliğinde bir sergi… 2019 yılında ham madde RW'ın (material) sergisiyle biz yola çıktık. Bu ham maddeyi aslında izleyiciye anlatmak için devam ettik. Yani dijital sanatın ham maddesi ne olabilir, ana konumuz buydu. Ve bu ham madde konusu ilk yılında deneyime dayalıydı. Biraz daha deneyimi olan işlerimiz vardı. Bu yılda var ama tabii ki ilk yıl daha çok dokunduğumuz daha çok dinlediğimiz ya da koklayabildiğimiz işler vardı. Sonrasında bu ham maddeyi 2019 yılında sanatçılar keşfetmeye başladı ve bir yola çıktık. 2020’de bu süreç devam etti ve bugün 2019’da keşfettiğimiz ham maddeyi bu dönem içerisinde hangi tekniklerle üretiyoruz, nasıl süreçler geçiriyoruz, bunları anlatıyoruz. Buradaki argümanım da şu; insan sonrası dönemde ve dijital sonrası dönemde post dijitalde bu yaklaşımlar neler ve nasıl oluyor? Çünkü bunların hepsi birer tarihsellik getiriyor ve biz bugünden yakın geleceği planladığımız noktada insan sonrasını mutlaka konuşuyoruz.

Ahmet Rüstem Ekici

'YAPAY ZEKANIN EN GÜNCEL ÖRNEKLERİ BURADA'

Bu sergide hangi sanatçılarla çalıştınız? Eserleri hakkında kısaca bilgi verir misiniz?

Bu alanda 17 sanatçıyı ağırlıyoruz. Bu 17 sanatçının eserleri ise kendi içinde çeşitleniyor. Yapay zekânın en güncel örnekleri burada… Mario Klingemann, Sofia Crespo H.o gibi çok önemli sanatçılar var. Dünyada gerçekten spekülatif işler yaratan sanatçılar var. Keza yine bu alanda artırılmış gerçeklikle Hakan Sorar, Ahmet Rüstem’in eserleri var. Bio-sanat, 2019’dan bu yana mutlaka alan açmaya çalıştığımız, konuşmalar düzenlediğimiz, eserlerini sergilediğimiz sanatçıların yer aldığı bir alan. Burada da Ece Gözen yer alıyor. Onun yine bio-sanat özelinde bir eseri duruyor. Orada o da doğa ve makine arasındaki bu bağı yani bu sınırın eridiğini anlatıyor. Bir dijital insanımız var, Aypera. Türkiye’nin ilk dijital insanı…

Aypera’nın ilk dijital insan olmasının yanı sıra bir özelliği daha var. Benim Aypera ile bir röportajım var. Aypera’ya şu soruları soruyorum, oldukça spekülatif cevaplar alıyorum. “Aypera sen insan mısın? Ya da sen yapay mısın? Gerçek misin? Seni benden ayıran ne? Bunu bana anlatır mısın?” Aypera da bir yapay zekâ bir GPT-3 algoritma sayesinde bunları yanıtlıyor. Yanıtlar öyle güzel ki o yapay ve ölümlü olmanın ayrımını da yapıyor. “Sen ölümlü müsün?” Çünkü insan demek ölümlü demek… “Sen dijital bir insansın, ölüyor musun?” Beni kimse izlemezse, takip etmezse ben ölebilirim, diyor. Dolayısıyla sadece insan olarak biz değil bizim çevremizdeki varlıklar, dijital varlıklar, dijital yapılar da insanlaşmaya gidiyor. Ama bu noktada biz kimiz? Yani insan kim? Bunu sorguluyoruz biraz daha.

Yine alanda dijital tarafta üretimlerini yapan, bilinen Maxim Zhestkov, Murat Yıldırım, Yonca Karakaş, Güvenç Özel gibi çok önemli diğer sanatçılar da yer alıyor. Onlar da yine insan sonrası dönemde nedir bu post-human, ne yapıyordur, diye bir süreçle yola çıkıyor ve eserlerini sergiliyor.

Aypera

'MAKİNE DE İNSAN, İNSAN DA MAKİNE'

Alanı gezerken kendi varoluşumu sorguladığım eserlerle karşı karşıya kaldım. Dijital dünya ile felsefe arasında kurulan bağ ise çok çarpıcıydı.

Felsefe çok önemli bir kelime… Bilgi Üniversitesi Felsefe bölümünde Master yapıyorum aynı zamanda. Tezim de post-human, post dijital hep bu konular üzerinde. Ve ben şunu gördüm, gerçekten sınır yok. Makine de insan, insan da makine... Artık eridi o duvarlar. Örneğin bir heykeltıraş heykel yapıyor. Ben ağaçla çalıştım, ben epoxy ile çalıştım diyor. Bizde böyle bir sınır yok. Bakteri ile çalışıyor, canlı dokuyla çalışıyor. İşte Aypera diyorsun, makine konuşuyor. Yani çok hybrid yapılar ve bu hybrid yapı 8 yıldır Plugin bünyesinde böyle gidiyor. 3 yıldır benim küratörlüğümde ise bunu izleyiciye en çarpıcı örneği ile göstermeye çalışıyor. 

Felsefe çok önemli bir noktada duruyor. Çünkü sonuçta zemini inşa ediyorsunuz ve hep bu soruları soruyorsunuz. Biz kimiz? İnsan merkeziyetçiyiz ama hayvanlar da var, doğa da var. Heidegger giriyor, Descartes giriyor. “Düşünüyorum öyleyse varım.” Yani bugün Frankestein’ın Sofie robotu olmuş hali… Hepimiz bu noktadan nerelere evirildik. Dolayısıyla felsefe çok önemli bir noktada ve ben de o alt yapıdaki işleri sergiliyorum.

5 Haziran Cumartesi sergiyi gezmek için son gündü ancak Plugin 2021 sergisinin küratörü Esra Özkan’ın moderatörlüğünde NFT’lerin ele alındığı Plugin Talks konuşmaları Clubhouse / Youtube Live / Zoom üzerinden senkronize ilerlemeye devam ediyor. Konuşmalara IG TV ve Youtube’da Contemporary Istanbul hesabından erişebilirsiniz.