Çocukların festivali altı yaşında: Bu sancıları yaşayan çocukların daha fazla sanata ihtiyaçları var

Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali, bu yıl 6. kez perdelerini açacak. Birçok film, atölye ve etkinliğin ücretsiz olacağı festival, çocukları sanat ile buluşturacak.

Google Haberlere Abone ol

Ogün Akkaya

ANKARA - Bu yıl altıncısı gerçekleşecek olan Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali 2-9 Haziran tarihleri arasında Ankara'da çocuklarla bir araya gelecek. Festival kapsamında film gösterimleri, atölye çalışmaları, söyleşilerle dolu bir programı hazırlanırken, çocuklar tüm etkinliklere ücretsiz erişebilecek.

FİLM GÖSTERİMLERİ VE ATÖLYELER ÇOCUKLARLA BULUŞACAK

Çankaya Belediyesi Yılmaz Güney Sahnesi ve Doğan Taşdelen Çağdaş Sanatlar Merkezi’nde gerçekleşecek olan festival, film gösterimlerinin yanı sıra aralarında "Afet Sonrası Hak Temelli Çocuk Çalışmaları" başlıklı panelin de yer aldığı birçok etkinliğe ve atölyeye ev sahipliği yapacak. Mülkiyeliler Birliği’nde gerçekleşecek panelde konuşmacılar arasında Prof. Dr. Şebnem Soysal Acar, avukat Şahin Antakyalıoğlu ve çocuk hakları aktivisti Ezgi Koman yer alacak.

‘ÇOCUKLAR SANATLA İYİLEŞECEKLER’

Çocukları çocukların perspektifinden onları gözeterek ve aktif rol vererek organize edilen festivalin koordinatörü Şebnem Aktolga ile konuştuk.

Çocuklar festival aracılığıyla bu yıl altıncı kez sinema ve sanat çatısı altında bir araya gelme fırsatı bulacak. Bu yılki festivale nasıl hazırlandınız?

Her yıl büyük bir aşkla ve heyecanımızı kaybetmeden festivale hazırlanıyoruz. Ama bu senenin farkı, şubat ayında yaşadığımız deprem oldu. Tüm coğrafyayı sancılayan ve üzen bir deprem yaşadık. O travmatik sürecin festival olarak neresinde olacağımızı düşündük. Diyarbakır’a gidip orada festival yapacaktık ama plan tamamen değişti. Festivali yapıp yapmayacağımızı da düşündük.

.

Çocukların bu travmayı atlatmaları sanatla mümkün olacak. Çocuklar sanatla iyileşirler. Depremzede olmayan çocukların da normal bir rutine ihtiyaçları var. Hem de daha fazla. Bir farkı yaşadık tabi. Her sene ulusal bir kısa film yarışması yapıyorduk. Tüm Türkiye’den çocuklar filmlerini gönderiyorlardı. Ama bir sürü şehir yıkılmışken eşitsiz bir hal yaratacağı için bundan vazgeçtik. Özellikle doğu coğrafyalarından çok fazla film geliyordu. Orada yaşayan çocuklar daha fazla anlatmak istiyorlardı. Daha kendilerini ifade etmek istiyorlardı ve çok iyi filmler geliyordu. Bunun dışında normal rutinimize devam ediyoruz.

‘ÇOCUKLARI SANAT İLE BULUŞTURMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Festival geçtiğimiz yıllarda başka şehirlerdeki çocukları da sinemayla buluşturmuştu. Bu yıl da böyle bir planınız var mı?

Kırılgan bir coğrafyada yaşıyoruz. Sürekli bir hal üzerine kriz yönetimi oluşturuyorsunuz. Diyarbakır’a gitmeyi planlarken deprem oldu. Burada Dom çocuklarla buluşacaktık. Ötekilerin ötekisi üzerine gitmeyi düşünürken deprem engel oldu. Yazın yoğun bir şekilde deprem çocuklarına ulaşamayacağımızın bilgisini oradaki sivil toplum örgütlerinden aldık. Belki Maraş’a gidip, çocukları sanat ile buluşturmaya devam edeceğiz. Sanat iyileştirici bir süreç. Çocuklar da buluştukları her etkinlikle içsel acılarını ve sancılarını, sorgularını büyükler gibi dışarı atıyorlar. Resim, heykel, drama aracılığıyla dışarı vurmak önemli bir etken. Ayrıca onunla yüzleşmek bir çocuk için, iyileşme demek. Depremzede çocuklarla etkinlikleri Ankara’da da bir araya getiriyoruz, yapmaya da devam edeceğiz.

'DEZAVANTAJLI ÇOCUKLARA ULAŞMAK ARTIK BİZİM GELENEĞİMİZ’

Çocuk Diyarı Film Festivali aynı zamanda dezavantajlı çocukları da beyazperde ile buluşturuyor ve atölyeler düzenliyor. Bu yıl da festival dezavantajlı çocuklara koltuklarını açacak mı?

Her sene olduğu gibi festivali dezavantajlı çocuklarla buluşturacağız. Sanat bütün çocuklarla buluşsun diye yola çıktık. Festivali ücretsiz yaparak, dezavantajlı çocuklara ulaşarak kapılarımızı açıyoruz. Bu artık bizim kolumuz, kanadımız gibi bir kriterimiz, geleneğimiz. Bundan hiç vazgeçmeyeceğiz.

‘COĞRAFYAMIZDAKİ ÇOCUKLARIN ÇOK DAHA FAZLA SANATA İHTİYACI VAR’

Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali altıncı yaşını kutlayacak. Altı yıl nasıl geçti? Festivalin ilk gününe dönüp baktığınızda, geldiği noktayı, büyümesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Festival, her yıl, bir önceki eksiğini, artıya dönüştüren bir tecrübeyle ilerliyor. Bakış açımızı bunun üzerine kurduk. Hata ya da eksiklik dediğimiz halleri bir sonraki sene mutlaka iyileştiriyoruz. Her sene önümüze fazla hedefler koyuyoruz. Dünya’da çocuk çalışmalarına bakarak da gelişmeleri takip ediyoruz. Bu coğrafyanın derdini, sızısını, acısını yitirip, kaybetmeden Dünya neden çocuk çalışmalarında başarılı, neden düşünen, sorgulayan toplumlar bu kadar ileride oldu bunları inceliyoruz. Alt yapısının çocuk çalışmalarında güçlü olduğundan kaynaklı olduğunun farkındalığını oluşturduk. Gittik, gördük. Danimarka, Finlandiya, Hollanda çocuk çalışmalarını çok önemsiyor. Devlet son derece politik olarak çocuk çalışmalarına destek veriyor.

Pozitif bilimle iç içe büyüyen, sanatla ilerleyen, ne istediğini kaybetmeyen, içsel sesini yitirmeyen çocuklar üzerinden başarılı bir topluluk ortaya çıkıyor. Bu coğrafyada da çok değerli çocuklar var. Bu çocuklar daha farkındalar çünkü bu coğrafyanın kaderi biraz daha fazla acılara maruz kalmak.

Bir deprem yaşandı ve acıyı en derin yaşayanlar bence çocuklar oldu. Bir kader değildi. Bir coğrafya gerçeğinin kötü bir planlamayla yönetilememesinin acısını biz büyükler ve çocuklar yaşadık. Bu sancıları yaşayan çocukların daha fazla sanata ihtiyaçları var. Çünkü daha fazla anlatıları olacak. Daha yüksek ifadeleri olacak. Acımızı ve sancımızı dışarı atma lüksümüz değil artık bir gereklilik. Coğrafyamızdaki çocukların çok daha fazla sanata ihtiyacı var. Biz güçlü bir zincir oluşturmaya çalışıyoruz. Festivalin ve çocuk çalışmalarının daha fazla tutulması gereken bir biçim olduğuna karar vererek başladık. Çok daha güçlü ve kararlıyız.

‘BU DURUM UMUDUMU ARTIRDI’

Uluslararası Çocuk Diyarı Film Festivali ile birlikte belki de bazı çocuklar sinema ile ilk kez tanışıyor. Bu festival çocuklara sinema ve sanatı meslek haline getirmek için olanak sağlıyor… Çocukların ilgisini nasıl gözlemliyorsunuz?

Bu soruyu bir hikaye üzerinden cevaplamak istiyorum. Diyarbakır’da bizim festivalimize de dahil olan bir yönetmen arkadaşım var. Kürtlerin içerisindeki Domları anlatan bir filmi vardı. Ötekilerin ötekisi üzerinden kavramsal bir anlatısı vardı ve beni çok etkilemişti. Kendisiyle tanıştığımda bana sinemaya nereden başladığını anlattı. Dedi ki “Bizim köye küçükken çocuklar için sinema atölyeleri yapan bir grup gelmişti. Ben orada atölyeye dahil olarak sinemacı olmaya karar vermiştim.” O gün bu etkinliklerle imkan bulamayan çocukların karşılaşmasının çok önemli olduğunu fark ettim. O çocuklara bir imkan veriyorsunuz. Bu durum umudumu artırdı. Daha fazla çocuğa, daha fazla köye, imkanı olmayan çocuklarla buluşma imkanı sağlama inancını temellendirdi.

‘ÇOCUKLARIN MUTLU OLMALARI GEREKTİĞİNE İNANARAK BİR ŞÖLEN HAZIRLADIK’

Bu yıl festivalde çocukları neler bekliyor? Nasıl bir program hazırlandı?

Festivalimiz bizim için bir çocuk şöleni. Çocuklar çok üzüldüler. Seçimin, politik kargaşanın sancılarını da bence çocuklar çok hissetti. Çocuklar kaygıları çok duydu. Çocukların biraz daha rehabilite olmaları, mutlu olmaları gerektiğine inanarak bir şölen hazırladık.

Çocukların mutlu olmaları için dans gösterileri, müzik dinletileri, kısa film gösterimleri ve konserler düzenleyeceğiz. Ayrıca ebeveynleri ve eğitimcileri kapsayan bir sinema şölenimiz var. Bütün etkinliklerimiz ücretsiz. Bütün çocukları bekliyoruz. Ayrıca yaratıcı yazarlık ve toplumsal cinsiyet başta olmak üzere çeşitli atölyeler gerçekleştireceğiz.

Dünya sinemasından isimleri de Türkiye’ye davet ediyoruz. Bu yıl piximakey animasyon yapım şirketi çocuklara iki gün boyunca stop motion öğretecek. Ayrıca Önder Özdem hocamızın uygulamalı kamera atölyesi olacak. Kapanışı da çocukların kendi tiyatrolarını ortaya koydukları bir etkinlikle yapacağız. Çocukların sahnede yer almış olması, kendilerini ifade etmeleri için çok önemli.

‘DEVLETTEN DESTEK ALACAĞIMIZ GÜNLERİN OLACAĞINA İNANIYORUM’

Çocuk festivali yaparken sivil toplum kuruluşları ve elçiliklerle çalışıyor ve bir şekilde maddi anlamda üstesinden gelmeye çalışıyorsunuz. Peki bu noktada devletin katkısı ne durumda?

Bizim gibi bir festivalin ve çocuk çalışmasının devlet tarafından güçlü bir şekilde desteklenmesi gerekiyor. Sanat tüm yapısal haliyle pahalı bir olgu. Filmler ve festival yapmak çok pahalı. Belediyeler, mekan ve baskı desteği alıyoruz. Büyükelçiliklerden uluslararası boyutlarda destekler alıyoruz. Sanatçıları çocuklarla buluşturmak çok pahalı. Destek alamadığımız durumlarda projeyi gerçekleştiremiyoruz. Ben her zaman umutluyum. Devletten de destek alacağımız günlerin olacağına, politikanın kültür ve sanata daha sıcak bakacağına inanıyor ve gerçekçi bir şekilde görüyorum.