CHP’li Emre: ‘Kılıçdaroğlu kalk her şey güzel olacak’ dediğinde ne değişim yapabilirsin?

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre, yerel seçimlere giden süreçte partisinin hedef ve çalışmalarını anlattı, “değişim” tartışmalarını değerlendirdi.

Google Haberlere Abone ol

ANKARA – Cumhuriyet Halk Partisi’nde (CHP) bir yandan “değişim” tartışması yaşanırken diğer yandan kurultay süreci işlemeye başladı. Partinin yerel seçimlere yönelik hazırlıkları da eş zamanlı devam ederken “değişimin” nasıl olacağı sorusu ise yanıt bekliyor.

Seçimin ardından MYK değişikliği yapılan CHP’de Hukuk ve Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcılığı koltuğuna oturan İstanbul Milletvekili Zeynel Emre’ye göre seçimlerden sonra açığa çıkan karamsarlığın umutsuzluğa dönmemesi gerekiyor. Yerel seçimlerde hedefin daha fazla il ve ilçe belediye başkanlığının kazanılması olduğunu ifade eden Emre’ye göre parti örgütlerinde Kılıçdaroğlu’na destek oldukça yüksek ve süreci Kılıçdaroğlu’nun yönetmesi işin doğrusu.

‘15 EKİM’E KADAR İL KONGRELERİ BİTECEK’

Partinin kurultay sürecinden yeni kurulan komisyonlara, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “değişim” kampanyasından Kılıçdaroğlu’na yönelik tepkilere kadar birçok başlıkta CHP’li Zeynel Emre’nin sorularımıza yanıtları şöyle oldu:

CHP’de yeni MYK’nın ilk görevi kongre sürecini örgütlemek oldu. Takvim işlemeye başladı, süreç nasıl ilerleyecek?

Görevlendirmemiz 5 Haziran tarihi itibariyle oldu. 6 Haziran'da ilk MYK toplantımızı yaptık ve kongreler takvimini açıkladık. İlan, itiraz sürelerini de hesapladığımızda dört ay, on günlük süreç işlemeye başladı. 15 Ekim’e kadar il kongrelerini bitirmiş olacağız. Hedefimiz bu. Kurultay tarihini Parti Meclisi belirleyecek ama isteğimiz kurultayı da yapmak.

‘ÜZÜNTÜNÜN KARAMSARLIĞA DÖNMEMESİ LAZIM’

Süreci şöyle değerlendirmeyi düşünüyoruz. Birincisi yüzde 25 başta olmak üzere genel başkanımızın adaylığına oy veren yüzde 48’lik seçmenimiz var.  Burada bir üzüntü, bir moral bozukluğu olması normal. Çünkü daha önceki seçimlerde olmadığı kadar herkesin, hepimizin bu seçimin kazanılacağına yönelik beklenti ve umudu çok yüksekti. Seçim kıl payı kaybedildi. Bu üzüntünün karamsarlığa dönmemesi lazım. Türkiye zor bir dönemden geçiyor. Otokrat yönetimlere çok yakın hibrit demokrasi olarak tariflenen bir durumdayız, bu durumda siyaset yapmanın şartları, zemin hiç kolay değil. Baskı yiyoruz. Bütün toplum kendini baskı altında hissediyor. Türkiye açısından asıl kaybediş vazgeçmeyle, ‘ya aman artık olmuyor’ demekle olur. Buna zemin hazırlayacak, yol açabilecek konuşmalar, davranışlar, ne varsa önünde cansiperane durmamız lazım.

‘YEREL SEÇİME GİDERKEN ORGANİZE ÇALIŞILDIĞINI GÖRÜYORUZ’

Genel başkanımız 25 milyon oyu 35 milyona çıkarma iddiası ortaya koydu. Kıymetli bir hedef. Bize yönelik eleştirileri anlayışla karşılıyoruz. Bizim kazanmamızı çok isteyip çalışan emek sarf eden herkese teşekkür ederiz. Cumhuriyet Halk Partisi kendisine oy versin, oy vermesin bütün muhalefetin umudu haline geldi. Genel başkanımız o ittifak siyasetini çok stratejik olarak, çok sağduyulu, herkese el uzatarak akılcı bir şekilde yürüttü. Dolayısıyla buralarda popülist konuşmalar kolaydır. Zor olan sabırla, akılcı politikaları hayata geçirmek için mücadele etmektir. Vazgeçmek kolaydır. Direnmek, mücadele etmek zor olandır. Biz ülkemiz için bunu yapmaya mecburuz, bu sorumlulukla hareket ediyoruz. Yerel seçime giderken genel başkanımıza yönelik böyle maksatlı, yıpratıcı, organize bir şekilde çalışıldığını görüyoruz.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Zeynel Emre
‘YIPRATMAYA DÖNÜK HAREKETLERİ TASVİP ETMİYORUZ’

Nasıl maksatlı çalışılıyor?

“Bıraksın, gitsin” diye normal üzüntü ya da normal kızgınlığın dönüşü olarak tepki gösterenlerin tepkilerinin başımızın üstünde yeri var. Onlara bir şey söylemiyorum. Ama özel olarak partinin teamüllerinin dışında, parti içi seçim süreçlerinin dışında sürekli ve sürekli yıpratmaya yönelik hareketleri tasvip etmiyoruz. Bunun farkındayız. İsim bazlı tartışmalara yönetici pozisyonda olduğumuz için girmem doğru olmaz. Bunu yapamayız, yapmak istemiyoruz çünkü yanlış gördüğümüz ve dile getirdiğimiz hususlarda biz de o yanlışların parçası oluruz, doğru olmaz.

‘KENTLERDE İTTİFAK AVANTAJLI’

“Bırakıp gitsin” tepkilerini hatırlattınız.  CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu seçimlerin ardından bıraksa ve gitse ne olurdu?

Yanlış olurdu. Önümüzde çok hassas bir süreç var. 25 yıl sonrasında Türkiye genelinde birçok büyükşehir il belediyesini kazanmışız. Sonuçları analiz ediyoruz. Sandık bazlı analizlerimiz var. Bizim yeterli oyu alamadığımız, derdimizi anlatamadığımız, tek sandıklı, iki sandıklı, daha çok kırsaldaki yerler. Bizim hatamız; derdimizi anlatamamışız. Bir yönüyle yerel seçime giderken baktığımızda kentlerde ittifak avantajlı. Yani belediye sayısını arttırıyor. Balıkesir'i alıyor, Denizli'yi alıyor ilçe sayısını arttırıyor. Dolayısıyla bizim bu süreçten güçlenerek çıkma hedefimiz ve sorumluluğumuz var.

‘YÜZDE 48’İ DE BİZ BİRLİKTE ALDIK, YÜZDE 52’Yİ DE BİZ BİRLİKTE ALAMADIK’

Bunu, bugüne kadar izlediği siyasetle en iyi Sayın Kılıçdaroğlu gerçekleştirdi. Yüzde 50 alacağına inandığınız Kılıçdaroğlu'na dünya kadar övgü yapıp da 48’den sonra bu denli eleştirinin siyasi mantığı yok. Yüzde 48’i de biz birlikte aldık, yüzde 52’yi de biz birlikte alamadık. Yani yüzde elli geçilseydi, ‘Ben aldım. Ben yaptırdım’, yüzde 50 olmayınca ‘Kılıçdaroğlu alamadı’ demek haksızlık. Bir tarafta Erdoğan vardı, bir tarafta sekiz tane aday vardı. İttifaklar vardı. Burada Kılıçdaroğlu'nun sorumluluğunun herkesin payına düşen sorumluluk kadar olması lazım.

‘GENEL BAŞKANA DESTEK ÇOK YÜKSEK’

Bizim ihtiyacımız olan şey bu sürecin kazasız belasız atlatılmasını sağlamak. Büyükşehirlerde Meclis çoğunluğunu alamadığımız için yaşadığımız sıkıntı vardı. Hedef Meclis çoğunluklarını da almak, ilçe sayısını arttırmak. Biz bunu gerçekleştirebiliriz. Genel başkanın, merkez yönetiminin buna zarar verici bir siyaset izlemesi söz konusu olamaz. Biz il ve ilçe başkanlarımızla toplantılar yapıyoruz. Genel başkana destek çok yüksek.

Bu destek Kemal Kılıçdaroğlu’nun genel başkanlığa devam etmesi yönünde bir destek mi?

Tabii. Parti örgütlerinde genel başkanın yerel seçim sürecini yönetmesi konusunda neredeyse çok büyük bir mutabakat var. Bizim 200’den fazla belediye başkanımız var. Oransal olarak baktığınızda da böyle bir sonuç çıkar.

Bu sözlerinizden, bu fikirde olmayanların azınlık olduğunu anlıyoruz.

Ortak akıl dediğimiz şey nedir? ‘Benim dediğim olacak derseniz’ o dayatma olur. Ortak akıl herkes fikrini söyler, tartışır, ortaklaşılan durum budur şu anda.

‘BU DUYGUYU ANLAMAK LAZIM’

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, ‘İktidar İçin Değişim’ sloganıyla bir kampanya başlattı, CHP'nin değişmesi gerektiğine dair metin yayınlandı. Bir bakıma öz eleştiri yapılması gerektiği belirtiliyor. Siz yeni MYK olarak parti içerisinde öz eleştiri veriyor musunuz?

Bunu kapsamlı yaptık. Sihirli tek bir cümleyle izah popülist bir iş olur. Birkaç aşaması var bunun. Yüzde 52 oranında oy verenlerle Türkiye'nin temel problemlerine yönelik birçok noktada ortaklaşıyorsunuz. ‘Türkiye daha iyiye mi gidecek’ dediğinizde onlarda da daha iyiye gideceğine yönelik umut az. Ama bir duyguyla, bir şekilde tekrardan Sayın Erdoğan'a oy verdiler. Şimdi bu duyguyu anlamak lazım. Böyle insanları yerden yere vurarak küçümseyerek değil. Bir duyguyla, bir inançla oy veriyorlar, dolayısıyla burayı doğru çözümlememiz lazım.

Zeynel Emre, Serkan Alan'ın sorularını yanıtladı.
‘TEK BİR SİHİRLİ CÜMLEYLE İFADE EDEMEYİZ’

Buna paralel oy verme davranışındaki kutuplaşmayı kırmak, böyle bir futbol takımı edasıyla partilerin taraftar sahibi olması doğru bir iş değil. Siyasette bir iddianız, idealiniz, kadronuz olur. Fikriyatınız, ideolojiniz olur ve insanları o ideoloji etrafında örgütlersiniz. Halka da ‘bana şu kadar süreliğine yetki ver’ dersiniz. Reel siyaset bu. Biz bu durumun dışına çıktıysak bunu kıracak politikaları geliştirmek de bizim görevimiz. Çünkü birinci olan parti bundan faydalanan parti, bu onun işine gelecektir. Yani bu denli terörize eden kötü bir dilin bu denli etkili olacağı belki görülmedi. İttifak siyasetinde acaba farklı senaryolar üstünde çalışabilir miydik diye düşünebilirsiniz. Söylemler bazında düşünebilirsiniz, adaylar bazında düşünebilirsiniz.  Tek bir sihirli cümleyle ifade edemeyiz.

‘BUNCA YILLIK EMEK, BUNCA YILLIK ÇABA…’

Bu sözlerinizden mevcut CHP MYK'sının da değişim karşıtı bir konumda olmadığını anlıyorum. Fakat bir metot, yöntem farkı mı var? Daha geniş bir zamana yayılan değişim mi öngörüyorsunuz?

Aslında çok tutarlı bir şekilde gidiliyor. Genel başkan ilk etapta elindeki imkanlarla yönetimi, daha sonra kendi belirlediği danışmanları değiştirdi. Parti tüzüğünün değişmesi, bir çalışma yapılması konusunda MYK'dan karar çıkarttık. Parti programı için de önümüzdeki günlerde benzeri bir çalışma olacak. Kongre takvimini açıkladık ve oralardaki değişim süreci de gerçekleşecek. En son kurultayımızı yapacağız. Burada, ‘Kılıçdaroğlu sen kalk oradan, bütün kusur senindir. Sen kalk her şey güzel olacak’ dediğinde ne değişimi yapabilirsin? Bunca yıllık emek, bunca yıllık çaba, genel başkanın partiyi yüzde 20’ler seviyesinden, yüzde 48 oy alacak bir seviyeye getirdiğini görmezden gelmiş olursunuz. Bu haksızlık olur. Yani genel başkana yönelik bu haksız davranışın doğru bir sonuç vermeyeceğini görmek lazım.

‘DOĞRUSU GENEL BAŞKANIN BU SÜRECİ YÖNETMESİ’

Kılıçdaroğlu partisinin grup toplantısında, “CHP lideri olmam ya da olmamam hiçbir şeyi değiştirmez” dedi. Siz bu cümleleri nasıl okudunuz?

Tam bu söylediğim gibi. ‘Ben bu koltuktan kalktım, şuraya oturdum. Hemen her şey değişti’ gibi düşünürseniz, o yanılgıdır. Olmaz. CHP Genel Başkanı koltuğuna oturduğunuzda birçok duygudan ari şekilde, en doğru kararı vererek ilerlemeniz gerekir. Doğrusu genel başkanın bu süreci yönetmesidir.

‘ORTAK AKILLA ÇALIŞACAĞIZ’

Millet İttifakı’nın devam edip etmeyeceğine dair de soru işareti var. İYİ Parti kanadından yapılan açıklamalara bakılırsa 2019 yerel seçimlerindeki iş birliğinin gerçekleşmesi de kolay olmayacak.

Geçen dönem Meclis çalışmalarında bugün ittifakta yer alan partiler, her oylamada aynı oyu vermediler. Bu bir seçim ittifakıydı ve seçim ittifakı seçim esnasında kurulur. Yerel seçime giderken en doğru ittifak modeli neyse onun üstünde ortak akılla çalışacağız. Yani kimsenin kimseye özel bir karşıtlığı olmaz. Rakip de böyle yapıyor zaten. Yani rakip ittifak yapmadan mı gidiyor seçime? Bir yanına HÜDA-PAR’ı bir yanına DSP'yi alıyor. Bu arayış niye var? Bu seçim sistemi bizim arzu ettiğimiz bir seçim sistemi değil ama bu seçim sistemi herkesi ittifaka mecbur etti.

‘KURULTAYIN YEREL SEÇİM ÖNCESİ YAPILMASI TARAFTARIYIM’

CHP’nin kurultay sürecine dönecek olursak. Büyük kurultayın yerel seçimlerin sonrasına ertelenmesi durumunda hukuken CHP’yi zora düşürecek bir tablo söz konusu mu?

Ben yerel seçim öncesinde yapılması taraftarıyım. Ama bu hukuken bir tartışma konusu olacağı için değil. Biz daha önceki seçimlerimizi 25 Temmuz 2020 tarihinde yapmışız. Dolayısıyla iki artı bir yıllık uzatma süresi içerisinde de seçim takvimini açıkladık. Kongreleri yapıyoruz. Bu süreyi hesaplarken bunun çok daha üzerinde bir süre olduğunu söyleyenler var. Tersini söyleyenler de var. Ama ben bu konuda şu anda yorum yapmayacağım. Çünkü yorumum yanlış anlaşılabilir.

‘ÇOK GÜZEL BİR HAZIRLIK YAPIYORUZ’

CHP’de tüzük değişikliği için komisyon kuruldu. Bu komisyon toplantısını da yaptı. Ne tür öneriler geldi? Parti tüzüğünde nelerin değişmesi öngörülüyor?

Toplantıları periyodik aralıklarla yapacağız. Taslak oluşturacağız. Tüzük çalışma grubu olarak ilçelere ‘tüzük komisyonu kurun, 10 Eylül’e kadar geri dönüş yapın” diye yazı gönderdik. Dünyadaki örnekleri inceliyoruz.  Bizde tüzük deyince hemen akla sadece parti içi seçimler geliyor. Bu işin elbette önemli bir kısmı ama sadece bu değil. Yönetsel anlamda, zenginleştirici öneriler geliyor. Tüzükler partinin anayasası gibi. Anayasalar için toplumsal sözleşme, ortaklaşma lazım. Parti tüzüğünü de öyle yapmakta fayda var. Çok güzel bir hazırlık yapıyoruz. Kamuoyunu tatmin edecek.

Farklı komisyonlar da bu süreçte CHP çatısı altında kuracak mısınız?

Dava takip komisyonumuzu kurduk. Bunun dışında belediyelere yönelik soruşturmalara yönelik ilave bir başka komisyon önümüzdeki günlerde kurulacak. Seçimler açısından da yine seçim hazırlığı, güvenliği için çalışmalar olacak.