CHP İzmir'in seçim planı: Binlerce hane ziyaret edilecek

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Prof. Dr. Daron Acemoğlu'nun rehberliğinde kurulan ekip ve yüzlerce gönüllüyle binlerce haneyi ziyaret etmeyi hedeflediklerini anlattı.

Google Haberlere Abone ol

İZMİR - 14 Mayıs'ta yapılacak Cumhurbaşkanlığı ve milletvekili seçimleri için İzmir'de de partiler mesaiye başladı. Seçim sürecinde bilim insanları ve akademisyenlerden oluşan bir ekiple çalışma yürüteceğini açıklayan CHP İzmir İl Başkanlığı, iktisatçı Prof. Dr. Daron Acemoğlu’nun öncülüğünde kurulan ölçme ve değerlendirme ekibi ile yüzlerce gönüllüyle birlikte binlerce haneye ziyaretler düzenlemeyi planlıyor. Gönüllüler, hem insanların dertlerini dinleyerek not alacak hem de Kemal Kılıçdaroğlu'nun neden desteklenmesi gerektiğini anlatacak.

Daha önce İzmir özelinde küçük ölçekli benzer bir çalışmayı yürüten ekip, ilk kez tüm İzmir’i kapsayacak şekilde çalışacak. Proje birçok aşamayı içerirken; seçim öncesi, seçim günü ve projenin getirilerinin inceleneceği seçim sonrası aşamalar için ayrı bir araştırma grubu oluşturuldu. Araştırma grubu, uluslararası düzeyde, birçok alanda önemli araştırma ve çalışmalara imza atmış, makaleler ve tezler yayımlamış isimlerden oluşuyor.

Seçime yönelik başlatılan bu çalışmanın ardından, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile seçime giden süreci konuştuk.

'TOPLUMUN TÜM KESİMLERİNE DOKUNABİLMEYİ HEDEFLİYORUZ'

Seçime sayılı günler kaldı. CHP'nin bu süreçte İzmir'de ne gibi çalışmaları olacak? Süreç nasıl ilerleyecek?

Burada öbek çalışmaları yapıyoruz. Yani her bir alanda evleri ziyaret ediyoruz. Çok uzun süredir bunu yapıyoruz. Bu çalışma yine böyle sürecek. Bunun dışında bu kez 00.00-08.00 gece vardiyasında olanlarla da bir araya geleceğiz. Yani ilçelerimizde gece de muhakkak çalışmalarımız olacak. Hastanelerde, fırınlarda, pastanelerde, taksi duraklarında, itfaiyede gece çalışan kimler varsa onlarla da birlikte olacağız. Herkesin çalışacağı takvim belli. Bunun için de bir yazılım yaptık. Yazılım üzerinden ne yapmaları gerektiğini görüyorlar. Oradan da yaptıklarını işleyebiliyorlar. Biz de takip edebiliyoruz. Bunun dışında esnaflarla da bir arada olacağız. Gıda çarşısından MTK'ya, Mimar Kemalettin'den Kemeraltı'na, Karabağlar'a o bölgenin esnafı olan arkadaşlarımız var. O arkadaşlarımızdan özel gruplar oluşturuyoruz.

Onun dışında dezavantajlı mahalleler belirlemiş durumdayız. Ramazan dönemi boyunca bu dezavantajlı mahallelerde çalışmalarımız sürecek. Sosyal yardımlara ihtiyaç duyan, geçinmekte zorlanan mahallelerimiz var. Oralarda özel çalışmalar yürüteceğiz. Diğer yandan engelli vatandaşlarımıza yönelik çalışmalarımız da olacak. Yani toplumun tüm kesimlerini kapsayan bir seçim çalışmamız olacak diyebiliriz. Geniş kapsamlı bir seçim çalışması yürüterek toplumun tüm kesimlerine dokunabilmeyi hedefliyoruz.

'HER KESİMDEN ADAYLIK BAŞVURUSU VAR'

İzmir'deki adaylar konusuna biraz değinebilir miyiz? Başvurular ne durumda?

Toplumun her kesiminden başvuru görüyorum. Oda yöneticilerinden, mimarlardan, çevre mühendislerinden, inşaat mühendislerinden, avukatlardan, mali müşavirlerden başvurular var. Yani birçok meslek grubundan, toplumun bilinen isimlerinden, STK'lerden başvuru aldık. Biz de 28 Mart gibi aday adaylarını tanıtacak bir etkinlik yaparız diye düşünüyorum.

'VATANDAŞ ÇOKTAN KARARINI VERMİŞ İKTİDARI DEĞİŞTİRMEYE KARARLI'

İzmir'de Cumhur İttifakı ve Millet İttifakı'nın dışında kalan bir seçmen kitlesi de var. HDP'nin de içerisinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı. Sizin bu konuda düşünceleriniz ve Emek Özgürlük İttifakı'nı destekleyen seçmene bakış açınız nedir? 

Hem Millet İttifakı'nın paydaşları, hem de bunun dışındaki tüm vatandaşlarımız hatta bence daha önce Cumhur İttifakı'na oy vermiş vatandaşlarımız da dahil bu gerginlikten bıktı. Bu kötü söylemden, kavga gürültüden, üstten bakılmaktan, çok bilmişlikten bıktı. O bıkkınlığı sahada çok net görüyoruz. Biz bunu yalnızca İzmir'de değil, deprem bölgelerinde de gördük. İnsanlar artık kardeşçe bir arada yaşamak istiyor. Herhangi bir sebeple kendilerinin 'terörist' veya başka bir şekilde yaftalanmasını istemiyor.

 'CHP başa gelirse PKK dağdan inecek' söylemleri var. Bunun konuşuluyor olması ve size ulaşıyor olması bile utanç meselesi. Bu toplumda herkesin çıkıp şunu söylüyor olması lazım; 'Burası demokratik bir cumhuriyet.' Devleti kutsayanlar, böyle yaptıklarında devleti küçültmüyorlar mı? Koca bir cumhuriyet ve devletin Ahmet'in Mehmet'in Hasan'ın Hüseyin'in milletvekili olması ya da olmamasıyla bütün bunlar değişecek mi? Bir hükümet değişecek, o da çok net gözüküyor ki çok büyük bir oranla değişecek. Seçim bıçak sırtında falan değil. Vatandaş çoktan kararını vermiş ve her yerde gördüğünüz gibi iktidarı değiştirmeye kararlı. Bunu kimde görüyorsunuz derseniz, ben bunu AK Partililerde görüyorum. Ülkenin geleceği için bir değişimin gerekli olduğunu düşünüyorlar. 'Biz Tayyip beyi seviyoruz ama ülkenin rahatlaması için bir iktidar değişimi şart' diyen çokça insan var. Onları da düşünürseniz bu iktidar değişimi hiç de öyle küçük bir farkla olmayacak.

'PARTİ KAPATMANIN SAVUNULACAK BİR TARAFI YOK'

Bir de HDP'nin kapatılma davası halen gündemde. Bu konudaki düşüncenizi de merak ediyoruz?

Parti kapatmalarına ilişkin görüşümüz belli. Millet İttifakı'nın mutabakat metninde de görüşümüz yer alıyor. Her demokratik insanın söyleyeceği gibi parti kapatmanın savunulacak bir tarafı yok. Kapattınız da ne oldu? Yeniden açılıyor. Alfabede harf bırakmadılar. Bu doğru bir iş değil. Toplumun dinamikleri varsa toplum onları ifade etmek istiyorsa demokratik düşüncelerin ifadesinden yanayız.

'TRAFOYA KEDİ GİRSE DAHİ NE YAPACAĞIMIZI BİLİYORUZ'

Seçime giden süreçte en önemli konulardan biri de seçim güvenliği. CHP'nin İzmir özelinde seçim güvenliği konusunda hazırlığı var mı?

Cumhuriyet Halk Partisi çok uzun süredir buna hazırlanıyor. Daha önce yaşadığı tecrübeleri de esas alarak seçim güvenliği ve sandık güvenliği için çok uzun süredir çalışmalar yürütüyor. Çalışmalarda neler var derseniz; trafoya kedi girerse ne yapacağımız dahi var. Eğer depremdeki gibi bant daraltmalarla internete ulaşımımız engellenirse ne yapacağımızı biliyoruz. Bütün senaryoları çalışmış durumdayız. Bütün sandıklarda sandık görevlilerimizi, yedek sandık görevlilerimizi belirlemiş durumdayız. Hepsini tek tek telefonla aramış durumdayız. Tüm okullarda bir avukat görevlendirilmesi konusunda çalışmalarımızı tamamlamak üzereyiz. Bütün alanlarda bilişim sorumlularımız var. Seçim sonuçlarını online olarak bize ulaştıracak sorumlarımız mevcut. Sandıklarla ilgili tüm çalışmalarımızı tamamlamış durumdayız. Hiçbir tedirginliğimiz yok.

'YSK'YE GÜVENMİYORUZ'

Seçim güvenliğinden bahsederken YSK'ye de değinmek gerekiyor. Şu anda görevde olan yapının tecrübesiz olduğu ifade ediliyor. Bu sizce bir risk mi?

Yüksek Seçim Kurulu'nu İstanbul seçimlerinde de gördük. Tabi ki güvenmiyoruz. Bir sandığa atılan oylardan bir tanesini geçerli sayıp üç tanesini geçersiz saymayı başardılar. Bu ayak oyunlarının çoğu boşa çıkacak. Yapabildikleri de kendilerini kurtarmaya yetmeyecek. Çünkü vatandaş sandığa sahip çıkacak. Herkesi o gün sandığa ve kendi oyuna sahip çıkmaya davet ediyoruz.

'EMEKLİLİKTE KATAR'A TAKILANLAR DİYE BİRŞEY KABUL ETMEYECEĞİZ'

Tabanda 'Erdoğan seçimi kaybetse dahi koltuğunu bırakmaz' gibi söylemler söz konusu. Türkiye'nin 7 Haziran-1 Kasım seçimleri pratiği de göz önünde bulundurulduğunda kaygılı olan seçmenler var. Bu konuda ne söylemek istersiniz?

Örgütlere gittiğimde de söylüyorum, Türkiye Cumhuriyeti'nin çok uzun yıllara dayalı bir demokrasi tecrübesi var. Biz öyle birkaç yıl önce demokrasiye geçmiş bir ülke değiliz. Ben hiçbir sorun olacağını düşünmüyorum. Topluma korku kaygı uyandıracak şeyler söylemek hiçbir politikacıya yakışmaz. Hiçbir siyasetçiye de yakışmaz. Buna ilişkin alınması gereken önlemleri alması gerekenler, siyasi erk sahipleri alırlar. Biz seçimi paşa paşa aldığımızda onlar da paşa paşa gidecekler. 'Emeklilikte Katar'a takılanlar' falan da kabul etmeyeceğiz. Sayın Cumhurbaşkanı ve yönetimde olan herkes Türkiye'de emekliliklerinin tırnak içerisinde söylüyorum; "tadını" çıkaracaklar.

'BIKTIK' DİYEN HERKESİ 'ARTIK YETER' DEMEYE ÇAĞIRIYORUZ'

CHP olarak İzmirli seçmene çağrınız nedir?

Ülkesinin geleceğini düşünen herkese sadece CHP'ye oy verenler değil, bıktık bu durumdan diyenlerin hepsine sesleniyoruz. Yapacakları tek bir şey var. Önce kendileri sonra aileleri, komşuları, esnafıyla birlikte yeter artık demeleri gerekiyor.