Çevreyi katleden şirketlere ‘çevre’ ödülleri yağıyor

Doğaya zarar veren şirketler, yaptıkları projelerle ulusal ve uluslararası ödüllere 'nail' oluyor. Şirketler bir yandan çevreyi ve halk sağlığını tehdit ederken bir yandan da ‘çevre’ için çalışıyor.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR - Muğla’nın Milas ilçesinde maden sahasını genişletmek için Akbelen Ormanı’ndaki ağaçları kesen Yeniköy Kemerköy Elektrik Üretim ve Ticaret Şirketi (YK Enerji) ve Limak Holding’e karşı köylülerin başlattığı mücadele uzun yıllara dayanıyor. Ancak 24 Temmuz günü başlayan ağaç kesimiyle mücadele tüm Türkiye’ye yayıldı.

Zira pek çok çevreci, İkizköylülere destek olmak için Akbelen’e gitti. 10 günden fazla süren mücadele ağaç kesimine engel olmadı. Köylüler hâlâ nöbet alanında ve tek bir ağaç bile kalıncaya kadar mücadeleye devam etmeye kararlı.

Bu süreçte neler olmadı ki… Jandarma nöbet alanını birkaç kere kuşatma altına altı. Ağaç kesimine engel olmak isteyenlere biber gazı, cop ve TOMA ile saldırıldı, bazıları darp edilerek gözaltına alındı. Akbelen’e desteğe gelenlerin engellenmesi için yollar kapatıldı. Ağaç kesimi için şirketin aldığı iznin 2021 yılında sona erdiği ve yenilenmediği ortaya çıktı. Belki de en dikkat çekici gelişmelerden biri de Limak Holding’in YK Başkanı Ebru Özdemir’in Doğal Hayatı Koruma Vakfı Türkiye Şubesi'nin üyesi olduğunun ortaya çıkmasıydı. Amacı doğayı korumak olan bir kurumda doğayı katleden bir şirket yöneticisinin işi neydi?

Aslında bu, şirketlerin en çok başvurduğu yöntemlerden biri. Özellikle şirketler çevre gibi halkın tepkisini çekecek alanlarda faaliyetler yürütürken bir yandan da ‘sosyal sorumluluk’ altında projeler geliştirir ya da bu projelere dahil olur. Doğaya geri dönülmez zararlar veren maden ve enerji şirketlerinin gerek ulusal gerekse de uluslararası alanda aldığı ‘çevre’ ödüllerini de bu kapsamda sayabiliriz. Söz konusu ödüller kimlere gitmedi ki… BOTAŞ, EnerjiSa, Eren Enerji, İçdaş Çelik bunlardan bazıları…

Şirketlerin ‘çevreci’ faaliyetlerine ve aldıkları ‘çevreci’ ödüllere yakından bakalım.

BOTAŞ, aldığı 'çevre' ödüllerini internet sayfasında bu şekilde yayınladı. 

HEDEF 'EN ÇEVRECİ KURULUŞ' OLMAK

BOTAŞ, uluslararası yarışmalardan farklı kategorilerde hemen her yıl ödül alıyor. Saros Körfezi’nde şirket tarafından yapımına başlanan liman ve boru hattı, körfezdeki ekolojik çeşitliliği yok edeceği ve çevre felaketine yol açacağı gerekçesiyle halktan ve çevrecilerden büyük tepki görüyor. Bu kapsamda onlarca eylem yapıldı hatta iki yıl önce Keşan’da ülkenin dört bir yanından çevrecilerin katılımıyla geniş çaplı bir miting düzenlendi. Proje kapsamında binlerce ağaç da kesildi. BOTAŞ, web sitesinde yer alan bilgiye göre ‘en çevreci’ kuruluş olmayı hedefliyor. Sitesinde, “Bu hedefi doğrultusunda, sürdürülebilir yaşam için havanın, toprağın, suyun, iklimin, ormanın ve biyoçeşitliliğin korunmasına yönelik çalışmalarını sürdürürken çevre ile ilgili uygulamalarıyla sadece ülkemizde değil dünyada da örnek bir kuruluş olmuştur” ifadeleri yer alıyor.

BOTAŞ, uluslararası arenada faaliyetlerinin 'karşılığını' ödüllerle almış. Green World Awards (Yeşil Dünya Ödülleri) ve Green Apple Awards (Yeşil Elma Ödülleri) tarafından en son 2020, 2022 ve 2023 yıllarında ödüllendirilmiş.

ETİK VE ÇEVRESEL SORUMLULUK ÖDÜLÜ ALDI

Aydın’ın Karacasu ilçesine bağlı 7 köyü kaplayan alanda Hacıhıdırlar Rüzgar Enerji Santrali’ni hayata geçirmek isteyen köylülerin karşı çıktığı projenin sahibi EnerjiSa, web sitesinde sürdürülebilirlik anlayışını ifade ediyor: “Sürdürülebilirlik yaklaşımımıza paralel olarak, yerel paydaşların karşılaşabileceği olumsuz sosyal ve çevresel etkileri gidermeyi ve bunun da ötesine geçerek bu bölgelerin ve toplumun refahına katkı yaratmayı hedeflemekteyiz.”

Karacasu halkının tarım alanlarının yok olacağı gerekçesiyle karşı çıktığı şirket, uluslararası Communitas Awards’tan 2022 yılında ‘etik ve çevresel sorumluluk’ dalında ödül aldı.

Eren Enerji'nin aldığı ödül sosyal medyada bu fotoğraf ile paylaşıldı. 

SANTRALLER HAVA KİRLİLİĞİ YARATIYOR, ŞİRKET ‘DAHA YAŞANABİLİR DÜNYA İÇİN’ ÇALIŞIYOR!

Zonguldak’ta üç termik santrali olan Eren Enerji, uzun yıllardır tepkilerin odağında. Şirketin santralleri, hali hazırda 4 termik santralin daha yer aldığı Çatalağzı beldesinde yer alıyor. Halk daha önce Eren Enerji’nin santrallerine karşı onlarca eylem düzenledi. Ancak yapımına engel olunamadı. Belde halkı, gerek Eren Enerji’nin gerekse de diğer şirketlerin santralleri nedeniyle hava kirliliğinden muzdarip. Eren Enerji ve Çates’in yarattığı kirliliğin sebebi olarak daha ucuz olduğu ama kalitesi daha düşük olan Şırnak kömürünün kullanılması gösteriliyor.

Çevreciler ve uzmanlar, kömürdeki kükürt oranını hem insan sağlığına hem de çevreye olan olumsuz etkileri konusunda uyarıyor. Şirketin sitesinde yer alan ifadeye göre, Eren Enerji de diğer şirketler gibi ‘daha temiz ve yaşanılabilir bir dünya için’ çalışmaya devam ediyor. Şirketin faaliyetleri kendisine 2020 yılında Green Apple Awards’tan ödül olarak geri döndü.

İÇDAŞ, İSO'dan 'çevre dostu' ödülü aldı. 
HALK ŞİRKETLERE KARŞI MÜCADELE EDİYOR

Aydın’ın Çine ilçesini diğer maden şirketleri ile delik deşik ederek orada yaşayanlar için hayatı çekilmez kılan Ciner Holding’e bağlı Kazan Soda da ödüllülerden. 2022 yılında Yurt Madenciliğini Geliştirme Vakfı tarafından şirkete, ‘Çevre Koruma, İş Sağlığı ve Güvenliği’ kategorisinde ödül verildi.

Çanakkale’nin Çan ilçesi Helvacı köyüne bağlı Altıkulaç mevkiinde, İÇDAŞ Çelik Enerji Tersane ve Ulaşım San. A.Ş. tarafından açılarak işletilmesi planlanan Helvacı Kömür Ocağı da bölge halkının tepki gösterdiği projelerden. Şirkete verilen ‘ÇED olumlu’ kararı yargıya taşındı. Çevreye ve bölgede yaşayan halka zarar vereceği gerekçesiyle projeye karşı çıkılıyor. 2022 yılının ocak ayında proje için bilirkişi incelemesi yapıldı. Bilirkişi raporunun yapıldığı tarihi de kapsayan şirketin 2021-2022 yılı sürdürülebilirlik raporunda, IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen’in çevreyle ilgili şu sözleri yer aldı: “Çevreye ve gelecek nesillere karşı olan hassasiyetimizi göz ardı etmeden yürüttüğümüz faaliyetlerimizde, paydaşlarımızın beklentilerini iş yapış süreçlerimize entegre ediyor ve sürdürülebilir bir gelecek için paydaşlarımızla iş birliği içinde çalışıyoruz.”

İÇDAŞ Çelik, İstanbul Sanayi Odası tarafından 2010 yılında verilen ‘Büyük Ölçekli Kuruluş Sürdürülebilir Çevre Dostu Uygulama Birincilik Ödülü’nün sahibi oldu.

Akbelen’de ağaç kesiminin öncü şirketi Limak Holding de ulusal ve uluslararası alanda pek çok ödülün sahibi. ‘Çevre’ kategorisinde ödülleri sınırlı olan holding, 2010 yılında Priştina’nın uluslararası havalimanı olan Adem Yaşari Havalimanı’nı 20 yıllık bir yapım, işletme ve devir sözleşmesi kapsamında satın aldı. Bu kapsamda eş zamanlı olarak pek çok ‘sosyal sorumluluk’ projesini de hayata geçirdi. Holdingin ‘çevre’ konusundaki çalışmaları, The International CSR Excellence Awards’ın ‘Environmental Endeavour Sector 2015’ kategorisinde altın ödül ve The Green Apple Awards’ın ‘Environmental Best Practice’ kategorisinde bronz ödül kazandı.

ÖDÜLLERE BAŞVURUNUN BİR ‘BEDELİ’ VAR

Peki kim bu ödül veren kurumlar? Bahsi geçen uluslararası ödüller, iş dünyası bakımından ‘prestijli’ ödüller arasında yer alıyor. Bu nedenle pek çok şirket için buralardan ödül almak ve medya aracılığı ile bunun duyurusunu yapmak oldukça önemli. Ancak bu ödüllere başvurmanın bir ‘bedeli’ var.

CSR Excellence Awards’un sitesinde, ‘for companies that have a heart (kalbi olan şirketler için)’ ifadesi yer alıyor. Sitesinde, kimin tarafından düzenlendiğine dair net bir bilgi bulunmamakla birlikte iletişim için yer alan mail adresinde İngiltere uzantısı bulunuyor. Ödüllere başvuru için bazı kriterler mevcut. 31 Ocak öncesi başvurularda bir başvuru ücretsizken bundan sonraki tarihlerde her bir kategoriye başvuru için '150-200 pound + KDV' arası ücret talep ediliyor. ‘Green’ kategorisine (Green World Awards ve Green Apple Awards) başvuran ve belirlenen altın, gümüş ve bronz ödüllerinde en yüksek dereceyi alan şirket ya da kurum, ‘Yeşil Dünya Şampiyonu’ ilan ediliyor. Şampiyonlar arasında da en yüksek puanı alan ‘Yeşil Dünya Şampiyonlar Şampiyonu’ unvanını ve bir sonraki yıl ‘Yeşil Dünya Ödülleri’ne ev sahipliği yapma hakkını kazanıyor.

Sitede, bunun ‘sıfır maliyetli’ olduğu belirtilerek şöyle ifade ediliyor: “Tüm katılımcılara sunum töreni için ücretsiz bilet verilecek ve yolculuklarının yarattığı karbon ayak izini dengelemek için ağaç dikilecek.”

Communitas Awards’un sitesinde de düzenleyicileri konusunda net bir bilgi yok. Ancak sitede, ‘communitas’ kelimesinin Latince kökenli bir kelime olduğu belirtilerek şunlar deniliyor: “Anlamı, topluluk için iyi bir şeyler yapmak üzere bir araya gelen insanlar… Communitas, daha iyi bir dünya vizyonunda ilham alıyor ve bu girişim bunu gönüllülük, yatırım ve etik sürdürülebilir iş dünyası pratikleriyle gerçekleştiriyor.” Bu kapsamda verilen ödüllerde ‘leadership (liderlik)’ kategorisi için başvuru ücreti, 250 dolar iken diğer kategoriler için bu rakam 125 dolar.

‘MEDYAYA BÜYÜK SORUMLULUK DÜŞÜYOR’

Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Özgür Gürbüz, şirketlerin söz konusu ödüllere başvurusunu iletişim çalışması olarak değerlendiriyor. Bu ödülleri şirketlerin faaliyetlerini ‘yeşile boyamak’ olduğunu belirten Gürbüz, “Hatta bunlar, birçok alanda gördüğünüz gibi biraz ‘dostlar alışverişte görsün’ ilişkisi oluyor. Yani bazı ticari ilişkiler bile olabiliyor. Bazı ödüllerin ciddiyeti çok tartışmalı. Bazı saygıdeğer ödüller de var ama onlar ticari olmayanlar” diyor.

Bu noktada medyanın çok önemli bir sorumluluk üstlendiğini anlatan Gürüz, “Bu ödüller şirkete veriliyor ama süreç orada bitmiyor. Daha sonra bu ödülle ilgili basında bir çalışma yapılıyor. Basın bülteni servis ediliyor, şirketler web sitelerine koyuyor. Şirketlerle direkt doğrudan ilişkileri olan medya organları da bunlara yer vererek bu ödüllere bir ‘değer’ katıyor. Bizim aslında bir filtreye ihtiyacımız var. Bağımsız gazeteler ve medya bu konuda dikkatli ama diğerleri için bunu diyemeyiz. Genelde bu tip haberlere ve basın bültenlerine itibar edilmemeli. Okuyucular da bu medya organlarını hayatından çıkarmalı. Çünkü onlar güvenilir olmaktan çıkıyor. Dolayısıyla bence bu durumlarda en kritik taraf, yürütülen iletişim çalışmaları…” diye konuşuyor.

‘SOSYAL SORUMLULUK KAVRAMININ KÖKTEN DEĞİŞMESİ LAZIM’

Şirketlerin pek çoğu ‘sosyal sorumluluk’ başlığı altında sayısız proje hayata geçiriyor. Bir okula maddi yardım etmek ya da ihtiyaçlarını karşılamak, engelliler için ‘engelsiz yollar’ için çalışmak, ağaç dikmek, bir sahilde ya da ormanlık alanda çöp toplama etkinliği düzenlemek bunlardan bazıları… Gürbüz, sahada oldukça aktif bir isim. Bu nedenle kendisine bu tür çalışmaların halk nezdinde karşılığı olup olmadığını soruyoruz. Gürbüz, şunları söylüyor: “Sosyal sorumluluk kavramının kökten değişmesi lazım. Bu, sadece Türkiye ile ilgili bir sorun değil. Mesela ben bir şirketin görece ‘iyi’ olup olmadığını anlamak için birkaç noktayı düşünüyorum. Çalıştığı alanda, yarattığı sorunlarla ilgili kalıcı düzeltmeler yapıyor mu diye bakıyorum. Örneğin, bir firma çok fazla elektrik kullanıyor. Bunun için güneş panelleri kuruyor ve kendi elektriğini üretiyor olabilir. Yani kendi yarattığınız sorunu çözmeye çalışıyorsunuz.

Ancak bunun tersini söyleyeyim. Bir kimya fabrikası düşünün, suları kirletiyor. Atıkları ile ilgili hiçbir önlem almıyor ancak gidip bir okulda çocuklara kıyafet dağıtıyor ya da gidip bir yere fidan dikiyor. Bence bunun hiçbir anlamı yok. Bunlar için tamamen ‘kötüdür’ diyemezsiniz. Tabii ki birileri fayda görüyor ama asıl sorun, üretim sürecinizi yani bütün ticari ilişkilerinizi çevreye en az zarar verecek şekilde değiştirmeniz. Yani sizin değişmeniz lazım. Siz onu değiştirmek yerine kolaya kaçıyorsunuz, sadaka veriyorsunuz.”