ÇED raporunda '25 hektar' çıkmazı: Koza Altın'ın ruhsat oyunu

Koza Altın, Bursa’nın Orhaneli ilçesindeki Söğüt ve Akalan köylerinde iki ayrı alan için ÇED başvurusunda bulundu. Şirket, başvuruda '25 hektar' kararının hukuksal açığını kullandı.

Projenin yapılacağı alanda ormanlık alanlar ve tarım arazileri bulunuyor.
Google Haberlere Abone ol

Pelin Akdemir

BURSA - Koza Altın şirketi, Bursa’nın Orhaneli ilçesinde Söğüt ve Akalan köylerinde bulunan orman, tarım arazisi ve çamlık vasfındaki 1900 hektarlık maden ruhsatlı alanlardan birinde 14,60, diğerinde 21,73 hektarlık iki ayrı alan için iki ayrı ÇED başvurusunda bulundu.

25 hektara kadar olan alanlar için şirketler, ‘ÇED gerekli değildir’ izni alabiliyor. Bursa Su Kolektifi üyesi Şafak Şenel Erdem, bu durumu hukuk sistemindeki açığı kullanmak olarak değerlendirirken köy muhtarları da maden çıkarılmasını istemediklerini belirtti.

‘ÇED BAŞVURULARI KAMUOYUNU YANILTMAK İÇİN YAPILIYOR’

Bursa’nın güneyinde bulunan Orhaneli ilçesinin de güneyinde kalan, çoğunluğu ormanlık alanlardan oluşan Söğüt ve Akalan köylerinde biri 1900,03, diğeri 1945,79 hektarlık alanlarda maden ruhsatı bulunuyor. Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin onayladığı 1/bin ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda madene ruhsatlı alanlar orman, çamlık ve tarım arazisi olarak geçiyor. İşletme, önce Söğüt köyü civarındaki 14,60 hektarlık alan için 6 Ekim’de ÇED başvurusunda bulundu. Ardından Akalan Köyü civarındaki 21,73 hektarlık alan için 11 Ekim’de ÇED sürecini başlattı.

Bursa Su Kolektifi, firmaların 25 hektarlık alanın altındaki ÇED başvurularının kamuoyunu yanıltmak amacıyla yapıldığını belirtti. Kolektif, “Halkın katılımı toplantısı şartı getirmediğinden projenin gizli kalması hem de bölge halkının sürecin dışında bırakılması da firmanın lehine olan diğer unsurlar” dedi. 

Söğüt ve Akalan için belirlenen proje sahasın yerleşim yerlerine yakın bir mesafede bulunuyor. 

PROJE SAHASI EVLERE 550 METRE MESAFEDE

Şirketin hazırladığı proje dosyasında detaylı bilgiler bulunuyor. 6 Ekim’de 14,60 hektarlık alan için yapılan ÇED başvurusunda proje sahası, Söğüt köyüne 1 kilometreden az mesafede yer alıyor. Proje sahasına 550 metre mesafede evler bulunuyor. 11 Ekim’de 21,73 hektarlık alan için yapılan ÇED başvurusunda proje sahası ise Akalan köyüne 1,5 kilometre mesafede yer alıyor.

Maden ocağının patlama yöntemiyle işletilecek olması her iki köyü de tehdit ediyor. Köy muhtarları, bu sebeple köylülerin geçim kaynaklarının ve sularının zarar göreceğini belirtiyor.

ÇALIŞMA SÜRESİ UZAYABİLİR

‘ÇED gerekli değildir’ izni alındıktan sonra proje sahasında sondaj çalışmaları başlatılacak. Şirket, çalışmaların olumlu sonuç vermesi durumunda üç yıl olarak değerlendirilen çalışma süresinin uzayabileceğini belirtiyor. Akalan köyü yakınlarında yapılacak olan maden çalışmasında 560 bin tondan fazla kazı yapılması planlanıyor. Kazı neticesinde elde edilecek malzemenin yaklaşık 225 bin tonu maden olurken geriye bir o kadar da atık bırakacak.

Söğüt köyü için de benzer bir durum geçerli. Buradaki çalışmada 303 bin 750 ton kullanılabilir malzeme, 457 bin 357 ton atık malzeme ortaya çıkacak. Çıkan malzemeler, bölgedeki geçici depolama alanlarında depolanacak.

Maden atıkları bu alanda depolanacak. 

Şirket, açık ocak madencilik yöntemini kullanacak. Bunun için proje alanları içerisinde kalan 35 hektardan fazla alan tamamen yok edilecek. Patlatma sonucunda oluşan toz, yerleşim yerlerini etkileyecek. Madencilik faaliyetleri boyunca toz oluşumunun önlenmesi için günde yaklaşık 40 ton su kullanılacak.

Şirket ayrıca proje kapsamında çıkarılan madenin şirket bünyesindeki Ovacık Altın Madeni’ne götürüleceğini belirtiyor. Kimyasal madde kullanımına neden olan maden zenginleştirme işleminin yapılmayacağını ve kimyasal kullanmayacağını da ifade ediyor.

‘KÜÇÜK ALANLARDA BAŞLAYIP KAPASİTE ARTIRIMI İLE HEDEFE ULAŞIYORLAR’

ÇED raporlarını değerlendiren Bursa Su Kolektifi üyesi Şafak Şenel Erdem, şirketin bu ifadelerine rağmen “Biz önceki projelerden de biliyoruz ki, küçük alanlarda başlayan projeler, takip eden yıllarda kapasite artırımları ile nihai hedefe ulaşıyorlar” dedi.

Erdem, Türkiye gündeminde de yer edinen Kirazlıyayla örneğini hatırlattı. Meyra Madencilik, Kirazlıyayla’da 2013 yılında 345,62 hektar ruhsat alanında 24,89 hektarlık alan için ÇED başvurusu yaparak ‘ÇED gerekli değildir’ raporu aldı. Firma, 2015 yılında kapasite artırımına giderek alanı 273 hektara çıkardı. 2015 yılında zenginleştirme işlemi yapmayacağını söyleyen firma, 2019 yılında hem kapasite artırımı hem de zenginleştirme tesisi ve atık barajını projeye dahil etti. Erdem “Bitişik iki ruhsat alanı yerde, toplam 36,4 hektarlık alan için ayrı ayrı ÇED başvurusu yapmak açıkça hukukun arkasından dolanma halidir. Bursa Valiliği’nin bu çerçevede bu projeye onay vermemesini talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.

‘YABAN HAYATI VE BÖLGE İNSANI İÇİN TEHDİT OLUŞTURACAK’

Erdem, ormanlık alanların proje alanı içinde yer almasına ilişkin şöyle dedi: “Orman alanları için kesim izinleri kolay alındığından orman vasfındaki alanlar belirleniyor, devamında ise tarım alanları, köy meraları da izinler çerçevesine ekleniyor. Yani firma, ilk kazmayı toprağa sapladıktan sonra her şey onun adına daha kolay gerçekleşiyor.” Malzemelerin taşınması için köy yollarının kullanılmasındaki tehlikeye de işaret eden Erdem, yolların sulanması, kapalı kasa ile taşınması gibi taahhütlerin uygulanmadığını belirtti. Erdem, şunlara dikkat çekti: “Açık ocak madenciliği ile her gün 700 ton civarında kayaç patlayıcılarla gevşetilecek, çıkarılacak ve taşınacak. Çıkarılma ve nakliye esnasında oluşacak toz ise yaban yaşamı ve bölge insanı için tehdit oluşturacak. Tarımsal alanlarda yaratılacak tahribat ve su varlıklarının zarar görmesi, kirlenmesi geçimini tarımdan karşılayan yöre insanının tarımdan uzaklaşmasına sebep olacak. Çevrede yaşayan insanlar için ise akciğer hastalıklarına sebebiyet verecektir.”

‘ŞİRKET ZENGİN OLACAK DİYE KÖYÜ PERİŞAN EDECEKLER’

Akalan Mahallesi muhtarı Hüseyin Yılmaz, köyde yapılacak sondaj çalışmasından sonra madenin çıkarılıp çıkarılmayacağının belli olacağını söyledi. Köyde yapılacak çalışmaya karşı olduklarını anlatan Yılmaz, “Daha önce de geldiler. El birliğiyle defettik. Benim köyüm üretken bir köy. Buradan her gün kamyonlar gelecek, gidecek. Bizim doğamızı, su yataklarımızı bozacak. Şirket zengin olacak diye köyü perişan edecekler. En ufak bir faydası olacağını kesinlikle düşünmüyorum” diye konuştu.

Söğüt Mahallesi muhtarı Yaşar Aydemir ise şirketin çalışma alanının evlere yakın olduğunu söyledi. Köyün şebeke suyunun madenin işletileceği alanın içerisinde bulunduğunu ifade eden Aydemir, şunları söyledi: “Tozu, suyu bizi her şekilde etkileyecek. Yarın orada patlatma yaptığı zaman binalar hasar görecek. Her şey mahvolur. Şirketin burada çalışma yapması için Söğüt ve Akalan köyünü kaldırması lazım. İnsanlar geçimlerini hayvancılık, çilek, kışlık fasulyesi, patatesi ile sağlıyorlar. Yarın tozdan dumandan bunlar da olmayacak. Şebeke sularımız hep buralardan geliyor. Suyumuzu yüzde 100 etkiler, öyle yüzde 40 falan da değil, yüzde 100 etkiler.”

 

Etiketler Koza Altın maden ÇED