Ankara’da Barış Günü eylemi: Savaşa hayır, barış hemen şimdi

Ankara’da emek ve meslek örgütleri 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Anıtpark’ta buluştu.

Google Haberlere Abone ol

Nur Kaplan

ANKARA - Ankara’da, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla emek ve meslek örgütleri ile siyasi partiler Anıtpark’ta toplandı. Barış talebini yineleyen örgütler, çatışma ve savaş tehdidine karşı mücadele vurgusu yaptı.

Anıtpark’ta toplanan kitle örgütleri, “Savaşa ve sömürüye karşı barış ve eşitlik istiyoruz”, “Emperyalizm yenilecek, direnen halklar kazanacak”, “Savaşı durdur, özgür yaşamı kur” yazılı pankartlar eşliğinde, “Yaşasın halkları kardeşliği”, “Savaşa hayır, barış hemen şimdi” sloganları attı.

'ASKER HARCAMALAR 2,1 TRİLYON DOLARI BULDU'

Kitle örgütlerinin ortak metni Türkçe ve Kürtçe okundu. İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Seylan, dünya ekonomisinin 2021’de yüzde 4,4 küçülürken, devletlerin silahlanma harcamaları yüzde 2,6 arttığını ifade ederek, şunları söyledi:

“Askeri harcamaların toplam tutarı 2,1 trilyon doları buldu. Öte yandan şu anda dünyada 811 milyon kişi açlık çekiyor ve günde 25 bin insan açlığa bağlı nedenlerle yaşamını yitiriyor. 2008’den bu yana inişli çıkışlı olarak devam eden ekonomik kriz, emekçileri, ezilenleri ve yoksul halkları derin bir yoksulluk ve sefalete itiyor.”

‘MİLYONLARCA İNSAN HAYATTA KALABİLMEK İÇİN ÜLKESİNİ TERK EDİYOR’

Savaşlar ve ekonomik nedenlerle milyonlarca insan hayatta kalabilmek için ülkelerini terk etmek zorunda kaldığını söyleyen Seylan, “Kapitalizm, insanları yaşatmayı ve refaha kavuşturmayı değil, öldürmeyi, sakatlamayı, evini barkını terk ettirmeyi ‘yararlı’ ve kârlı buluyor. Kapitalizm savaşların ve militarizmin kaynağıdır” dedi.

Dünyadaki savaşların en önemli kaynaklarından biri emperyalistler arasındaki hegemonya mücadelesi olduğunu söyleyen Seylan, “ABD, tek hegemonik ülke olma konumunu sürdürse de sürekli kan kaybediyor. Küresel egemenlik yarışına giren kimi ülkeler ABD’nin liderliğini reddediyor, hızla silahlanıyor, ekonomik ve siyasal etki alanını genişletiyor, ABD’nin hegemonik konumunu tehdit ediyor” diye konuştu.

Ortak metni okuyan İHD Ankara Şube Yönetim Kurulu Üyesi İhsan Seylan’ın konuşmasından öne çıkan başlıklar şu şekilde sıralandı:

NATO’NUN FAALİYET ALANI: 200 yıldır tüm dünyanın kanını emen ve dünya halklarına sömürü, sömürgecilik, açlık ve sefaletten başka bir şey vermeyen Batı merkezli emperyalist-kapitalist sistemin savaş örgütü NATO, “faaliyet alanı”nı Avrupa sınırlarının ötesine, tüm dünyaya doğru genişletiyor.

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA ÇATIŞMALAR SÜRÜYOR: Bugün dünyanın dört bir yanında savaşlar ve silahlı çatışmalar sürüyor. Afrika’dan Latin Amerika’ya, Asya’dan Orta Doğu’ya kadar geniş bir alanda savaşlar yaşanıyor. Özellikle Ukrayna’dan Yemen’e, Suriye’den Libya’ya kadar yakın bölgemizdeki savaşlar ülkemizin emekçilerinin ve halklarının yaşam koşullarını, ekonomik durumu ve genel siyasi ortamı olumsuz etkiliyor.

SAVAŞ SURİYE HALKLARI İÇİN KORKUNÇ SONUÇLAR YARATTI: Türkiye’nin de kışkırttığı, taraf olduğu ve askeri güçleriyle müdahil ve işgalci olduğu Suriye’deki savaş, Suriye halkları için korkunç sonuçlar yarattı. Suriye’deki savaşa boylu boyunca dahil olma kararı, sadece AKP’nin tercihi değil, Türkiye tekelci burjuvazisinin, “bölgesel güç olma”, “ekonomik, politik ve askeri yayılmacılık” hedef ve yöneliminin bir sonucudur. Rojava ve Başur Kürt bölgelerine, Kuzey Suriye’deki çeşitli alanlara yönelik sürekli saldırılar, kurulan üs ve kontrol noktaları, Libya’daki savaşa dahil olma, Somali ve Katar’da kurulan askeri üsler, Kıbrıs’ta askeri güç bulundurma ve Ada siyasetine sistematik müdahale, onlarca ülkede uygulanan askeri eğitim programları da aynı yönelimin göstergeleridir. Türkiye sermaye sınıfı AKP’nin yönetiminde kan, gözyaşı ve ölümden beslenerek semiriyor.

TÜRKİYE HALKLARININ REFAHI İÇİN KULLANILACAK KAYNAKLAR HEBA EDİLDİ: Türkiye’de siyasi iktidarların iç ve dış politikaları zaman içinde ve maddi çıkarlara göre değişiklik gösterebilir. Ama değişmeyen başlıca politika, Kürtlerin gerek ülke sınırları içinde, gerekse komşu ülkelerdeki varlığını, dilini, kültürünü önce mümkünse inkar ve imha etmeye çalışmak; eğer bu yapılamıyorsa siyasi iradelerini kırmak ve siyasi yapılanmalarını ortadan kaldırmaktır. Türkiye egemenlerinin bu ısrarlı ve süreklilik arz eden politikalarının sonucu, onlarca yıldır süregelen çatışma ortamı, on binlerce insanın ölümü ve sakatlanması, milyonlarca Kürt’ün yerinden yurdundan edilmesi, Türkiye halklarının refahı için kullanılabilecek kaynakların savaş uğruna heba edilmesi, bundan dolayı emekçilerin çalışma ve yaşam koşullarının kötüleşmesi, yoksullaşma ve işsizlik, şovenizm zehrinin yayılması, hak ve özgürlüklerin ayaklar altına alınmasıdır.

BARIŞ ACİL VE YAŞAMSAL TALEP: Barış; iş, ekmek, insanca yaşam isteyen emekçilerin, eşitlik ve özgürlük isteyen halkların, Aleviler ve diğer inanç topluluklarının ortak talebidir. Savaşlar ise halklar için yıkım, ölüm, soykırım; emekçiler için yoksulluk, işsizlik, gençlerin yok edilen yaşamları ve karartılan gelecekleridir. Bu nedenle emekçilerin, halkların, inanç topluluklarının, gençlerin, kadınların, LGBTİ+’ların öznesini oluşturacağı milyonlarca insanın katılacağı geniş bir Barış Hareketinin yaratılması demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist tüm güçlerin acil ve yaşamsal görevidir. Yoksulluk ve sefalete karşı mücadele için barış. Halkların eşitlik ve özgürlüğü için barış. Kürt meselesinin demokratik ve siyasi çözümü için barış. Gençlerin geleceğe umutla bakabilmesi için barış. Erkek şiddeti de dahil şiddet kültürünün geriletilmesi için barış. Kapitalist sömürüye karşı mücadeleyi yükseltmek için barış. Hak ve özgürlüklerimizi genişletmek için barış.