Yurt dışına hayvan sahiplendiren Ceylan: Hepsi bir yuvayı hak ediyor

Veteriner Türkan Ceylan, Türkiye’deki barınaklardan kurtarılan kedi ve köpekleri yurt dışına sahiplendiriyor: “Birlikte birçok hayvanı kurtarabiliriz. Bu hayvanların hepsi bir yuvayı hak ediyor.”

Abone ol

Ardıl Batmaz

DUVAR - Türkiye’de barınaklardan hayvan sahiplenmek isteyenlerden bazı şartları karşılaması bekleniyor. Bu şartlar; hayvanların yuvalarını mümkün olduğunca garantilemeyi, iyi bakılacaklarından emin olmayı ve sahiplenen kişilerin sorumluluklarını fark etmelerini sağlamak üzere kurgulansa da, barınaktan çıkan hayvanın takibinin yapılmadığını söylemek mümkün.

Türkiye’de ‘çerez dağıtır gibi’ hayvan sahiplendirmesi yapıldığını, ilan açan kişinin süreci sağlıklı yürütmediğinden ötürü sonuçların hüsran olduğunu söyleyen veteriner Hekim Türkan Ceylan, birçok ülkeye Türkiye’den hayvan sahiplendiriyor. Muğla’da yaşayan Ceylan, Türkiye’nin dört bir yanındaki barınaklardan sahiplendirme yapıyor. Elazığ’daki bir barınaktan ABD’ye sahiplendirdiği Charlie adlı köpeğin yolculuğu hem Ceylan hem de Charli’yi sahiplenen Caroline Cuzeau arasında özel bir bağ oluşmasını sağlamış. Cuzeau, Charli’den sonra üç hayvanı daha Ceylan aracılığıyla ailesine katmış.

Charlie, Cuzeau ailesinin sahiplendiği ilk köpek oldu.

YURTDIŞINA SAHİPLENDİRME NASIL YAPILIYOR?

Yurtdışına sahiplendirme yapmanın maddi ve manevi zorlukları bulunduğunu söyleyen Ceylan, hayvanın kan değerlerinden röntgenine kadar ciddi maliyetleri olan birçok şey istendiğini belirtiyor. “Hayvan tasmayla yürüyor mu, başka kedi ve köpekle ya da çocuklarla anlaşabiliyor mu?’ gibi birçok sorunun cevaplarının videolu bir şekilde istendiğini söyleyen Ceylan, bu işlemlerden sonra hayvanlar uçuşa hazır olsa da masrafların bunlarla sınırlı kalmadığını belirtiyor. Hayvanlar rahat bir uçuş geçirsin diye büyük boy taşıma kafesi aldığını, bu kafesin fiyatının 2 bin lirayı aştığını söyleyen Ceylan, gönderdikleri kafeslerin geri gelmemesinden yakınıyor. Bir köpeğin uçuşu için 320 dolar ödediklerini söyleyen Ceylan için bu rakam ‘korkunç’ olsa da, “Türkiye’de sahiplendirme yapmak stresli olduğu için” bunu göze alıyor. Ceylan “Yeter ki, hayvanlar hiç terk edilmeyeceği ve iyi bakılacağı bir yerde olsun istiyorum. Vicdanım böyle rahat ediyor. Çünkü tüm hayvanlarla gönül bağı kuruyorum, öylesine sahiplendirme yapamıyorum. Yurt dışına sahiplendirme yapmak çok pahalı ve uğraştırıcı. Ailelerden gelen fotoğraflı geri dönüşler aldıkça ‘iyi ki yapmışım’ diyorum” şeklinde konuşuyor.

‘BELİRLİ DERNEKLERLE ÇALIŞIYORUZ’

Yurtdışına sahiplendirme yaparken hayvanı sürekli kontrol eden bir mekanizmanın olması için belirli derneklerle çalıştığını belirten Ceylan, bu derneklerin hayvan sahiplenen kişilerin evine giderek sözleşme imzaladığını ve bu sözleşmenin hukuki geçerliliği olduğunu belirtti. Yurtdışında yaşayan ve samimiyetlerinden emin olduğu kişilere doğrudan sahiplendirme yaptığını söyleyen Ceylan, Cuzeau ailesinin de bunlardan biri olduğunu ifade etti.

Coco da  Türkiye'den ABD'ye gidip Cuzeau ailesinin bir ferdi oldu. 

İLK KÖPEKLERİNİ 6 YIL ÖNCE SAHİPLENDİLER

Cuzeau ailesi, Türkiye’den ilk köpeklerini altı yıl önce sahiplendi. Ceylan’ın bir barınakta çektiği köpek ve kedi fotoğraflarını görmesi üzerine arkadaşı aracılığıyla iletişime geçen Caroline Cuzeau, Charlie’yi sahiplenmek istediğini söyledi. Charlie’nin altı aylık tedavi sürecinin ardından gerekli prosedürler tamamlandı ve uçuşa hazır hale getirildi. Sosyal medya aracılığıyla bulunan uçuş gönüllüsü ile Charlie İstanbul aktarmalı Amerika uçağına bindi. Charlie’yi karşılayan Cuzeau ailesi, o anları şöyle anlattı: “Bu hayatları kurtarmada büyük rol oynayan gönüllüler olduğunu görmek beni çok etkiledi. Bir hayvanın hayatını kurtarmak için, tek bir amaç için birlikte çalışan bu kadar çok harika insanın olduğunu görmek ve anlamak inanılmazdı.”

Sunday de barınaktan sahiplenildi.

Cuzeau, Charlie’nin uyum sağlamasının ardından zaman zaman Ceylan aracılığıyla hayvan sahiplenmeye yapmaya devam etti. Barınaktan kurtarılan Coco ve Biscote adlı köpekler ile Sunday isimli kediyi de sahiplenen Cuzeau, Türkiye’den hayvan sahiplenmesinin en önemli sebebini ‘barınakların içler acısı hali’ olarak tanımladı. Bu süreci Cuzeau “Buraya hemen uyum sağladılar. Çok kolaydı, tüm kedilerim ve köpeklerim birbirini tanıyormuş gibi hissettim. Türkan'a ‘hayvan fısıldayıcısı’ diyoruz, o hayvanları saniyeler içinde okuyabiliyor ve ailem için uygun olduğunu düşünüyorsa ona güveniyoruz. Türkan sayesinde bizim evimizde barınaktan kurtardığımız 4 tane çocuğumuz var, hepsi birbirinden inanılmaz ve sevgi dolu” diye anlattı.

‘SAHİPLENMESEYDİK BU ÇOCUKLAR ÖLMÜŞ OLURDU’

Sahiplenme aşamasındaki en büyük zorluğun, hayvanın gümrükten zamanında geçmesi için gerekli prosedürlerin uygulandığından emin olmak olduğunu söyleyen Caroline, “Bu deneyimlerimden sonra Türkiye'den olmayan bir hayvan sahiplenebileceğimi sanmıyorum. Bizim gibi bir grup insan, onları kurtarmak için bir araya gelmeseydi, bu inanılmaz çocuklar şimdiye kadar büyük ihtimalle ölmüş olacaktı. Türkiye'nin hayvan hakları konusunda çok fazla yardıma ihtiyacı var ve bu durumu iyileştirmeye çalışan insanları desteklemeye devam edeceğiz” dedi.

‘UÇUŞ GÖNÜLLÜLERİNE İHTİYAÇ VAR’

Ceylan’a göre bu işleyişin devam etmesi için uçuş gönüllülerine ihtiyaç var. “Birlikte birçok çocuk kurtarabiliriz” diyen Ceylan, “Maalesef ülkemizde çerez dağıtır gibi sahiplendirme yapan çok kişi var. Eminim çoğu iyi niyetli ama bazen sokak bile bazı hayvanlar için daha güvenli. Ben o yüzden az sayıda sahiplendirme ilanı paylaşıyorum. Çünkü ilan açan kişinin bu süreci sağlıklı yürütmediğini görüyorum. Bu tür sahiplendirmelerin sonucu hep hüsran oluyor. O hayvanın hayatını nasıl yaşayacağı bizim vereceğimiz karara bağlı. Uçuş gönüllülerine, geçici yuvalandırma yapacak insanlara ihtiyacımız var. Birlikte birçok hayvanı kurtarabiliriz. Bu hayvanların hepsi bir evi, bir yuvayı hak ediyor” ifadelerini kullandı.