Vekiller Elektrik Piyasası Kanunu'nu bilseler!

2020 yılında 8 firma orman atığı ve araba lastiği yakacak, her 1 kwh için YEKDEM'den 13,3 sent gibi bir para kazanacak. Acaba araba lastiği yakılan Kocaeli, Düzce ve Erzincan'ın vekilleri bu durumu biliyorlar mı? Tutanaklara göre kimse bilmiyor!

Önder Algedik oalgedik@gazeteduvar.com.tr

Geçen hafta üstünde konuştuğumuz Elektrik Piyasası Kanunu ile ilgili teklif mecliste tek günlük bir alt komisyon ile tamamlandı. Komisyon başkanı günün sonunda memnuniyetini paylaşırken bütün siyasi partilerin “çalışalım, özümseyelim, hızlandıralım” dediğini aktardı. Alt komisyonda belli olan ortak bir mutluluk salonu kaplamıştı.

Kusursuz bir toplantı oldu. Sorun çıkartacak kimse çağrılmamıştı. Toplantıya kanun teklifinden çıkar sağlayacak şirketlerin sivil kuruluşları davet edilmişti. Başkan, davet ettikleri STK’ler arasında Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği, MÜSİAD, TÜSİAD, ASKON, YASED, Türkiye Rüzgar Enerjisi Birliği (TÜREB), Jeotermal Elektrik Santral Yatırımcıları Derneği (JESDER), Elektrik Üreticileri Derneği, Maden Mühendisleri Odası, Elektrik Mühendisleri Odası, Türkiye Madenciler Derneği, Hidroelektrik Santralları Sanayi İş Adamları Derneği, Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği, Elektrik Dağıtım Hizmetleri Derneği, Türkiye Doğal Gaz Dağıtıcıları Birliği'ni saydı.

Ancak kanun teklifinin faturasını ödeyeceklerin neredeyse hiç temsilcisi yoktu. Olan da arada kaynadı diyebiliriz.

BOŞ KAĞIDA TASARI

Toplantıda her şey vardı. Ama halk gibi veri/belge/rapor da yoktu. Böylesi bir kanunun değişmesi için onlarca rapor, yüzlerce tablo olması gerekirdi. Teklif öncesi hazırlanmış bir dizi çalışma sunulmalıydı ki, alanı elektrik olmayan ve muhtemelen elektrik faturasını ödemenin ötesine geçmeyenler halk adına karar verebilsinler.

Hem halk olmayınca, hem de devletin verileri bile sunulmayınca önlerine gelen kağıdı tartışmaktan başka bir şey yapamadılar. Muhalefet her maddeye birer önerge verdi. Ama araba lastiğinin yenilenebilir sayılması konusuna bile değinmedi. 9 saatlik toplantıda buna tek dikkat çeken Elektrik Mühendisleri Odası Yönetim Kurulu Üyesi Mehmet Özdağ oldu. Onun konuşmasını komisyon başkanı “siyasi tespit” olarak gördü.

Hiçbir şey bilmeden kanun teklifi nasıl müzakere edilir? Bir ülkenin elektrik sektörü gibi koca bir alanı sıfır veri, sıfır rapor, sıfır bilgi ile nasıl düzenlenebilir? Kanun kaç defa değişmiş, her değişikliğin sonucun ne olmuş, kime yaramış, kime yaramamış, ortada ne kadarlık pasta var gibi sorulara cevap olacak bir tane rapor yoktu. Durum böyle olunca bir petrol ürünü olan araba lastiğinin fosil yakıt değil, yenilenebilir sayılmasına şahit olduk.

Ama bizim bildiklerimizi komisyon bilse durum farklı olurdu. Mesela muhalefet şekli itirazlarla sınırlı kalmaz, durumu anlatırdı. İktidar da belki tasarının tamamına, en azından önemli bir kısmına itiraz ederdi.

Yoksa bilgisiz, belgesiz kanun teklifi mi yapılır!

9 KEZ DEĞİŞEN KANUN!

Mesela konuyu bilseler Elektrik Piyasası Kanunu’nun son 7 yılda tam 9 kez, Yenilenebilir Enerji Kanunu'nun ise son 15 yılda 5 kez değişmiş olduğunu bilirlerdi. Hangi değişikliğin ne işe yaradığını biliyorlar mı? Ya da yapılan bir değişikliğin Karadeniz’de artan sel felaketine, kentlerde artan hava kirliliğine katkısını biliyorlar mı?

Ama aslında konuyu, politikaları bilseler durum böyle mi olurdu?

Mesela Madde 9 ile paralel Cumhurbaşkanlığı Enerji Şirketleri geliyor. Doğru duydunuz; 12 şirket kurulacak, T.C. kanunlarından önemli oranda muaf olacak ve Cumhurbaşkanı yönetecek. Bunu bırakın enerji politikalarını bilmeyi, ülkedeki rejimi bilen birisi bile itiraz eder. Ama buna pek itiraz eden olmadı. Muhtemelen de itirazları hiç duymayacaksınız.

Mesela Madde 28, Maden Tetkik ve Arama Genel Müdürlüğü'nün (MTA) şirketlerin bir birimi gibi çalışması sağlayacak ve Madde 35 ile dağıtım şirketlerinin denetlenmesi özele verilecek. Verecek ama toplantıda kaç tane dağıtım şirketi denetleme raporu paylaşıldı, biliyor musunuz? O raporlara dair kaç çalışma sunuldu biliyor musunuz? Sıfır. Sıfır rapor, sıfır bilgi ile milyarlarca liralık gelirin denetlenmesine, daha doğrusu denetlenmemesine karar verdiler.

Dağıtım şirketlerine fahiş dağıtım payı, indirimli Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ) elektriği gibi kıyaklar toplantı sunulmadı. Sunulsa dünyadaki açlık sorununu çözecek kadar bir paranın dağıtım şirketline fazladan aktarılacağı ortaya çıkardı.

9 KEZ DEĞİŞEN YEK KANUNU

Ama asıl önemlisi Yenilenebilir Enerji Kanunu (YEK) ve Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması (YEKDEM) idi. Bu kanunda yapılan değişiklik bugün Anadolu’da yaylalara yapılan tesislerin, Karadeniz’de vadileri işgal eden HES'lerin, kalitesiz RES’lerin, kısacası bugün Anadolu’nun ayağa kalktığı sorunların kanunu. Ama hiçbiri bilmiyordu. Ellerinde böyle bir bilgi olmadan, geçmişi bilmeden karar vereceklerdi. Ki öyle oldu.

Geçmişi bilseler yenilenebilir enerji desteklerinin fosil dışı yakıtları çeşitlendirmek için olduğu gerekçesi ile bu kanunun yapıldığını bilirlerdi. O ilk kanunda geçen bu gerekçenin artık iki tane yalan olduğunu düşünebilirlerdi. Birincisi petrol türevi ürünleri yakmak fosil yakmaktır. İkincisi ise bu kanun çeşitlendirmeye değil, YEKDEM’i HESDEM yapmaya yaradı.

HESDEM

2019 yılında YEKDEM’den yararlanan her 10 santralden 6’sı HES idi. Her 10 MW kurulu gücün 6 MW’ı HES şirketi idi. Üretimde de her 10 MWh üretimin 5’i HES’lerden geldi.

Bunu kanun teklifini hazırlayan meclisimiz bilmez ama Araklı, Ordu, Giresun, Trabzon’da yaşanan sel felaketleri ile bütün Anadolu bilir. Çünkü imtiyazlı para ile HES’ler patlamıştır. Ülkede boşta nehir, dere, çay kalmadı pınar başlarına kadar HES yapıldı. Hepsi HESDEM yüzünden.

Yani yenilenebilirin adının HES’e verilmesi ile oldu.

Ama nasıl?

Enerji Bakanlığı HES’ler için “yakıt maliyeti yok” ve “işletmesi ucuz” der. Yani bedavaya yakın elektrik üretir. Dolayısıyla piyasadan çok ucuz olması gerekir. 2019’da piyasa fiyatı 26,8 kuruş civarı idi. Bunun içinde gaz, kömür ithal edip elektrik üreten de var, HES’ler de var. Benzer şekilde elinde HES’ler de olup ama aynı zamanda kömür çıkartıp elektrik de üreten EÜAŞ'ın toptan satış fiyatı 21,3 kuruş/kwh idi. Ama YEKDEM sayesinde HES’ler ne 26,8 kuruş, ne de 21,3 kuruştan ucuza elektik satmadı. Onlar 41 kuruş gibi pahalı bir fiyata sattılar.

Yani 21,3 kuruştan ucuz olması gereken bir enerji türü 41 kuruştan pahalı gelir elde edince sadece 2019 yılında 7 milyar TL’nin çok üstünde fazladan para kazandı.

Bu bilgi bilinmeden bir kanun nasıl yapılır? Bunlar bilinmezse sonuç ne olur? Bu ve pek çok soru için tek bir grafik yeterli. Düzenlemelerle önce bütün HES’ler kıyak fiyata verilmiş, sonra kazançlı olmayan HES’ler de yapılabilir hale gelmiş.

YEKDEM’den yararlanan santrallerin sayısı size çok şey anlatıyor.

Yenilenebilir Enerji Destekleme Mekanizması- YEKDEM’lerden faydalanan santral sayısı

RESDEM

Hani kanun 'fosil dışı yakıtları çeşitlendirme' demişti ya. En çok destek, ihtiyacı olanlara değil, bol kazançlı olana verilmiş. Rüzgar Enerjisi Santralleri dünyada çok rekabetçi. Türkiye’de de çok rekabetçi. 2017 yılında RES yarışması yapıldı. Verilen teklifler ne kadardı biliyor musunuz? Tamamına yakını eksi fiyatlı idi ve ortalaması ise -0,41 sent idi. Çünkü RES firmaları ucuza elektrik üretiyordu ve sattığı elektrik karşılığı devlete para bile verecekti. Ama devlet dedi ki “sen para verme, biz verelim dedi” ve o gün ihalede -0,41 sent olan projeleri serbest piyasada rekabet ettirmek yerine YEKDEM ile 7,3 sent verdi.

Böylece 2019 yılı için sadece RES’lere verilen destek ile halkın cebinden 1 milyar dolara yakın para çıktı.

KOCAELİ, DÜZCE, ERZİNCAN LASTİK YAKIYOR

Şimdi bu teklif ile 2016 yılında yapılan düzenlemeye bir çivi daha çakılıyor. O da şehir çöplerinin, araba lastiklerinin, orman atıklarının yakılması. Tam bir ekolojik yıkım.

Şehir çöplerinin yakılması tam bir felaket. Zaten kentlerde atık sistemi taşmış durumda. Böylece kentin dört bir köşesinde atık yakma kazanları yenilenebilir adı altında patlayacak. Araba lastiği ise üretimi sırasında polyester, sentetik kauçuk, işlenmiş kauçuk, özel yağlar, karbon karası, pigmentler, antioksidanlar, silika kullanılıyor. Yani bunlar yakılacak ve havaya karışacak. Orman atığı demek ayrı bir felaket. Orman ekosistemine geri dönmeyecek, ormanların döngüsü kaybolacağı gibi ormanı kesip atık elde etmek cazip hale gelecek.

Distopya gibi değil mi? Ama tabii bilgisi ve belgesi olmayınca iddia gibi kalıyor. Ama iddia değil gerçeklik. 2020 yılında YEKDEM’den araba lastiği yakmak, orman atığı yakmak ve bundan 1 kwh için 13,3 sent gibi bir para kazanacak firma sayısını bilselerdi böyle olmazdı.

2020’de 8 firma orman atığı ve araba lastiği yakacak ve bu parayı alacak. Acaba araba lastiği yakılan Kocaeli, Düzce ve Erzincan'ın vekilleri bu durumu biliyorlar mı? Tutanaklara göre kimse bilmiyor!

HER SAYAÇTAN FAZLADAN ALINAN 625 TL

2019 yılında YEKDEM için ülkenin cebinden 38 milyar TL para çıktı. Peki bu HES’ler, RES’ler ve bu resme eklenmeye başlayan biyokütle santralleri için şirketlere verilen teşvik ne kadar? Toplantıya katılan bakan yardımcısı 2019’da YEKDEM ile verilen teşvikin 25 milyar TL olduğunu laf arasında söylüyor. Yani abone başına 625 TL.

Çok açık ki Türkiye ucuz ve sağlıklı iklim dostu enerjilere değil, teşvikler üstünden başka bir ekonomik modele çalışıyor.

EPK tasarısı ile bakanlığa paralel enerji şirketlerinin kurulduğunu, MTA’nın şirketlerin bir birimi gibi çalıştığını, kârları denetlenmeyen dağıtım şirketlerinin önünün açıldığını kimse bilmiyor. Çünkü kanun teklifini görüşen vekillere bu konuda kamu ne bir belge, ne de bir rapor vermedi. Öyle olunca bu tasarı ile Giresun’daki, Araklı’daki, Düzce’deki sel felaketinin kanun teklifini yazdıklarını bilmiyorlar. Öyle olunca yenilenebilir enerji desteklerinin HES’lere gittiğini, RES’lerin rekabetçiliğinin öldürüldüğünü, Güneş'in adı yokken lastik yakmanın, plastik ambalaj yakmanın, orman talanının yenilenebilir olmasına da akıl erdiremiyorlar. Hem özel sektöre, hem işçisine, hem mühendisine, hem de patronuna zarar veren bu uygulamalar için her sayaçtan alınan 625 TL’yi de akla getiremiyorlar.

Eminim vekillerimiz bunları bilseler HES’leri YEKDEM’den çıkartırlar, lastik yakmaya, belediye çöpü yakmaya teşvik değil ceza verirler, böylesi pahalı bir enerjiyi reddederlerdi. Eminim benim gördüklerimi, bildiklerim bilseler, aynı şeyleri sorgulasalar, ki aralarında çok var, boş kağıda kanun teklifi müzakere etmez, dağıtım şirketlerine bu salgında bu kaynak aktarılmasına göz yummazlardı.

Ama tabii birilerinin anlatması lazım.

Not: Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu salı günü toplanarak tasarıyı görüşecek ve geçmesi ile teklif, meclis genel kuruluna havale edilecek. Konu hakkında bilgi alabileceğiniz vekillere ulaşmak için: https://komisyon.tbmm.gov.tr/uyeler.php?pKomKod=36

Tüm yazılarını göster