SWIFT’in bir alternatifi olursa küresel ekonomi nereye evrilir?

BRICS Pay platformu yavaş yavaş uluslararası ödemeler sisteminde bir alternatif olmaya doğru ilerliyor. Ödemeleri kolaylaştırarak BRICS üyeleri arasındaki ticaret hacmini ve finansal işlem hacmini değiştirecek bir araç olarak görülüyor. Peki buna ABD ve AB merkezli küresel finans odakları göz yumacak mı? Batı Bloku’nun en önemli finansal silahı olan SWIFT, BRICS Pay sebebiyle yara almaz mı?

Süleyman Karan karan.suleyman@gmail.com

Dünya ekonomik, siyasi ve sosyal açıdan büyük bir değişim sürecinde, değişim yavaş ve sancılı, bir o kadar da savaşlara gebe... Zaten iki savaş yaşıyoruz, her an yeni savaşların patlak vermesi de pek muhtemel. Dünyanın yangın yerine dönmemesi için şimdilik hesaplaşmalar bölgesel vekalet savaşlarıyla devam ediyor. Siyasi ve jeopolitik mücadele böyle sürüyor. Öte yandan bir o kadar önemli ve belki de savaşlardan bile önemli bir kamplaşma söz konusu. Bir yanda Batı Bloku, diğer yanda Rusya ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin başını çektiği bir ‘yeni bir dünya düzeni’ mücadelesinde, eskisinden farklı olarak artık gelişen ekonomilerin oluşturduğu bir başka güç var. Hindistan, Brezilya, Güney Afrika Cumhuriyeti gibi gelişen ekonomiler geleceklerini bu iki güç arasında denge politikaları veya doğrudan taraf olmakta arıyor. Bunun bir sonucu olarak BRICS, her zamankinden daha önemli bir siyasi ve ekonomik çekim merkezi olmaya aday.

Bunun bir göstergesi de 21 Kasım’da İsrail-Filistin savaşını gündeme alan BRICS sanal zirvesiydi. 2024 yılının ilk günü resmen BRICS üyesi olacak ülkelerin (Suudi Arabistan, Arjantin, Mısır, Etiyopya, İran ve Birleşik Arap Emirlikleri) de hazır bulunduğu bir zirve olması ayrıca dikkat çekiciydi. Bu BRICS’in ilk siyasi zirvesi olarak değerlendirilebilir ve gelecek açısından önemli ipuçlarını barındırıyor. Zirveden bir sonuç bildirgesi çıkmamış olması ise BRICS üyelerinin topyekûn bir siyasi blok oluşturmaktan şimdilik uzak olduğunun bir göstergesi.

‘BOŞ HAYAL’ Mİ, YOKSA KÜRESEL DÜZENDE DEĞİŞİMİN İŞARETİ Mİ?

Ancak belki bundan çok daha önemli bir gelişme var. Ve görünen o ki, küresel ekonominin dengelerini çok ciddi biçimde değiştirebilir. Neo-liberal ekonomistlerin finansal açıdan ‘boş hayal’ olarak nitelendirdiği BRICS Pay platformu yavaş yavaş uluslararası ödemeler sisteminde bir alternatif olmaya doğru ilerliyor. BRICS Pay yeni bir finansal uzlaşma platformu olarak hayata geçirildi. Ödemeleri kolaylaştırarak BRICS üyeleri arasındaki ticaret hacmini ve finansal işlem hacmini değiştirecek bir araç olarak görülüyor.

Bu alternatif ödeme sistemi, başta uluslararası ticaret, şirketler arası sınır ötesi ödemeler, yatırımlar ve mikro finans olmak üzere birçok ana amaca hizmet etme imkanına sahip. Bu, üye ülkeler arasındaki ticaretin kolay ve sorunsuz hale getirilmesi ve blok zinciri tabanlı bir sistem olduğu için gerçek zamanlı olarak işlem yapılabilmesi yönünde atılmış önemli bir adım.Yeni sistem BRICS ülkelerinin ABD Dolarından olabildiğince uzaklaşma ve siyasi ve ekonomik baskılardan kaçınma hedeflerinde ciddi olduklarını gösteriyor. BRICS Pay, BRICS ülkelerindeki çeşitli kurumlar ve işletmeler tarafından benimsendi ve liste giderek büyüyor.

ENTEGRASYONU KOLAY BİR SİSTEM

Hindistan Devlet Bankası (State Bank of India) sınır ötesi işlemler için BRICS Pay tabanlı bir mobil uygulama başlatırken, Rusya’nın Sberbank’ı müşterilerinin sınır ötesi ödemeler yapabilmesi için BRICS Pay ile ortaklık kurdu. Aynı şekilde Rus bankası VTB Bank (Uluslararası Ticaret Bankası) da BRICS Pay’i sistemlerine entegre ederek müşterilerinin diğer BRICS ülkelerine hızlı ve güvenli ödeme yapabilmelerini sağladı. VTB’nin sistemiyle Türkiye’deki Rus turistler ödeme işlemlerini gerçekleştirebiliyor. Hemen belirteyim, VTB Bank, Rusya-Ukrayna savaşında ambargodan ciddi şekilde etkilenmişti.
Bank of China ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin en büyük bankalarından biri olan ICBC gibi bankalar BRICS Pay’i sistemlerine entegre etti. Ayrıca sınır ötesi işlemler için BRICS Pay’i benimsediler. Brezilya'da Petrobras da sınır ötesi işlemler için BRICS Pay’i kullanmaya başladı. BRICS Pay’in temelinde BRICS ülkeleri arasındaki tüm finansal işlemlerin gerçekleştirildiği Yeni Kalkınma Bankası (New Development Bank, BRICS üye ülkelerinin ortak mülkiyetinde olduğu için bazen BRICS Bankası olarak da anılıyor) yer alıyor.

AĞIR VE SAKİN ADIMLARLA...

Ancak BRICS Pay sadece BRICS ile sınırlı değil. Birleşik Krallık’taki Standard Chartered Bank, müşterilerinin diğer BRICS ülkelerine ödeme yapabilmelerini sağlamak için BRICS Pay'i dijital ödeme platformuna entegre etti. Standard Chartered Bank’i diğer bankaların takip etmesi çok mümkün. Sonuçta bu ödeme sisteminde gelişen ekonomilerin devleri yer alıyor. Bu yeni blok zinciri tabanlı ödeme hizmeti büyüme ve artan BRICS üye ülkeleri arasında ticaret ve entegrasyonun teşvik edilmesinde önemli bir rol oynama potansiyeline sahip.

Peki buna ABD ve AB merkezli küresel finans odakları göz yumacak mı? Bu onlar için ciddi bir tehdit değil mi? Batı Bloku’nun en önemli finansal silahı olan SWIFT, BRICS Pay sebebiyle yara almaz mı? BRICS olası bir krize karşı şimdilik temkinli gidiyor. SWIFT, dolar cinsinden işlemler için temel yol olarak tehdit altında olmayacak ve bu amaçla kullanılmaya devam edecek. Yani BRICS üyelerine ‘tüm ödemeleri BRICS Pay üzerinden yapalım, SWIFT’i boykot edelim’ gibi bir telkin söz konusu değil ve zaten küresel ekonominin yapısı gereği bu mümkün ve akılcı değil. BRICS Pay, BRICS içindeki ve ötesindeki diğer ulusal para birimlerini giderek daha fazla kapsayacak; bu da şu anda gözlerimizin önünde gerçekleşmekte olan küresel çok kutuplu büyümeye yönelik mantıklı bir sonraki adım olacak.

DOLAR, TAHTINDA ESKİSİ KADAR RAHAT OLAMAYACAK

Ama şu da bir gerçek, BRICS Pay küresel ödeme sistemlerinde doların saltanatını uzun vadede ciddi biçimde sarsacak. 2023’ün birinci çeyreğinden itibaren küresel rezervlerde tercih edilen para birimlerinde yüzde 60’a yakın doların hakimiyeti olduğu görülüyor. Doları yüzde 20’lik payla avro izliyor. IMF’e göre; 12,04 trilyon dolarlık küresel rezervlerin 6,58 trilyon doları ABD Doları, 2,20 trilyon doları euro, 609 milyar doları Japon Yeni, 541 milyar doları sterlin ve 288 milyar doları yuan olarak tutuluyor. İşte bu oranlar orta vadede değişime uğrayacak, bu kesin.

SWIFT DÜZENİNE BİR TEHDİT Mİ?

Özellikle Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında yaşananlar, Rusya’nın SWIFT sisteminden çıkartılması ve pek çok Rus şirketinin mal varlıklarına el konması, hesaplarının dondurulması sonrasında, Batı Bloku’nun egemenliğine eskisi gibi sessizce boyun eğmek istemeyen gelişen ekonomileri yeni bir arayışa itti. Son BRICS Zirvesi’nde Güney Afrika Cumhuriyeti’nin ‘ortak para birimi’ önerisi de bunun bir yansımasıydı. Bu kabul görmedi, zira böyle bir ortak para sistemine geçilebilmesi için tek tek üye ülkelerin finansal altyapılarını baştan sonra yenilemeleri gerekiyor.Yani bu uzun vadede hayat geçebilecek bir öneri. Ancak, ulusal para birimleriyle ödeme yapılabilmesinin yolunun açılması büyük bir adım oldu. BRICS Pay de bu adımların bir sonucu, tıpkı Yeni Kalkınma Bankası gibi... SWIFT sistemine bir tehdit değil, ama SWIFT sisteminin yaptırımlarına karşı bir korunma kalkanı şimdilik.

ÜYE SAYISI HIZLA ARTACAK

Halihazırda beş ülkeden oluşan BRICS, hızla genişleyeceğe benziyor. İlk adımda 2024 yılı itibarıyla, yeni üyeleriyle birlikte daha önemli bir ekonomik ve siyasi güç merkezi olmaya aday. Bu ülkelerin bazılarının, söz gelimi Suudi Arabistan ve BAE’nin katılımıyla birlikte hem finansal açıdan çok daha güçlü hem de enerji piyasalarında egemen olacak bir yapı doğacak. Bu ülkelerin Ortadoğu gibi jeostartejik açıdan çok önemli bir coğrafi konumda olduğunu da hatırlatayım. Bu ilk genişlemenin ardından sırada bekleyen pek çok ülkenin nasıl ve ne zaman bu birliğe katılacağı şu andan öngörülemiyor, ama BRICS’in süreç içinde hızla büyüyeceğini söylemek mümkün.

‘KÜRESEL GÜNEY’İN ÇEKİM MERKEZİ OLACAĞI KESİN

Grubun cazibesinin temelinde yükselen ekonomik gücü yatıyor. Beş BRICS ülkesinin toplam gayrisafi yurtiçi hasılası (GSYH), satın alma gücü paritesine göre G7’ninkinden daha büyük. Nominal olarak BRICS ülkeleri küresel GSYH’nin yüzde 26’sını üretiyor. Buna rağmen IMF’teki oy hakları sadece yüzde 15 ile sınırlı! İşte size küresel eşitsizliğin bir göstergesi daha... Tabii genişlemeyle birlikte bu oranlar artacak.

2024 yılında gruba katılacak ülkelerin yanı sıra, üyelik başvurusunda bulunan ülkelere bir bakınca, gelecekte pek çok şeyin değişeceğini öngörebiliyorsunuz: Cezayir, Bangladeş, Bahreyn, Beyaz Rusya, Bolivya, Küba, Honduras, Endonezya, Kazakistan, Kuveyt, Fas, Nijerya, Filistin, Senegal, Tayland, Venezüela ve Vietnam... Gerek nüfus gerek GSYİH gerekse hızlı büyüme potansiyelleri dikkate alındığında, BRICS’in genişlemesi durumunda küresel ekonomik ve siyasi dengelerin değişeceği aşikar. Tabii arada yol kazaları, Batı Bloku’nun müdahaleleri de olacak. Ancak şu da kesin, kısa ve orta vadede değil belki, ama uzun vadede BRICS çok kutuplu dünyanın cazibe merkezi olmaya aday en önemli merkez gibi duruyor şu anda.

TÜRKİYE NİYE YOK Kİ?

Peki ama niye Türkiye yok? Batı Bloku’ndan bu kadar rahatsız olup, bu kadar sert demeçler veren bir iktidar varken, neden hiç adı geçmiyor? Rusya ile bu kadar yakın ilişkileri varken, Ortadoğu’da en azından söylemde ABD’ye karşı tutum alırken, ‘Batının ekonomik komploları’ndan dert yanan bir iktidar, niye BRICS söz konusu olunca sessiz? Türkiye’nin BRICS’e katılımı hem BRICS hem de Türkiye açısından önemli kazanımlar getirebilir oysa ki... Suudi Arabistan ve BAE bu cesareti gösterebiliyorsa, Türkiye’nin haydi haydi göstermesi gerekmez mi?

Tüm yazılarını göster