Şahin: Erdoğan, Babacan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından korkuyor

DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı adaylık tartışması üzerinden "mağduriyet" yaratmaması konusunda uyardı, YSK'ye "anayasaya aykırı bir karar vermemesi" çağrısında bulundu.

Abone ol

ANKARA – Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın partisinin Meclis grubunda yaptığı konuşmayla seçim tarihini 14 Mayıs olarak işaret etmesi, siyaseti de kulisleri de hareketlendirdi. Erdoğan’ın açıklamalarında öne çıkan başlıklar seçimin yanı sıra, Altılı Masa’ya, AK Parti’den ayrılan DEVA Partisi ile Gelecek Partisi liderlerine yönelik sert sözlerdi.

DEVA Partisi Genel Başkan Yardımcısı ve Sözcüsü İdris Şahin, 6 Nisan’dan sonraki bir seçimde Cumhurbaşkanı Erdoğan’a destek olmayacaklarını yineleyerek, Erdoğan'dan "anayasaya uygun hareket etmesini" istedi, "Yüksek Seçim Kurulu’na da açıkça anayasaya aykırı bir karar vermemesi konusunda uyarımızı yapıyoruz" dedi. 

İktidarın mutfağında 14 Mayıs’ı seçim tarihi olarak çalıştığını iki aydır bildiklerini ifade eden İdris Şahin’e göre partisinin genel başkanını hedef alan Erdoğan, Ali Babacan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından korkuyor.

Altılı Masa’ya cumhurbaşkanı adayı önerisi olarak Babacan’ın ismini götüreceklerini, ama mutabakatla çıkacak ismi destekleyeceklerini, Erdoğan seçim kararı almadan Altılı Masa’nın adayını açıklama gibi bir durumun söz konusu olmayacağını söyleyen DEVA’lı Şahin’e göre Cumhurbaşkanı Erdoğan seçimler için HDP’nin kapısını çalabilir.

’14 MAYIS TARİHİNİN ÇALIŞILDIĞINI İKİ AYDIR BİLİYORUZ’

DEVA Partisi Sözcüsü İdris Şahin’in, seçim tarihi tartışmalarından partilerine dönük eleştirilere, HDP ile ilişkilerinden Kürt sorununa bakış açılarına, cumhurbaşkanı adayından partilerinin hedeflerine kadar birçok başlıkta sorularımıza yanıtı şu şekilde oldu:

Cumhurbaşkanı Erdoğan partisinin Meclis grup toplantısında yaptığı konuşmada seçimler için 14 Mayıs’ı işaret etti. Bu adımı bekliyor muydunuz?

Biz onların mutfağında seçimler için 14 Mayıs tarihinin çalışıldığını, bu noktada kararlaştırıldığını yaklaşık iki aydır biliyoruz. Ancak son dönemde bunun ikinci tura kalma ihtimali üzerine ilk turu 30 Nisan, ikinci turu 14 Mayıs’ta yapma gibi bir düşüncelerinin de olduğunu biliyoruz. Sayın Erdoğan’ın kararıyla bu tarihte seçim yapılırsa açıkça anayasaya aykırılık teşkil eder.

‘ERDOĞAN HDP’NİN KAPISINI ÇALABİLİR’

Neden?

Çünkü anayasa son derece açık ve net. Anayasanın 101’inci fıkrasının ikinci maddesine göre Sayın Erdoğan ikinci dönemini tamamlamaktadır. İkinci döneminde olan bir cumhurbaşkanının Anayasanın 116’ncı maddesinin ikinci fıkrasını kullanabilmesi söz konusu değildir. Ancak ve ancak aday olabilmesi için Anayasa 116’ya 3 çerçevesinde Meclis’in seçimlerin yenilenmesine karar vermesiyle tekrardan aday olmasının önü açılabilir. Bu bir istisnai kuraldır. Bu kuralın Altılı Masa bileşenlerince uygulanabilmesi ve destek verilmesi için seçim tarihinin 6 Nisan’dan önceki bir tarihe alınması gerektiğini açıkça kamuoyuyla paylaştık. 6 Nisan’dan sonra yapılacak bir seçime Altılı Masa bileşenleri olarak Sayın Erdoğan’a Anayasa 116’ya 3 çerçevesinde destek olunmayacaktır. Bunun bir istisnası daha vardır. Sayın Erdoğan 360 milletvekilini bulabilmek adına HDP’nin kapısını çalabilir. Gördüğüm kadarıyla onlar da bu işe sıcak bakmazlar.

.

‘ERDOĞAN’A DESTEK OLMAYACAĞIZ’

Sizin kapınızı çalarsa bu kapıyı kesin olarak kapattınız mı?

6 Nisan’dan önce yapılabilecek seçimler için desteğimiz var ama 6 Nisan’dan sonraki bir seçimde asla Sayın Erdoğan’a bu konuda destek olmayacağız. Anayasaya açık hükmünü ihlal ettiğinden bahisle de 85 milyona gidip kendisini şikâyet edeceğiz. Yüksek Seçim Kurulu’na da açıkça anayasaya aykırı bir karar vermemesi konusunda uyarımızı yapıyoruz.

'ERDOĞAN ‘MAĞDURİYET YAŞIYORUM’ DİYORSA KÜLAHIMIZA ANLATSIN’

İktidar kanadının adaylık tartışmasını bilinçli yaptığına dönük de iddialar gündeme gelmişti. Sizce bu bilinçli mi?

Bir ülkede anayasaya uygun hareket etmeyi tavsiye etmek nasıl bir mağduriyet olabilir? Bunu bu ülkenin vatandaşı nasıl düşünebilir? Öncelikle bizim bunu anlatmamız lazım. Bir ülkenin cumhurbaşkanın anayasaya uygun hareket etmesini talep etmek 85 milyonun vazifesidir. Sayın Erdoğan, anayasayı ihlal ederek bir "mağduriyet yaşıyorum" diyorsa bunu bizim külahımıza anlatsın. Böyle bir mağduriyetten bahsedilemez.

‘ALTI LİDER 14 MAYIS’I OLAĞAN TARİH OLARAK ÖNGÖRÜYORDU’

Altılı Masa 26 Ocak’ta bir araya gelecek ve hükümet programının da olduğu lansmanı 30 Ocak’ta yapacaksınız. Bu süreç programları nasıl etkileyecek? 14 Mayıs senaryosu adayınızı daha erken açıklamanıza neden olur mu?

Altılı Masa kendi gündemiyle devam ediyor. Tüm liderler Sayın Erdoğan’ın 18 Haziran’a kalmayacağını, daha erken bir tarihte bu seçimi yapacağına dair bir kanaate sahiplerdi. Büyük çoğunluğu da 14 Mayıs’ı olağan tarih olarak öngörüyordu. Sayın Erdoğan buna örtülü olarak 14 Mayıs dese de seçim kararı almadan Altılı Masa’nın adayını açıklama diye bir durum söz konusu olamaz. Ancak liderler mutabakata varır da daha önceden açıklama konusunda bir irade ortaya koyarlarsa, resmi seçim kararını beklemeksizin 30 Ocak’tan sonra mutabakatla adayını açıklayabilir.

‘ERDOĞAN MÜTHİŞ DERECEDE SAYIN BABACAN’DAN KORKUYOR’

DEVA Genel Başkanı Ali Babacan’ın İHA ve SİHA üreten Baykar’a dair sözleri özellikle iktidar kanadından çok tepki gördü. Babacan ifadelerinin çarpıtıldığını söyledi. Bu kadar tepki çekmesinin nedeni nedir?

İktidarın artık elinde herhangi umuda dair kozu kalmadı. Korku ve endişeyle ülkeyi yönetmek istiyor. Tüketmediği hiçbir değer kalmadı. Toplumun büyük kesiminin desteklediği İHA ve SİHA’yı siyasetin malzemesi haline getirerek bunu da kullandı. Özü itibariyle biz düzgün yapılan her işin arkasındayız. Hele hele savunma sanayine ilişkin bir yatırımsa bunu da övünç kaynağı olarak ifade ederiz. Ancak şunu söylüyoruz; doğruysa sonuna kadar destekleriz, eksikse düzeltip sonuna kadar tamamlanmasını isteriz. Yanlış bir iş varsa kaynağı kimden gelirse gelsin karşı dururuz. Sayın Babacan’ın yapmış olduğu açıklama da bu minvaldedir. Doğrudan Baykar’ı işaret eden bir açıklama değildir. Genele dair bir prensibimizdir. Bunu da sürdüreceğiz. Sayın Erdoğan müthiş derecede Sayın Babacan’dan korkuyor.

‘SAYIN BABACAN’IN ÖNÜNÜ KESME DÜŞÜNCESİYLE YAPILAN BİR AÇIKLAMA’

Neden korkuyor?

Altılı Masa’da mutabakatla Ali Babacan ismi önüne gelirse onun AK Parti’de nasıl bir depremle çözülmeye sebep olacağını biliyor. Normal kayadan bir toz koparmak gibi değil adaylık halinde un ufak olacaktır. Bunun önünü germek adına ve oradaki seçmen kitlesine karşı Sayın Babacan’ın önünü kesme düşüncesiyle yapılmış bir açıklama olarak değerlendiriyorum.

Yani Cumhurbaşkanı Erdoğan Babacan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından mı korkuyor?

Sayın Erdoğan, Sayın Babacan’ın cumhurbaşkanlığı adaylığından elbette ki korkuyor.

.
‘ALLAH’TAN BABACAN ONDAN HİÇBİR ŞEY ÖĞRENMEMİŞ’

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Meclis’te yaptığı toplantıda Babacan’a yönelik ifadeleri de kayda geçti. "Sen git çocuk bezi satmaya devam et, home tekstil üretmeye devam et, senin işin değil bu. Üzgünüm, 15 sene yanımda bulundu ama demek ki benden bir şey alamadı" dedi.

Allah’tan Sayın Babacan ondan hiçbir şey öğrenmemiş. Öğrenmiş olsa zaten biz bugün Sayın Babacan’ın yanında olmazdık. Erdoğan’ın bugün kürsüdeki halinden Sayın Babacan bir şey öğrenmiş olup da bunu bizi nakledecek olmuş olsaydı DEVA kadrolarının hiçbiri yanında olmazdı. Ali Babacan 2001’de AK Parti’yi kurarken hangi kimlik ve kişilikteyse 9 Mart 2020’de DEVA Partisi’ni kurarken de aynı kimlik ve kişilikle siyaset yapıyor. 20 yıldır söylediklerinin tamamının arkasında.

‘YAPTIRMIŞ OLDUĞU ANKETLER UYKULARINI KAÇIRIYOR’

Aynı konuşmada Cumhurbaşkanı Erdoğan, AK Parti’den ayrılan bir başka isim olan Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu’nu da hedef aldı. AK Parti’den ayrılanların kurduğu siyasi partilere yönelik bu tepkinin sebebi sizce ne?

Çünkü kendi zemini kayboluyor ve tabanı eriyor. Bu eriyenlerin de yoğun bir şekilde gittiği adres birinci olarak DEVA Partisi. Sayın Erdoğan’ın Sayın Babacan’ı hedef almasından doğal bir şey yok. Uzunca süre yok saydı, görmemezlikten geldi. Onun o görmemezlikten gelmesi 85 milyonun nezdinde Sayın Babacan’ın görülmediği anlamına gelmedi. Sayın Babacan ilmek ilmek dokudu. Siyasetin parlayan yıldızı olarak geliyor. Bu da Sayın Erdoğan’ı çok rahatsız ediyor. Yaptırmış olduğu anketler de uykularını kaçırıyor. Özer Sancar da ifade etti; Ali Babacan ile Erdoğan ikinci tura kalırsa açık ara Sayın Babacan kazanıyor. Bunu kendi yaptırdığı anketlerde de görüyor.

‘ALTILI MASA’DA GEÇİŞ SÜRECİ VE SÖYLEM BİRLİĞİ GERÇEKLEŞİRSE İTTİFAKIMIZ ALTILI MASA’YLA OLUR’

HDP ile DEVA Partisi’nin seçime birlikte gireceği iddiası çok konuşuldu. HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan bunu yaptığı açıklamayla reddetti. Bu iddianın gündeme gelmesine dair ne söylersiniz?

Bu iddianın kaynağı üç ayrı noktada. Sayın Mehmet Ali Kulat bunu ifade etti. Bizim çok yakınen görüştüğümüz, çok değer verdiğimiz bir arkadaşımız. Sorsa. Ben DEVA Partisi’nin sözcüsüyüm. DEVA Partisi çok açık bir şekilde görüştüğünü ifade ediyor. İş birliği yapmak farklı, görüşmek farklı bir hadise. Siz ittifak dediğiniz anda bir iş birliğine girmişsiniz demektir. Biz demokratik meşru siyaset zemininde siyaset yapan her partiyle görüşürüz, HDP de bunun içerisinde. Bunun da ülkemiz adına olması gereken bir hasret olduğuna, bu ilişkilerin devam etmesi gerektiğine inanıyoruz. Ama ittifak konusunda biz Altılı Masa’ya en son oturan partiyiz. Altılı Masa’da geçiş süreci ve söylem birliği gerçekleşirse bizim ittifakımız Altılı Masa’yla olur. Bundan sonraki süreç içerisinde de onlardan görüş alınmadan, istişare etmeden hiçbir siyasi partiyle seçime yönelik iş birliğimiz olamaz. Bir araştırmacının HDP tabanındaki DEVA Partisi’ne yönelişten tespit etmesinden kaynaklı bunlar söylenmiş olabilir.

.
‘DEVA, HDP SEÇMENİNİN DE BİR SONRAKİ TERCİHİ’

Siz HDP tabanından oy aldığınızı görüyor musunuz?

DEVA Partisi nasıl AK Parti’den kopanların birinci adresiyse aynı şekilde HDP seçmenin de bir sonraki tercihi. HDP seçmenin de 85 milyonun da demokrasi arzusunu taçlandıracak hukukun üstünlüğüne dayalı eşitlikçi bir anlayışı bu ülkeye tesis edebilecek parti olarak DEVA Partisi’ni görüyorlar. Yaralı coğrafyanın mağduru olan o kesimin ikinci adresinin DEVA Partisi olduğu hem anketlerde hem de saha çalışmalarında görülüyor.

‘ANKARA’YA GELMEYEN DEMOKRASİ DİYARBAKIR’A GELMEZ’

HDP Danışma Kurulu’nda yer alan Ahmet Türk Gazete Duvar’da çalışma arkadaşımız Ceren Bayar’ın sorularını yanıtladı. Türk, “DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın açıkladığı ‘DEVA Partisi Temel Haklar Eylem Planı’ndaki Kürt sorunu ile ilgili maddeler Altılı Masa için yol gösterici olabilir. Altılı Masa DEVA Partisi Genel Başkanı'nın bu sözlerini bir manifestoya çevirsin bizim açımızdan sorun kalmaz” ifadelerini kullandı. Bu sözleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

Biraz önce söylediklerimin cevabını Sayın Türk vermiş. Biz 85 milyona demokrasi getirmek için yola çıktık. Ama şunu ifade etmekte fayda var. Ankara’ya gelmeyen demokrasi Diyarbakır’a gelmez, Van’a gelmez. İzmir’de olmayan eşitlik anlayışını siz Van’da tesis edemezsiniz. Biz onun için diyoruz ki; attığımız her adım 85 milyonu kuşatmak adına. 85 milyonun kendisini bu anayasada bulması adına. Biz hiçbir etnisiteye, mezhebi kimliğe bu ülkeyi ayrıştırmadan yol yürümek istiyoruz. Refah toplumunu inşa etmek istiyorsak bireyin özgürlük alanlarını genişletmemiz gerekiyor. Bireyin özgürlük alanını genişletmenin yol ve yöntemi de evrensel değerlerdir, hukukun üstünlüğüdür, insan haklarına saygıdır, sürdürülebilir kalkınma anlayışıdır.

‘EN UFAK BİR CİMRİLİĞİMİZ OLAMAZ’

DEVA lideri Babacan’ın ‘Kürt sorununa’ dair söylemleri Altılı Masa’da manifestoya dönüşebilir mi?

Biz bu eylem planlarını hem iktidara hem de Altılı Masa’daki muhataplarımıza yolluyoruz. DEVA Partisi olarak tek başımıza iktidara gelmemiz halinde bu eylem planlarını uygulayacağımızı belirtiyoruz. Biz bunları hem Altılı Masa’nın bilgisine hem de toplumun bilgisine sunuyoruz. Bundan kim istifade etmek isterse bu kaynaklar açık kaynaklar, herkes yararlanabilir. Bu konuda en ufak bir cimriliğimiz olmaz. Biz bunları insanımızın huzur ve mutluluğu için yapıyoruz.

‘KÜRT SORUNUNUN VARLIĞINI PARTİ PROGRAMIMIZA YAZMIŞ BİR SİYASİ PARTİYİZ’

22 eylem planını kamuoyuna açıkladınız. Elinizi gösterdiniz ve bu birilerini rahatsız mı etti?

Tembel çocuklarsa partimizin programını okumamışlarsa, bizim ne yazdığımızın farkında değillerse, Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem mutabakat metnine imza atarken içeriğinde ne olduğunu bilmiyorlarsa, 84 maddelik anayasa uzlaşma metninin nasıl uzlaşmayla bir noktaya geldiğinin farkında değillerse bu bizim kusurumuz değil. Parti programımızdan söylüyorum. “Partimiz eşitlik, özgürlük, adalet temelleri üzerine kurulu bir demokrasi anlayışının savunucusudur. Bu itibarla temel hak ve özgürlükleri, etnik köken, dil, din, mezhep, cinsiyet, siyasi ve sosyal aidiyet farkı gözetmeksizin tüm insanlar için tanıyor ve iç hukukumuzu bu standartlara göre uyarlamayı hedefliyoruz” diyoruz. Bunları yaparken de Kürt sorunun varlığını parti programımıza yazmış bir siyasi partiyiz. Kürt sorunu çözüme kavuşturulmuş bir Türkiye’nin demokraside ilerleyeceğine, kaynaklarını ihtiyaç duyduğu alanlarda kullanarak ekonomisini güçlendireceğine, dış politikada hareket alanını genişleteceğine ve sosyal dokusunu kuvvetlendireceğine inancımız tamdır diyoruz.

.
‘BABACAN CUMHURBAŞKANI ADAYLIĞI İÇİN ÇOK KUVVETLİ BİR İSİM’

Hafta sonu Ankara’da yapılan eylem planlarına dair lansman toplantınızda salonda “13’üncü Cumhurbaşkanı Babacan” pankartları dikkat çekiyordu. Altılı Masa’ya DEVA Partisi olarak Ali Babacan’ın adaylığını mı önereceksiniz?

Elbette ki Sayın Babacan’ı önereceğiz. Son üç yıldır iktidarın oyununa gelen bir muhalefet yapısı var. İktidar ısrarla üç ismin dışında ülkede bir cumhurbaşkanı alternatif ismini konuşturmamaya gayret sarf etti. Bunu da başardı. Belirli isimlerin dışına çıkılmadı. Sayın Babacan cumhurbaşkanı adaylığı için çok kuvvetli bir isimdir. Elbette ki benim gönlümden geçen isim Sayın Babacandır.

‘ALTILI MASA KİMİ ADAY GÖSTERİRSE 13’ÜNCÜ CUMHURBAŞKANI YAPMAK İÇİN ÇALIŞACAĞIZ’

Ama biz o masaya otururken kendi bireysel davranışlarımızdan öte kolektif bir karar sonucunda kim aday yapılırsa onun sonuna kadar arkasında duracağımıza söz vererek oturduk. Altılı Masa müzakereyle, istişareyle kimi aday gösterirse, bu aday Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Karamollaoğlu, Sayın Akşener, Sayın Davutoğlu, Sayın Uysal hakkında olur, ya da liderler dışında başka üçüncü bir isim hakkında mutabakatla karar verirlerse DEVA kadroları olarak onu 13’üncü cumhurbaşkanı yapmak için çalışacağız. Çünkü biz adayların değil sistemin yarıştığı bir seçime girdiğimizi ifade ediyoruz. Bize düşen ne olursa olsun hiçbir maddi karşılık beklemeksizin bu uğurda mücadele vereceğimizi taahhüt ediyoruz.

‘EN UFAK BİR KAYGIMIZ YOK’

Seçimler için parti olarak hedef ve iddianız nedir?

Bizim bütün motivasyonumuz 26 ve 30’unda yapılacak toplantılarda. Geçiş sürecinin yol haritası ve ortak konularda mutabakata varılarak bu çalışmalarımızı Altılı Masa’da bir ittifakla taçlandırmak. Bunlar gerçekleştiği anda Altılı Masa’nın bir ittifak partisi olarak seçimlere girmeyi hedefliyoruz. Ancak velev ki bunlar olmadı, tek başımıza seçimlere girmekte en ufak bir endişeniz var mı diye soruyorsanız, iktidar seçim barajını ister yüzde 7 ister yüzde 10 yapsın bizim en ufak bir kaygımız yok. İlk defa kantara çıkacağız ve milletimiz kilomuzun ne olduğunu net bir şekilde gösterecek. Milletimiz hangi konumda bizi görmek isterse o başımızın tacıdır. 

 YanıtlaYönlendir