Rusya Kürtlere, Kürtler ABD'ye odaklandı

Gazeta.ru'dan Hodaryonok'a göre Rus askerleri Suriye’ye girer girmez Kürtlere “mümkün olduğu kadar” destekte bulunsa ve onları Şam ile barıştırmaya çalışsa da bu çabalara sıcak bakıyor gibi davranan Kürtler, ABD’ye odaklandı ve Washington’un nüfuzuna girdi.

Andrey İsaev aisaev@gazeteduvar.com.tr

Nezavisimaya gazetesi yorumcularından Vladimir Muhin, Recep Tayyip Erdoğan’ın Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile İstanbul’da yaptığı toplantıda Suriye’de “ikinci cephenin” kararlaştığını yazdı.

Suriye’nin kuzeyinde Arap ve Türk medyasının verdiği haberler uyarınca Afrin’e girmeye hazırlanan TSK ile Kürtler arasında artan gerilime dikkat çeken Muhin, “beklendiği gibi” Moskova’nın işe karıştığını öne sürdü. Suriye paylaşım siteleri Afrin’e giren Rus askerlerinin resimlerini yayımlarken Rusya tarafından herhangi resmi bir açıklama yapılmadı. Öte yandan yazarın deyişiyle “birkaç resmi Türk kaynağı” yakında başlayacak Fırat Kalkanı-2'den ve Halep’in kuzeyinde “Ankara’nın nüfuz alanının genişletilmesi”nden söz etti.

Muhin, Türkiye’nin yeni taarruzunun Rusya’nın çıkarlarına aykırı olacağını iddia ederek yakında başlatılacak operasyonun Erdoğan ile Şoygu’nun gündeminde olduğunu tahmin etti. Yazara göre “Moskova ve Şam’ın oluru ile artık kaçınılmaz görünen” yeni operasyonu konuşan taraflar, ortaklaşa hareket etmeyi kararlaştırdı ve herhalde Şoygu, Erdoğan’ı Kürtlerin kontrolündeki bölgelerden uzak durmaya ikna etmeye çalıştı.

Gazeta.ru sitesinde yazısı çıkan Mihail Hodaryonok Rus askerleri ile Kürt militanları arasındaki ilişkileri yorumladı.

Yazara göre Rus askerleri Suriye’ye girer girmez Kürtlere “mümkün olduğu kadar” destekte bulunsa ve onları Şam ile barıştırmaya çalışsa da bu çabalara sıcak bakıyor gibi davranan Kürtler, ABD’ye odaklandı ve Washington’un nüfuzuna girdi.

Fırat Kalkanı başlayınca Rus askeri danışmanları, militanları işgal ettikleri Arap topraklarından çekilerek mevzilerini Esad ordusuna vermeye ikna etmesine rağmen ABD’nin desteğine güvenen Kürtler, Rusların teklifini geri çevirdi. Bunun ardından Rusların baskısı ile Afrin ve Membiç’i savunmaya karar veren Şam ordusu, Kürtlerin istememesi üzerine planı tam olarak gerçekleştiremedi.

Hodaryonok, "bu gelişmelere bakılınca Kürtlerin Amerika tarafından kışkırtılmadığını tahmin etmemiz zor" diyerek arkasında ABD olan Kürt militanlarının, Şam ve müttefiklerini küçümsediğinin ortada olduğunu ifade etti.

REGNUM ajansına konuşan Irak Kürdistanı Eğitim Bakanlığı Yüksek lisans ve Lisansüstü Bölüm Başkanı Sartip Halis Hüseyin, Erbil’in hazırlamaya devam ettiği bağımsızlık referandumunu değerlendirdi.

Yeni devletlerin büyük savaşların ardından kurulduğunu vurgulayan Sartip Halis Hüseyin, Orta Doğu’da patlak veren büyük savaşın sonuna yaklaştığımızı dile getirdi. Kendisine göre Kürdistan için bu büyük bir şans ve “bunun gibi bir fırsat yüz sene sonra çıkar veya çıkmaz”.

Üstelik İran’ın “Suudi Arabistan ve Türkiye ile kavgasına”, Katar krizine odaklanan bölge devletleri, Kürdistan’ın bağımsızlık konusuna fazla dikkat etmiyor.

Tahran’ın tutumunu değerlendiren Irak Kürdistanlı bürokrat, referanduma “Batı’nın projesi” gözüyle bakan ve kalabalık Kürt nüfusuna sahip İran’ın, sınır ötesi Kürtlerin bağımsızlığına karşı çıktığını itiraf ederek halbuki bağımsız Irak Kürdistanı projesinin, tamamen Kürtlerin hayali olup İran’a herhangi tehlike oluşturmadığını savundu.

Referanduma karşı çıkan Ankara’nın da olası tepkisine değinen Sartip Halis Hüseyin, Erbil’den büyük miktarda petrol satın alan Türkiye’nin, Irak Kürdistanı’nın bağımsızlığını tanıyacağını iddia etti. Bürokrat, “Kürdistan’ın er veya geç ama mutlaka bağımsız” olacağını anlayan Ankara, “kendi Kürt sorununu sınır dışına taşımak için” kurulacak yeni komşu devlete destek vereceğini öne sürdü.

Kendisine göre Irak Kürdistanı tamamen Batı’ya bağlı olmayıp tek tek İran, Türkiye, ABD ve Rusya ile “ayrıcalıksız” ilişki kurmalı.

Argumentı i Faktı gazetesinin mikrofon uzattığı Rusya Bilim Akademisi Şarkiyat Enstitüsü Bilim Müdürü Vitaliy Naumkin Suriye’deki son gelişmeleri yorumladı.

Rusya’nın Suriye yüzünden ABD’ye karşı savaşmayacağını dile getiren Orta Doğu uzmanı Naumkin, aynı şekilde Amerika’nın da olası çekişmeden uzak duracağını tahmin etti.

Rus bilimadamı, son aylara kadar kimsenin pek merak etmediği Suriye’nin doğusunda birdenbire artan Amerika’nın aktivitesinin, İranlı militanlar ile Hizbullah’ı tamamen ülkenin dışına atmaya yönelik olduğunu iddia etti. Obama’nın İran ile yaptığı nükleer anlaşmanın feshini bile hesaba katan Naumkin, bir ihtimal Washington’un İran’ı riskli bir harekete tahrik edebileceğini söyledi. Onun ardından ABD’nin liderliğinde İran karşıtı koalisyon kurulacak veya en azından İran'a yeniden ambargo uygulanacak.

Naumkin, "Rusya, Türkiye ve İran’ın yakınlaşması, bölgede ABD’yi baş aktörlükten mahrum ettiği için Washington açısından" çok rahatsız edici bir unsur" dedi.

Rossiya-24 TV kanalında konuşan Moskova Patrikhanesi dış ilişkilerden sorumlu piskopos İllarion, Rusya’da monarşi restorasyonu konulu tartışma başladığı takdirde Rus Ortodoks Kilisesi tartışmaya “en aktif şekilde” katılacak, dedi. Kendisine göre çok sayıda Ortodoks Rus vatandaşı monarşiye sıcak bakar.

Makamına giren her hükümdarın bir şekilde kutsanma ritüelinden geçtiğini hatırlatan piskopos, böylece “ülkenin üst yöneticisi, iktidarını insanlardan değil, kilise üzerinden Tanrı’dan almış oluyor”, dedi. İllarion ayrıca monarşinin, seçimlere dayanan rejimlere nazaran daha avantajlı bir yönetim tarzı olduğunu ifade etti.

Son iki sene zarfında kimi siyasetçi ve sanatçılar Rusya’nın monarşik rejime geri dönmek istediğini dile getirdi. Vladimir Jirinovskiy, Kırım Valisi Sergey Aksyonov ve sinema yönetmeni Nikita Mihalkov bu fikrin en ateşli savunucuları arasında yer alıyor.

Oysa Vladimir Putin'in sözcüsü Dmitriy Peskov'un dediği gibi "Kremlin monarşi fikrine yanaşmıyor."

Tüm yazılarını göster