Mülkiye imamını rahat bırakın!

Efendiler, Mülkiye imamını rahat bırakın. O sizin yerleştirdiğiniz imamlara benzemez. Badem bıyıkları yoktur. Sinsi sinsi iş çevirip kayırmacılık yapmaz, kimseyi fişlemez, arkasına aldığı cemaat ve devlet gücüyle insanların yıllarca çalışarak kazandıkları hakları hırsızlıkla gasp etmez.

Dinçer Demirkent dincerdemirkent@gmail.com

İmamlarla uğraşmak bizim işimizdi halbuki. Sizin can yoldaşlarınızdı cemaatin imamları. Ama bizim bulunduğumuz yerde rahat edemezlerdi. Çünkü bulunduğumuz kurumda liyakati, çalışmayı, kamunun, halkın çıkarlarını esas aldık. Cemaat imamlarınız, yandaşlarının, ortaklarının çıkarı uğruna açık açık kontenjan belirlerlerdi. Hangi cemaatin, hangi kurumda kaç kontenjanı olduğunu herkes bilirdi. Bakanlıklar tarikat ve cemaatlerin devlet kurumlarına sokacağı personel için kontenjan belirleme borsası olmuştu. KPSS’de hırsızlık var dediğimizde yok dedi müstakbel başkan. Yargıyı Fethullah Gülen Cemaati’ne teslim ediyor dediğimizde demokratikleşiyoruz dedi. Mülakatlar kalksın, liyakat gelsin dediğimizde olur mu öyle şey dedi. Devletin bütün kurumlarına imamlar yerleştirmiştiniz kendi ellerinizle. Devletin temel organlarının; yargının, yasamanın, yürütmenin imamları vardı. Merkez teşkilatının, taşra teşkilatının, yerel yönetimlerin, ordunun, üniversitenin, her yerin imamları… Mülkiye’ye sokamadınız imamlarınızı. Onlar da Akit’ten Vahdet’e, bize saldırdı. Terörist diye tutukladığınız emniyet amirleriyle fakültemizi zapt etmeye çalıştınız. Olmadı. Çare yok diyeceğim, ama buldunuz. Allah’ın lütfunu fırsat bilip OHAL ilan ettiniz. İşleyen bir hukuk devletinde sadece bir kağıt parçası sayılabilecek KHK’larla Mülkiye’yi tasfiye etmeye kalktınız. Cemaatin imamlarının yapamadığını yaptınız. Bravo.

İKİ KÜLTÜR

Şimdi kendi ellerinizle devlet kurumlarının, mülakat komisyonlarının tepelerine yerleştirdiğiniz imamları görevden alıyor, tutukluyorsunuz. Televizyon programlarında üç yıl önce göklere sığdıramadığınız isimlerin yediği haltları sayıyorsunuz, o zaman bilmiyormuş gibi.

Efendiler, Mülkiye imamını rahat bırakın. O sizin yerleştirdiğiniz imamlara benzemez. Badem bıyıkları yoktur. Sinsi sinsi iş çevirip kayırmacılık yapmaz, kimseyi fişlemez, arkasına aldığı cemaat ve devlet gücüyle insanların yıllarca çalışarak kazandıkları hakları hırsızlıkla gasp etmez.

Günlerdir, bugün gerçekleşecek olan İnek Bayramı’nda din düşmanlığı yapılıyor diye kara propaganda yapıyorsunuz. Ensar’da tecavüze ses çıkarmayanlar, Kur’an kurslarındaki tacizleri görmezden gelenler, on iki yaşındaki çocukla ilişkisi olan büyüklerine arka çıkanlar, evet pusulasının fotoğrafını çekip müdürlerine gönderenler, geldikleri her yere başkalarının haklarını yiyerek gelenler. Evet, evet sizler. Hayatlarında, derinliğe, estetiğe, düşünceye, farklılığa karşı provokasyon çıkarma gayretinden başka ameli olmayan sizler.

Mülkiye imamı, sizin bildiğiniz imamlardan değildir. O kelimenin sahih anlamıyla önde durandır. İnek Bayramı'nın açılışını, ‘İnek Duası’nı okuyarak yapar. İki gün süren eleştiri ve mizah festivalinin, ayakların baş olduğu bir Dynosiosçu kurgunun açılışıdır bu. Sizin kurum kurum topladığınız cemaat imamlarının aklına bile gelmez amirlerinin, müdürlerinin yüzüne karşı eleştiride bulunmak. Ama bu festivalde hiç kimseye hakaret edilmezken herkes kıyasıya eleştirilir. Rektör, dekan, öğretim üyeleri, öğrenciler, siyasal iktidar. Fakat cinsiyetçilik yasaktır, nefret suçu işlenmez. Kimsenin dini ile mezhebi ile alay edilmez. Bir de iyi bileceksiniz, mezhebinden dolayı insan yakanların destekçisi olunmaz, olanlara mevki makam verilmez. İnek Bayramı, üniversiteyi gerçek anlamda üniversite yapan kurumsal geleneklerden biridir.

Efendiler, üniversite ilginç bir yerdir, ama pek beğendiğiniz mafya dizilerindeki, komplo programlarındaki gibi değil. Düşünce yoğundur, eleştiri yoğundur; şiddet değil. Bakın yaptıklarınız nelere mal olacak biliyor musunuz? Bir kısmınız biliyor, bilerek yapıyor. Ama bilmeyenler için iki fotoğrafla anlatayım.

İKİ FOTOĞRAF

Bu fotoğraf, bir Ankara Üniversitesi Hukuk Fakültesi öğrencisinin açık twitter hesabında yer almaktadır ve sendika sorumlusu olarak yaptığım sürekli uyarıların ardından üniversite yönetimi soruşturma başlatıldığını söylemesine rağmen hâlâ durduğu yerde durmaktadır. Kendisine yöneltilen en zayıf eleştirileri bile mahkemeye veren Rektör İbiş, bu fotoğrafı her nasılsa kaldıramamıştır. Aylar önce çekilmiş bu fotoğraftaki namlu, Mülkiye’ye yöneltilmiştir. Tetikçi gazetelerde yazanlar, bu silahı hep birlikte tuttuklarının farkına varmalıdırlar.

Bu fotoğraf, İnek Bayramı'nın açılışı olan ‘İnek Duası’nın ardından gerçekleştirilen yürüyüşe aittir. Bu yürüyüşte önceleri, geleneksel olarak Ziraat Fakültesi’nden gelen inek yürütülürdü. Fakat Mülkiye öğrencileri, ineğin kalabalıktan ürktüğünün farkına vardılar; kampüste yaşayan her canlıya duyulan saygıyı ona da göstererek fotoğrafta görülen maketi kullanmaya başladılar.

Hangi kültürün, üniversiteye ve ülkeye hakim olmasını istersiniz gerçekten?

ÇOK GÖRMEYİN

Siyasal İslamcı iktidar, her ormana termik santral, her boşluğa TOKİ yapmak; her farklılığa beton dökmek istiyor. Onun, kraldan çok kralcıları, kalemşörleri, sabah programcıları mizaha, eleştiriye, düşünceye tahammül edemiyor. Efendiler, Türkiye’de girdikleri sınavlarda en başarılı öğrenciler olan bu çocukları bırakın, şiddeti kışkırtmayın. Şiddetsiz, barışçıl, mizaha ve eğlenmeye dönük iki günü çok görmeyin. Hepiniz silinip gideceksiniz, Cemal Süreya’nın Mülkiye’de yayımladığı ilk şiiri kalacak…

Ayıcılar geçti, mağlup insanlar geçti

Rüyalar darmadağındı Şarkısı-beyaz

Sonra dalgalar geldi dile

Sonra bir mavilik aldı her yerimizi;

Nasıl hatırlıyorsan dünyayı

öyle…

Tüm yazılarını göster