Mehmet Eymür: Yeşil'e Başbakanlık kartı verilmişti

Eski MİT görevlisi Eymür, faili meçhul cinayet sanıklarından Yeşil lakaplı Mahmut Yıldırım'la ilgili olarak “Başbakanlık kartı verilmişti bize gelmeden evvel. Kolordu toplantılarına katılıyordu” dedi.

Abone ol

DUVAR - Eski Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, Halk TV yayınında gazetecilerin sorularını yanıtladı.

İsmail Saymaz'ın faili meçhul cinayetlerde yer aldığı belirtilen ve JİTEM davasının sanıklarından “Yeşil” kod adlı Mahmut Yıldırım'la ilgili sorusu üzerine “Yeşil'e Başbakanlık kartı verilmişti bize gelmeden evvel. Kolordu komutanlığı toplantılarına katılıyordu” ifadelerini kullandı.

Yıldırım'ın Elazığ MİT Bölge Müdürlüğü'nde göreve başladığını söyleyen Eymür, “Yeşil, bizim Elazığ elemanı olarak başlamış gençliğinde. Ondan sonra askerlerle çalışmaya başlayınca bizimkiler bırakmışlar” dedi.

'YEŞİL, PARALARI İBRAHİM ŞAHİN'LE PAYLAŞTIĞINI ANLATIYORDU'

“Sonra Güneydoğu Bölgesi'nden çıkarıldı ve Ankara'ya yerleşti. Yerleşince eskiden kendisini tanıyanlar bizim yurt dışı faaliyetlerimizde yararlı olabileceğini söylediler” diyen Eymür, “Tabii ki prosedürlere uyarak kendisinden faydalandık. Şimdi böyle adam kullanılır mı diyeceksiniz biliyorum, evet bizim yönetmeliklerimiz buna uygun. Temiz adam bizim işimize yaramıyor” şeklinde konuştu.

“Sizin bilginiz dahilinde suç işledi mi? Görev yaptığınız sırada ayrıca suç işlediğini biliyor muydunuz?” soruları üzerine Eymür, “Hayır bizim için suç işlemedi. Biz bir kere onu sorguya aldık bu konularla ilgili, bir para meselesi vardı. Fakat hep bu paraları daha önce de birileriyle paylaşıyordu. İbrahim Şahin'le filan epey paylaştığını anlatıyordu” yanıtını verdi.

'ZİVERBEY'DEKİ KONTGERİLLA İFADESİ GENERAL MEMDUH ÜNLÜTÜRK'TEN ÇIKTI'

İpek Özbey, T24'ten Gökçer Tahincioğlu'na yaptığı açıklamada işkence yaptığı ve pişman olmadığını söyleyen Eymür'e, "Bir insan nasıl işkence yapıp pişman olmaz?" sorusunu yöneltti.

Eymür, "Ne işkence olarak kabul ediliyor? Sorguya alınmak bile bir işkence. Gözleriniz kapalı, karanlık bir yerde barınıyorsunuz. (Sistemli işkencenin kastedildiği söylenince) Arada olmuştur o tip şeyler. Bütün dünya tarihinde bu var işkence. Açın bakın Avrupa ülkelerine, Hıristiyanların yaptığı işkencelere. İşkenceden işkenceye fark var" dedi.

Cengiz Erdinç'in, "Ziverbey Köşkü'nde olduğunuz, Kızıldere'de ve Ulaş Bardakçı'nın öldürüldüğü operasyonda olduğunuzu söylüyorsunuz. MİT adına mı, Özel Harp Dairesi'nin bir faaliyeti olarak mı oradaydınız? Çünkü Ziverbey'de insanlara 'Burası kontrgerilla, burada kimseye hesap vermeyiz' gibi bir karşılama ve işkence var" sorusu üzerine Eymür, "O şuradan çıktı, yakalananlar biz gerillayız diyorlardı. Memduh Ünlütürk paşa vardı onun başında Genelkurmay'ın görevlendirdiği, cezaevinden kaçanların sorgularını yapan general. O, 'Siz gerillaysanız biz de kontrgerillayız' diyordu. Oradan çıktı" diye konuştu.

Hakan Çelenk'in elektrikli işkence yaptığı yönündeki sözlerini hatırlatması üzerine Mehmet Eymür, "Samimi söyleyeyim mi, yani o kadar çok sorgudan geçtim ki, yaptım dediğim hakikaten yaptım mı yapmadım mı onu da bilmiyorum. Gençken tabii daha ataktım. Zaman zaman yanlışlar yapmış olabilirim. Elektrik kullanmadım ben hiçbir zaman. Falakalardır, klasik, attım. İşkence tabii ki suçtur" ifadelerini kullandı.

'DÜNDAR KILIÇ'IN ALINMASI TAMAMEN GENELKURMAY'IN İSTEĞİ'

"Yanlış şeyler yapmış olabilirim" ifadesinden neyi kastettiği sorulan Eymür, "Falakalar vardır, klasik, attım. Eğer bir insan, ağır bir ceza alacak işlem yaptıysa bu insanın konuşması lazımsa, bunu bir şekilde ikna etmeniz lazım. Eğer iyilikle bunu ikna edemiyorsanız daha şiddetli yollara başvuruyorsunuz. Beni bugüne kadar hiç şikayet eden kimse çıktı mı?" 

Dündar Kılıç'ın şikayetçi olduğunu hatırlatılan Eymür, "Dündar Kılıç'ın ne anlattığını hatırlıyor musunuz? Tekerleğe sokuyorlar, yuvarlıyorlar diyordu. Böyle bir işkence ilk defa duyduğum bir şey" karşılığını verdi. 

Cengiz Erdinç, uyuşturucu suçlamasıyla gözaltına alınan Dündar Kılıç'ın tanığın ifade verdiği sırada Hollanda'da bir cezaevinde olduğunun ortaya çıkması üzerine beraat ettiğini söyledi ve Kılıç'ın "kişisel bir husumet sonucu 1982'deki operasyona dahil edildiği iddiasını dile getirdi.

Gözaltı işleminin Genelkurmay Başkanlığı'nın talimatıyla yapıldığını belirten Eymür, "Dündar Kılıç'ın alınması tamamen Genelkurmay'ın isteği üzerinedir" dedi.

ÇATLI AÇIKLAMASI: MİLLİYETÇİ BİR GRUP PKK'LILARLA İŞ YAPIYORLARDI.

Susurluk kazasında ölen ve Bahçelievler katliamının sanıklarından Abdullah Çatlı'ya “Mehmet Özbay” ismiyle sahte kimlik ve pasaportun MİT tarafından hazırlandığını belirten Eymür, şöyle devam etti:

“Bu benim dışımda olan bir şey, benimle alakası yok. İstanbul Bölge Başkanı Nuri Gündeş'in bir operasyonudur, ben muhaliftim buna. ASALA'ya karşı kullanıldılar sözde. Ben başından beri muhaliftim çünkü uyuşturucu işi yapıyorlardı ve Kürtlerle işbirliği yapıyorlardı bir yerde. Milliyetçi bir grup, Kürtlerle işbirliği yapıyor. Kürtler dediğim yanlış da kullanmak istemem PKK'lılarla iş yapıyorlardı." 

'ÇAKICI'NIN TAHLİYESİ ENTERESAN' 

Alaattin Çakıcı'nın geçen yıl tahliye edilmesi ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin kendisini cezaevinde ziyaret etmesini yorumlayan Eymür, "Çok enteresan tabi Çakıcı'nın çıkarılma şekli, arka arkaya tahliyeler. Çok dikkatimi çekti tabii. Zaten Bahçeli'nin ziyareti bir acayip geldi bana, cezaevinde. O ilişkiyi kuranlara sormak lazım" dedi.

Eymür'ün açıklamalarından satır başları şöyle:

- Uğur Mumcu muteber bir insandı. Kendisini çok takdir ettiğim bir insandı, ara sıra görüşüyordum. Aramız gayet iyiydi. Uğur Mumcu'nun ölümünden sonra ben bunu belirttim, Bulgaristan'la bile arası kötüydü.

-Sönmez Köksal 17 Aralık 1996 tarihli MİT raporu için şunları söyledi: Bunlar basında çıkan iddialarla hazırlanmış bir rapor. Benim imzamın bulunduğu bölümde bu vurgulanır. Raporun verilmesinden sonraki süreç de üzerinde konuşmamam gereken bir süreç.

-Çiller Özel Örgütü tamamen montajla yapılan bir şey. Çiller'in hataları varsa bu örgütün, size şeyi de yolladım, bununla ilgili dökuman da yolladım, Çiller örgütüyle ilgili. Var diyorsanız sizin bildiğiniz bir şey var, onu anlatın ben öğreneyim. Çatlı'lar var, Mehmet Ağar'lar var, öyle bir örgüt var. Bu örgüt işte, 18 cinayetten halen yargılanan bir örgüt. Sizin sorduğunuz Kaşif Kozinoğlu da bu örgütte çalıştı bir ara.

-Çakıcı'yı bir operasyonda kullandık, ondan sonra benim aram bozulmuştur Çakıcı'yla. Çakıcı'yı ilk alan, görüşen Atasagun'dur. Operasyonlarda kullanmak için Ankara'ya davet ettik, eğitime aldık, 2-3 tane adamı vardı, yurt dışında bir eylem için. Fakat o zaman eğitirken Korkut Eken onu pek beğenmemişti, eğitimlerini o yapıyordu. O operasyon maalesef istediğimiz gibi gitmedi, sızmalar oldu. Benim kullandığım tek şey o faaliyettir.

-Ben hiç sessiz kalmadım, hep bir yerlerde bir şeylerle uğraştım, onları da rapor yazaraktan, şey yaparaktan hiçbir zaman sessiz kalmadım. Hep yaptığım şeyleri müdafaa ettim, çok da başım ağrıdı zaman zaman. Teşkilattan ayrıldım tekrar çağırdılar, tekrar gittim. Ben doğru yaptığımı düşünüyorum, memleketime doğru hizmet ettiğimi düşünüyorum.

-(Kılıçdaroğlu'nun siyasi cinayetler açıklaması) Şimdi terörün, çetelerin çok olduğu dönemde her türlü şeyi beklemek lazım. Ben 25 sene önce söyledim siyasi cinayetlere de tevessül edebilirler diye. Her zaman risk var, eğer kontrol edilmiyorsa. Adalet en önemli şey, adalet işlemediği zaman hiçbir şeyi beklememek lazım.

-Sedat Peker'in takipçisi çok, kendi söylediği gibi çok pirüpak bir insan değil, kan akıtacağız öldürün kardeşlerim diye 15 Temmuz'da bağıranlardan biriydi. Ben bir kere karşılaştım. Kendisinin iş adamı olduğunu söyledi, ben de iş adamı 30 kişi arkasında gezmez dedim. Hakikaten öyle bir ekip halinde dolaştıkları için. Bugünkü iddiaları çok ilginç, canı yanmış, canı yanmadan bunları anlatsa daha makbule geçerdi tabii. Çok takipçisi var anladığım kadarıyla, herkes ilgiyle ne anlatacağını bekliyor.

AĞAR'A 'KOKAİN' İMASI

- Mehmet Ağar'ın demek ki gücü var. Gücü gayrimeşru hayattan geliyor bence. Uyuşturucudan bahsediliyor, zaten bilmiyorum ne kadar doğru, bir burun ameliyatı geçirdiğini biliyorum, doğruluğunu bilmiyorum ama bu kokain içenlerde olan bir şey, burun şey, çekerek şey ediyorlar ya.

- 1 Mayıs 1977 için Perinçek grubuna bakmak lazım. Onun kendi içlerinden, kendilerinden ayrılanlar anlattı. O hadiseyi ilk başlatanlar Perinçek grubu. The Marmara otelinin camları açılmaz. Oradan ateş edildiği pek doğru bir şey değil. Perinçek'le ilgili bağlıyorum ama mesnetsiz bağlamıyorum. Hepsini dokümental olarak ispat edecek durumdayım.

- Ben işkence devam ediyor demedim, insanlar yaşadığı müddetçe devam edecek dedim.

- Benim dizayn gücüm yok, Milli İstihbarat Teşkilatı'nda yeni bir dönem yaratmak gibi. Teşkilat benim eski yuvam, iyi olmasını canı gönülden dilerim, Türkiye için önemli görev yapan bir yerdir, inşallah çok daha kuvvetli, güçlü, Türkiye'ye yardım eden bir teşkilat halinde devam eder.

(HABER MERKEZİ)