Mehmet Eymür: İşkence yaptım, pişmanlık duymam, şimdi daha ağırları var

Eski MİT Yöneticisi Eymür: İşkence yaptım, pişmanlık duymam. Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var. Kızıldere'de yargısız infaz yoktu.

Google Haberlere Abone ol

DUVAR- Eski MİT Kontrterör Daire Başkanı Mehmet Eymür, T24'ten Gökçer Tahincioğlu'yla yaptığı söyleşinin ikinci ve son bölümünde, 1970'lerden itibaren katıldığı operasyonlar ve MİT'te yapılan işkenceleri anlattı. Kendisinin de işkence yaptığını anlattı.

Tahincioğlu'nun "Tüm bu konularda konuşurken, oldukça rahat ve kendinden emin görünüyordu" sözleriyle tarif ettiği Eymür'e göre (devlet eliyle işkence, cinayet vb.) bu noktada önemli olan, devlet görevlilerinin menfaat odaklı davranmaması.

Eski MİT Yöneticisi Eymür'ün açıklamalarından satır başları şöyle:

'İŞKENCE YAPTIM'

 

- (Dündar Kılıç'ın size yönelik ağır suçlamaları var. İşkence yaptınız mı?) İşkence sayılmaz. Zaten oraya düşmek işkence sayılır. Gözleri kapalı devamlı, küçük bir hücrede kalıyor. Oraya düşmek yeterli.

-(Hep bahsediliyor ama kaba dayak, elektrik vs. gibi yöntemlerden. O yöntemler yok muydu?) Vardı. (Siz yaptınız mı?) Yapmışımdır. Pişmanlık duymam, çünkü aşırı bir şey yapmadık. Daha çok taktikleri kullanmak istedim. Bizim hanım arkadaşları bağırtırdık. "Kızını aldık" derdik sonra suçluya. Bağıran bizim arkadaşımız. "Konuşacaksan konuş sıkıntıya girecekler yoksa" derdik mesela. Tiyatro yapardık biraz.

'KIZILDERE'DE YARGISIZ İNFAZ YOKTU'

(Kızıldere'de ve Ulaş Bardakçı'nın öldürüldüğü operasyonda yargısız infaz yapılmadı mı?) Bu operasyonlarda vardım. Yargısız infaz yoktu, ben de ölebilirdim. Milim kaldı ölmeme… Bardakçı'nın kaldığı eve gittik. Kolejli bir kızın eviydi. Bina sahibi Mahmut Dikler'di. Siyasi şubenin başıydı Dikler. Evde girdik arama yaptık. Peruk buldum ben bir odada, yatak odasında. Aldım peruğu evin kiracısı olan Lale Arıkdal'a gittim, bu peruk kimin dedim. O arkadaşımın dedi. O arada bir kıyamet koptu. Benim girdiğim odaya giren polis memuru, fermuarlı dolabı açıyor. Ben de bakabilirdim orada, bakmadım. Kıza sormam beni kurtardı. Polis memuru yaralandı. Ağır yaralandı. Karnından yedi. O da ateş ediyor, dolap yıkılıyor. Ulaş Bardakçı böyle öldü. Dışarıdan da ateş açtılar bizimkiler. "Biz varız içeride" dedik. Hayatta kalmamız tesadüf. Kızıldere'de de yok yargısız infaz. Biz bir kere çok ikna etmeye çalıştık. Sonra keskin nişancı vuruyor Mahir Çayan'ı, öyle başlıyor. Damdayken vuruyor.

'İŞKENCE OLABİLİR, ÇÜNKÜ ÇOK İNATÇI TİPLER VAR'

- (Ziverbey bir işkence merkezi miydi?) Herkese yapılıyor diye söylemek mümkün değil. Ama yapılan da vardı. Mesela bir kurye vardı. Bana dert yanardı. Bugün elektrik tedavisi yok mu, romatizmalarım azdı diye dalga geçiyordu. "Başka türlü konuşma imkânı yoksa işkence olabilir, çünkü çok inatçı tipler var!"

(Bu size normal mi geliyor. Sistematik işkence yöntemleri bunlar) Hayır, başka türlü konuşma imkânı yoksa olabilir. Hâlâ da öyle düşünüyorum. Çünkü çok inatçı tipler var. Başka türlü konuşturmak çok zor.

- (Peki bitti mi, bu yöntemler uygulanıyor mu?) E daha ağırları var. Ölümler var. Kayıp MİT mensubu var sorguya alınan… (HABER MERKEZİ)

SÖYLEŞİNİN TAMAMI