Mafyatik futbol vs. Romantik futbol

Benim aklıma bir takım geliyor, ama saha içi yetenekleriyle değil, saha dışı yetenekleriyle(!) hak edebilirler bu lakapları.

Volkan Ağır vagir@gazeteduvar.com.tr

Yıldırım El, Demir Kafa, Demir Gömlek, Muazzam Çelik Bacak. Bu lakaplar pek tabii bir mafyanın elemanlarının da alabileceği lakaplar olabilir. 20. yüzyılın başlarında ABD'de yaşayan Rosario Maceo isimli mafya liderinin lakabı 'Demir Eldiven'di mesela. Diğer yandan 1980'lerde Wimbledon futbol takımının 'Çılgın Çete' deniyordu. Yukarıda saydıklarım da bir mafyanın üylerinin değil bir futbol takımı oyuncularının lakapları.

Lakap bir yandan futbolun romantik yanıdır. Mafyayla ortak noktası belki de erkek egemenliği, şiddete meyilliliği olabilir. Mafya üyeleri de lakaplarını iş yapış biçiminden ya da görünümünden alır. Futbolda da lakap genelde saha içindeki yeteneklerine göre atanır taraftarlarca. Fare gibi hızlı olması ve saç renginden dolayı Cruyff Sarı Fare'ydi mesela. Faustino Asprilla, durdurulamayan hızı ve gücüyle aldığı topla dümdüz giderek gole,hedefe ulaşırdı, karşısında kimse duramazdı, aynı bir tren gibiydi, lakabı 'El Tren' oldu. Takım arkadaşı Carlos Valderrama'nın kıvırcık saçları onu bir palyaçoya benzettiğinde 'El Pibe' yani palyaço dendi. Bulgar golcü Dimitar Berbatov'un “The Godfather” filmi hayranlığı ona “The Godfather” lakabını kazandırmıştır.

Mesela kalede, rakibin en hızlı şutuna bile geçit vermeyen şimşek gibi sert,ani ve hızlı refleksleriyle 'Şimşek El'. Defansta, hava topu hakimiyeti ve en sert hava mücadelelerinde bile acımadan her müdahaleyi yapıp topu ve rakibini kaleden uzaklaştıran 'Demir Kafa'. Rakibin en tehlikeli oyuncularının çalımlarına yaptığı hamleleri tereyağından kıl çekercesine faul yapmadan aldığı toplarla 'Demir Gömlek'. Bir nedeni de her zaman jilet gibi ütüsüz gömlek giymesi, "O, gömlekle bile müdahale etse ütüsüz bozulmaz o gömleğin" diye takılır takım arkadaşları. 'Muazzam Çelik Bacak' da takımın golcüsü, durdurulamayan şutlarıyla rakiplerinin korkulu rüyası.

Çok uzun süre düşünenleriniz olabilir, yukarıdaki lakaplara sahip futbolcular acaba hangi takımda forma giyiyor diye. Ya da ilk duyduklarında oyuncuların hangi takımda olduğunu çoktan kavramış da olabilirsiniz, eğer o takımın çok yakından takipçisiyseniz. Bu kadar sert lakaplar görünce aklıma, hani nerede Bilbao Kasabı Goikoetxea, diye sorulabilir de.

Ne yazık ki, yukarıda saydığım lakaplar çok tanıdık bir futbol takımının oyuncularının değil. Kaptan Tsubasa'nın özel efektlerle donatılmış gerçek insanların oynadığı sinema filminin karakterlerinin lakapları. 2001 yılında çekilmiş olan Hong Kong savunma sanatları spor komedi filmi olan 'Shaolin Soccer'- Kung Fu Futbol filminde yer alan bu lakapları, Spor Toto Süper Lig'de bir futbol takımının oyuncularına serpiştirmek isteseniz hangisine uygun giderdi sizce? Sahada gerçekten melek gibi futbolculara sahip olduğu için hiçbir takıma yakıştıramadınız değil mi bu sert lakapları.

Benim aklıma bir takım geliyor, ama saha içi yetenekleriyle değil, saha dışı yetenekleriyle(!) hakedebilirler bu lakapları. Zaten, dünya alemin gözleri önünde olan görüntülere karşın kurgulanmış özür ziyaretinde verdikleri pozdaki yüz ifadelerine de bakarsak bu lakaplar kendilerine pek yakışır. Takımın ismini vermeyeyim ancak, o(!) takımın, nasıl ki benzer lakapları alan mafya liderlerinin yarattığı haksız rekabet(!) ortamına benzer yarattığı ortama karşın, Atiker Konyaspor finalde Türkiye Kupası'nı müzesine götürdü de, bütün devlet desteğine karşın sezonu aynı o medya kuruluşunun ofisinde verdikleri pozdaki donuk ve mutsuz ifadelerindeki gibi yüz ifadeleriyle tamamladılar. İlahi adalet elbet bir gün tecelli ediyor demek ki.

Tüm yazılarını göster