Kur artışının faturalara ve iklime olası yansıması

Biz dört dalga zammın henüz ikinci dalgasını yaşıyoruz. Hükümet ikinci dalganın eksik kalan elektrik ve doğalgaz zamlarını yaparsa toplumdan gelecek tepkilerden çekindiği için bunu merkezlere değil, çevreye yapıyor.

Önder Algedik oalgedik@gazeteduvar.com.tr

Bitirme tezi başlığı gibi oldu, farkındayım. Ama zaten bu sorunun cevabı bizim için bir anlamda bir “bitirme” tezi. Böylesi zamlar hepimizi bitirir. O yüzden kış gelmeden cevaplanması gerekiyor. Sorunun ilk kısmı, yani enerji boyutu, özellikle önümüzdeki 3-4 ayı ciddi bir şekilde ilgilendiriyor iken, ikinci kısmı, yani iklim boyutu, önümüzdeki on yılı ve sonrası ilgilendiriyor. Ama her iki boyutu da hepimizi deli gibi ilgilendiriyor. Çünkü ilk kısmı ne kadar donacağımızın, ikinci kısmı ise ne kadar yanacağımızın cevabını verecek.

Bu konuyu beş temel soruda aşmak iyi olacak.

İlk sorumuz, şimdiye kadar gelen zamların neyin zammı olduğu. Bu soru önemli, çünkü ortada bir dizi zam var. Elektriğe temmuz ayında zam geldi, ağustosta faturalar ile zammı hep beraber hissettik! Eylül ayında kışlık kömür ve odununu almak isteyenler zamla karşılaştılar. Fiyatlar en az yarısı kadar arttı. Bazı kalemlerde ikiye bile katlandı diyebiliriz. Akaryakıt ise hiç zamsız bir ay geçirmedi. Mayıs ayında 7,15 TL olan benzin aralıklı zamlarla sürekli arttı ve şimdi 9,75 TL oldu.

Bu ilk dalga zamlarının arkasında elektrikte özelleştirme, odun ve kömürde fosil ve ithalat bağımlılığı (1), petrolde ise ulaşımın özelleştirilmesi, fosil yakıt bağımlılığı vardı. Özelleştirmeyi neden olarak koymamızın çok basit bir gerekçesi var: O da Elektrik Üretim Anonim Şirketi (EÜAŞ). Yani kamunun elektrik fiyatları sabitken, özelleştirilmiş santral ve özel santrallere sürekli zam yapılması ve hatta dağıtım şirketlerine de zam verilmesi. Ağustos ayında kullandığımız aşağıdaki grafik kadar bunu temiz anlatan başka bir grafik yoktur herhalde. İncelemenizi öneririm.

ZAMLARDA KAÇINCI DALGADAYIZ?

İkinci sorumuz ise, geriye ne kadar zammın kaldığı. Malum artık zam kaldıracak halimiz yok ama ortada bazı gerçekler de var. Öncelikle ilk dalga zamlarına daha çok 'özelleştirme kökenli' dersek ve ikinci dalga zamların, yılbaşında 7,4 TL olan doların yaz aylarında 8,5 TL’ye çıkmasının, yani kur kaynaklı olduğunu söylersek, ekim ayına kadar olan zamları açıklamış oluruz. Ancak ortada artçı bir ikinci zam dalgası daha var. O da artık doların 12 TL’nin üstüne çıkması. Bu zamlar petrole bir miktar yansıdı ama diğerlerine daha yansıdığı söylenemez. Bir de üçüncü dalga zamlar var. Pandemi nedeniyle enerji fiyatları ciddi ucuzlamış, bir süre 2019’un bile altında izlemişti. O zaman bunu indirim olarak bize yansıtmadılar. Son dönemde Covid-19 salgını sonrası talep patlaması beklentisi ile piyasa metal ve enerji fiyatlarını arttırdı. Hükümetimiz bunu daha yansıtmadı. Yansıtamadı desek daha doğru söylemiş olabiliriz. Çünkü bu zamlar da eklenince hayat duracak. Bir de dördüncü dalga var ki, o da 2022 bütçesinde vergi gelirlerini karşılamaya yönelik. Bunun zaten artan fiyatlar oranında artan vergilerle karşılanacağını düşünebiliriz.  //

Tüm yazılarını göster