Kitap fuarları neyin göstergesi?

Bizdeki kitap fuarları yayıncı/yazar/okur buluşmasının ötesine geçemiyor ne yazık ki. Oysa bu tür kitap fuarlarının satışa endeksli olması, sorunların çözümü için de en temel engel.

Abone ol

TÜYAP Kitap Fuarı’nın 35. yılı yayın dünyamızın seyrine dair çok şeyi anlatmaktadır. Dahası kitap fuarı düşüncesinin önünü açan bu adımın ilk günlerinden bugüne gelişimine tanık biri olarak o “çok şey”in ne olduğunu anlatmak isterim.

Yayıncılığımızın bu süreçte sektörel kimlik kazanması böyle bir fuarı gündemde tuttuğu gibi, ilkinde İstanbul’un ev sahipliği yaptığı fuar, bir zaman sonra Anadolu’nun çeşitli kentlerine taşındı. Öyle ki, farklı fuar etkinlikleriyle birlikte yeni fuar şirketleri bu tematik fuarın alanını genişlettiler.

Yayıncılığın içinde kalarak, bu alanın temsilcileriyle fuarı kurma/yürütme/destekleme fikri toplumun geniş kesiminde karşılık bulması fuar alanını genişletip mekânlarını farklı yerlere taşımasına da neden olmuştur.

Bugün katılım oranlarına bakınca hem yayınevi hem okur/ziyaretçi açısında yoğunluk gözlüyoruz. Ama daha ötesi yayıncılığımız cephesinden bakacak olursak; bir çeşitlilik söz konusu. Fuara uluslar rası nitelik kazandıran da bu çeşitlilik.

1980’den bugüne toplumun ekonomik toplumsal ve kültürel gelişim seyri bu çeşitliliği kaçanılmaz kılmıştır.

YENİ MECRALAR...

Artan nüfus, dışa açılan Türkiye, uluslararası arenada birçok alanda boy gösteren insanımız gene bu çeşitliliğin itici gücüdür.

Kuşkusuz fuar birçok alan da nereden nereye geldiğine dair bir gösterge. Olumlanacak bu yanlarının yanı sıra, yayıncılık sektörünün bugüne değin ihmal ettiği ana sorunları da her dem gündemde tutmasının bir yansısıdır.

Sözcüklerin Etkisi TÜYAP’ta

Bunların ilki dağıtım, diğeri de kitabevleri sorunudur.

Evet, yayıncılığımız fuarlar aracılığıyla varlığını gösterirken; ürettiği kitabı/ürünü vitrine çıkarıp okurla buluşturmayı sağlarken, onun sürekli dolaşımda olabileceği mecraları ne kadar ihmal ettiğini de hatırlatıyor bize fuarlar.

Çünkü bizdeki kitap fuarları yayıncı/yazar/okur buluşmasının ötesine geçemiyor ne yazık ki. Oysa bu tür kitap fuarlarının satışa endeksli olması, demin sözünü ettiğim sorunların çözümü için de en temel engel.

AVM’ler ticaret ve gündelik yaşamın bir parçasına dönüştürülürken, zincir mağazalar gündeme taşındı. Burada sektör adına öne çıkar “zincir mağaza” anlayışı kitabı vitrine başka ürünlerle bir araya taşımaya başladı. Kitap, kitabevinde satılır düşüncesi göz ardı edilerek, market yayıncılığın önünü açabilecek bir anlayış egemen oldu.

Görüleceği üzre, sektör fuarı kendi amacına dönüştüremediği gibi, önünde açılan yeni mecralara uyan yeni bir yayın anlayışına da teslim olmuş durumda.

Kitap fuarlarının bunda payı/etkisi şudur; okur her şeyi bir arada görmeye yönlendirildi. Kitabevinin bir kültür mecrası olma fikrinden uzaklaşıldığı gibi, bu alandaki mağazacılık/işletmecilik anlayışı günün ekonomik koşullarına göre gündemde yer edindi artık az sermayeyle yapılabilen bir “iş” olmaktan çıkarak kan kaybına uğrayan kitapçılık destek sektörlerle ayakta durmaya çalıştı.

FUARLAR YENİ OKURLAR YARATIYOR MU?

Kitap fuarlarının beklentili okur yaratması okurun alım gücünde kitaba ayırdığı bütçeleri de ortaya çıkardı sanki. Yılda birkaç kez kitaba giden okur yaratması işin en olumsuz yanı. Bir diğer yanı da her yerde kitap fuarı anlayışını etkin kılma. Öyle ki, yayıncılık giderek fuarlara dönük yayın politikası oluşturmaya başladılar neredeyse. Tıpkı zincir mağazalara kendilerini endeksleyen yayıncılar gibi…

Özü özeti şu ki; fuarcılık ticaretin vazgeçilmezi, üreticinin vitrini. Ürününü orada bir iki gün satmak değil, oradan daha geniş alanlara taşımak asıl amaç olmalıdır… Ama, nedense, bizde bu hâlâ bir panayır anlayışıyla bu iş sürdürülmektedir.

YENİ ÇIKAN KİTAPLAR

TÜYAP’ın bu mecrayı bir kültür platformuna dönüştürme çabası yabana atılır bir olgu değil. Gelin görün ki, ardından gelen kitap fuarı furyası konuyu enine boyuna tartışmamıza da kapı aralayacak düzeydi. En azında yayıncılık söktörü açısından.

Kitap fuarlarının yeni okur yaratıyor gibi bir algı yaratması büyük bir yanılgı. Eğitimini veremediğiniz insanı okur olarak oraya taşıyamazsınız. Bu da, fuarların gerçek amacını tartışmamıza kapı aralıyor işte.