İspanya Komünist Partisi: Hiç kimsenin arkada bırakılmasına izin vermeyeceğiz

İspanya'da iktidar ortağı olan Komünist Parti'nin Genel Sekreteri ve İspanya Temsilciler Meclisi Üyesi Enrique Santiago: AB politik ve ekonomik bir 'korse' olduğunda ortada ideal bir önlem olmuyor, ancak endüstrilerimizi kapatmanın ve sağlık hizmetlerinde kesintilere gitmenin bir hata olduğu anlaşılmaktadır. Kamu sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve en temel egemenlik meselesi olarak ulusal sanayinin geliştirilmesi bir gerekliliktir.

Abone ol

DUVAR - Güney Avrupa ülkesi İspanya, Covid-19 salgınının en sert bir şekilde hissedildiği ülkelerden. Öyle ki 170 binin üzerinde vaka sayısıyla ülke, dünyada en fazla Covid-19 vakası bulunan ABD'nin hemen gerisinde yer alıyor. İspanya'nın çiçeği burnunda 'sol koalisyon' hükümeti de bu durum nedeniyle hiç beklemediği ve oldukça zorlu bir sınavla karşı karşıya...

İspanya'da 10 Kasım'da yapılan erken seçimlerde merkez sol PSOE ile Unidos Podemos koalisyon hükümeti kurmuştu. Unidos Podemos, iki sol siyasetin birleştiği bir blok. Bir tarafta Pablo İglesias liderliğindeki Podemos hareketi, diğer taraftaysa ona göre daha solda yer alan İspanya Komünist Partisi'nin (PCE) de içinde bulunduğu Izquierda Unida. Bugün kurulan koalisyon hükümetinde böylece PCE de yer almış oluyor. Parti, Çalışma Bakanlığı ve Tüketim Bakanlığı gibi Covid-19 süresince oldukça önem taşıyan iki bakanlığı elinde bulunduruyor.

Bu nedenle biz de PCE Genel Sekreteri ve İspanya Temsilciler Meclisi Üyesi Enrique Santiago ile konuştuk. Santiago, hükümetin aldığı önlemelerin işçi sınıfı için neler ifade ettiğine açıklık getirirken Avrupa Birliği'nin (AB) tutumunu eleştirdi. Kuzey Avrupa hükümetlerinin kendilerini açıkça yalnız bıraktığını söyledi.

Öncelikle bize PCE'nin genel itibariyle sağlık sistemini nasıl gördüğünü anlatabilir misiniz? Sizin için kamu sağlık sistemi nasıl olmalıdır?

Ülkemizde kamu sağlığı on yıllardır bir gerileyiş içerisinde. Bunun nedeni ilk olarak kamu sistemindeki özelleştirmelerdir. Önce yardımcı hizmetlerden başladılar ve son olarak bu dalga hastanelere kadar uzandı. İkinci olarak son on yılda AB tarafından dayatılan kamu harcamalarındaki kesintiler nedeniyle bir gerileme yaşanıyor. Size bir fikir vermek için, 2010-2014 yılları arasında her 10 emekli kişiden sadece birinin kaydının yapıldığını hatırlatabiliriz.

Partimiz açısından, sağlık yüzde yüz kamuya açık olmalıdır, hastalık üzerinden kazanılan servete izin verilmemelidir. Aynı zamanda tüm sistemin temelini oluşturan ve buradan toplumsal ve katılımcı özelliğini geliştiren, kitlelerin en yakınındaki birinci basamak tedaviyi güçlendirme ihtiyacını öneriyoruz.

İspanya'da yeni vaka sayısında rekor düşüş

Tüm dünyada Covid-19 hakkında konuşulurken, aynı zamanda mevcut ekonomik sistemler de sıkça değerlendiriliyor. Kimileri bu salgının kapitalizmin kırılganlığını da gösterdiği görüşünde. PCE bu konuda ne söylüyor?

Aslında kırılganlığından daha çok acımasızlığını ve vahşiliğini gösteriyor. Sermaye çıkarlarını, halk sağlığının önüne koyan AB'nin ve birçok diğer ülkelerin politikaları bu yönde. Küçük bir kesimin çıkar sağladığı ve çoğu zaman yolsuzca yapılan sağlıktaki kesintiler ve özelleştirmeler, ya da yağma ve bazı ülkelerin başrolde olduğu sağlık materyalleri ile yapılan stoklama ya da aldatmaca ve yalan kampanyaları... Bunlar mevcut kapitalizmin gerçek yüzleridir.

.

İspanya ölçeğinden söz edelim. Hükümetin bu salgına karşı tepkisini nası değerlendiriyorsunuz? Ülkede bugün ciddi bir kriz var, peki başlangıçtan bu yana ülkedeki siyasi atmosferi nasıl değerlendirebiliriz? Bugüne kadar ne gibi değişimler yaşandı?

İspanya hükümetinin virüsün yayılışını durdurmak için mümkün olan en güçlü çabayı gösterdiğini ve zamanın, sağ kanattan yapılan demagojik ve fırsatçı sesler karşısında bunu doğrulayacağını düşünüyoruz. Fakat sağlık alanında tam yetkiye sahip olanın otonom komiteler -İspanya'nın bölgelerinin ve halklarının hükümetleri- olduğu unutulmamalıdır: Covid-19'un daha fazla kesinti yaşanan ya da daha fazla çevre kirliliği olan yerlerde ya da toplu taşımada büyük yığılmaların yaşandığı yerleri -Madrid örneği gibi- daha fazla etkiliyor oluşu tesadüf değil.

Diğer taraftan hükümet, salgının sebep olduğu ve işçi sınıfına ödetilen ekonomik krize karşı yine pek çok önlem aldı. Liste uzun, fakat başlıca birkaç tanesine değinebiliriz: Ödenmemiş morgage'lardan dolayı evden çıkarmaların ertelenmesi, elektrik ve su kesintilerinin ertelenmesi, serbest çalışan işçiler ve şirketler için borçların ertelenmesi, ERTES'lerin* gevşetilmesi gibi diğer çözümlerin yürürlüğe girebilmesi için işten çıkarılma yasağı, ev emekçileri, serbest işçiler, vb. emekçiler için para yardımı...

Karantinayı ekonomi için hafifleten İspanya hükümetine 'ikinci dalga' uyarısı

İspanya'daki işçi sınıfı ve yoksullar için Covid-19 ne anlama geliyor? Çözüm ve ideal bir önlem modelini PCE öneriyor mu?

Doğrusu durum zorlu. Ancak yine de hükümetin sosyal ve çalışma koşulları konusundaki önlemleri ile karşılıklı destek ve dayanışma ağları sayesinde çıkışa doğru ilerleme başarıldı. Bunu söyledik ve bunu başardık: Hiç kimsenin arkada bırakılmasına izin vermeyeceğiz!

Ayrıca AB politik ve ekonomik bir 'korse' olduğunda ortada ideal bir önlem olmuyor, ancak endüstrilerimizi kapatmanın ve sağlık hizmetlerinde kesintilere gitmenin bir hata olduğu anlaşılmaktadır. Kamu sağlık sisteminin güçlendirilmesi ve en temel egemenlik meselesi olarak ulusal sanayinin geliştirilmesi bir gerekliliktir.

Partimiz, sınıf sendikaları ve diğer toplumsal örgütlerle işbirliği içerisinde ve tüm şikayet ve teklifleri hükümete taşıyor. Size bahsettiğim önlemlerin çoğu, bu kaynaklar aracılığıyla geliyor. Partimizin iki bakan ile Hükümet Konseyi'nin bir parçası olduğunu unutmayın, özellikle yoldaş Çalışma Bakanımız Yolanda Diaz'ın rolü dikkat çekicidir.

Son olarak, dünyayı Covid-19'dan sonra nasıl görüyorsunuz? Bir yanda farklı bir dünya için ayağa kalkmak, diğer yandaysa kapitalizmin gerçek vahşi yüzüyle çürüyüş. Sizce böylesi bir 'ya sosyalizm, ya barbarlık' tercihi sözkonusu mu? Öngörüleriniz nelerdir?

Bizim tahminimiz, dünyanın tüm halkları zorlu bir siyasi savaşla, sınıf mücadelesinin büyük bir dönemiyle sonuçlanacak şu soruyla karşılaşacak: “Covid-19 krizinin bedelini kim ödeyecek?” Dahası, küresel olarak Çin, Rusya ve diğer çevre ülkelerle birlikte eklemlenen eksen, Ortadoğu'da savaşa, toplumsal yaptırımlara ve cezalandırmalara 20 yıldır devam eden ABD, AB ve NATO'nun kriminal eksenine karşı büyüyecek gibi duruyor. Sadece hoş karşılayacağımız bir şey.

Şimdilik, İspanya'da insanları kurtarmaya yarayan acil önlemleri uyguluyoruz. Ancak sadece tüm halkın seferberliğiyle, örgütlü mücadelesiyle, AB çerçevesinde Kuzey hükümetlerinin "tiksinç yaklaşımlarına" karşı bu savaşta başarı garantisi sağlayacağız. Dikkatli olun, sözkonusu sıfat [tiksinç] Portekiz Başbakanı tarafından sarf edilmişti. Sözleri**, şüphesiz zamanlarımızın imzasıdır.

Portekiz'de koronaya karşı sığınmacılara geçici vatandaşlık hakkı verildi

DİPNOTLAR

* ERTES, ülkedeki Iberia, Seat, Burger King... gibi büyük şirketlerin 'normallik sağlanana kadar' geçici olarak işleri durdurması olarak gündeme geldi. Ülkede 100 bini aşkın işçi, işlerini kaybetme noktasında.

** Covid-19'dan etkilenen ülkelerin başında gelen İspanya'ya yardım hakkında Hollanda Maliye Bakanı'nın görüşleri bölgede ses getirmişti. İspanya’nın bütçesini nasıl oluşturduğu incelendikten sonra, harcamalarında önceliklerini doğru bir şekilde belirleyip belirlemediğinin açıklığa kavuşturulmasını isteyen Hollandalı bakan, aksi halde yardım yapılmaması gerektiğini savunmuştu. Portekiz Başbakanı Antonio Costa ise yaptığı açıklamayla Kuzey ülkelerinin tavrını Hollanda özelinde 'tiksinç' olarak tanımlamıştı.