İnternete erişimin engellendiği ve dinlemelerin merkezi 'BTK' binasındaydık

BTK’dan bize gönderilen elektronik postada sebebi ziyaretimizin “İnternet İçerik Sağlayıcıları Toplantısı” olduğu yazıyordu. Davetiyeyi göndermekle kalmayıp aradılar da. İlgi alaka böyle olunca ne yalan söyleyeyim huylanmadım değil. BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan’la ilk yüz yüze geldiğimiz an dayanamayıp sordum, “Yoksa siteleri kapatmakla olmuyor, bari bunları kapatalım mı dediniz? Hepimizi bir odaya kapatıp üzerimize kapıyı kilitlemek için mi bizi davet ettiniz?” Kahkahayla güldü.

Özlem Akarsu Çelik oakarsucelik@gazeteduvar.com.tr

Her Ankaralı gazetecinin en merak ettiği kurumlardan birinin davetlisiydik çarşamba günü. Hani Ağustos 2016’da çıkarılan OHAL KHK’sı ile resmen kapatılan TİB’in (Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı) dinleme yetkisinin devredildiği kurum var ya, BTK (Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu), işte oraya gittik Nergis Demirkaya ile. Hani son zamanlarda bir haber okumak üzere takipçisi olduğunuz siteyi açtığınızda “Bu haber sitesi hakkında Gölbaşı Sulh Ceza Hakimliği tarafından verilen…tarih ve…sayılı karara istinaden Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu tarafından koruma tedbiri uygulanmaktadır” yazısı ile karşılaşmanızın baş aktörlerinden olan BTK… Bir nevi ‘sanal âlemin Milli İstihbaratı’.

Aklımızda onlarca soruyla, en başta da neden davet edildiğimize dair bin bir merakla gittik BTK’ya. Hani dünyanın en kapsamlı internet ansiklopedisi olarak bilinen Wikipedia’ya Türkiye’den erişimi engelleyen, Facebook, Twitter, Instagram ve Youtube’a erişim engeli yaşandığında ilk akla gelen kurum var ya, o. Bilmem anlatabildim mi!

BTK’dan bize gönderilen elektronik postada sebebi ziyaretimizin “İnternet İçerik Sağlayıcıları Toplantısı” olduğu yazıyordu. Davetiyeyi göndermekle kalmayıp aradılar da. İlgi alaka böyle olunca ne yalan söyleyeyim huylanmadım değil. BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan’la ilk yüz yüze geldiğimiz an dayanamayıp sordum, “Yoksa siteleri kapatmakla olmuyor, bari bunları kapatalım mı dediniz? Hepimizi bir odaya kapatıp üzerimize kapıyı kilitlemek için mi bizi davet ettiniz?” Kahkahayla güldü.

BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan

Ekşi Sözlük’ten Süslü Sözlük’e, Bianet’ten T24’e, Yüksekova Haber’den Türkiye’nin dört bir yanından gelmiş onlarca yerel haber sitesine ve Anadolu Ajansı gibi haber ajanslarına kadar birçok kurumun temsilcisi oradaydı. Şahsen BTK kadar merak ettiğim bir diğer kurumun, ESB’nin (Erişim Sağlayıcıları Birliği) yetkililerini de kanlı canlı karşımda görmek itiraf ediyorum, enteresandı. ESB’nin görev ve yetkilerine bir bakın, ne demek istediğimi anlayacaksınız.

BTK’NIN 19 KATLI AKILLI BİNASI

Teknik olarak hepimize “içerik sağlayıcı” denilse de biz gazeteciydik. Bu yüzden konukların bir kısmı fuayede çay içerken biz Nergis’le yerden tavana kadar katları sayıyorduk! Öncelikle söyleyeyim, gizem binaya girerken başlıyor. Eskişehir yolundaki dev binanın girişinde, binanın azametinin aksine minicik bir tabelada “Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu” yazıyor. Binayla ilgili öğrendiklerimiz ise şunlar:

-BTK binası 16’sı yerin üstünde 3’ü altında toplam 19 kattan oluşuyor.

-Ziyaretçiler binanın sadece ilk 4 katında gezebiliyor. Diğer katlara çıkmak veya inmek yasak.

-Ankara’nın “en akıllı” 5 binasından biri olduğu söyleniyor. “Akıllı”dan neyi kastettiklerin sorduk, gülümsemekle yetindiler.

-Onların tabiriyle “teknik takibin”, bizim tabirimizle “dinlemelerin” yapıldığı bölümün giriş kapısı bile ayrı.

-Söylenene göre dinlemeleri yapan ekibi kimse tanımıyor. "Bu nasıl mümkün oluyor" dedik ama bu soruya da yanıt alamadık.

-Her ayrıntıda gizem aradığımız için toplantı sonrası ikram edilen yemekte, markasız pet şişelerde sunulan içeceklere de kafa yorduk; ama mantıklı bir cevap bulamayınca düşünmekten vazgeçtik.

ÖZDENETİM + UYAR/KALDIR

Biz internet gazetecileri, yazılı ve görsel medya çalışanlarıyla aynı özlük haklarına sahip değiliz; çünkü internet gazetecileri Basın Kanunu’na tabi değil. Olması şart mı? Basın Kanunu’nun yazılı ve görsel medya çalışanlarına sağladığı özgürlükler(!) ortadayken bu mesele de ayrı bir tartışma konusu.

2014 yılında bir çalışma yapıldı. İnternet haber sitelerinin 5187 Sayılı Basın Kanunu kapsamına alınmasını öngören tasarı Meclis Adalet Komisyonu’nda kabul edildi ancak yasalaşamadan kadük oldu. Vaziyet böyleyken BTK’dan davet gelince "acaba bir yasa çalışması mı var" diye düşündük önce.

Toplantı BTK Başkanı Ömer Fatih Sayan’ın -kendisi aynı zamanda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Fatma Betül Sayan'ın ağabeyi olur- açılış konuşmasıyla başladı ve ekranda beliren “Özdenetim - Uyar/Kaldır” yazısını görünce neden davet edildiğimizi anladık. BTK Başkanı Sayan özetle şöyle dedi, "Biz istiyoruz ki böyle bir uygulamaya (engellemeye) ve idari yaptırıma maruz kalmadan sizlerle temasa geçebilelim ve sorunu çözelim. Buna maruz kalındığı durumda bile hızlı biçimde çözme imkânı var. Uyar/Kaldır yöntemiyle bunun sağlanabileceğini düşünüyoruz. Tabii en önemlisi özdenetim!"

BTK BAŞKANI: ENGELLEMELER BİZİM DE İSTEDİĞİMİZ BİR DURUM DEĞİL

BTK Başkanı Sayan’ın kelimesi kelimesine not aldığım açıklamasını şuraya yazayım; kim bilir, gün gelir telefonumuza çıkmayan BTK yetkilisi olursa hatırlatmak gerekir!

“Bazen mahkeme kararı geliyor. Dışarıda farklı bir algı var; ama o sitenin engellenmemesi için o dört saatlik sürede arkadaşlarımız var gücüyle iletişime geçmeye çalışıyor. Bakın böyle bir mahkeme kararı var, bunu yaparsanız bunun önüne geçmiş olacağız. Yarı yarıya sizlere ulaşamıyoruz. Bizim de istediğimiz bir durum değil. Ulaştığımızda da tamamına yakınında, bir idari yaptırım olmadan işin çözüldüğünü görüyoruz.”

Böyle söyleyince son derece iyi niyetli görünen ama gazetecilik açısından her yönüyle tartışılacak bu yaklaşımı çok geçmeden Bianet’in “ifade özgürlüğü” editörü Elif Akgül verdiği somut bir örnekle sorguladı. O an itibariyle sendika.org sitesine erişimin 61’inci kez BTK tarafından engellendiğini söyleyen Akgül, “arkadaşlara sordum, BTK’dan arayan da olmamış” dedi.

‘TALEP BAŞBAKANLIK’TAN GELİYOR. BİZ TAMAMEN ARACIYIZ’

O sırada BTK Başkan Yardımcısı Ahmet Kılıç’ın yönetimindeki panel vardı. Konuşmacılar: BTK İnternet Dairesi Hukuki Değerlendirme Koordinatörü avukat Bahadır Aziz Sakin (kendisi toplantı sonrası sorularımıza sabırla yanıt vermeyi sürdürdü), Erişim Sağlayıcıları Birliği Genel Sekreter Yardımcısı avukat Seda Uysal, Mynet Haber Müdürü Satı Kaya ve Turkuvaz Medya Grubu’ndan avukat Özge Işık’tı. Elif Akgül’ün sorusuna BTK Başkan Yardımcısı Kılıç şu yanıtı verdi: “Talep Başbakanlık’tan geliyor, biz de o talebe istinaden işlem yapıyoruz ve mahkemeye sunuyoruz, hâkim kararına dönüşüyor veya dönüşmüyor. Biz aracılık yapmış oluyoruz. İtirazın da mahkemeye yapılması gerekiyor. Biz tamamen aracıyız.”

BTK internet Dairesi Hukuki Değerlendirme Koordinatörü Av. Bahadır Aziz Sakin, "Künye bilgilerini güncel girmediğinizde para cezası kesme hakkına sahibiz."

'BİZ İNFAZ MEMURUYUZ'

Aynı dakikalarda Başkan Sayan, dışarıda Habertürk’ün canlı yayınındaydı. 29 Nisan’dan bu yana erişim engeli bulunan Wikipedia için “Mahkeme kararı yerine gelsin, şu anda açılır” diyordu. Toplantısı sonrası Başkan Yardımcısı Ahmet Kılıç'la sohbet eden Nergis Demirkaya engellemeleri sorduğunda ise şu yanıtı aldı Kılıç'tan, “Biz aslında infaz memuruyuz.”

BTK Başkanı, kapatmadan yana olmadıklarını tekrar döndüğü toplantı salonunda bir kez de şu sözlerle ifade etti, “Kapanmasını istemediğimiz için sizi buraya davet ettik. Yoksa kapatır geçerdik!”

Son olarak, engelleme sayıları… BTK Başkan Yardımcısı Ahmet Kılıç şu yanıtı verdi: “Engelleme sayıları resmi olarak ifade edilmiyor; çünkü her söylediğimiz rakam yurt dışına çıktığımızda uluslararası toplantılarda ‘Türkiye’de sansür var! Bu kadar site engellenmiş!’ diye kullanılıyor. Dünyanın hiçbir ülkesinde bu rakamlar telaffuz edilmiyor. 2009’a kadar rakamlar paylaşılıyordu. Sonra bakıldı ki, soruna sebep oluyor, o yüzden resmi ağızdan rakam telaffuz edilmiyor.”

Uzun günün sonunda BTK yetkililerine bu imkânı sağladıkları için teşekkür ettik ve bir sonraki toplantıya mutlaka ama mutlaka tarafların tamamının yani Başbakanlık, Adalet Bakanlığı yetkililerinin de çağrılması gerektiğini söyleyerek binadan ayrıldık. Tabii ben herkesin telefonunu alıp telefonumu verdim, ne olur ne olmaz!..

Tüm yazılarını göster