Girilmesi en zor stadyum

Antalya'daki stadyumun etrafında hatırı sayılır derecede kadın seyyar satıcı ve köfteci var. Daha önce hiçbir yerde rastlamadığım, hamurunu orada açıp gözlemesini yapan teyzeler bile vardı. Ama stadyuma yaklaştıkça keyfim kaçtı.

Adem Erkoçak aerkocak@gazeteduvar.com.tr

Bu hafta Antalya'da olmam nedeniyle Antalyaspor-Osmanlıspor maçını tribünden izlemek istedim. Maç öncesi stadyum çevresinde dikkate değer bir hareketlilik yoktu. Köfteciler ve seyyar satıcılar iyi satış yapamadılar. Dikkat çekici olan, neredeyse bütün köftecilerin kadın olmasıydı. Ama ben yol kenarına tahtaları kurmuş ve orada açtıkları hamurla taze taze yaptıkları gözlemeleri satan teyzeleri tercih ettim.

Buraya kadar her şey güzeldi. Fakat oralarda gezinirken GBT taramasına girdik. Polis sürekli “Kim maytap satıyor” diye önüne geleni durduruyordu. Stadyum girişine gelindiğinde 3 kademeli bir aramadan geçildi. Eski usul, hani şu ayakkabıların çıkartıldığı türden bir kontrolden geçildi. Yanımda küçük çocuğuyla gelen adamın çocuğu için getirdiği çanta güvenlik engelini aşamadı. İçinde fotoğraf makinemin bulunduğu ve içinde sadece çekirdek ve cüzdan bulunan kuzenimin sırt çantası da. Turist olarak geldiğimi söylemek kâr etmedi. Kural verilmişti ve yorumsuz uygulanacaktı. Küçük çocuk ağlamış, sen şehre yabancısın, önemli değildi. Önemli olan güvenlik!

Tekrar çıktık. Bir markete çanta başı 3 liraya emanet bıraktık. Maça hiçbir şeyimiz olmaksızın girdik. Açılmamış çekirdek paketimiz açılıp incelendi. Haliyle maçın ilk 10 dakikası ve atılan gol güme gitti. Bana öyle geldi ki, insanların maça gelmemesi için yapılan şeyler bunlar. Çünkü güvenlik önlemleri insani ihtiyaçları, küçük çocukları stadyumdan alı koyuyorsa amaç sadece güvenlik değildir.

Stadyum değil "Alcatraz!"

Gecenin tek güzelliğiyse Antalyaspor'un yetenekli ayaklarını canlı seyretmenin hazzı oldu. Maicon'un maç boyu yaptığı koşularla arkadaşlarına sürekli pozisyon hazırlaması, Eto'o ve Nasri'nin ayağına top geldiğinde yaptıklarını izlemek büyük keyifti. Bu anlarda Osmanlıspor'un en az bir alt ligden olduğunu düşünüyorsunuz. Teknik direktörlüğe Leonardo'yu getiren Antalyaspor'un başarı potansiyeli hayli yüksek.

GALATASARAY FİZİK GÜCÜYLE KAZANDI

Geçen hafta başlığa taşıdığımız sarı-kırmızı baskınlığı yine devam etti. Bu kez fireyi Kayserispor verdi, galipler arasına Malatyaspor katıldı. Galatasaray ve Göztepe ise açık ara ligin en mutlu takımları konumundalar şimdilik. Aslında Bursaspor, Galatasaray'ı ilk yarıda oyunuyla mağlup etti ancak yeterli skoru bulamadı. Maç sonu düşeceklerini kendileri gibi Tudor da biliyor olmalıydı ki Yasin ve Feghouli değişiklikleri ile maçın görünümü tam anlamıyla değişti. Galatasaray verdiği istatistikler kadar sağlam bir görüntü vermiyor. Fakat bu seriyi sürdürürlerse şampiyonluk yarışında en önemli aday olacakları kesin.

İNSAN HAYATI TARTIŞMALI POZİSYONDAN DEĞERSİZ

Bursaspor-Galatasaray maçı başlamadan sahaya patlayıcı maddeler atıldı. Foto muhabirleri Gökhan Kılınçer, Uğraş Özyurt, Uğur Şenpire ve kameraman Sinan Çetinkaya yaralandı. Maddelerden birinin geldiği kameraman Çetinkaya “yayıncı kuruluş” için çalışıyordu ve patlayıcı madde yüzüne isabet etti. Yaralanan kameraman hastaneye götürüldü ve yüzüne birkaç dikiş atıldı. Muhtemelen kalıcı bir iz olacak o bölgede. Ve çok az yerde söylenen bu durum kendine şöyle yer buldu: Galatasaray'ın penaltı beklediği pozisyonun kale arkası görüntüsünün olmaması.

DERBİ DENİLİNCE AKLA GERGİNLİK GELİR

Fenerbahçe-Beşiktaş derbileri gerginlikte “dünya derbisini” geçti gibi. İki kulübün hem yönetici hem de taraftar gerilimi saha içine de fazlasıyla yansıyor. Bunun sonuncunda derbi maçta oyundan çok hakem ön plana çıkıyor. Maalesef Ali Palabıyık da bu gerginliği sadece kartlarla yönetmeye çalışınca maçın önüne geçen isim oldu. Üstüne bariz bir ofsayt ve penaltı hatası yapması, bize saha içine dair söyleyecek pak fazla şey bırakmadı.

Fenerbahçe'den Neto ve İsmail, Beşiktaş'tan ise Quaresma, Atiba, Oğuzhan ve teknik direktör Şenol Güneş oyundan atıldı. Haftaya oynayacakları Trabzonspor maçı, daha şimdiden zorlu bir hal aldı. Kazanmak zorunda olan bordo-mavililer önünde yaşanacak olası bir kayıp, Beşiktaş'ta bir kriz başlatabilir.

“FAVORİ” KAYBETTİ

Maçtan önce çoğunluğun favorisi olarak gösterilen Beşiktaş için deplasmanda alınan Porto maçı referans olarak gösteriliyordu. Fakat Porto, Fenerbahçe kadar agresif değildi. Fenerbahçe'nin kazanma planları dahilinde sert oyun da vardı. “Çoğunluğu” yanıltan, siyah-beyazlıların bu sertliği oyun güçleriyle aşamamaları oldu. Bunda en büyük etken, arkasında oynayan Medel'den beklediğini bulamayan Quaresma'nın istediği topları alamayınca gerginliğini rakibe yansıtarak oyundan atılması ve Mehmet Ekici'nin oyunda kaldığı sürede Fenerbahçe'nin oyun merkezi olarak verimli işler yapması oldu. Maçın en çok gol pozisyona giren futbolcusu olan OzanTufan'ın volesi, karşılaşmadaki en güzel hareketti.

GÖZTEPE YARIŞTA KALABİLECEK Mİ?

Bu galibiyet, şu an için söylersek, Fenerbahçe'yi şampiyonluk yarışında Beşiktaş'ın önüne geçirdi; puan olarak geride olsalar da. Peki, Göztepe bu sezon için geçen yıl Başakşehir'in yaptığını yapabilir mi? Şansızlıkları, bu sezon üç İstanbullu'nun da şampiyonluk yarışında aktif olmaları ve kopmalarının pek olası görünmemesi. Fakat bu üçlünün hemen ardında ligi bitirebilirler. Hem taraftarlarının hem de takımın oyuna katkısıyla bunu yapacak kudretleri olduğunu gösterdiler. Bu hafta hat-trick yapan Göztepeli Jahovic'in kendi kalesine attığı gol en güzeli değil miydi?

Fotoğraf: goztepe.org.tr

NE BEŞİKTAŞ, CİM-BOM NE DE KANARYA... ALANYA!

Alanyaspor'un galibiyetini aynı şekilde Trabzonspor'un aldığını düşünelim: Yer yerinden oynardı. “Üç İstanbullu”dan biri yapsa günlerce konuşulurdu. Alanyaspor'un şanssızlığı, hem isminin Alanyaspor olması hem de bu galibiyetin ertesi günü oynanan derbi maçı oldu. Haftanın en şaşalı işiydi, 3-0'dan gelip deplasmanda maçı 4-3 almaları.

Vagner Love, bu maçta dikkat çeken bir performans ortaya koymuş gibi görünse de geçen yılki normaline yakın oynadı. Onun becerisi de önemli ama 7'ye 1 gol yiyen Trabzonspor'un da bu performansa katkısını es geçmeyelim. Diğer golcü Burak Yılmaz'ın attığı golde yaptığı ayak içi ne kadar usta işi ise, gol öncesi adam geçişi de o kadar acemiceydi. Trabzonspor'un aldığı bu mağlubiyet, haftaya oynanacak Beşiktaş maçında yenilmeleri durumunda Ersun Yanal'ın vedasını getirebilir.

ESKİ FUTBOL KÜLTÜRÜ, YENİ FUTBOL KÜLTÜRÜNÜ YENDİ

Gençlerbirliği, sıkı bir maçın ardından Başakşehir'i 1-0 mağlup ederek, uzun süredir bu maçtaki kadar dolmayan tribünlerini sevindirdi. Maçın son bölümü iki takım da galibiyet için hamleler yapınca keyifli bir mücadeleye sahne oldu. Gençlerbirliği, futbol kültürü açısından bu ligi ve ülkedeki futbol karakterini temsil eden köklü bir kulüp. Bu galibiyeti günümüzün futbol kültürünü temsil eden Başakşehir'e karşı almalarının ayrıca bir önemi de bu.

Fotoğraf: Gençlerbirliği Spor Kulübü

AVRUPA'NIN EN GOLLÜ LİGİ

Türkiye Süper Ligi bu sezona iyi başladı. Çekişme, heyecan ve maçlardaki tempo son yılların en iyi lig mücadelesini sunuyor bize. Henüz golsüz biten tek bir maç bile olmadı. Üstelik şu anda maç başına gol ortalamasında Avrupa'daki en iyi lig. Maçlarda çok gol olması tek başına oyun kalitesini açıklamaz. Fakat en azından bir maçı izlediğinizde göreceğiniz bir aksiyon sunmuş olur.

Mesela bu hafta Kayseri'nin son dakikada Atila Turan'la bulduğu gol; yahut haftanın kapanış maçında Nasri'nin aşırtması; veya Feghouli'nin doksana yolladığı top; Karabük'te Gabriel Torje'nin serbest vuruşu gibi. Daha nicelerini de bu gidişle seyredeceğimiz açık...

Tüm yazılarını göster