'Evliliğin nesi punk rock, biliyor musun?'

Jenny Offill’in yazdığı 'Eş', Domingo Yayınları’ndan çıktı. Offill, 'doğruluk bombası' romanında 'ateşe verilmiş bir yuva'yı anlatıyor.

Abone ol

Jenny Offill’den ‘doğruluk bombası’ bir roman var raflarda. "Yalın, çarpıcı, oldukça yeni bir dil," diyor yayıncının notu. Pek çok dile çevrilen, eleştirmenler tarafından yılın en iyi romanı seçkilerinde yer alan ’i takdim ederken. Yankısı zihninizde asılı kalacak diye ekliyor. İlgimi çekiyor. Romantik ilişkileri konu alan sayısız romandan biri olmadığı adından belli: aşk romanları evliliği ifşa etmez genellikle. Aşkın ve tutkunun itiraf edilebilir kısımları evlilik toprakları dışında cereyan eder. Evlilik hayatı, mahremiyetini nispeten korumaya çalışıyor evliler ve evlilik geçirenler arasında.

Jenny Offill işte bu sessiz anlaşmayı iptal ederek başlıyor satırlarına ve “Onu bulmak tam bir mucizeydi” diye tanımlanan kişi tarafından ateşe verilmiş bir yuvayı anlatıyor. Neredeyse sayıklama gibi seyreden parçalı bulutlu bir yaşantı aktarıyor başlangıçta. Yer yer kahramanının iç dünyası ve zihninin yapıtaşlarıyla tanıştıran, tahmin edilemez bir akışa kaptırıyor okuyucuyu.

Gizemlilik dozu ve bağlantılar silsilesi ilkin insanı iyice bir benzetiyor ve sayfalar ilerledikçe bu yokuş aşağı maceranın daha da içine çekiliyorsunuz. ‘Eş’ olarak anılan başkahramanın ağzından dökülen bu hikayenin nereye, nasıl toslayacağını merak etmemek mümkün değil.

Güzel, tatlı, mutlu bir aşk evliliğinin çocuk meyvesiyle taçlanması ve fakat çok geçmeden “aldatma” denen o bildik felâketle karşılaşması… Yaşarken her köşe başında karşımıza çıkan tek cümlelik bir öykü(!) Ancak bu roman o tek cümleden küçük bir ülke kuruyor ve aldatılma acısını o ülkenin uyruğu haline getiriyor: “Eş olmakla dul olmak arasında geçen bir süre var ama iyi bir ismi yok onun. Belki de politikacılar gibi düşünmek lazım. Uyruksuz kişi” diye betimlediği acılı kişiye bir teselli belki de bu kurgu.

RILKE'DEN MARTIN LUTHER'E

Göndermeler cömerti bir ‘Eş’ bu aynı zamanda. Tarihin ve edebiyatın tanrılarını da ortak ediyor meselesine: Rilke, Eliot, Kant, Kafka, Martin Luther ve dahası. Onların kimi ışıklı öğütlerini deniz feneri yapıyor kendine ve savrulduğu vahşi sulardan güvenli bir limana varmaya çalışıyor.

Kendi karakterlerine söylettiği sözler de önemli bir kılavuz -özellikle de acı verme potansiyeli taşıyan koca(lar) için: “Her ne olursa olsun, ellili yılları örnek al. Tek kelime söyleme. Kadın da mutlaka önemsiz biri olsun.”

Aldatmanın tarihi insanlık tarihi kadar eskiyse de, bu roman o bildik aile faciasını daha önce rastlanmayan bir biçimde seriyor gözlerimizin önüne. Ki onu ‘doğruluk bombası’ yapan da bu. Tüm eski ve yeni eşlerin kendisini göreceği kırık bir ayna adeta. Ve başlıktaki soruya dönersek; “Evliliğin nesi punk rock, biliyor musun? Bütün o kusmuğu, boku, sidiği.”

YENİ ÇIKAN KİTAPLAR

Kitaptan bazı alıntılar:

“Size yakın yerde yaşayan kızlardan birini seçin ve her ayrıntıyı kontrol edin ki aldığınız gelin mahallenin alay konusu olmasın.” Hesiodos

“Kahkahaya neden olan şey, gerginlik dolu bir bekleyişin boş çıkmasıdır.” Kant

“İnanç sol meme ucunun altında ikamet eder.” Martin Luther

“Dünyanın ruhunuzu koruyabileceğiniz bir yer haline dönüşmesi diye bir şey yoktur.” Keats

“Ya gizli şeyleri bilenlerle olmak istiyorum ya da yalnız kalmak.” Rilke