Erdoğan: Artık bizim için kuzey-güney Kıbrıs yoktur

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kıbrıs Türklerinin artık tek talebinin tanınmak olduğunu söyledi, "Bunun dışındaki tüm teklifler geçerliliğini yitirmiştir. Artık bizim için kuzey-güney Kıbrıs yoktur" dedi.

Abone ol

DUVAR - Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan partisinin teşkilatlarıyla video konferansla gerçekleştirilen bayramlaşma programında konuştu. Teşkilatlarına sandık hatırlatmasında bulunan Erdoğan, Kıbrıs konusunda da mesaj verdi. Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:

TÜRKİYE SALGININ PENÇESİNE DÜŞMÜŞ DEĞİL: Salgın çeşitli ülkelerde yeni varyantlarla yükselişe geçse de Türkiye henüz bu tehdidin pençesine düşmüş değildir.

Bazı alanlarda yetişmiş iş gücü adeta karaborsaya düşmüş durumda. Türkiye'nin potansiyelinden, büyüklüğünden habersiz tellallar sürekli tersini söylüyor. 2023 hedeflerine doğru kararlılıkla yürüyoruz. Ülkemizde artık vesayeti diriltme hayalleri de ekonomi ve demokraside elde ettiğimiz kazanımları geriye götürme çabaları beyhudedir.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Partililerle online bayramlaştı. Fotoğraflar: AA

MASADAN KAÇAN RUMLARDI: Kıbrıs'ta icra ettiğimiz program pek çok bakımdan önemliydi. Artık Kıbrıs Türklerinin uluslararası görüşmelerde masadaki tek talebi egemen devlet statülerinin tanınmasıdır. Bunun dışındaki tüm teklifler geçerliliğini yitirmiştir. 1963'ten itibaren Kıbrıs Türklerine katliam dahil her türlü haksızlığı yapan bunlardı. Türkiye'nin gösterdiği iyi niyete rağmen aleyhimize çalışan Rumlardı. Masadan kaçan Rumlardı. Artık bizim için kuzey-güney Kıbrıs yoktur. Kıbrıs Türk Devleti'nin kısa zamanda geniş bir tanınırlığa kavuşması için her türlü gayreti göstereceğiz.

SEÇİM MESAJI: Türkiye'yi demokrasi ve kalkınma hakkından çıkarmak için uğraşanlar son viraja girdiklerinin farkındadır. Caddede, sokakta, evde her yerde biz olacağız. Vatandaşlarımızın sevinçli günlerinde de acılı günlerinde de yanlarında yer alacağız. Yarın vatandaşlarımız sandıkta AK Partili olarak sizlerin yaptıklarını ya da yapmadıklarını sandığa yansıtacak. Sizlerin planlı, bilinçli çalışmalarınızla 24 saatin üzerine 24 saat daha ekleyerek bu ağır sorumluluğun üstesinden geleceğinize inanıyorum. 

UÇAKTA SORULARI YANITLADI

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Erdoğan, Kıbrıs konusunda yürütülen müzakerelerin iki toplum arasında değil iki devlet arasında yürütülmesinin zamanının geldiğini savunarak 'Kıbrıs Türkü'nün müktesep hakları garanti altına alınmadan başlayacak bir müzakere sürecinin başarısızlığa mahkum olacağını' kaydetti.

BİZE HEP BAZI BARİYERLER OLUŞTURULDU: Türkiye'de kendileri için neyi dert edinmişlerse aynısını Kıbrıs'ta da dert edindiklerini ve adımlarını da buna göre göre attıklarını savunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle devam etti:

"Tabii burada bize hep bazı bariyerler oluşturuldu. Bu bariyerler sebebiyle de burada atılması gereken adımlar gecikti. Düşünün, susuzluğa talim eden bir Kuzey Kıbrıs vardı. Şimdi Türkiye'den buraya denizin altından su getiriyoruz. Ve biz bir meydan okuma da yapıyoruz, Güney'e diyoruz ki 'İsterseniz size de buradan su verebiliriz. Bunun adını da Barış Pınarı koyarız.' İsteyemediler. Şu anda hâlâ tankerlerle Yunanistan'dan Güney'e su getiriyorlar. Tabii biz onların hepsini elhamdülillah aştık. Birlik, kardeşlik ve dostluk hislerinin hakim olduğu mübarek bayram günlerinin manevi iklimini Kıbrıslı kardeşlerimizle paylaşmış olduk. Kıbrıs Türk halkıyla dayanışmamızı da Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ne olan desteğimizi de en üst düzeyde sergiledik, sergilemeye de devam edeceğiz."

"Maraş açılımının ikinci aşamasını hayata geçirdik" diyen Erdoğan, Cumhurbaşkanı Tatar'ı ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Hükümeti'ni 'açılım konusunda ortaya koydukları dirayetli duruş ve bu kapsamda aldıkları karar' için tebrik etti.

YUNANİSTAN VE İNGİLTERE'NİN BÖYLE BİR DERDİ YOK: Cumhurbaşkanı Erdoğan Maraş açılımının, bir barış projesi olduğunu ve konuya da böyle bakılması gerektiğini savunarak şunları kaydetti: "Ada'daki iki halkın da yararına olacak bu girişimin kara propagandaya malzeme yapılması da nafiledir. Mağduriyetlerin giderilmesi amacıyla çıkılan bu yolda, Kıbrıs Türk makamlarını desteklemeye devam edeceğiz. Şunu inanarak söylüyorum, Türk tarafı Ada'da ve bölgede barış ve istikrar için çaba gösteren tek taraftır. Güney'in böyle bir derdi yok. Garantör ülke olarak maalesef Yunanistan'ın böyle bir derdi yok. Yine garantör ülke olarak İngiltere'nin de böyle bir derdi yok. Bunun dışındaki ülkelere baktığımızda, başta ABD olmak üzere onların da böyle bir derdi yok. İşte bugün bizim bu konuşmamızın haberini almış olacaklar ki onlar da hemen Miçotakis'in önderliğinde ne kadar Türkiye düşmanı varsa onlarla böyle bir toplantıyı düzenlediler. Kim nerede ne yaparsa yapsın, biz bunların karşısında dimdik duracağız."

ÜÇÜNCÜ KİŞİLERİ KESİNLİKLE ARAMIZA SOKMAMAKTA KARARLIYIZ: "Müzakerelerin iki toplum arasında değil, iki devlet arasında yürütülmesinin zamanı gelmiştir. Bunun için üçüncü kişileri kesinlikle aramıza sokmamakta kararlıyız ve böyle bir şeyi kabul etmemiz de mümkün değil" ifadelerini kullanan Erdoğan, bunu da yeri geldiğinde ilgililere söylediklerini, 'Türk tarafı olarak yapıcı anlayışlarını değiştirmeden Kıbrıs meselesinde yeni bir sayfa açtıklarını' bildirdi.

AKINCI DÖNEMİNDE ÇOK SIKINTILAR YAŞADI: Erdoğan, şöyle devam etti: "Meselenin özüne inerek, her şeyden önce Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliğinin ve eşit statüsünün tescil edilmesi gerektiğini de savunuyoruz. Kıbrıs Türkü'nün müktesep hakları garanti altına alınmadan başlayacak yeni bir müzakere süreci, başarısız olmaya mahkumdur. Bunun zaman kaybından başka hiçbir anlamı yoktur. Ben buradaki görüşmelerimizde özellikle de Kıbrıs'ın yarınlarına yönelik, Kuzey Kıbrıs halkının çok daha özgüven kazandığını gördüm. Bunun da bahtiyarlığı içindeyim. Önceki akşam Kuzey Kıbrıslı gençlerle de bir araya geldik. Bu sohbette ve ikili görüşmelerimde de hepsinde yine o özgüveni gördüm. Bu da beni ayrıca mutlu etti. Üniversitelerde de gayet güzel gelişmeler var. Üniversitelerin başarılarının artarak devamı temennimizdir. Bayram namazını kıldığımız caminin adını taşıyan Hala Sultan imam hatip okulu, ilahiyatı da Akıncı döneminde çok sıkıntılar yaşadı. Şimdi elhamdülillah o sıkıntıları aşmış vaziyetteler. Buralardan da inşallah işin manevi mimarları yetişecek. Bu da bizim için ayrı bir sevinç kaynağı."

İNGİLTERE KİMİN GARANTÖRÜ BELLİ DEĞİL: KKTC'deki konuşmalarında Kıbrıs'ın statüsüyle ilgili "Artık güney, kuzey yok" değerlendirmesi yaptığı hatırlatılan Erdoğan'a, "Bu süreç Kıbrıs Türk Devleti’ne mi gidiyor?" sorusu yöneltildi. Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Aslında buraya nereden geldik derseniz, Brüksel'de biz Miçotakis'le bir görüşme yaptık malum. Miçotakis'le yaptığımız görüşmede, kendisine dedim ki 'Bundan sonra üçüncü ülkeyi, dördüncü ülkeyi aramıza koymanın anlamı yok. Yani Yunanistan ve Türkiye var. Senin bir danışmanın var, benim bir danışmanım var. Biz sadece danışmanlarımızı devreye sokalım, onlar kendi aralarında görüşmeleri yapsınlar, bize neticeyi getirsinler, ondan sonra da biz görüşmemizi yapıp işi neticeye bağlayalım.' 'Mutabık mıyız?' 'Mutabıkız.' 'Anlaştık mı?' 'Anlaştık.' Şurada daha bir ay olmadı, bizim buradaki görüşmemizden sonra sen hemen kalk, Amerika'da ne kadar Türkiye düşmanı varsa, onları yanına topla. Onlarla beraber güya bize meydan okuma yoluna gitmiş! 'Bu yıl iyi geçecek' diye de öbür taraftan yine mesajlar veriyor. Şimdi Güney'in garantörü o. Kuzey'in garantörü de biziz. İngiltere kimin garantörü belli değil. Şimdi böyle bir durum içerisinde bizim çok çok dikkatli ve hassas olmamız lazım. İşte Doğu Akdeniz'deki gelişmeleri görüyorsunuz. 'Gelin beraberce oturalım, bir yeni konferans düzenleyelim.' teklifimize de hala olumlu cevap veremediler. Bundan da sürekli kaçıyorlar. Tablo bu."

GÜNEY KIBRIS'IN NATO'YA GİRMESİ MÜMKÜN DEĞİLDİR: Erdoğan, "Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği'ndeki temsiliyetten sonra, Kıbrıs Rum kesiminin, adanın tek sahibiymiş gibi NATO'ya üye yapılmasını ihtimal dahilinde görüyor musunuz? Eğer böyle bir gelişme olursa Türkiye'nin buna vereceği cevap ne olur?" sorusuna, "NATO'nun kendi sözleşmesine baktığımız zaman, burada bizim olumlu bir cevap vermediğimiz sürece bir defa Güney Kıbrıs'ın NATO'ya girmesi mümkün değildir. Bunu Yunanistan için yaptılar ama şu anda böyle bir durum söz konusu olamaz. Çünkü artık Yunanistan'ı NATO'ya üye yaptıkları zamanki gibi bir hükümet yok Türkiye'de. Şimdi biz varız. Biz olduğumuz için de hele hele Güney Kıbrıs'ı asla ve kat'a sokamazlar, alamazlar. Burada Türkiye'yi baypas etmeleri mümkün olmadığına göre Güney Kıbrıs'ı almaları da mümkün değildir" cevabını verdi.

CHP VE İYİ PARTİ GENEL BAŞKANLARI DA DAVET EDİLDİCHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener'in KKTC'deki törenlere davet edilip edilmediğine ilişkin soru üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu:

"Biz Kıbrıs davasına başından beri sahip çıkıyoruz. Rahmetli Ecevit o zamanın başbakanıydı ama başbakan yardımcısı olarak da merhum Erbakan vardı malum. Ben de tabii o zamanlar partimizin içerisinde aktif bir görevdeydim ve süreci iyi biliyorum. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti tarafından bu ziyarete, bu kutlamaya, örneğin Oğuzhan Bey davet edildiği gibi Temel Bey de davet edildi, ama Temel Bey maalesef gelmedi. Aynı şekilde CHP ve İYİ Parti genel başkanları da davet edildi ama maalesef onlar da gelmedi. Öbür taraftan HDP tabii ki davet edilmedi. Çünkü onların millilik diye bir derdi yok. Öyle sayısal duruma da bakılmadı. Sayın Mustafa Destici de davet edildi. Özellikle Erbakan Hoca'mız sebebiyle oğlu Fatih Bey davet edildi. Hakeza Oğuzhan Bey o dönemin içerisinde aktif rol oynadığı için o da davet edildi. Sayın Önder Aksakal, merhum Ecevit'in şu andaki adeta vekili konumunda kabul edilerek o da davet edildi. Sağ olsunlar geldiler. Ben maksat hasıl oldu diye düşünüyorum."

DEVLET BEY İLE BU KONULARDA HER ZAMAN GÖRÜŞMEMİZİ YAPARIZ: Bu tür programlarda hassasiyetlere hep dikkat ettiğini belirten Erdoğan, "Arkadaşlar 'Kimler olsun?' dediklerinde aynı hassasiyeti göstererek yeter ki milli ve yerli bir duruş varsa, değerlerimize karşı düşmanlık duygusu yoksa kesinlikle biz onlarla beraber oluruz, onlarla beraber yola devam ederiz. Sağ olsun zaten Cumhur İttifakı olarak da Sayın Devlet Bey ile bu konularda her zaman görüşmemizi yaparız. O da bu tür hassasiyetlere değer veren bir insan olarak bizimle beraber. Burada da yine birlikte olduk, programlarımızı birlikte icra ettik" ifadelerini kullandı.

KUZEY KIBRIS'TAKİ KARDEŞLERİMİZ SATIN ALSINLAR: Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, Kapalı Maraş'taki mülkiyet sahiplerinin Kuzey Kıbrıs taşınmaz mal komisyonuna başvurabileceği anımsatılarak bu çerçevede özellikle Kıbrıslı Rumlara yönelik bir çağrısı olup olmadığı sorusu da yöneltildi. Erdoğan, "Burada birinci derecede en ideal çağrımız, keşke Kuzey Kıbrıs'taki kardeşlerimiz bu yerler için müracaatlarını yapıp oraların sahibi olsalar, satın alsalar. Hatta bu konuda Türkiye'den de gelip burada mülk sahibi olma noktasına gelenler de olabilir. Bunların önü açılabilir. Buna mani bir hal söz konusu değil. Hatta şu da söyleniyor, Güney bu işlere herhalde pek talipli de olmaz gibi. Buradaki yetkililerden bunları da duyuyoruz. Şu anda bizim en çok dikkat ettiğimiz konu, hukuk içerisinde, herhangi bir sıkıntıya mahal vermeden bu problemi çözmek" yanıtını verdi.

PAKİSTAN İLE BAZI GÖRÜŞMELERİMİZ VAR: Afganistanlıların Pakistan ve İran sınırından başka ülkelere geçmek üzere uzun kuyruklar oluşturduğu ve insan kaçakçılığı eliyle ülkeden kitlesel bir göç gerçekleştirildiği iddiaları anımsatılarak Türkiye'nin kendi sınırında ne gibi tedbirler alındığı sorusunu cevaplayan Erdoğan, şunları kaydetti:

"Şu anda özellikle güvenlik noktasında alınması gereken tedbirler neyse bunları alıyoruz. Burada şartları zorluyoruz tabii. Şu anda Pakistan'la bazı görüşmelerimiz de var. İşin bir de Taliban boyutu var. Onlarla ilgili olarak da bazı görüşmelerimizi sürdürüyoruz. Bu mültecilerle ilgili konuda Dışişleri Bakanlığımız özellikle Afganistan üst yönetimiyle bu konuları masaya yatırıyor. Onların da yapması gerekenleri yapmasını ve devreye girmesini istiyoruz. 'Bu konuda sizler de seyirci olmayın, lütfen halkınıza sahip çıkın.' diyoruz ve bu çalışmaları devam ettiriyoruz. Yoğun bir kampanya içindeyiz. Tabii nereye kadar netice alırız o da ayrı bir konu. Çünkü sıkıntının boyutu gerçekten büyük."

KILIÇDAROĞLU'NUN 'SURİYELİ MÜLTECİLER' AÇIKLAMASI: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun, iktidara gelmeleri halinde Suriyelileri ülkelerine geri göndereceğine yönelik açıklamaları ile "Dünyaya sesleniyorum, Kuvayı Milliye geleneğinden geliyorum, çok çetin müzakereler sizi bekliyor" sözlerine ilişkin değerlendirmesi sorulan Erdoğan, şöyle konuştu: "(Ben Atatürk'ün partisiyim) diyen bu adam, 'Kuvayı Milliye geleneğinden geliyorum' diyor ama bir defa Kuvayı Milliye ruhundan haberi yok. Onu bir öğrenmesi lazım. Çünkü ta oralara kadar asker göndermişiz. Tavsiye ediyorum, Misakı Milli'yi bir öğrensin. Misakı Milli nedir? Misakı Milli neyi kapsıyor? O kapsam içerisinde neler vardı? Bunu bir öğrenmesi lazım. Bundan haberi yok. O 'göndereceğim' diyor. Biz bu ülkede iktidarda olduğumuz sürece bize sığınan Allah'ın kullarını biz katillerin kucağına atmayız. Bu kadar açık söylüyorum. Şu anda bunlar bize sığınmışlar 'el aman' diliyorlar. Bu 'el aman' dileyenlere 'Hadi geldiğiniz yere dönün' diyemeyiz."

KHK VARSA BİTMİŞTİR O İŞ: "15 Temmuz törenlerinde muhalefet partilerinin törenlere neredeyse hiç iştirak etmediğini gördük. Bir de hafta içinde CHP genel başkan yardımcısı bir hanımefendinin 'KHK'lıların haklarında yargı kararı olsa dahi dosyalarına yeniden bakılacak ve görevlerine iade edilecek' anlamında bir açıklaması oldu. Bunu nasıl yorumluyorsunuz?" sorusu üzerine Erdoğan, "Bunlar bunları nasıl söyleyebiliyorlar anlamıyorum. Olabilir mi böyle bir şey? 'Yargı kararı bile olsa' ne demek? Yargı kararı varsa bitmiştir o zaten. Öyle bir şey olabilir mi? Bunlar nerede geziyor, nerede dolaşıyor? Yargı kararı varsa zaten bitmiştir o iş. Hele hele KHK" diye konuştu.

CUMHUR İTTİFAKI'NIN MUTABAKATI OLMADAN BİR KARAR AÇIKLANMAZ: "Bir süre önce başlayan seçim yasalarına yönelik bir çalışma vardı. Son durum nedir? Baraj kaça düşecek? Aynı zamanda dar ve daraltılmış bölge tartışmaları var. Bununla ilgili bir değerlendirmeniz olur mu?" sorusuna Erdoğan, şu yanıtı verdi:

"Konuyla ilgili Genel Başkan Yardımcım Hayati Yazıcı Bey başkanlığında bir ekip bu çalışmayı yaptı. Bu konuyla ilgili olarak da aynı zamanda Cumhur İttifakı olarak MHP ile de bir görüşme yürüyor. O görüşmelerden sonra da işi belli bir yere oturtacağız. Dar bölge, daraltılmış bölge vesaire, bunlar hep o görüşmelerin ardından gelebilecek şeyler. Ama nihai olarak şunu söyleyeyim, Cumhur İttifakı'nın mutabakatı olmadan bizim tarafımızdan bir karar açıklanmaz. İttifakı sağlayıp ondan sonra açıklamamızı inşallah yapmış olacağız." (HABER MERKEZİ)