Duvar Arkası: Bakan olduğunu öğrenen vekil, 15 dakika yerinden kalkamadı

Kabine revizyonunun ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı olan Jülide Sarıeroğlu, kararı Meclis bahçesinde öğrendi. Şaşkınlık ve sevinç yaşadığını belirtilen Sarıeroğlu'nun, bulunduğu yerdeki taşın üzerine oturduğu, yaklaşık 15 dakika kalkamadığı öğrenildi.

Abone ol

TAŞIN ÜSTÜNE OTURTAN BAKANLIK!

Yeni Bakanlar Kurulu ilk toplantısını yaptı. Çiçeği burnunda 5 bakan hafta boyunca da Meclis kulislerinin en çok konuşulan isimleri oldu. Başbakan Yardımcısı Hakan Çavuşoğlu, Tarım ve Gıda Bakanı Ahmet Eşref Fakıbaba’nın bakan olduklarını televizyondan öğrendiklerini biliyoruz. Kabine açıklanmadan bir gün önce AK Parti Milletvekili Zeyit Aslan’ın bakan olacağına dair bahse girdiği ortaya çıkan Osman Aşkın Bak’ın Gençlik Spor Bakanı olması üzerine yaşadığı sevince tüm Meclis şahitlik etti. Kabine açıklandıktan sonra daha çok sosyal medya hesabındaki paylaşımları ile konuşulan yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Jülide Sarıeroğlu’nun da bakan olduğunu Meclis bahçesinde öğrendiği ortaya çıktı. O ana şahitlik edenlerin anlatımına göre bakan olduğunu öğrenen Sarıeroğlu bir yandan şaşkınlık, diğer yandan sevinç yaşadı, ne yapacağını bilemedi, bulunduğu yerdeki taşın üzerine oturdu, yaklaşık 15 dakika kalkamadı.

Bunlar Bakan olanların sevinci... Bir de bakanlık beklentisi olup hüsrana uğrayanlar vardı. AK Parti Grup Başkanvekili Mehmet Muş onlardan biriydi. Adı yeni kabine için sıkça geçen Muş’un odası kendisine 'ilk tebrik' sunmak isteyen dostlarıyla doluydu. Bu da bir tür “beklenti kazası” oldu.

Ümit Özdağ ve Meral Akşener

YENİ PARTİDE 'KAYNAK' ENDİŞESİ

Meral Akşener ve Ümit Özdağ’ın öncülüğünü yaptığı yeni parti oluşumu çalışmalarını sürdürüyor. Bir taraftan toplumun beklentilerini ölçmek için kamuoyu araştırmaları yapılıyor, diğer taraftan “merkez, milli ve yerli” olarak çerçevesi çizilen partinin programı ve tüzüğünü oluşturmak için dış politikadan ekonomiye, kadından gençlik alanına 45 farklı alanda kurulan komisyonlar çalışıyor. Partinin ismi, amblemi ve amblemde kullanılacak renk seçimi de üstünde özenle çalışılan konular arasında. Yeni partinin genel merkez binası için de arayışlar başladı. Bir dizi seçenek arasında karar verilmeye çalışılıyor.

Bu arada yeni kurulacak partinin seçime girebilmesi için illerin en az yarısında seçimden 6 ay öncesinde teşkilat kurmuş, büyük kongre yapmış veya Meclis’te 20 milletvekili ile grup kurmuş olması gerek. Tabii bütün bunlar ciddi maddi kaynak anlamına geliyor. Peki yeni oluşum bu maddi kaynağı nasıl sağlayacak? Parti kuruluşunda yer alan isimlere göre kaynak sorunu yok. Çok sayıda kişi bu oluşuma maddi destek sunmak istiyor. Ama kurucuların en hassas olduklarını söyledikleri konulardan biri de işte bu kaynakların nereden nasıl geldiği. Kurucular açıkça, “Sonra başa bela olmasın” dedikleri bu maddi kaynakları en ince ayrıntısına kadar inceliyor.

Leyla Zana

HDP KULİSLERİNDE EKİM BEKLENTİSİ

1 Kasım seçimlerinde 59 milletvekili ile Meclis’e giren HDP’nin sandalye sayısı 55’e indi. 2’si kesinleşmiş yargı kararı, 2’si devamsızlık nedeniyle düşürülen milletvekilliklerine yeni isimlerin eklenmesi bekleniyor. Bunlardan biri Ağrı Milletvekili Leyla Zana. Meclis Başkanlık Divanı, Zana’nın devamsızlık gerekçesiyle milletvekilliğinin düşürülmesi sürecini başlattı. Bu arada yargılandıkları davalarda ilk derece mahkemeleri sonuçlanmış, istinaf mahkemelerindeki temyiz süreci bitmek üzere olan milletvekilleri de var.

HDP kulislerine göre, Meclis’in 1 Ekim’de açılmasıyla birlikte 5-6 siyasetçinin daha milletvekilliğinin düşürülmesi, üstelik bu milletvekillerinden bazılarına siyaset yasağı getirilmesi sürpriz olmayacak.

DARBE GECESİ SELA MUAMMASI

15 Temmuz darbe girişiminin yaşandığı geceye damga vuran olaylardan biri tüm camilerden selalar okunmasıydı. Bugüne kadar hep Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez’in talimatı ile bu kararın alındığı söylendi. Görmez de o geceyi anlatırken, Kıbrıs Barış Harekâtı başlayınca din görevlisi olan babasının, “Mehmet, minareye çık, sela ver” sözlerini hatırlayıp bu talimatı verdiğini anlattı.

Şeref Malkoç

Geçtiğimiz günlerde Kamu Başdenetçisi Şeref Malkoç’un anlatımı ise biraz daha farklıydı. Darbe belirginleşmeye başladığında Trabzon’dan arayan birisinin "Abi ezan ve sela okutalım" önerisi üzerine Diyanet’ten sorumlu Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş’u aradığını anlatan Malkoç devamında şunları söyledi:

“Numan Beyi aradım. ‘Valla çok iyi olur’ dedi. Tabii, Diyanet İşleri Başkanımızın telefonları kapalı, ulaşılamıyor. Haklı olarak o da tedbir almış. Derken yarım saat sonra tekrar ben aradım Numan Beyi. 'Sayın bakanım nasıl oldu?' dedim. 'Diyanet İşleri Başkanına ulaşamıyoruz' dedi. O ara Memur-Sen Genel Başkanıyla sürekli irtibat halindeydik. Kendisine teklifte bulundum. Dedim Ali Bey, Türkiye’deki diyanet elemanlarının yüzde 70’ni bünyesinde barındıran bir sendika. Siz genel başkanı olarak bir söyleseniz de ezanları ve selaları duysak. Diyanet-Sen’e ve mensuplarına teşekkür ediyoruz. O selalar milletimizin yüreğini titretti. Ezanlar milletimizi harekete geçirdi.”

Malkoç’un sözlerine bir doğrulama da eski İçişleri Bakanı Efkan Ala’dan geldi. 15 Temmuz için yapılan bir törende konuşan Ala, “15 Temmuz gecesi beni telefonla arayarak minarelerden sela verilmesi önerisinde bulunan kişi ombudsman Şeref Malkoç beyefendidir” dedi.

Görünen o ki sela okunması fikri birçok kişinin aklına gelmiş ve bunun için girişimlerde bulunulmuş. O gece telefonu kapalı olduğu ortaya çıkan Diyanet İşleri Başkanı Görmez’in ise bu kararı ne zaman nasıl talimatlandırdığı hala bir muamma.

'Görmez'in telefonu kapalıydı, salaları o okutmadı'

BİR ADALET YÜRÜYÜŞÜ DAHA BEKLEMEYİN!

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’dan İstanbul’a 25 gün süren Adalet Yürüyüşü’nün üzerinden 20 gün geçti. İstanbul Maltepe’deki mitingde “Bu ilk adım” diyen Kılıçdaroğlu’nun bundan sonraki adımları merak konusu, beklenti de yüksek. Yürüyüşten sonra 3 MYK toplantısı yapıldı. Bundan sonrasına dair değerlendirmeler yapılıyor, kimi önerilerin de masada olduğu konuşuluyor ama bunlar netleşmeden bir açıklama yapılmıyor.

Kesin olan ise Adalet Yürüyüşü boyutunda bir yeni eylem yapılmayacağı. Üst düzey parti yöneticileri, “Siyaset devam ediyor. Her gün siyasetin gündemine dair bir şeyler yapıyoruz. Ama Adalet Yürüyüşü düzeyinde bir beklenti çok uygun değil. O çok özel bir durumdu. O özel duruma uygun bir eylem yapıldı. Bundan sonra da siyasetin pozisyonuna uygun yeni çalışmalar yapacağız. Önümüzdeki günlerde bunu açıklarız” diyor.