Düşman yapmaz: Trabzon yaylaları altın için paylaşıldı!

Erdoğan’ın üç yıl önceki kararı ile turizm bölgesi olmaktan çıkarılan Trabzon’daki iki yayla, altın madeni şirketlerinin av sahasına dönüştürüldü. Dün yapılan ihale ile 10 adet maden hakkı satıldı. Alan şirketlerin kimler olduğuna bakınca, siyaset-ticaret rant çarkının nasıl acımasız işlediğini bir kez daha görüyoruz.

Bahadır Özgür bozgur@gazeteduvar.com.tr

Biraz eskilere gidelim. Tarih 11 Ocak 1998… Bakanlar Kurulu, dünyada cazibe merkezi haline gelen Trabzon’da iki yaylayı ‘turizm merkezi’ ilan ediyor. Meslek odaları, uzmanlar, çevre savunucuları karşı çıkıyorlar. Bir kez yapılaşmaya açılması halinde yaylaların sonunun felaket olacağını söylüyorlar. Dinleyen kim. Korkulan oluyor tabii. Ayder’den Uzungöl’e, perişan ediliyor coğrafya.

Ama iki yaylaya sıra gelmiyor henüz. Zira onları başka bir felaket bekliyor.

Üç yıl öncesine gidelim şimdi de. Tarih 30 Ocak 2021… Resmi Gazete yine Cumhurbaşkanı kararlarıyla dolu. Başkanlık rejimine geçildiğinden beri olağan bir tablo. Recep Tayyip Erdoğan 17 yeni karar almış. Aralarında uluslararası anlaşmalar, kamulaştırmalar, ilçe sınırlarının tespiti, ihracat destekleri vb. akla gelebilecek her şey var. Bu kalabalık torbadaki bir madde pek dikkati çekmiyor. Detaya bakıldığında, Erdoğan’ın bir kalemde tam 14 yerin sınırını değiştirdiği görülüyor. Trabzon’daki o iki yayla da içinde. 1998’dekinin aksine, turizm merkezi olmaktan çıkarılmışlar.

 Ve düne dönelim. Tarih 1 Mart 2024… Ankara’da Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nde (MAPEG) düzenlenen ihalelerle memleketin dört bir yanındaki araziler madenciliğe açılıyor. İçlerinden iki yer hemen göze çarpıyor. Erdoğan’ın üç yıl önce sınırlarını değiştirdiği yaylalar bunlar. Araklı Pazarcık Yaylası ile Araklı Yeşilyurt Yılantaş Yaylası’ndaki altın ruhsatları satılmış.

‘DÜŞMAN YAPMAZ’ DENİR YA…

Bir ‘dış güç’ memleketi işgale karar verse bu denli sabırlı, sinsice hareket etmez doğrusu. Ama altın lobisi av sahasını işaretlediği vakit, halkı ayartacak türlü oyunlara başvurmaktan, fırsat kollayıp sabırlı planlar yapmaktan geri durmuyor. Nitekim geçen salı günü yayınlanan yazıda, biz İliç’teki felaketle uğraşırken Londra Borsası’na, Balıkesir’deki yeni rezerv müjdesinin verildiğini, madenin sahibi İngiliz altın şirketi Ariana Resources’un önünün, Erdoğan’ın 11 yıl önce aldığı bir ‘sınır değiştirme’ kararı ile nasıl açıldığını aktarmıştım. Benzer süreç Trabzon’daki muhteşem iki yayla için işliyor.

Dünkü ihalede maden haklarını kimlerin aldığına bakalım önce: 

Trabzon yaylalarını altın madeni için paylaşan şirketlerin adı duyulmamış olanlarını kısaca tanıtalım. Özet bilgiler dahi siyasi ilişkileri konusunda fikir verecektir.

İhalede en pahalı ruhsatı 840 milyon lira ile Sayer Enerji aldı. 6 Şubat 2020’de İstanbul’da kuruldu. Ortaklarının izi sürüldüğünde iç içe şirketlerin sonucunda ulaşılan nihai adres İstanbul Altın Rafinerisi AŞ.’nin sahibi olan Halaç Ailesi. İkinci sıradaki Saya Madencilik ise Ocak 2024’te Ankara’da kuruldu. Kasım 2023’te İstanbul’da kurulmuş Nakkaş Holding’in bir şirketi. Nakkaş Holding ise Ramazan Öztürk’e ait. Bir dönem Murat Sancak ile BMC’de ortak olan Talip Öztürk’ün oğlu. Suriye petrolleri ile beraber ismi sık anılan Transpet Petrolcülük’te de baba-oğul Öztürk ile Sancak ortaklardı.

DSM Teknik Madencilik de Ocak 2024’te Ankara’daki Duygu Havacılık ve Savunma şirketi tarafından kuruldu. Solid’i kuran isim ise Gaziantep’te adresi görünen Sabri Sezgin. Ra-Ya İnşaat da Diyarbakır’da kurulu bir şirket. Bu şirket de Ankara merkezli Akçadağ Grup’a ait. Sahibi Muhammed Taha Akçadağ. Şubat 2024’te kurulan Dosa Madencilik de Duygu Taahhüt ve İnşaat’ın şirketi. Ağırlıklı olarak Cengiz İnşaat olmak üzere kamudan büyük ihale alan müteahhitlerin alt yüklenicilerinden birisi. Ayrıca 2018’de tartışmalı bir ihale ile satılan Kırşehir Şeker Fabrikası’nı alan Tutku Gıda’nın sahibi de aynı.

Peki bu şirketler nereleri kazıp mahvedecekler?

İki yaylanın herhangi bir yerinde altın madeni açılması durumunda ekolojik yıkımın nerelere uzanacağını görmek isteyenler, en azından internetten fotoğraflara bakabilirler. Hani derler ya, “düşman bile yapmaz” diye; işte sözün tam yerine oturduğu bir manzara bu.

ENERJİ BAKANLIĞI: SİYANÜR KESİNLİKLE KULLANILMIYOR

Aslında Erdoğan’ın imzasıyla yaylaların ‘turizm merkezi’ olmaktan çıkarıldığı günlerde CHP Milletvekili Akif Hamzaçebi, dönemin Enerji Bakanı Fatih Dönmez ile Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un yanıtlaması istemiyle iki soru önergesi vermişti. Önergede yaylaların statüsünün neden değiştirildiği, bölgede altın madeni arama faaliyetlerinin sonucu, kimlere ruhsat verildiği, altın madenlerinde cevher ayrıştırmada siyanür kullanıldığından tüm bir Karadere Vadisi’nin etkileneceği konusunda bakanların ne düşündüğü sorulmuştu. Bir ay sonra Enerji Bakanlığı’ndan gelen yanıtta şöyle deniliyordu:

“MTA, Yalıntaş Yaylası’nda 2.405.900 ton kurşun, bakır, çinko rezervi tespit etmiş, buluculuk hakkını MAPEG’e devretmiştir. Araklı ilçesi Bahçecik Mahallesi’nde ise rezerv belirleme çalışmaları sürmektedir. Maden aranması ve çıkarılması aşamalarının hiçbir kademesinde siyanür ya da türevi herhangi bir kimyasal madde kullanılmamaktadır.”

Enerji Bakanlığı siyanürün hiçbir aşamada kullanılmadığını savunurken, biz hala İliç’te tonlarca zehirli toprağın altından 9 madencinin bedeninin çıkarılmasını bekliyoruz.

Tüm yazılarını göster