Barış akademisyenleri yargılanıyor: Niye buradalar gidip öğrencilerine ders versinler

'Barış akademisyenleri'nin davası bugün Çağlayan Adliyesi'nde görüldü. Adliyenin önü son dönemlerin en kalabalık sahnelerinden birine şahit oldu. Adliyeye başka bir iş için gelen ve bir gazeteciden gelenlerin kimler olduğunu öğrenen bir kişi, “Ne işleri var burada öğrencilerine ders vermeye gitsinler?” diye tepki gösterdi.

Abone ol

DUVAR - 'Bu suça ortak olmayacağız' bildirisine imza atan akademisyenlerin davası bugün Çağlayan'da bulunan İstanbul Adliyesi'nde görüldü. İlk duruşmada Galatasaray Üniversitesi'nden Olcay Kunal, Tuba Akıncılar, Hakan Yücel, Başak Demir, Aslı Didem Danış Şenyüz, Ömer Aygün, İstanbul Üniversitesi'nden de Gizem Bilgin Aytaç, Mehtap Balık Kaya, Pedriye Mutlu, Dinç Alada sanık kürsüsüne çıktı.

'Barış akademisyenleri'nin yargılandığı dava öncesi ve sonrasında adliye çıkışında basın açıklaması yapıldı. 35'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nin salonu duruşmayı izlemek için gelenlere yetmedi. Avukatların büyük salon talebi ise reddedildi.

BİRBİRLERİNİ HİÇ TANIMAYANLAR BİR ARADA...

İzmir'den Ankara'dan ve daha birçok yerden akademisyen, meslektaşlarının davasını izlemek için sabah erken saatlerde adliye binasının önünde buluşurken İstanbul Üniversitesi ve Galatasaray Üniversitesi'nden birçok öğrenci de adliyedeydi.

Duruşmayı izlemek için Türkiye'nin çeşitli illerinden gelenlerin yanı sıra yabancı heyetler de vardı. Avukatların 'Duruşma büyük salona alınsın' talebi reddedilince birçok gazeteci ve akademisyen adliye koridorunda beklemek zorunda kaldı.

İhraç edilen akademisyenlerden bugün kimlerin yargılanacağını konuşurken bir akademisyen yargılanacak kişilerin listesini hazırladığını, bana da gönderebileceğini söyledi.

Barış Akademisyenleri yargılanıyor: Mahkeme 'terörde' ısrar etti

'AYNI HAVUZDA OLDUĞUMUZU BİLDİĞİM İÇİN BU KADAR RAHATIM'

Çantasının olduğu bölüme yürüdüğümüzde söz konusu akademisyen daha önce oturduğu yerde tanımadığı birinin oturduğunu görünce, orada bıraktığı çantasını vermesini rica etti. Çantasından not defterini çıkaran akademisyen, biraz önce çantasını uzatmasını istediği kişiden sanki yıllardır tanıyormuş gibi çıkardığı defterleri ve montunu tutmasını rica etti.

Bunun üzerinde 'En azından tanışsaydık' cevabını alan akademisyen; 'Aynı havuzda olduğumuzu bildiğim için bu kadar rahat davrandım” dedi.

Avukatların, büyük salon talebi reddedilince birçok akademisyen ve gazeteci duruşmayı adliye koridorundan takip etti.

'GİDİP ÖĞRENCİLERİNE DERS VERSİNLER...'

Duruşma 10 akademisyen avukatının beyanlarıyla başladı. Avukatlar 'Barış imzacısı akademisyen'lerin TCK (Türk Ceza Kanunu) 301’den mi TMK’dan (Terörle Mücadele Kanunu) mı yargılanacağının usule bağlanmasını istedi. Mahkeme akademisyenlerin 'Terörle Mücadele Kanunu' kapsamında yargılanmasına karar verdi.

Bugün yargılanan 10 akademisyenin davasında mahkeme heyeti avukatların beraat taleplerini reddederek bir sonraki duruşma tarihini 12 Nisan'a erteledi.

Akademisyenler duruşma tamamlandıktan sonra adliye çıkışında bir araya gelerek avukatları eşliğinde basına kısa bir değerlendirme yaptı. O sırada kalabalıklığı görüp şaşıran yaşlı biri, Jın News muhabiri Evrim Kepenek'in yanına yaklaşarak soru soruyor: “Bu kadar insan neden burada toplanmış?” Aynı kişi, 'Bunlar barış akademisyenleri, üniversitelerde öğrencilere ders veriyorlar” yanıtını alınca; “Bu insanların eli yüzü düzgün ne işleri var burada öğrencilerine ders vermeye gitsinler” diyor.

Akademisyenlerin avukatlarından Arın Gül Yeniaras da son olarak basına; "Bu dava ayrımcılığa karşı çıkanların davası" diyerek sonraki duruşmalarda kamuoyunun desteğini istedi.