15 Temmuz’un 6. yılı: Komisyon üyeleri cevapsız soruları anlattı

15 Temmuz darbe girişiminin altıncı yıldönümünde, o geceye dair hâlâ pek çok karanlık nokta var. Darbe Komisyonu üyelerine göre 15 Temmuz'un çok yönlü araştırılması ihtiyacı ortadan kalkmadı.

Abone ol

ANKARA - 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminin üzerinden 6 yıl geçti. 251 kişinin hayatını kaybetmesi ve 2 binden fazla kişinin yaralanmasıyla sonuçlanan darbe girişimi, Türkiye’nin yakın tarihi açısından ‘en sıra dışı’ ve ‘en korkunç’ gecelerinden biri olarak kayıtlara geçti.

Bu süreçte devleti yöneten siyasetçiler, bürokratlar, gazeteciler, darbe teşebbüsüne karşı sokağa çıkan kişiler kendi tanıklıklarını sık sık kamuoyu ile paylaşırken, darbe girişiminin bastırılmasından sonra TBMM’de kurulan 'Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu'nun hazırladığı rapor yıllar geçmesine rağmen ne Meclis Genel Kurulu’nda görüşüldü ne de yayınlandı.

Komisyonun raporunun yayınlanmaması o geceye dair birçok noktanın karanlıkta kalmasının en önemli gerekçesi olarak gösterilirken hala birçok soru da yanıt bekliyor. 

Dönemin komisyon üyeleri bugün gelinen noktada 'FETÖ’ye karşı etkin bir mücadele yürütülmediğine dikkat çekerken, darbe girişimine ilişkin karanlıkta kalan noktaların aydınlatılması gerektiğine vurgu yapıyor. 

Zeynel Emre

‘ALTI YILDA FETÖ İLE MÜCADELEDE ETKİN BİR SORUŞTURMA YÜRÜTÜLMEDİ’

CHP’nin 15 Temmuz Darbe Girişimi Araştırma Komisyonu Üyesi, İstanbul Milletvekili Zeynel Emre’ye göre aradan geçen 6 yılda 'FETÖ ile mücadelede etkin bir soruşturma yürütülmedi. 'FETÖ’nün Türkiye’deki önemli isimlerinin büyük çoğunluğunun yurtdışına kaçtığını işaret eden Emre, bu kişilerin iadesine ilişkin ciddi adımların atılmadığını söyledi.

AK Parti’nin, darbe girişimiyle ilgili ayrıntıların üzerini örttüğüne dikkat çekerek, “Kaçan kişilerin Türkiye’ye iadesi AK Parti’nin de sorumluluğunu ortaya çıkaracak” diyen CHP'li Emre, 15 Temmuz sonrasında kurulan darbe komisyonu raporunun TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmemesinin, komisyon çalışmalarının apar topar sonlandırılmasının da arka planında AK Parti’nin sorumluluğu olduğunu kaydetti. 

Zeynel Emre, darbe komisyonu raporunun resmi belge haline getirilmek istenmediğine dikkat çekerek, “Darbe komisyonunda kritik isimlerin dinlenmemesi, komisyon çalışmalarının sonlandırılması için bizatihi Erdoğan’ın açıklama yapması işin üzerinin örtülmek istenmesiyle ilgiliydi. AKP bu raporu saklayarak bu işin konuşulmasını engellemiştir” dedi.

‘CEMAATLERE, TARİKATLARA YÖNELİK ANLAYIŞ 15 TEMMUZ’A RAĞMEN HALA DEĞİŞMEDİ’

15 Temmuz’un ardından 'FETÖ' ile etkin bir mücadele yürütmek yerine Türkiye’de rejimin değiştirildiğine dikkat çeken İstanbul Milletvekili Emre’ye göre bu süreçte daha da otoriterleşmeye giden bir süreç inşa edildi. Olağanüstü Hal (OHAL) ilanıyla da birçok akademisyen ve kamu emekçisinin 'FETÖ' torbasına konularak görevlerinden ihraç edildiğini hatırlatan Emre, “Süreç FETÖ borsaları, objektif olmayan yargılamalar ve ihraçlar ile sulandırıldı. Bugün geriye dönüp baktığımızda Türkiye’deki cemaatlere, tarikatlara yönelik anlayış 15 Temmuz’a rağmen hala değişmedi. 2023 seçimleri sonrasında iktidara geldiğimizde FETÖ ile etkin mücadele edilebilmesi için öncelikle yargı bağımsızlığını sağlayacağız” ifadelerini kullandı.

Aytun Çıray

DARBE GECESİNE İLİŞKİN CEVAPSIZ KALAN SORULAR

Araştırma komisyonuna CHP üyesi olarak katılan, bugün İYİ Parti Genel Başkan Başdanışmanı, İzmir Milletvekili olan Aytun Çıray da 15 Temmuz darbe girişiminin her yönüyle araştırılmadığını savunan siyasetçiler arasında. Aradan geçen 6 yılda o geceye ilişkin karanlıkta kalmış kısımlar ve cevapsız sorular olduğuna dikkat çeken Çıray, bu durumu şu şekilde örneklendirdi: “Bir darbe hazırlığı yapıldığıyla ilgili Milli İstihbarat Teşkilatı’na gündüz bilgi ulaşmasına rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan darbeyi neden eniştesinden öğrendi? Devletin emrinde olan kolluk kuvvetlerinin büyük çoğunluğu darbeye katılmadı. Neden ilk olarak sokağa kolluk kuvvetleri değil de halk davet edildi? Tüm bu sorular yanıtlanmaya muhtaç sorulardır.”

'SİYASİ AYAĞIN ÜZERİNE NEDEN GİDİLMEDİ?'

15 Temmuz'a giden süreçte AK Parti’nin de sorumluluğu olduğunun altını çizen Aytun Çıray, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın o dönem sarf ettiği “Ne istediler de vermedik” sözlerinin 'siyasi sorumluluğun ikrarı' olduğunu vurguladı. Altı yıllık süreçte cevapsız kalan sorulardan birinin de FETÖ’nün siyasi ayağı olduğunu ifade eden Çıray şöyle devam etti: “Bu konuyla ilgili Meclis’te verdiğimiz 2 araştırma önergesi iktidar kanadı tarafından reddedildi. Darbe komisyonu raporu bizim bilgimiz dışında hazırlanarak Meclis Başkanlığı’na verildi. Rapora, kalkışmadan CHP’yi sorumlu tutacak ekler konulmuş. Bizim de bu ekler üzerine yazdığımız şerhler Meclis’e getirilip tartışılmak istenmedi. Bakıldığında darbe girişiminde rol alan bütün generallerin terfisi bu siyasi iktidarın imzaları ile ortaya çıktı. Komisyona çok önemli aktörleri çağırmamıza rağmen gelmeleri sağlanmadı. Komisyon çalışmaları için ek süre dahi verilmedi. Yani siyasi ayağın üzerine gidilmedi.”

‘FETÖ KALKIŞMASININ ÇOK YÖNLÜ ARAŞTIRMA İHTİYACI ORTADAN KALKMADI’

İYİ Partili Çıray, darbe girişiminin tüm yönleriyle araştırılmadığına vurgu yaparak, “Darbe girişimine ilişkin geniş bir araştırmaya ihtiyaç hala devam ediyor. Yani FETÖ kalkışmasını çok yönlü araştırma ihtiyacı ortadan kalkmadı. Seçimlerden sonra yargı bağımsızlığı sağlanarak darbe girişiminin tüm yönleriyle araştırılması gerekiyor” dedi.

Selçuk Özdağ

‘DARBEYİ GÜLEN YAPTI, İKTİDAR PARTİ DEVLETİNE ZEMİN HAZIRLADI’ 

Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’nun AK Parti Başkanvekili olan Selçuk Özdağ 2 yıl önce partisinden istifa ederek Gelecek Partisi kurucuları arasında yer aldı. Bugün Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı olan Selçuk Özdağ’a göre darbe girişimi Fetullah Gülen tarafından yapıldı, iktidar tarafından parti devleti kurma zemini oluşturdu.

'Gülen Cemaati'nin Türkiye’de 1990’lı yıllardan bu yana hep bir darbe yapma hevesi içinde olduğunu ifade eden Özdağ, “Asıl amaçlanan Gülenizmi inşa etmek, zamanını kollamak, devleti ele geçirmek ve akabinde kendi din anlayışlarını Türkiye’de hâkim kılmaktı” diye konuştu. 

‘GÜLEN’İN İADESİ İÇİN ÇABA SARF EDİLMEDİ’ 

Kalkışmayla devleti ele geçirme planının denendiğini, ancak başarılı olunamadığını belirten Özdağ, o geceye dair en önemli sorunun 15 Temmuz günü saat 14.45’te bir binbaşının Milli İstihbarat Teşkilatı’na (MİT) giderek darbeyi haber verdiğine ilişkin veriler olduğunu ifade ederek şöyle konuştu: “Darbe gecesi başbakana ve siyasi partilere darbeyi haber veren ilk kişi benim. O gecenin cevapsız kalan en önemli sorusu darbe günü saat 14.00’de MİT’e giden binbaşının ne konuştuğunun belirsizliği. Bu süreçte devlet bir refleks göstererek OHAL ilan etti. Fakat daha sonra devreye hukukun girmesi gerekirken iktidar bir parti devleti kurmak istedi. Bu süreçte kuru ile yaş aynı torbaya konuldu. Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK), hakkında beraat kararı çıkan kişilerin görevlerine iade edilmemesi doğru olmayan kararlardı. OHAL Komisyonu da doğru bir komisyon değildi. Açık kaynaklarda bile belli olan bir darbeyi devletin daha önceden öğrenememesi Türkiye için bir zafiyettir. Bu süreçte Gülen’in iadesi konusunda ciddi gayretler sarf edilmedi veya yurtdışına çıkan FETÖ’nün etkin isimleri hakkında diplomasi yapılmadı.”

‘FETÖ’NÜN SİYASİ AYAĞI DEĞİL SİYASETÇİ AYAĞI ARAŞTIRILMALI’ 

Siyasi iktidarın darbe girişimine giden süreçle ilgili zaafları ve hatalarıyla yüzleşmediğini de sözlerine ekleyen Selçuk Özdağ, en çok tartışılan FETÖ’nün siyasi ayağına ilişkin de şunları söyledi: “Ben iktidarın yanlışlarından ders aldığı kanaatinde değilim. Hala iktidarda kalabilmek için bazı ideolojilere, bazı gruplara taviz vermektedir. Diğer yandan darbenin siyasi ayağı olmaz, siyasetçi ayağı olur. FETÖ o süreçte Türkiye’de yargısından medyasına kadar birçok alana hâkimdi. FETÖ her partide vardı. FETÖ’nün siyasi ayağından ziyade siyasetçi ayağının araştırılması gerekiyor. Darbelere karşı çıkmak ne kadar demokratik bir görev ise darbeleri istismar ederek otoriterleşmeye karşı çıkmak da o kadar görevdir.”